Hakikat ve algılanan gerçeklik. Hangisi önde şu sıra?..
23 temmuz 2015 yeni şafak
“Gündem piyasalar üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor…” Dün bazı TV'lerde ekonomi ve finans yorumcuları, sanki aralarında anlaşmış gibi böyle bir ortak dil kullandılar… Bu yorumu nereye dayandırıyorlardı? Dünyada Dolar, diğer paralar karşısında %0.3 değer kazanmış. Bizde ise bu rakam %1 olmuş… Bu büyük bir fark herhalde… Dün Borsada düşüş varmış. Ne kadar? %1… Bu da acayip yüksek bir düşüş demek ki…
Felaket tellallığı yapan yapana…
Serin kanlılığını kaybeden, sunî olarak yaratılmaya çalışılan bu kaos ve kriz ortamında ciddi panik yaşayabilir ve onulmaz yaralar alabilir… Burada yara almamak, hasar görmemek için sadece şöyle bir geriye dönüp Türkiye'nin son 25 yıllık geçmişinde atlattığı, hatta tersine güçlenerek çıktığı, bununla kıyas kabul etmeyecek boyutta çelişki ve krizlere bakmak yeterli olabilir.
PKK öyle bir siyasî infaz cinayeti işleyip üstleniyor ki, akıl alacak gibi değil… Neymiş?.. PKK 'Suruç katliamının' intikamını alıyormuş…
Son günlerde 'menfur suikast' lanetlemekten, şehit düşen ve vefat edenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve sabır dilemekten başka hangi siyasi iletişim aksiyonu izlemek olasıydı, biz ciddiyetle düşündük, ancak göremedik.
İşi gücü, rüzgâr ters yönden esse bile, bunu hükümeti eleştirmek için fırsata dönüştürmeye çalışan muhalefet dahil, istersek nefret ve lanetleyerek analım, IŞİD'in (DEAŞ'in) iletişimi pek çok odaktan daha etkili yürüttüğünü, nihaî sonları gelene kadar da (tarihte böyle bir grubun sürdürülebilir bir varlık sergileyebildiği görülmemiştir), iletişime aynı frekans ve ağırlık boyutunda devam ettireceklerini çıplak gözle görür gibiyiz…
Bir bakın; şu sıra kim reaktif savunma iletişimi yapıyor; kim proaktif ofansif iletişim yürütüyor?
Duyabildiğimiz tek umut verici haber, Bakanlar Kurulu toplantısınaKamu Diplomasisi Koordinatörü'nün de davet edilmesiydi… Bu görevin önemi ve işlevi nihayet fark ediliyor mu yoksa?.. Bütçesi artırılıyor, stratejik planları oluşturuluyor mu acaba?..
Ortada kriz durumu var mıdır? Vardır. Kriz durumlarında ne yapılır? Kriz Yönetimi ve Kriz İletişimi Yöntemleri harfiyen uygulanır. Türk devleti kriz yönetimi konusunda uzmanlaşmış ve tecrübelerle uzmanlığını zenginleştirmiştir…
Ancak ya kriz iletişiminde durum nedir? Bombacının kimliğinin bu kadar kısa zamanda tespit edilmesi başarısının bile kendi hanesine adam gibi yazılmasını sağlayamamış; iletişim son derece kopuk bir şekilde ortada kalmıştır.
Soma'da kriz yönetimi adına sehven ya da bazı birimlerin yetersizliği yüzünden yapılmış hataları bir kenara bırakacak olursak, iletişim yönetimi adına akılda kalan nedir, bir hatırlayın… Yanıt basittir.Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın saat başı sistematik ve disiplinli bir şekilde; doğru, gerçeklere dayalı açıklamaları değil midir, hazin manzaraların yanısıra kriz iletişim adına hafızalara
kazanmış olan?..
Pekiyi Suruç ve bağlantılı olaylarda nasıl bir iletişim stratejisi dikkatinizi çekti? Ne var bu konuda hafızalarda?..
Somut bir programdan, strateji ve taktikten söz etmek çok zor…
IŞİD'e destek meselesini;
IŞİD'i taşeron olarak kimin kullanmakta olduğunu çok iyi biliyor olmalarına rağmen; AK Parti'ye ve Sayın Cumhurbaşkanı'na yamamağa çalışanların sesinin daha sistematik ve gür çıkmakta olduğunu üzülerek tespit ettik…
İletişimin bir numaralı görevinin 'hakikatle algılanan gerçeklik' arasında oluşacak uçurumu kapatmak olduğunu, bu sütunları takip edenler herhalde ezberlemişlerdir
artık …
Şu anda hangisi öndedir sizce? Hakikat mi, algılatılmak istenen gerçeklik mi?..
