'Bugüne kadarki en iyi Sezen Aksu konseri!'
25 Temmuz 2009 Akşam Gazetesi
Aksu konseri!' Dün akşam Sezen'in konserine gittik... Yarın yazacağım... İşin uzmanları 'Bugüne kadarki en iyi Sezen Aksu konseri!' diyorlardı...
Sezen'le telefonda konuştuk... 'Seninle uğraşanlara yıllardır yaptığın gibi işinle cevap ver!' dedim... Öyle de yapmış anlaşılan...
Zirve, 'Güç kirlenmesi tehdidini' de beraberinde getirir... Hele Sezen gibi oraya çıkıp yıllardır yerinden kımıldamıyorsan, 'uğraşanların' sayısı gittikçe artar... Sonra Gauss eğrisi gibi yıllar içinde sular durulur ve herkesin üzerinden geçer gidersin...
Sezen o durulma noktalarına gelememiş henüz... Hala üzülüyor... Mutsuz oluyor, durduk yerde kendisine 'çakılmasından'...
Yarın konu ile ilgili yazının başlığı şu olacak: 'Her türlü şüpheden ari bir vatandaş üzerine soruşturmalar'... (Indagine su un cittadino al di sopra di ogni sospetto)... Ünlü İtalyan yönetmen Elio Petri'ye gönderme yapıp Sezen'in durumunu anlamaya, anlamlandırmaya çalışacağız...
Müşteri Deneyimi dersleri...
Bİr süre önce yine aynı konuya değinmişiz.
Demişiz ki:
'En az üç dört yıldır 'müşteri deneyimi yönetimi' diye bir kavramdan söz ediyorum. Pazarlama ve pazarlama iletişiminde yeni ufuklar açan bu yaklaşım ve onun arkasındaki kuram, başta siyasi iletişim olmak üzere tüm ilişki ve iletişim hedefleri için mükemmel çalışıyor.
Ikea'nın Norveç'teki mağazasının yatak satışlarına getirdiği yenilik ve Türkiye'den bazı firmaların benzer uygulamaları hatırlardadır. Müşteriye bir gece ve uygun bir süre yatakları deneme fırsatı veriyorlardı.'
Yazı bu minval üzere devam ediyor...
Pazartesi günü bir e-posta mesajı gelmiş. Alper Soydaş 'Cuma günü Akşam gazetesindeki 'Müşteri yönetiminde aslolan niyettir' başlıklı 'kısa' yazınızı keyifle okudum. Müşteri deneyimi yönetimi ile ilgili okunacak yeterince makale maalesef yazılmıyor.
Geçtiğimiz yıl hayata geçirdiğimiz ve ancak bu sene canlandırmak için fırsat bulduğumuz Müşteri Deneyimi Platformu'muzun ilginizi çekeceğini düşünüyorum.
Vaktiniz olduğu takdirde görüşleriniz bizim için çok değerli olacaktır; www.musterideneyimi.com...
Adrese girip baktım... İş, ilişki ve iletişim yönetimi konusunda biraz olsun merakı olan herkesin bu siteyi mutlaka ziyaret etmelerinde yarar var...
İnceledikten sonra hislenmek serbest!
Amerİka'da bir araştırma yayınlanıyor. PEW Araştırma Merkezi tarafından yapılan araştırma 25 ülkeyi kapsıyor ve 27 bin denekle yürütülüyor. Bu köşeye konu önermekte fahri danışmanlık yapan sevgili Furkan'ın da dikkatini çekip gönderdiği ve dün bir anda 'Türkler kimseyi sevmiyor' başlığıyla internet sitelerine haber olmayı başaran '2009 Global Davranışlar' araştırması bir süre kendinden söz ettireceğe benziyor.
