Bu menkıbenin kahramanları…
19 Temmuz 2016 - Yeni Şafak
Bizce Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti bu devasa krizi kıvanç duyulacak, bütün dünyaya örnek olacak şekilde, son derece büyük başarıyla yönetti, yönetiyor. Hem işin sahasını hem de iletişimini…
Büyük ve gücü küçümsenmemesi gereken ihanet girişimini durduran ve kahreden ders niteliğindeki kırılma noktaları bizce şöyle sıralanabilir:
1. Milli iradenin gücü konusunda kafalarda olabilecek her türlü tereddüt, yine millet tarafından berhava edilmiştir. İktidar olmanın ülkemizde sadece milli iradenin tecellisiyle mümkün olacağı bir kere daha anlaşılmıştır. Millet bu menkıbenin bir numaralı kahramanıdır.
2. Sayın Cumhurbaşkanı bir Facetime uygulamasıyla cep telefonu üzerinden ve özel TV'ler kanalıyla milletine seslenmiş, yüreklere su serpmiştir. Bu noktadan itibaren iletişim ve ilişkinin (meydanlardaki konuşmaları) tüm unsurlarını mükemmel bir şekilde kullanmıştır. En küçük korku ve yılgınlık emaresi göstermeyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu menkıbenin diğer kahramanıdır.
3. Zaman zaman küçümsenen ve eleştiri odağına konan medya birbirine kenetlenmiş ve olağanüstü bir cesaret gösterisiyle demokrasinin, millî iradenin ve onun temsilcisi hükümetin yanında yer aldı. Alçak darbe girişiminin akîm kılınmasında önemli bir rol oynayan medya ve onun yöneticileri, muhabirleri bu menkıbenin diğer kahramanlarıydı…
4. İhanet bildirisini hayatları pahasına imzalamayan Sayın Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları bu menkıbenin birer kahramanıdır.
5. Darbeci alçakların planlarını daha başlamadan paramparça edenlerden biri de Özel Kuvvetler Komutanı ve şehadeti göze alarak darbeci Tuğgenerali alnının ortasından vuran astsubay da bu menkıbenin kahramanıydılar.
6. Emniyet Teşkilatının onurlu vatansever kadroları, özel harekâtın ve Çevik Kuvvet'in muhteşem ekipleri… Onlar da bu menkıbenin büyük kahramanlarıydı…
7. Yüksek cesaret ve vatan sevgisiyle aldıkları ihanet emirlerini uygulamayan tüm Silahlı Kuvvetler kadroları bu menkıbenin kahramanları arasında yerlerini aldılar…
8. Etkisi zaman zaman tartışılan
sosyal medya ortamını, özellikle
twitter'i yılgınlık yaratmaya çalışan çok küçük bir azınlığı da susturarak ortak demokrasi davası adına son derece etkin kullanan, duygusal ve akıllı mesajlarıyla milleti ortak mücadele zemininde buluşturan 'vatandaş gazetecileri' de bu menkıbenin kahramanlarıydılar…
9. Ve nihayet hangi tarafın kazanacağını beklemeden, kendini garantiye almadan demokrasinin, yasal düzenin, milli iradenin yanında yer alan herkes bu menkıbenin kahramanları arasında yer aldılar…
Bu arada beş grup arkadaşı da mâzur görüyorum… (Meraklılarına, bu yazıda kullandığımız 'menkıbe' ve 'mazur' sözcüklerinin karşılıklarına Kubbealtı Lügatı'ndan bakmalarını salık veririm):
1. Ancak 16 Temmuz sabahı darbe girişiminin püskürtüldüğünü tespit edip demokrasinin, millî iradenin ve hükumetin yanında yer aldıklarını ifade edenleri…
2. Biz bunu biliyorduk, daha önce söylemiştik havasında sık sık ahkâm kesen yarı aydınları…
3. “Bu ne biçim darbe girişimi, tiyatro, amma beceriksizlermiş” gibi yaklaşımlarla başarılı bir darbenin nasıl yapılacağını anlatmak için çabalayan 'fikir önderlerini'…
