‘Dost ve müttefik’ler…
27 haziran 2015 yeni şafak
Dost ve müttefik ABD'nin Dışişleri Bakanlığı, 2014 İnsan Hakları Raporu'nu açıklamış. Raporda Türkiye, yolsuzluk ve basın özgürlüğü açısından ciddi şekilde eleştirilmiş… Buraya raporun tamamını almamız olası değil. Ancak alacağımız kısmı da yeter. Meraklısı internette tamamını (ya da internete koydukları kadarını) bulur ve de bu konuda Türkiye'den çok daha vahim durumda olan ülkelerle kıyaslar… O zaman raporun 'ne kadar objektif' olduğuna bir karar vermek mümkün olabilir…
Vallahi, onlar dışarıdan bizimkiler içeriden gayet 'stratejik' götürüyorlar işi…
AK Parti'nin seçimlere her an nasıl hile karıştırabileceğiyle ilgili bir dizi fantezi kurgu… Kediler… Işıklar sönünce sandığın üstüne oturma tavsiyeleri… IŞİD'in Kobani'ye Türkiye'den girdiği iddiası… Türkiye ekonomisi ile ilgili bir sürü yalan… Seçim sonuçlarını “Erdoğan erken seçimle tehdit ediyor” manşetiyle veren 'dost ve müttefik' Avrupa'nın basını… Yaprak kımıldasa 'Erdoğan'ı hedef gösterme' çabası… Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanını terör destekçisi gibi gösterip uluslararası yargı yollarını aralama gayreti…
ABD Dışişleri de bu kez başka bir cepheden sürece destek veriyor… Bir iki satırla özetleyelim; bakın raporun odağına kim(ler) yerleştirilmiş…
Raporu, Dışişleri Bakanı John Kerry düzenlediği bir basın toplantısıyla duyurmuş. Ülkede yaşanan basın, ifade ve toplanma özgürlüğü gibi alanlara geniş yer ayrılmış olan Türkiye ile ilgili bölümde şöyle buyurmuşlar:
Güvenlik güçlerimiz yasa dışı bir şekilde insanları öldürüyormuş… İşkence varmış… Güvenlik güçleri aşırı güç kullanıyorlarmış… Cezaevlerinde bir dizi eksik varmış; aşırı yoğunluk insan haklarına aykırıymış… Dini azınlıklara yönelik (herhalde Alevi vatandaşlarımızı böyle tanımlıyorlar) dini özgürlüklerde kısıtlamalar ve ihlaller varmış… Yolsuzluk diz boyuymuş… Özellikle Güneydoğu'da insan hakları örgütlerine hükümet kısıtlamaları getiriliyormuş… Cezasızlık da 'hâlâ' bir sorun olarak duruyormuş...
Raporda tabii ki 'paralel desteği' ihmal edilmemiş… 17 ve 25 Aralık soruşturmaları, hükümet tarafından kapatılmış ve deliller yok edilmiş… Ayrıca operasyonlara katılan polis ve savcılar görevden alınmış... Yeni kurulan Sulh Ceza Mahkemeleri sayesinde hükümete yönelik herhangi bir soruşturmanın açılması zorlaştırılmış...
Cumhurbaşkanı işin içine sokulmasa olur mu? Olmaz tabii… Rapora göre, Erdoğan, kendisini eleştiren gazetecilere, adlarını vererek açıkça saldırmış…
Bitti mi? Hayır!.. Gezi Parkı olaylarında yaşananlar, Berkin Elvan'ın ölümü, Şırnak'ta 34 kişinin 'öldürülmesi' gibi konular da ayrıntılı olarak ele alınmış.
Peki, dünyaya insan hakları, barış, demokrasi, özgürlük dersi ve de ayarı veren ABD ne yapıyormuş? Julian Assange'n yayınladığıWikileaks kayıtlarına ve eski NSA (Natonal Security Agency – Ulusal Güvenlik Ajansı) elemanlarından, şu sıra kendisine Avrupa'nın bazı ülkelerinden, Rusya'dan hatta Kazakistan'dan ödül yağan Edward Snowden'ın yayınladığı belgelere göre 'dost ve müttefikimiz', 'güzel insan' ABD'nin yemediği herze kalmamış… Hem de hangi boyutlarda… Dünyanın bütün liderlerini 'dinlemişler' (teknik takibe almışlar, yasal terminolojiyle). Hem de burunlarının dibine girerek. Son üç Fransız Devlet Başkanını dinledikleri açıklandı. Bunlar da çok kızdılar. Alman Şansölyesi Bayan Merkel de çok kızmıştı. Sonra unuttular. Çünkü anlaşıldı ki, onlar da bizimki dâhil, pek çok lideri 'teknik takibe almışlar'…
Şimdi bunlar rapor hazırlayıp bize yukarıdaki 'erdem, özgürlük, insan hakları' ayarı veriyorlar… Hedefte de halkın oylarıyla seçilmiş 'diktatör' (!) Cumhurbaşkanımız var…
Bugün bunlara çanak tutanları, içerden destek atanları, Kobani'yi vurmak için IŞİD'in Türkiye'den geçtiği yalanını PYD kaynağına dayanarak Türkiye içinde ve yurt dışında yayan bilumum 'yancıları' tarih, bugün Tanzimat'ı, İttihat ve Terakki'yi, 'Mandacıları' nasıl değerlendiriyorsa, öyle değerlendirecek… Kimsenin şüphesi olmasın.
