AK Parti HDP aşsa da iktidar, aşmasa da...
30 nisan 2015 yeni şafak
Bir hesaptır gidiyor. Biri deklare paralelci, üç araştırma şirketi var ki; tek kelime ile harika... AK Parti'yi %40'ın altında göstermeye çalışıyorlar. Güvenilir olanları 44-46 bandında görüyorlar. Son yerel seçimlerde alınmış olan oyların bir parmak üzerinde...
Bir tarafta bazı spor köşe yazarları, öte yanda finans yazarlarının bir kısmı (genellikle şeamet tellallar) ve nihayet şu belli araştırmacıların ar damarları çatlamış gibidir. Kasıtlı kasıtsız sallar dururlar. Bir tanesinin de geriye dönüp, kamuoyundan özür dilediğine, yanıldıklarını kabullendiklerine tanık olamadık... Sadece galiba Konda idi. Çoğunlukla yanılmamasına rağmen bir keresinde tam tutturamadı, diye özür dilemişti yanılmıyorsam...
Şu araştırmacıların içinde bir tane medya maydanozu var ki özellikle bir âlem... Seçimlere kısa süre kalana kadar tuttuğu partiyi yüksek, karşı olduklarını ise düşük gösterir. Aklı sıra seçmeni etkileyecek... Seçimlere zaman iyice kısalınca, masa başında ortalama alarak en makul sonuçları bulup çıkarır; ondan sonra da en doğru sonucu ben buldum diye, bir övünür ki, demeyin gitsin...
Oysa seçim öncesi açıklanmış anket sonuçlarının seçmen tercihlerini hemen hemen hiç etkilemeyeceğini, neredeyse bütün aklı başında araştırmacılar söyler... O halde bu afur tafur ne ola? Gayet basit...
Okurun ya da TV izleyicisinin ilgisini çekmek... Neyle? Manipülatif rakamlarla. Kendi ayağına ateş etmek de böyle bir şey zaten... Kurumlara güven araştırmalarında medya ve araştırma şirketlerinin neden en altlarda bir yerlerde çıktıklarına şaşmamak gerek... Biri sallıyor... Öteki de işine (siyasi görüşüne) uygun düştüğü için o sallamaya itibar ediyor. Önüne konan her yemeği kaşıklamayan seçmen de ikisine birden itibar etmiyor?..
Örneğin, hiç üşenmeyin, AK Parti ve onun liderine saldırmak için kurulmuş olan malum gazetenin kurulduğu günden bu yana seçimler öncesinde ahbap çavuş ilişkisindeki araştırma şirketinin sallamalarına dayanarak açıkladığı rakamları internette bulmaya çalışın ve bunları nihai sonuçlarla karşılaştırın... Ben bu rakamları son üç seçim öncesi burada yayınladım. Oradan bile bulabilirsiniz...
Bu seçimler için de yakında yapacağım. Çoğunu topladım. Bir iki tane kaldı.
Benden size tavsiye; parasına değil ancak makul hediyesine, AK Parti 276'nın altında kalacak diyenlerle rahatlıkla iddiaya girebilirsiniz... “HDP barajı aşsa da aşmasa da AK Parti iktidardır”, diye de ekleyebilirsiniz ardından...
İşte bu tebrik edilir
Bir reklam kampanyasına 'ilginç' olmak yetiyorsa, Hopi reklam filmi hedefi 12'den vurmuş demektir. Hani Tolga Çevik'in onlarca rolü birden canlandırdığı o cıvıl cıvıl ritmik danslı şarkılı türkülü film...
Bir de ürün yerleştirme var tabii. Boyner iki defa ayan beyan gözükmüş... Film ilginç olmasına ilginç de, bir de neme ne bir şey olduğunu tam anlasak. Ne işe yaradığını, nasıl edinileceğini vb...
Yoksa akılda bir Tolga Çevik Şaheseri olarak kalacak...
Çıkış yolu belli... Filmi didaktik hale getirmek, yani ders vermeye kalkmak değil. Ancak yazılı basın ve sosyal medya ile ayrıntıyı 6 yaşında çocuğun anlayacağı şekilde aktarmak...
Bir de Çevik'in canlandırdığı tipler toplumdaki segmentasyonun sadece bir kesimini değil, tamamını temsil edecek şekilde seçilselermiş, kampanya tadından yenmezmiş...
