Şaşıp Kalmamak İçin ! ...
15 EKİM 2015
İnternet ortamının hedef kitle üzerinde ne kadar etkili olabileceği konusunda, neredeyse internette sosyal medyanın boy göstermesinden bu yana adam gibi bir mutabakat sağlanamamıştır…
Bazılarına göre müthiş etkilidir sosyal medya. Bazılarına göre olay birkaç 100 bin kişinin arasında dönen bir tür, tabir-î amiyane ile, 'geyiktir' ve Türkiye genelinde seçmen davranışını kısmen bile olsa yansıtmaz; tersine yanıltır…
Bu tür tespitleri ne zaman duysam, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapıldığı günün gecesinde, muhalif duruşuyla maruf bir kanalda, muhalif duruşlarıyla tanınan, sempatik ancak bir o kadar şaşkın bir bayan gazetecinin o inanılmaz spontane 'yorumunu' hatırlarım: “Aaa, olacak gibi değil! Bütün sosyal medya ölçümleri %60'la falan Ekmeleddin beyin kazanacağını gösteriyordu ama!..”
Sosyal medya ve internet ortamının etkisini abartanlarla, Y-Generation (Vay Cenereyşın, diye okuyorlar) üzerine Anglosakson kaynaklarında, oranın kültür ve değerlerinde ve de ekonomik koşullarında yetişmiş gençler üzerine okudukları ve elde ettikleri verilerle, bizim Y Kuşağı arasında doğrudan bağlantı kurmaya çalışan ecnebi aydınlarımızın analizleri arasında ne kadar büyük bir benzerlik var…
Tabii ki Nişantaşı – Etiler – Bağdat Caddesi üçgeni içinde yaşayan, Batılılarla aynı kültür ve değerlerle yetişmiş gençlerin davranış ve tutumları (attribute'ları) ile batılı yaşdaşlarının tutum, davranış ve tercihlerinin büyük bir benzerlik göstermesini anlamak zor değil… Ancak bu ülkenin tamamı üzerinden olaya bakıldığında tamamen farklıbir kuşak davranışı ile karşılaşıldığı da açık bir gerçek…
Benim 24 yaşını bitirmek üzere olan ve İTÜ'den sonra GS Üniversitesi'nde stratejik iletişim üzerine yüksek lisans yapan büyük oğlum, herhalde kendisini daha iyi anlamamı sağlamak adına, bana bir araştırma yollamış… www.poltio.com (pek tanıdığım söylenemez) tarafından derlendiği belirtilen araştırma sonuçlarına göre, 'internet kullanıcısı şöyle düşünüyormuş' (Bu arada soruların biçimlendirişine de dikkat etmekte yarar olabilir):
“Ankara'da gerçekleşen Türkiye tarihinin en kanlı saldırısının ardından gündeme gelen sorular, gündem belirleyen tartışmalar hakkında ne düşünüyorsunuz?”
%76'sı Devlet kurumlarının ihmali olduğunu düşünüyormuş.
%82 İçişleri Bakanı istifa etmeli diyormuş…
“Ankara'da yaşanan patlama farklı yürüyüşlere katılımınızı etkiler mi?”
%45 Bu tarz eylemlere katılmıyordum, katılmam;
%8 Korkuyorum, bir süre katılmam;
%11 Korka korka katılacağım;
%36 Bu tür olaylar beni korkutamaz. Mutlaka katılacağım demiş…
“Sizce Diyarbakır, Suruç ve Ankara'daki saldırıların arkasında aynı güç/güçler mi var?”
%96 Üç saldırının da arkasında aynı güçlerin olduğunu düşünüyormuş…
Pekiyi, “Ankara'daki saldırının ardından 4 siyasi partinin liderleri arasında en sağduyulu, en başarılı açıklamayı yapan hangi lider” miş?
%37 Kemal Kılıçdaroğlu; %26 Selahattin Demirtaş; %25 Başbakan Ahmet Davutoğlu; %13 Devlet Bahçeli demiş… Toplamı 101 ediyor; ama bu kadarcık hata kadı kızında da olur. İdare edin lütfen…
Şimdi en muazzam sonuçlar geliyor:
“Demirtaş'ın 'Katilleşmiş, mafyalaşmış bir devlet anlayışıyla karşı karşıyayız' açıklamasını, doğru buluyor musunuz?”
%45 Hayır / %55 Evet
“Davutoğlu'nun siyasi liderlere yaptığı çağrıdan Demirtaş'ı hariç tutmasını doğru buluyor musunuz?”
%60 Hayır / %40 Evet
“Bahçeli'nin Davutoğlu'nun görüşme talebini reddetmesini doğru buluyor musunuz?”
