Ali Atıf Hoca yine bana dokundurmuş...
10 OCAK 2007
Bir zamanlar birbirimizi ‘yedikten’ sonra ‘sulh çubuğu içtiğimiz’, sonradan hem Bölüm Başkanım, hem de (özellikle muhterem eşi sayesinde) dostum olan Ali Atıf Bir Hoca, dünkü yazısında durduk yerde bana dokundurmuş; diyor ki: “... (diğerlerinin yanı sıra)... Standart sapma, aritmetik ortalama, kavramsallaştırma ve operasyonel hale getirme gibi araştırma kavramlarını bilmediği için ne dediğimi bir türlü anlamayan ve hâlâ ‘ben ölçülebilir’ diyorum ‘başkaları demiyordu’ diyen Ali Saydam parmaklarımın ucunu kaşındırıyorlar ama neyse...”
Sevgili Hocam. Yıl 1998. Aylardan Kasım. Yer Maslak Princess Hotel, Balo Salonu. Etkinlik: Marketing Türkiye Dergisi’nin düzenlediği Halkla İlişkiler Forumu. Siz konuşmacısınız. Ben de bir sonraki konuşmacıyım. Dinleyiciler arasında oturmuşum pek çok arkadaşla birlikte sizi dinliyorum. Konuşmalar kaydediliyor... Şimdi soralım: Siz o konuşmanızda açık ve net bir şekilde “PR ölçülemez!” buyurdunuz mu; buyurmadınız mı?... Lafı hiç dolaştırmadan net ve sade yanıtınız, konuya aydınlık getirecektir. Bunda gocunacak bir şey yok ki Hocam... Üreten, çalışan insan hata yapar. O tarihte, şu sıra herkesin bildiği yöntemler henüz çok yeniydi. Alaeddin Asna Hoca da o günlerde PR etkinliğinin sütun santim hesabı ile, yani medyada çıkan haberin büyüklüğüne ve bunların reklam eşdeğeri olarak kaç para ettiğine göre ölçümlenmesi gerektiğini savunan röportajlar veriyordu... Kim bilir biz de geçmişte neler demişizdir...
Gülben Ergen’den beklenen jest...
Hamileliğini psikolojik huzurun yanı sıra sosyal anlamda da son derece düzeyli bir şekilde yaşayan Gülben Ergen, hastaneyi tarlaya çeviren, o steril ortamda bazen ciddi sorun da yaratan çiçek gönderme işine herkesin kazançlı çıkacağı bir çözüm bulmuş. Diyor ki bana ve Atlas’a çiçek göndereceğinize, STK’ya bağış yapın...
Bugün anılarımı karıştırırken, doğduğum gün eşin dostun anneme çiçek göndereceklerine bir hayır kuruluşuna bağışta bulunduğunu, o bağışlarla yapılmış ve hâlâ yaşayan ve yaşayacak bir sosyal sorumluluk yatırımının bir şekilde benimle ilişkilendirildiğini görsem, ne kadar sevinirdim...
Ben Atlas’tan bu keyfi esirgemek niyetinde değilim. Ergen’in eşine dostuna da hastaneyi çiçeklerin istila etmesine izin vermemelerini tavsiye ederim...
Son gülen iyi gülermiş
Sevgili Cengiz Semerci dünkü Kelebek’te bir ‘ara hesap’ yapmış diyor ki, “Eylül ayı başında Ali Saydam’la kanalların izlenme oranı üzerine takım elbisesine bir iddiaya girmiştik. Ben haziran sonu itibariyle sezonu Kanal D birinci, Show TV ikinci, Star üçüncü, atv dördüncü tamamlar demiştim. Ali Saydam da buna karşılık kendi sıralamasını yaptı: 1-Show 2-Kanal D 3-ATV 4-Star. Aralık ayı geçince bizim iddia ne durumda diye merak ettim, Ali Saydam’a bir ara hesap çıkarayım dedim. Sezonun ilk dört ayı, eylül-aralıkta tüm gün tüm izleyicilerde izlenme payı ortalamaları şöyle oluşmuş: Kanal D 14.65; SHOW TV 12,58; ATV 11.48; STAR 11.44 ... Ne dersin Ali abi, önümüzde daha altı ay var, ama ben pantolonun paçasından tuttum galiba...”
Cengiz kardeşimizin verdiği rakamları kontrol ettim. Hepsi doğru. Ama onun da dediği gibi, bu ilk 4 ay ortalaması. Daha önümüzde 6 ay var... Ayrıca ben büyüklük gösterip, 2006’nın yıllık ortalama sonuçları ile övünmeye kalkmadım. Çünkü orada yılın galibi Show TV idi...