Bir de arada sırada ünlü İngiliz tarihçi Arnold Toynbee'nin 80 yıl önce yaptığı geçen zaman içinde gerçekleştiğine sık sık tanık olduğumuz tespitini, içerdeki ve dışarıdaki 'dost ve müttefiklere' sık sık hatırlatmakta yarar var:
“Türk, Türk'ün ne olacağı konusunda Batı'nın kendi zihninde yarattığı görüntüye bir türlü uymayarak Batılı'yı hep şaşırtmıştır”…
Vallahi, onlar dışarıdan bizimkiler içeriden gayet 'stratejik' götürüyorlar işi…
AK Parti'nin seçimlere her an nasıl hile karıştırabileceğiyle ilgili bir dizi fantezi kurgu… Kediler… Işıklar sönünce sandığın üstüne oturma tavsiyeleri… IŞİD'in Kobani'ye Türkiye'den girdiği iddiası… Türkiye ekonomisi ile ilgili bir sürü yalan… Seçim sonuçlarını “Erdoğan erken seçimle tehdit ediyor” manşetiyle veren 'dost ve müttefik' Avrupa'nın basını… Yaprak kımıldasa 'Erdoğan'ı hedef gösterme' çabası… Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanını terör destekçisi gibi gösterip uluslararası yargı yollarını aralama gayreti…
ABD Dışişleri de bu kez başka bir cepheden sürece destek veriyor… Bir iki satırla özetleyelim; bakın raporun odağına kim(ler) yerleştirilmiş…
Raporu, Dışişleri Bakanı John Kerry düzenlediği bir basın toplantısıyla duyurmuş. Ülkede yaşanan basın, ifade ve toplanma özgürlüğü gibi alanlara geniş yer ayrılmış olan Türkiye ile ilgili bölümde şöyle buyurmuşlar:
Güvenlik güçlerimiz yasa dışı bir şekilde insanları öldürüyormuş… İşkence varmış… Güvenlik güçleri aşırı güç kullanıyorlarmış… Cezaevlerinde bir dizi eksik varmış; aşırı yoğunluk insan haklarına aykırıymış… Dini azınlıklara yönelik (herhalde Alevi vatandaşlarımızı böyle tanımlıyorlar) dini özgürlüklerde kısıtlamalar ve ihlaller varmış… Yolsuzluk diz boyuymuş… Özellikle Güneydoğu'da insan hakları örgütlerine hükümet kısıtlamaları getiriliyormuş… Cezasızlık da 'hâlâ' bir sorun olarak duruyormuş...
Raporda tabii ki 'paralel desteği' ihmal edilmemiş… 17 ve 25 Aralık soruşturmaları, hükümet tarafından kapatılmış ve deliller yok edilmiş… Ayrıca operasyonlara katılan polis ve savcılar görevden alınmış... Yeni kurulan Sulh Ceza Mahkemeleri sayesinde hükümete yönelik herhangi bir soruşturmanın açılması zorlaştırılmış...
Cumhurbaşkanı işin içine sokulmasa olur mu? Olmaz tabii… Rapora göre, Erdoğan, kendisini eleştiren gazetecilere, adlarını vererek açıkça saldırmış…
Bitti mi? Hayır!.. Gezi Parkı olaylarında yaşananlar, Berkin Elvan'ın ölümü, Şırnak'ta 34 kişinin 'öldürülmesi' gibi konular da ayrıntılı olarak ele alınmış.
Peki, dünyaya insan hakları, barış, demokrasi, özgürlük dersi ve de ayarı veren ABD ne yapıyormuş? Julian Assange'n yayınladığıWikileaks kayıtlarına ve eski NSA (Natonal Security Agency – Ulusal Güvenlik Ajansı) elemanlarından, şu sıra kendisine Avrupa'nın bazı ülkelerinden, Rusya'dan hatta Kazakistan'dan ödül yağan Edward Snowden'ın yayınladığı belgelere göre 'dost ve müttefikimiz', 'güzel insan' ABD'nin yemediği herze kalmamış… Hem de hangi boyutlarda… Dünyanın bütün liderlerini 'dinlemişler' (teknik takibe almışlar, yasal terminolojiyle). Hem de burunlarının dibine girerek. Son üç Fransız Devlet Başkanını dinledikleri açıklandı. Bunlar da çok kızdılar. Alman Şansölyesi Bayan Merkel de çok kızmıştı. Sonra unuttular. Çünkü anlaşıldı ki, onlar da bizimki dâhil, pek çok lideri 'teknik takibe almışlar'…
Şimdi bunlar rapor hazırlayıp bize yukarıdaki 'erdem, özgürlük, insan hakları' ayarı veriyorlar… Hedefte de halkın oylarıyla seçilmiş 'diktatör' (!) Cumhurbaşkanımız var…
Bugün bunlara çanak tutanları, içerden destek atanları, Kobani'yi vurmak için IŞİD'in Türkiye'den geçtiği yalanını PYD kaynağına dayanarak Türkiye içinde ve yurt dışında yayan bilumum 'yancıları' tarih, bugün Tanzimat'ı, İttihat ve Terakki'yi, 'Mandacıları' nasıl değerlendiriyorsa, öyle değerlendirecek… Kimsenin şüphesi olmasın.
Bir de arada sırada ünlü İngiliz tarihçi Arnold Toynbee'nin 80 yıl önce yaptığı geçen zaman içinde gerçekleştiğine sık sık tanık olduğumuz tespitini, içerdeki ve dışarıdaki 'dost ve müttefiklere' sık sık hatırlatmakta yarar var:
“Türk, Türk'ün ne olacağı konusunda Batı'nın kendi zihninde yarattığı görüntüye bir türlü uymayarak Batılı'yı hep şaşırtmıştır”…