İlginçlik mi işlev mi, diye tartışanlara iyi bir örnek çıkmış ortaya. Bu arada Tolga Çevik'e, fikri ortaya atanlara ve gerçekleştirenlere koca bir tebrik...
Bir tarafta bazı spor köşe yazarları, öte yanda finans yazarlarının bir kısmı (genellikle şeamet tellallar) ve nihayet şu belli araştırmacıların ar damarları çatlamış gibidir. Kasıtlı kasıtsız sallar dururlar. Bir tanesinin de geriye dönüp, kamuoyundan özür dilediğine, yanıldıklarını kabullendiklerine tanık olamadık... Sadece galiba Konda idi. Çoğunlukla yanılmamasına rağmen bir keresinde tam tutturamadı, diye özür dilemişti yanılmıyorsam...
Şu araştırmacıların içinde bir tane medya maydanozu var ki özellikle bir âlem... Seçimlere kısa süre kalana kadar tuttuğu partiyi yüksek, karşı olduklarını ise düşük gösterir. Aklı sıra seçmeni etkileyecek... Seçimlere zaman iyice kısalınca, masa başında ortalama alarak en makul sonuçları bulup çıkarır; ondan sonra da en doğru sonucu ben buldum diye, bir övünür ki, demeyin gitsin...
Oysa seçim öncesi açıklanmış anket sonuçlarının seçmen tercihlerini hemen hemen hiç etkilemeyeceğini, neredeyse bütün aklı başında araştırmacılar söyler... O halde bu afur tafur ne ola? Gayet basit...
Okurun ya da TV izleyicisinin ilgisini çekmek... Neyle? Manipülatif rakamlarla. Kendi ayağına ateş etmek de böyle bir şey zaten... Kurumlara güven araştırmalarında medya ve araştırma şirketlerinin neden en altlarda bir yerlerde çıktıklarına şaşmamak gerek... Biri sallıyor... Öteki de işine (siyasi görüşüne) uygun düştüğü için o sallamaya itibar ediyor. Önüne konan her yemeği kaşıklamayan seçmen de ikisine birden itibar etmiyor?..
Örneğin, hiç üşenmeyin, AK Parti ve onun liderine saldırmak için kurulmuş olan malum gazetenin kurulduğu günden bu yana seçimler öncesinde ahbap çavuş ilişkisindeki araştırma şirketinin sallamalarına dayanarak açıkladığı rakamları internette bulmaya çalışın ve bunları nihai sonuçlarla karşılaştırın... Ben bu rakamları son üç seçim öncesi burada yayınladım. Oradan bile bulabilirsiniz...
Bu seçimler için de yakında yapacağım. Çoğunu topladım. Bir iki tane kaldı.
Benden size tavsiye; parasına değil ancak makul hediyesine, AK Parti 276'nın altında kalacak diyenlerle rahatlıkla iddiaya girebilirsiniz... “HDP barajı aşsa da aşmasa da AK Parti iktidardır”, diye de ekleyebilirsiniz ardından...
İşte bu tebrik edilir
Bir reklam kampanyasına 'ilginç' olmak yetiyorsa, Hopi reklam filmi hedefi 12'den vurmuş demektir. Hani Tolga Çevik'in onlarca rolü birden canlandırdığı o cıvıl cıvıl ritmik danslı şarkılı türkülü film...
Bir de ürün yerleştirme var tabii. Boyner iki defa ayan beyan gözükmüş... Film ilginç olmasına ilginç de, bir de neme ne bir şey olduğunu tam anlasak. Ne işe yaradığını, nasıl edinileceğini vb...
Yoksa akılda bir Tolga Çevik Şaheseri olarak kalacak...
Çıkış yolu belli... Filmi didaktik hale getirmek, yani ders vermeye kalkmak değil. Ancak yazılı basın ve sosyal medya ile ayrıntıyı 6 yaşında çocuğun anlayacağı şekilde aktarmak...
Bir de Çevik'in canlandırdığı tipler toplumdaki segmentasyonun sadece bir kesimini değil, tamamını temsil edecek şekilde seçilselermiş, kampanya tadından yenmezmiş...
İlginçlik mi işlev mi, diye tartışanlara iyi bir örnek çıkmış ortaya. Bu arada Tolga Çevik'e, fikri ortaya atanlara ve gerçekleştirenlere koca bir tebrik...