4. Darbecilere boyun eğmeyen ve bu uğurda şehadet mertebesine erişen 208 kişiye karşı darbecilerin safında yer alanlar arasında 29 ölünün bulunmasının, darbecilere karşı bir katliamın ve infazın söz konusu olmamasının kanıtını oluşturmasına rağmen; hâlâ darbecilerin 'çağdaş' hakkını savunan yazılar yazanları, tweet'ler atanları…
5. Sayıları az da olsa millî iradenin temsilcisi olan halktan güç alacağına yılgınlığa ve korkuya kapılanları…
Mâzur görmekten başka bir şey yapamayacağımızı düşünüyorum…
Öte yandan bizi bence bundan sonrası ülkemizin geleceği daha çok ilgilendirmeli… Sadece dikiz aynasına bakarak araç kullanılamaz…
Dün saat 17.30 itibarıyla TV'de izliyorum. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek konuşuyor. Şöyle diyor Sayın Bakan:
“Ya ihanet şebekesi başarılı olsaydı ne olurdu? Bugün bambaşka bir koşullarla karşı karşıya olurduk. Türkiye en az 30-40 yıl geri giderdi. Sayın Cumhurbaşkanı'nın liderliğinde çok önemli bir badire atlatıldı. Allah korudu ülkeyi. Para piyasalarındaki iniş çıkışlar aksi senaryodaki durumdan çok daha iyidir”…
Ben çevremde kendine 'post travmatik depresyon' lüksü tanıyan bazı arkadaşlarla karşılaşınca onlara şöyle diyorum: “Hadi diyelim FETÖ'cü ihanet çetesi, bizim TV'lere çıkıp 'Öyle darbe olur mu, darbe dediğin böyle yapılır!' diye ahkâm kesenlerin sözünü dinleyip ona göre organize olsalar ve başarıya ulaşsalardı, bugün pek çoğunuzun işi yoktu. Ona göre değerlendirin ortamı!”..
Ülkemizin gelecek tasarımı, bizim bugün nasıl davrandığımıza bağlı. Menkıbenin kahramanı olmak zorunda değiliz. Adam gibi duralım yeter…
Büyük ve gücü küçümsenmemesi gereken ihanet girişimini durduran ve kahreden ders niteliğindeki kırılma noktaları bizce şöyle sıralanabilir:
1. Milli iradenin gücü konusunda kafalarda olabilecek her türlü tereddüt, yine millet tarafından berhava edilmiştir. İktidar olmanın ülkemizde sadece milli iradenin tecellisiyle mümkün olacağı bir kere daha anlaşılmıştır. Millet bu menkıbenin bir numaralı kahramanıdır.
2. Sayın Cumhurbaşkanı bir Facetime uygulamasıyla cep telefonu üzerinden ve özel TV'ler kanalıyla milletine seslenmiş, yüreklere su serpmiştir. Bu noktadan itibaren iletişim ve ilişkinin (meydanlardaki konuşmaları) tüm unsurlarını mükemmel bir şekilde kullanmıştır. En küçük korku ve yılgınlık emaresi göstermeyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu menkıbenin diğer kahramanıdır.
3. Zaman zaman küçümsenen ve eleştiri odağına konan medya birbirine kenetlenmiş ve olağanüstü bir cesaret gösterisiyle demokrasinin, millî iradenin ve onun temsilcisi hükümetin yanında yer aldı. Alçak darbe girişiminin akîm kılınmasında önemli bir rol oynayan medya ve onun yöneticileri, muhabirleri bu menkıbenin diğer kahramanlarıydı…
4. İhanet bildirisini hayatları pahasına imzalamayan Sayın Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları bu menkıbenin birer kahramanıdır.
5. Darbeci alçakların planlarını daha başlamadan paramparça edenlerden biri de Özel Kuvvetler Komutanı ve şehadeti göze alarak darbeci Tuğgenerali alnının ortasından vuran astsubay da bu menkıbenin kahramanıydılar.