Önce haberi yapan gazeteci arkadaşa bu çarpıcı başlığı attıran üç sonuca bakalım:
1) Türkiye'de ABD'yi sevmeyenlerin oranı % 69
2) AB'yi sevmeyen Türkler'in oranı % 59
3) Türklerin yüzde 57'si BM'ye sıcak bakmıyor
Haberi bu sunuşla okuyanlar doğal olarak başlığa itiraz etmeyeceklerdir. Üstelik pek çoğunda 'Onlar da bizi sevmiyor zaten' hissi haberin altındaki yorumlara çoktan girmeye başlamış. Allah selamet versin. Birileri böyle araştırmaları yapar, biz de hisleniriz...
Ancak zurnanın zırt dediği yer başka...
1999 yılından araştırmada standart takip edilen tek şey var: ABD'nin reytingi... 25 ülkenin tamamına yakınında Obama sonrası yükseliş görülüyor. Hatta 'Dünya meseleleriyle ilgili Bush ve Obama dönemi' kıyaslaması, Türkiye'de ABD seçimleri sırasında neredeyse 'Hepimiz Obama'yız' dedirten yaklaşımın dünya üzerinde de benzerleri olduğunu gösteriyor. Örneğin Türkiye sonuçlarına göre 2008 yılında Bush'lu Amerika'ya güven yüzde 2 olarak görülürken, 2009 yılında Obama'lı ABD'ye güven yüzde 33'e çıkmış. Sadece Türkiye'de mi? Hayır! İngiltere yüzde 16'dan yüzde 86'ya, Fransa yüzde 13'ten yüzde 91'e, İspanya yüzde 8'den yüzde 72'ye, Çin yüzde 30'dan yüzde 62'ye, Arjantin yüzde 7'den yüzde 61'e, Endonezya yüzde 23'ten yüzde 71'e, Lübnan yüzde 33'ten yüzde 46'ya, Mısır yüzde 11'den yüzde 42'ye...
Yükselmeyen ülke var mı? Evet var: İsrail!
'Türkler kimseyi sevmiyor' sonucunu çıkarıp hislenmeye devam etmek isteyenlere sözümüz yok. Ama dünyanın gittiği yeri görmek, değişimi, gelişimi ve beklentileri anlamaya çalışmak için bu araştırmaya 'derinlik kazanarak' bakmakta yarar var...
Aksu konseri!' Dün akşam Sezen'in konserine gittik... Yarın yazacağım... İşin uzmanları 'Bugüne kadarki en iyi Sezen Aksu konseri!' diyorlardı...
Sezen'le telefonda konuştuk... 'Seninle uğraşanlara yıllardır yaptığın gibi işinle cevap ver!' dedim... Öyle de yapmış anlaşılan...
Zirve, 'Güç kirlenmesi tehdidini' de beraberinde getirir... Hele Sezen gibi oraya çıkıp yıllardır yerinden kımıldamıyorsan, 'uğraşanların' sayısı gittikçe artar... Sonra Gauss eğrisi gibi yıllar içinde sular durulur ve herkesin üzerinden geçer gidersin...
Sezen o durulma noktalarına gelememiş henüz... Hala üzülüyor... Mutsuz oluyor, durduk yerde kendisine 'çakılmasından'...
Yarın konu ile ilgili yazının başlığı şu olacak: 'Her türlü şüpheden ari bir vatandaş üzerine soruşturmalar'... (Indagine su un cittadino al di sopra di ogni sospetto)... Ünlü İtalyan yönetmen Elio Petri'ye gönderme yapıp Sezen'in durumunu anlamaya, anlamlandırmaya çalışacağız...
Müşteri Deneyimi dersleri...
Bİr süre önce yine aynı konuya değinmişiz.
Demişiz ki:
'En az üç dört yıldır 'müşteri deneyimi yönetimi' diye bir kavramdan söz ediyorum. Pazarlama ve pazarlama iletişiminde yeni ufuklar açan bu yaklaşım ve onun arkasındaki kuram, başta siyasi iletişim olmak üzere tüm ilişki ve iletişim hedefleri için mükemmel çalışıyor.
Ikea'nın Norveç'teki mağazasının yatak satışlarına getirdiği yenilik ve Türkiye'den bazı firmaların benzer uygulamaları hatırlardadır. Müşteriye bir gece ve uygun bir süre yatakları deneme fırsatı veriyorlardı.'
