Ajans seçiminde örnek çalışma
07 Aralık 2008 Akşam Gazetesi
REKLAM ve/veya iletişim ajansı seçiminde, örnek alınabilecek bir süreci tamamlayan Türk Telekom ve TTNET, yeni çalışacakları ajansları belirlemişler.
Süreç şöyle çalışmış: Önce Reklamcılar Derneği'nin desteği ile hangi kriterlere göre ajansları davet edeceklerini tespit etmişler.
Sektör alışkanlıkları düşünüldüğünde hayli geniş sayılabilecek, 15 kişilik bir jüri oluşturmuşlar. 17 değerlendirme kriteri belirlemişler. Bu kriterleri 12 katılımcı ajansa da bildirmişler. Ajansların kendilerini ve genel iş yapış biçim ve kültürlerini takdim ettikten sonra finale (kısa listeye) kalan 5 ajanstan (ALICE/BBDO, LOWE, Medina Turgul DDB, Publicis Yorum, TBWAİSTANBUL) bu kez iletişim konusunda çözüm önerileriyle gelmelerini istemişler. Ancak hepsine de 10.000 YTL'lik destek ödemeleri yapmışlar.
İkinci tur için de değerlendirme kıstasları netleştirilmiş ve ajanslara bildirilmiş. Son turda Türk Telekom tarafında Yorum Publicis, TTNET'te ise TBWAİstanbul ipi göğüslemeyi başarmışlar. Her iki kuruluşa da daha önce Ali Taran'ın ajansı ATCW hizmet veriyordu...
Peki, bu çok sık uygulanan bir yöntem midir?
Hayır!.. Bunun yerine ajanslara ilk turda çözüm önerileriyle gelmeleri söylenir. Fukaralar beyinlerini akıtırlar. Konsept, kampanya ve tüm inovatif çözüm önerilerini içeren çalışmaları yüklenir gelirler. Bu çalışmaları için herhangi bir ödeme yapılmaz. Değerlendirme kriterleri kendilerine söylenmez. İşin en vahimi ise kendilerinden ne beklendiğini onlara söyleyenlerle, sınav (!) günü değerlendirmeyi yapan kişiler genellikle farklı olurlar. Eğer birincilerle ikinciler arasında kültür, duygu ve iş hedefi mutabakatı yoksa, ajanslar yandı demektir... Bu yüzden yapılan işlerin tamamının beğenilmediği pek çok konkura tanık olmuşumdur...
Peki reklam ajansları o tür konkurlara neden katılırlar?
Bunu da o ajanslara soracaksınız...
REKLAM ve/veya iletişim ajansı seçiminde, örnek alınabilecek bir süreci tamamlayan Türk Telekom ve TTNET, yeni çalışacakları ajansları belirlemişler.
Süreç şöyle çalışmış: Önce Reklamcılar Derneği'nin desteği ile hangi kriterlere göre ajansları davet edeceklerini tespit etmişler.
Sektör alışkanlıkları düşünüldüğünde hayli geniş sayılabilecek, 15 kişilik bir jüri oluşturmuşlar. 17 değerlendirme kriteri belirlemişler. Bu kriterleri 12 katılımcı ajansa da bildirmişler. Ajansların kendilerini ve genel iş yapış biçim ve kültürlerini takdim ettikten sonra finale (kısa listeye) kalan 5 ajanstan (ALICE/BBDO, LOWE, Medina Turgul DDB, Publicis Yorum, TBWAİSTANBUL) bu kez iletişim konusunda çözüm önerileriyle gelmelerini istemişler. Ancak hepsine de 10.000 YTL'lik destek ödemeleri yapmışlar.
İkinci tur için de değerlendirme kıstasları netleştirilmiş ve ajanslara bildirilmiş. Son turda Türk Telekom tarafında Yorum Publicis, TTNET'te ise TBWAİstanbul ipi göğüslemeyi başarmışlar. Her iki kuruluşa da daha önce Ali Taran'ın ajansı ATCW hizmet veriyordu...
Peki, bu çok sık uygulanan bir yöntem midir?
Hayır!.. Bunun yerine ajanslara ilk turda çözüm önerileriyle gelmeleri söylenir. Fukaralar beyinlerini akıtırlar. Konsept, kampanya ve tüm inovatif çözüm önerilerini içeren çalışmaları yüklenir gelirler. Bu çalışmaları için herhangi bir ödeme yapılmaz. Değerlendirme kriterleri kendilerine söylenmez. İşin en vahimi ise kendilerinden ne beklendiğini onlara söyleyenlerle, sınav (!) günü değerlendirmeyi yapan kişiler genellikle farklı olurlar. Eğer birincilerle ikinciler arasında kültür, duygu ve iş hedefi mutabakatı yoksa, ajanslar yandı demektir... Bu yüzden yapılan işlerin tamamının beğenilmediği pek çok konkura tanık olmuşumdur...
Peki reklam ajansları o tür konkurlara neden katılırlar?
Bunu da o ajanslara soracaksınız...