6. Emniyet Teşkilatının onurlu vatansever kadroları, özel harekâtın ve Çevik Kuvvet'in muhteşem ekipleri… Onlar da bu menkıbenin büyük kahramanlarıydı…
7. Yüksek cesaret ve vatan sevgisiyle aldıkları ihanet emirlerini uygulamayan tüm Silahlı Kuvvetler kadroları bu menkıbenin kahramanları arasında yerlerini aldılar…
8. Etkisi zaman zaman tartışılan
sosyal medya ortamını, özellikle
twitter'i yılgınlık yaratmaya çalışan çok küçük bir azınlığı da susturarak ortak demokrasi davası adına son derece etkin kullanan, duygusal ve akıllı mesajlarıyla milleti ortak mücadele zemininde buluşturan 'vatandaş gazetecileri' de bu menkıbenin kahramanlarıydılar…
9. Ve nihayet hangi tarafın kazanacağını beklemeden, kendini garantiye almadan demokrasinin, yasal düzenin, milli iradenin yanında yer alan herkes bu menkıbenin kahramanları arasında yer aldılar…
Bu arada beş grup arkadaşı da mâzur görüyorum… (Meraklılarına, bu yazıda kullandığımız 'menkıbe' ve 'mazur' sözcüklerinin karşılıklarına Kubbealtı Lügatı'ndan bakmalarını salık veririm):
1. Ancak 16 Temmuz sabahı darbe girişiminin püskürtüldüğünü tespit edip demokrasinin, millî iradenin ve hükumetin yanında yer aldıklarını ifade edenleri…
2. Biz bunu biliyorduk, daha önce söylemiştik havasında sık sık ahkâm kesen yarı aydınları…
3. “Bu ne biçim darbe girişimi, tiyatro, amma beceriksizlermiş” gibi yaklaşımlarla başarılı bir darbenin nasıl yapılacağını anlatmak için çabalayan 'fikir önderlerini'…
4. Darbecilere boyun eğmeyen ve bu uğurda şehadet mertebesine erişen 208 kişiye karşı darbecilerin safında yer alanlar arasında 29 ölünün bulunmasının, darbecilere karşı bir katliamın ve infazın söz konusu olmamasının kanıtını oluşturmasına rağmen; hâlâ darbecilerin 'çağdaş' hakkını savunan yazılar yazanları, tweet'ler atanları…
5. Sayıları az da olsa millî iradenin temsilcisi olan halktan güç alacağına yılgınlığa ve korkuya kapılanları…
Mâzur görmekten başka bir şey yapamayacağımızı düşünüyorum…
Öte yandan bizi bence bundan sonrası ülkemizin geleceği daha çok ilgilendirmeli… Sadece dikiz aynasına bakarak araç kullanılamaz…
Dün saat 17.30 itibarıyla TV'de izliyorum. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek konuşuyor. Şöyle diyor Sayın Bakan:
“Ya ihanet şebekesi başarılı olsaydı ne olurdu? Bugün bambaşka bir koşullarla karşı karşıya olurduk. Türkiye en az 30-40 yıl geri giderdi. Sayın Cumhurbaşkanı'nın liderliğinde çok önemli bir badire atlatıldı. Allah korudu ülkeyi. Para piyasalarındaki iniş çıkışlar aksi senaryodaki durumdan çok daha iyidir”…
Ben çevremde kendine 'post travmatik depresyon' lüksü tanıyan bazı arkadaşlarla karşılaşınca onlara şöyle diyorum: “Hadi diyelim FETÖ'cü ihanet çetesi, bizim TV'lere çıkıp 'Öyle darbe olur mu, darbe dediğin böyle yapılır!' diye ahkâm kesenlerin sözünü dinleyip ona göre organize olsalar ve başarıya ulaşsalardı, bugün pek çoğunuzun işi yoktu. Ona göre değerlendirin ortamı!”..
Ülkemizin gelecek tasarımı, bizim bugün nasıl davrandığımıza bağlı. Menkıbenin kahramanı olmak zorunda değiliz. Adam gibi duralım yeter…