Yazı bu minval üzere devam ediyor...
Pazartesi günü bir e-posta mesajı gelmiş. Alper Soydaş 'Cuma günü Akşam gazetesindeki 'Müşteri yönetiminde aslolan niyettir' başlıklı 'kısa' yazınızı keyifle okudum. Müşteri deneyimi yönetimi ile ilgili okunacak yeterince makale maalesef yazılmıyor.
Geçtiğimiz yıl hayata geçirdiğimiz ve ancak bu sene canlandırmak için fırsat bulduğumuz Müşteri Deneyimi Platformu'muzun ilginizi çekeceğini düşünüyorum.
Vaktiniz olduğu takdirde görüşleriniz bizim için çok değerli olacaktır; www.musterideneyimi.com...
Adrese girip baktım... İş, ilişki ve iletişim yönetimi konusunda biraz olsun merakı olan herkesin bu siteyi mutlaka ziyaret etmelerinde yarar var...
İnceledikten sonra hislenmek serbest!
Amerİka'da bir araştırma yayınlanıyor. PEW Araştırma Merkezi tarafından yapılan araştırma 25 ülkeyi kapsıyor ve 27 bin denekle yürütülüyor. Bu köşeye konu önermekte fahri danışmanlık yapan sevgili Furkan'ın da dikkatini çekip gönderdiği ve dün bir anda 'Türkler kimseyi sevmiyor' başlığıyla internet sitelerine haber olmayı başaran '2009 Global Davranışlar' araştırması bir süre kendinden söz ettireceğe benziyor.
Önce haberi yapan gazeteci arkadaşa bu çarpıcı başlığı attıran üç sonuca bakalım:
1) Türkiye'de ABD'yi sevmeyenlerin oranı % 69
2) AB'yi sevmeyen Türkler'in oranı % 59
3) Türklerin yüzde 57'si BM'ye sıcak bakmıyor
Haberi bu sunuşla okuyanlar doğal olarak başlığa itiraz etmeyeceklerdir. Üstelik pek çoğunda 'Onlar da bizi sevmiyor zaten' hissi haberin altındaki yorumlara çoktan girmeye başlamış. Allah selamet versin. Birileri böyle araştırmaları yapar, biz de hisleniriz...
Ancak zurnanın zırt dediği yer başka...
1999 yılından araştırmada standart takip edilen tek şey var: ABD'nin reytingi... 25 ülkenin tamamına yakınında Obama sonrası yükseliş görülüyor. Hatta 'Dünya meseleleriyle ilgili Bush ve Obama dönemi' kıyaslaması, Türkiye'de ABD seçimleri sırasında neredeyse 'Hepimiz Obama'yız' dedirten yaklaşımın dünya üzerinde de benzerleri olduğunu gösteriyor. Örneğin Türkiye sonuçlarına göre 2008 yılında Bush'lu Amerika'ya güven yüzde 2 olarak görülürken, 2009 yılında Obama'lı ABD'ye güven yüzde 33'e çıkmış. Sadece Türkiye'de mi? Hayır! İngiltere yüzde 16'dan yüzde 86'ya, Fransa yüzde 13'ten yüzde 91'e, İspanya yüzde 8'den yüzde 72'ye, Çin yüzde 30'dan yüzde 62'ye, Arjantin yüzde 7'den yüzde 61'e, Endonezya yüzde 23'ten yüzde 71'e, Lübnan yüzde 33'ten yüzde 46'ya, Mısır yüzde 11'den yüzde 42'ye...
Yükselmeyen ülke var mı? Evet var: İsrail!
'Türkler kimseyi sevmiyor' sonucunu çıkarıp hislenmeye devam etmek isteyenlere sözümüz yok. Ama dünyanın gittiği yeri görmek, değişimi, gelişimi ve beklentileri anlamaya çalışmak için bu araştırmaya 'derinlik kazanarak' bakmakta yarar var...