Gün ola harman ola... Hani tavlada galatımeşhurdur (Genelleştiği için yanlışlığına önem verilmeden kullanılagelen söz): “Biz adamı Roma’ya kadar götürür, Papa’yı göstermeden geri getiririz...”
Sevgili Cengiz! Konuyu Show TV’den arkadaşlarla tartıştım. “Ağabey bırak tekstil ürününü, hiç çekinmeden tekstil fabrikasına iddiaya gir!” dediler. Haberin olsun...
Sevgili Hocam. Yıl 1998. Aylardan Kasım. Yer Maslak Princess Hotel, Balo Salonu. Etkinlik: Marketing Türkiye Dergisi’nin düzenlediği Halkla İlişkiler Forumu. Siz konuşmacısınız. Ben de bir sonraki konuşmacıyım. Dinleyiciler arasında oturmuşum pek çok arkadaşla birlikte sizi dinliyorum. Konuşmalar kaydediliyor... Şimdi soralım: Siz o konuşmanızda açık ve net bir şekilde “PR ölçülemez!” buyurdunuz mu; buyurmadınız mı?... Lafı hiç dolaştırmadan net ve sade yanıtınız, konuya aydınlık getirecektir. Bunda gocunacak bir şey yok ki Hocam... Üreten, çalışan insan hata yapar. O tarihte, şu sıra herkesin bildiği yöntemler henüz çok yeniydi. Alaeddin Asna Hoca da o günlerde PR etkinliğinin sütun santim hesabı ile, yani medyada çıkan haberin büyüklüğüne ve bunların reklam eşdeğeri olarak kaç para ettiğine göre ölçümlenmesi gerektiğini savunan röportajlar veriyordu... Kim bilir biz de geçmişte neler demişizdir...
Gülben Ergen’den beklenen jest...
Hamileliğini psikolojik huzurun yanı sıra sosyal anlamda da son derece düzeyli bir şekilde yaşayan Gülben Ergen, hastaneyi tarlaya çeviren, o steril ortamda bazen ciddi sorun da yaratan çiçek gönderme işine herkesin kazançlı çıkacağı bir çözüm bulmuş. Diyor ki bana ve Atlas’a çiçek göndereceğinize, STK’ya bağış yapın...
Bugün anılarımı karıştırırken, doğduğum gün eşin dostun anneme çiçek göndereceklerine bir hayır kuruluşuna bağışta bulunduğunu, o bağışlarla yapılmış ve hâlâ yaşayan ve yaşayacak bir sosyal sorumluluk yatırımının bir şekilde benimle ilişkilendirildiğini görsem, ne kadar sevinirdim...
Ben Atlas’tan bu keyfi esirgemek niyetinde değilim. Ergen’in eşine dostuna da hastaneyi çiçeklerin istila etmesine izin vermemelerini tavsiye ederim...
Son gülen iyi gülermiş
Sevgili Cengiz Semerci dünkü Kelebek’te bir ‘ara hesap’ yapmış diyor ki, “Eylül ayı başında Ali Saydam’la kanalların izlenme oranı üzerine takım elbisesine bir iddiaya girmiştik. Ben haziran sonu itibariyle sezonu Kanal D birinci, Show TV ikinci, Star üçüncü, atv dördüncü tamamlar demiştim. Ali Saydam da buna karşılık kendi sıralamasını yaptı: 1-Show 2-Kanal D 3-ATV 4-Star. Aralık ayı geçince bizim iddia ne durumda diye merak ettim, Ali Saydam’a bir ara hesap çıkarayım dedim. Sezonun ilk dört ayı, eylül-aralıkta tüm gün tüm izleyicilerde izlenme payı ortalamaları şöyle oluşmuş: Kanal D 14.65; SHOW TV 12,58; ATV 11.48; STAR 11.44 ... Ne dersin Ali abi, önümüzde daha altı ay var, ama ben pantolonun paçasından tuttum galiba...”
Cengiz kardeşimizin verdiği rakamları kontrol ettim. Hepsi doğru. Ama onun da dediği gibi, bu ilk 4 ay ortalaması. Daha önümüzde 6 ay var... Ayrıca ben büyüklük gösterip, 2006’nın yıllık ortalama sonuçları ile övünmeye kalkmadım. Çünkü orada yılın galibi Show TV idi...
Gün ola harman ola... Hani tavlada galatımeşhurdur (Genelleştiği için yanlışlığına önem verilmeden kullanılagelen söz): “Biz adamı Roma’ya kadar götürür, Papa’yı göstermeden geri getiririz...”
Sevgili Cengiz! Konuyu Show TV’den arkadaşlarla tartıştım. “Ağabey bırak tekstil ürününü, hiç çekinmeden tekstil fabrikasına iddiaya gir!” dediler. Haberin olsun...