Salı günkü yazımızı atlamış olanlara, internette bulup oradaki, bu işlerin arkasında kimlerin olabileceğine dair basit bir Aristo mantığı sorgulamasıyla işaret edilen satırlara göz atmalarını tavsiye ederiz…
Türkiye'ye onca yıl çağdaş siyasi iletişim dersi vermiş olan AK Parti'nin bu hasletini ve reflekslerini kaybetmemiş olduğunu ve iletişim inisiyatifini bir an önce ele alacağını
ummak istiyoruz…
Felaket tellallığı yapan yapana…
Serin kanlılığını kaybeden, sunî olarak yaratılmaya çalışılan bu kaos ve kriz ortamında ciddi panik yaşayabilir ve onulmaz yaralar alabilir… Burada yara almamak, hasar görmemek için sadece şöyle bir geriye dönüp Türkiye'nin son 25 yıllık geçmişinde atlattığı, hatta tersine güçlenerek çıktığı, bununla kıyas kabul etmeyecek boyutta çelişki ve krizlere bakmak yeterli olabilir.
PKK öyle bir siyasî infaz cinayeti işleyip üstleniyor ki, akıl alacak gibi değil… Neymiş?.. PKK 'Suruç katliamının' intikamını alıyormuş…
Son günlerde 'menfur suikast' lanetlemekten, şehit düşen ve vefat edenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve sabır dilemekten başka hangi siyasi iletişim aksiyonu izlemek olasıydı, biz ciddiyetle düşündük, ancak göremedik.
İşi gücü, rüzgâr ters yönden esse bile, bunu hükümeti eleştirmek için fırsata dönüştürmeye çalışan muhalefet dahil, istersek nefret ve lanetleyerek analım, IŞİD'in (DEAŞ'in) iletişimi pek çok odaktan daha etkili yürüttüğünü, nihaî sonları gelene kadar da (tarihte böyle bir grubun sürdürülebilir bir varlık sergileyebildiği görülmemiştir), iletişime aynı frekans ve ağırlık boyutunda devam ettireceklerini çıplak gözle görür gibiyiz…
Bir bakın; şu sıra kim reaktif savunma iletişimi yapıyor; kim proaktif ofansif iletişim yürütüyor?
Duyabildiğimiz tek umut verici haber, Bakanlar Kurulu toplantısınaKamu Diplomasisi Koordinatörü'nün de davet edilmesiydi… Bu görevin önemi ve işlevi nihayet fark ediliyor mu yoksa?.. Bütçesi artırılıyor, stratejik planları oluşturuluyor mu acaba?..
Ortada kriz durumu var mıdır? Vardır. Kriz durumlarında ne yapılır? Kriz Yönetimi ve Kriz İletişimi Yöntemleri harfiyen uygulanır. Türk devleti kriz yönetimi konusunda uzmanlaşmış ve tecrübelerle uzmanlığını zenginleştirmiştir…
Ancak ya kriz iletişiminde durum nedir? Bombacının kimliğinin bu kadar kısa zamanda tespit edilmesi başarısının bile kendi hanesine adam gibi yazılmasını sağlayamamış; iletişim son derece kopuk bir şekilde ortada kalmıştır.
Soma'da kriz yönetimi adına sehven ya da bazı birimlerin yetersizliği yüzünden yapılmış hataları bir kenara bırakacak olursak, iletişim yönetimi adına akılda kalan nedir, bir hatırlayın… Yanıt basittir.Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın saat başı sistematik ve disiplinli bir şekilde; doğru, gerçeklere dayalı açıklamaları değil midir, hazin manzaraların yanısıra kriz iletişim adına hafızalara
kazanmış olan?..
Pekiyi Suruç ve bağlantılı olaylarda nasıl bir iletişim stratejisi dikkatinizi çekti? Ne var bu konuda hafızalarda?..
Somut bir programdan, strateji ve taktikten söz etmek çok zor…
IŞİD'e destek meselesini;
IŞİD'i taşeron olarak kimin kullanmakta olduğunu çok iyi biliyor olmalarına rağmen; AK Parti'ye ve Sayın Cumhurbaşkanı'na yamamağa çalışanların sesinin daha sistematik ve gür çıkmakta olduğunu üzülerek tespit ettik…
İletişimin bir numaralı görevinin 'hakikatle algılanan gerçeklik' arasında oluşacak uçurumu kapatmak olduğunu, bu sütunları takip edenler herhalde ezberlemişlerdir
artık …
Şu anda hangisi öndedir sizce? Hakikat mi, algılatılmak istenen gerçeklik mi?..
Salı günkü yazımızı atlamış olanlara, internette bulup oradaki, bu işlerin arkasında kimlerin olabileceğine dair basit bir Aristo mantığı sorgulamasıyla işaret edilen satırlara göz atmalarını tavsiye ederiz…
Türkiye'ye onca yıl çağdaş siyasi iletişim dersi vermiş olan AK Parti'nin bu hasletini ve reflekslerini kaybetmemiş olduğunu ve iletişim inisiyatifini bir an önce ele alacağını
ummak istiyoruz…