%55 Hayır / %45 Evet
Şimdi bu verilerden (!) yola çıkarak, “Türkiye böyle düşünüyor” diyebilirsiniz tabii… O zaman da zaten Anglosakson ve Frankofon ülkelerin Y kuşakları için yapılan bütün tespitleri alıp Türkiye'de geçerliymiş gibi analizler yapın; çıkan sonuçlara göre karar verin…
Bakın ne sonuç elde ediyorsunuz… Sonradan şaşıp kalmaca yok ama…
Bazılarına göre müthiş etkilidir sosyal medya. Bazılarına göre olay birkaç 100 bin kişinin arasında dönen bir tür, tabir-î amiyane ile, 'geyiktir' ve Türkiye genelinde seçmen davranışını kısmen bile olsa yansıtmaz; tersine yanıltır…
Bu tür tespitleri ne zaman duysam, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapıldığı günün gecesinde, muhalif duruşuyla maruf bir kanalda, muhalif duruşlarıyla tanınan, sempatik ancak bir o kadar şaşkın bir bayan gazetecinin o inanılmaz spontane 'yorumunu' hatırlarım: “Aaa, olacak gibi değil! Bütün sosyal medya ölçümleri %60'la falan Ekmeleddin beyin kazanacağını gösteriyordu ama!..”
Sosyal medya ve internet ortamının etkisini abartanlarla, Y-Generation (Vay Cenereyşın, diye okuyorlar) üzerine Anglosakson kaynaklarında, oranın kültür ve değerlerinde ve de ekonomik koşullarında yetişmiş gençler üzerine okudukları ve elde ettikleri verilerle, bizim Y Kuşağı arasında doğrudan bağlantı kurmaya çalışan ecnebi aydınlarımızın analizleri arasında ne kadar büyük bir benzerlik var…
Tabii ki Nişantaşı – Etiler – Bağdat Caddesi üçgeni içinde yaşayan, Batılılarla aynı kültür ve değerlerle yetişmiş gençlerin davranış ve tutumları (attribute'ları) ile batılı yaşdaşlarının tutum, davranış ve tercihlerinin büyük bir benzerlik göstermesini anlamak zor değil… Ancak bu ülkenin tamamı üzerinden olaya bakıldığında tamamen farklıbir kuşak davranışı ile karşılaşıldığı da açık bir gerçek…
Benim 24 yaşını bitirmek üzere olan ve İTÜ'den sonra GS Üniversitesi'nde stratejik iletişim üzerine yüksek lisans yapan büyük oğlum, herhalde kendisini daha iyi anlamamı sağlamak adına, bana bir araştırma yollamış… www.poltio.com (pek tanıdığım söylenemez) tarafından derlendiği belirtilen araştırma sonuçlarına göre, 'internet kullanıcısı şöyle düşünüyormuş' (Bu arada soruların biçimlendirişine de dikkat etmekte yarar olabilir):
“Ankara'da gerçekleşen Türkiye tarihinin en kanlı saldırısının ardından gündeme gelen sorular, gündem belirleyen tartışmalar hakkında ne düşünüyorsunuz?”
%76'sı Devlet kurumlarının ihmali olduğunu düşünüyormuş.
%82 İçişleri Bakanı istifa etmeli diyormuş…
“Ankara'da yaşanan patlama farklı yürüyüşlere katılımınızı etkiler mi?”
%45 Bu tarz eylemlere katılmıyordum, katılmam;
%8 Korkuyorum, bir süre katılmam;
%11 Korka korka katılacağım;
%36 Bu tür olaylar beni korkutamaz. Mutlaka katılacağım demiş…
“Sizce Diyarbakır, Suruç ve Ankara'daki saldırıların arkasında aynı güç/güçler mi var?”
%96 Üç saldırının da arkasında aynı güçlerin olduğunu düşünüyormuş…
Pekiyi, “Ankara'daki saldırının ardından 4 siyasi partinin liderleri arasında en sağduyulu, en başarılı açıklamayı yapan hangi lider” miş?
%37 Kemal Kılıçdaroğlu; %26 Selahattin Demirtaş; %25 Başbakan Ahmet Davutoğlu; %13 Devlet Bahçeli demiş… Toplamı 101 ediyor; ama bu kadarcık hata kadı kızında da olur. İdare edin lütfen…
Şimdi en muazzam sonuçlar geliyor:
“Demirtaş'ın 'Katilleşmiş, mafyalaşmış bir devlet anlayışıyla karşı karşıyayız' açıklamasını, doğru buluyor musunuz?”
%45 Hayır / %55 Evet
“Davutoğlu'nun siyasi liderlere yaptığı çağrıdan Demirtaş'ı hariç tutmasını doğru buluyor musunuz?”
%60 Hayır / %40 Evet
“Bahçeli'nin Davutoğlu'nun görüşme talebini reddetmesini doğru buluyor musunuz?”
%55 Hayır / %45 Evet
Şimdi bu verilerden (!) yola çıkarak, “Türkiye böyle düşünüyor” diyebilirsiniz tabii… O zaman da zaten Anglosakson ve Frankofon ülkelerin Y kuşakları için yapılan bütün tespitleri alıp Türkiye'de geçerliymiş gibi analizler yapın; çıkan sonuçlara göre karar verin…
Bakın ne sonuç elde ediyorsunuz… Sonradan şaşıp kalmaca yok ama…