Egemen Bağış doğru yolda
26 Aralık 2009 Akşam Gazetesi
Uzun zamandır ilk defa Türkiye'nin tanıtımı ile ilgili çok doğru adımlar atılmaya başlandı. Dün bizim gazetede vardı. Avrupa Birliği İletişim Stratejisi kapsamında geçtiğimiz hafta, Şeb-i Aruz törenleri için büyükelçileri Konya'ya davet eden AB'den sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış, bu kez de Anadolu Ateşi Dans Grubu'nun
Ankara'da sahnelediği 'Troya' adlı gösteride büyükelçilerle buluşmuş.
Bağış, gösterinin ardından, sahneye çıkarak Anadolu Ateşi Dans Grubu'nun kurucusu Mustafa Erdoğan'ı ve dansçıları tebrik etmiş, yani sadece Türkiye'nin şiş kebabını, güneşini, denizini, kumunu, dansözlerini değil; aslanlar gibi milli kültürünün modern anlayışla yorumlanmış ziynet eşyası gibi süslenmiş köşe taşlarını konuklarına sunmuş.
Turizm Bakanlığı'nın pazarladığı ürünle, Türk kimliği ve kültürünün dünyaya tanıtılması meselesi nihayet birbirlerine karıştırılmıyor galiba. Bunun için Troya mükemmel bir seçimdi; bunu da oyunun sahnelendiği ilk günden itibaren dile getirip duruyorduk. Yetkilileri kutluyoruz.
İsmail YK da bize yakışır, yeter ki...
'Magazin basınından saygı duyduğun, ciddiye aldığın üç isim say' deseler, bir tanesi mutlaka Aykut Işıklar olur... Yıllar öncesinden tanışırız... Bu nedenle onun magazin dünyası ile ilgili saptamalarını önemserim. Hele benimle ilgili söylediklerini...
Perşembe günü, Bugün'deki köşesinde şöyle yazmış: 'Hey dergisinde çalıştığı günlerden arkadaşım olan Ali Saydam'ın firması Bersay İletişim Enstitüsü bazı iletişim uzmanlarına düşüncelerini açıklamaları için olanak sağlamış. 'Gelecek Tasarımı' adındaki toplantıda şu tanınmış ve başarılı kişiler konuşacakmış; Hülya Avşar, Acun Ilıcalı, Elif Şafak, Ayşe Arman, Ali Taran, Ali Ağaoğlu, Faruk Malhan, Reşit Soley, Prof. Dr. Tosun Terzioğlu, Prof. Dr. Önder Küçükerman...
Aliciğim kusura bakma ama iki yıldır Türk halkı ile en başarılı iletişimi İsmail YK adındaki gurbetçi delikanlı kuruyor. 'Allah Belanı Versin' isimli albümü rekor kırdı. O niye bu kadroda yok?'
Sevgili Aykut çok yaşa... İyi ki bu soruyu sormuşsun. Hemen açıklayayım. Konu 'gelecek tasarımı'. 'Bugün' değil... İkinci mesele 'konuşmak'tan kaynaklanıyor... Konuşmak ise en iyi senin bilebileceğin gibi şarkı söyleyip çok satmaktan farklı yetenek ve birikim gerektiriyor... Üçüncü mesele ise fikir sahibi olmak noktasında düğümleniyor. Fikriyatı, dünya görüşü olanlara Enstitü'nün kapısı her zaman açık... Sana açık kart, İsmail YK Bey'e bu üç kriterden geçer not veriyorsan, aracı ol, hemen getir. Başımızın üstünde yeri var.
Ha bu arada küçük bir hatırlatma: Enstitü, kar amacı gütmüyor, gelirini iletişim fakültelerinde yüksek lisans yapan, başarılı fakat maddi olanakları sınırlı öğrencilere burs fonu için ayırıyor... Bu arada seni de bekleriz...
Uzun zamandır ilk defa Türkiye'nin tanıtımı ile ilgili çok doğru adımlar atılmaya başlandı. Dün bizim gazetede vardı. Avrupa Birliği İletişim Stratejisi kapsamında geçtiğimiz hafta, Şeb-i Aruz törenleri için büyükelçileri Konya'ya davet eden AB'den sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış, bu kez de Anadolu Ateşi Dans Grubu'nun
Ankara'da sahnelediği 'Troya' adlı gösteride büyükelçilerle buluşmuş.
Bağış, gösterinin ardından, sahneye çıkarak Anadolu Ateşi Dans Grubu'nun kurucusu Mustafa Erdoğan'ı ve dansçıları tebrik etmiş, yani sadece Türkiye'nin şiş kebabını, güneşini, denizini, kumunu, dansözlerini değil; aslanlar gibi milli kültürünün modern anlayışla yorumlanmış ziynet eşyası gibi süslenmiş köşe taşlarını konuklarına sunmuş.
Turizm Bakanlığı'nın pazarladığı ürünle, Türk kimliği ve kültürünün dünyaya tanıtılması meselesi nihayet birbirlerine karıştırılmıyor galiba. Bunun için Troya mükemmel bir seçimdi; bunu da oyunun sahnelendiği ilk günden itibaren dile getirip duruyorduk. Yetkilileri kutluyoruz.
İsmail YK da bize yakışır, yeter ki...
'Magazin basınından saygı duyduğun, ciddiye aldığın üç isim say' deseler, bir tanesi mutlaka Aykut Işıklar olur... Yıllar öncesinden tanışırız... Bu nedenle onun magazin dünyası ile ilgili saptamalarını önemserim. Hele benimle ilgili söylediklerini...
Perşembe günü, Bugün'deki köşesinde şöyle yazmış: 'Hey dergisinde çalıştığı günlerden arkadaşım olan Ali Saydam'ın firması Bersay İletişim Enstitüsü bazı iletişim uzmanlarına düşüncelerini açıklamaları için olanak sağlamış. 'Gelecek Tasarımı' adındaki toplantıda şu tanınmış ve başarılı kişiler konuşacakmış; Hülya Avşar, Acun Ilıcalı, Elif Şafak, Ayşe Arman, Ali Taran, Ali Ağaoğlu, Faruk Malhan, Reşit Soley, Prof. Dr. Tosun Terzioğlu, Prof. Dr. Önder Küçükerman...
Aliciğim kusura bakma ama iki yıldır Türk halkı ile en başarılı iletişimi İsmail YK adındaki gurbetçi delikanlı kuruyor. 'Allah Belanı Versin' isimli albümü rekor kırdı. O niye bu kadroda yok?'
Sevgili Aykut çok yaşa... İyi ki bu soruyu sormuşsun. Hemen açıklayayım. Konu 'gelecek tasarımı'. 'Bugün' değil... İkinci mesele 'konuşmak'tan kaynaklanıyor... Konuşmak ise en iyi senin bilebileceğin gibi şarkı söyleyip çok satmaktan farklı yetenek ve birikim gerektiriyor... Üçüncü mesele ise fikir sahibi olmak noktasında düğümleniyor. Fikriyatı, dünya görüşü olanlara Enstitü'nün kapısı her zaman açık... Sana açık kart, İsmail YK Bey'e bu üç kriterden geçer not veriyorsan, aracı ol, hemen getir. Başımızın üstünde yeri var.
Ha bu arada küçük bir hatırlatma: Enstitü, kar amacı gütmüyor, gelirini iletişim fakültelerinde yüksek lisans yapan, başarılı fakat maddi olanakları sınırlı öğrencilere burs fonu için ayırıyor... Bu arada seni de bekleriz...