Kurunun yanında yaş yakmamak ne zordur…
08 Eylül 2016 - yeni Şafak
Geçen hafta Cuma akşamı NTV'de Buket hanımın programında tam da bu konuyu tartışıyorduk. Bana sorarsanız dün Sayın Cumhurbaşkanı tarihi açıklamalarından birini yaptı. İlgili haber şöyle çıktı medyada:
“FETÖ ile mücadele konusunda değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı iddiaların ortaya atılmasının yanlış olduğunu söyledi.
'FETÖ'den ihraç edilenleri kriptolar seçti, asıl kriptolar ise hâlâ görevde' iddiaları sorulan Cumhurbaşkanı, 'Bunu söyleyenler kendilerine göre doğru da söyleyebilirler. Ama şu var ki at izi, it izine karışmış vaziyette. 'Ben bir şey atayım da nasılsa tutar' diyenler var. Bazıları böyle yapıyor. Bunlar doğru şeyler değil. Bu tür yanlışlıklardan uzak durmak lazım' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı, bazı suçlamalarla tutuklanan birtakım kişilerin işle hiç alakasının olmadığını da belirterek, 'O insana yaftayı yapıştırıyorlar' dedi.”
Konuya biz de 13 Ağustos'ta köşemizde “İtibar dediğiniz bir huzursuz kuştur” başlıklı yazımızda değinmiştik…
5 Eylül Pazartesi günü Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz'ın şu tweet'i dikkatleri üzerine çekmişti:
“Namaz kılanı Fetullahçı sanan, Meşveretçi, Yazıcı, Okuyucu, Nakşi, Kadiri arasındaki farkı bilmeyen 28 Şubatçılarla FETÖ temizliği yapılamaz“.
Mücahit beyin bir başka tweet'i de şöyleydi:
“15 yıldır tanıdığım 'o gece' tankın önüne yatan FETÖ düşmanı Oktay Kılıç'ın evi FETÖ'den aranıyorsa, bu operasyon 'bize' dönmüş demektir!”
Refikimiz sevgili Kemal Öztürk de dünkü yazısında “Kurunun yanında yananların feryadı” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Yani akıl ve vicdan, ilim ve irfan devreye sokulmak isteniyor…
Daha çok medya ilişkileri, etkinlik işleri ve iş insanlarını bir araya getirme organizasyonları odaklı taktik PR işleri yapan ajanslardan biri 'Cemaatçi' olmakla övünürdü. Hatta onlara yakın bir iletişimci de bize bir keresinde “Bak ne güzel işler alıyorlar o sayede. Büyük bir Holding'e de hizmet veriyorlar. Bu da bütün diğer kapıları açacak” demişti. 17-25 Aralık darbe girişiminin sonuçlarını bir süre bekleyen bu ajans ânında kurs değiştirip bir anda bir numaralı AK Parti taraftarı oluvermişti. Ortakları AK Partili yöneticilerle aynı karede boy göstermek için çırpınıp durdular. Bir tek yapmadıkları şey kaldı: Gazetelere tam sayfa İstiklal Marşı ilanları vermek…
Ancak kimseye adlarından söz etmek, ya da en ufak şekilde yaklaşımlarını ima etmek aklımızın köşesinden dahi geçmedi. Çünkü'yaş' olduklarını, kurunun yanında yanmamaları gerektiğini düşünüyor ve ihanetten çok ticaretlerini düşündükleri için böyle davrandıklarını biliyorduk. Allaha havale edip sesimizi çıkarmadık…
Bunlar gibi binlerce örnek olabilir… Aman dikkat… Hıristiyan âleminde 7 ölümcül günah varmış; bizim dinimizde ise Allah'ın affetmeyeceği 2 günah. Bunlardan birisi Allah'a şirk koşmak, diğeri de kul hakkıyemekmiş…
Her Müslümanın bildiği bu gerçeği arada sırada hatırlamakta yarar var…
Ne yaman bir çelişkidir aslında.
Karşındaki 'asimetrik' savaş yapar… Namertlik onun yaşam biçimidir…
Belden aşağıya vurur…
Hiçbir günah tanımaz, çünkü amaç aracı mubah kılar onun için…
Değerleri yoktur, tâbî olduğu sistem ve kişi dışında değer tanımaz…
İrfan ve fazilet onun için ancak nihai hedefine hizmet ediyorsa, geçerli akçedir…
Yani asimetrik savaşın her unsuru mevcuttur onda…
Ancak senden simetrik davranış beklenir. Kendileri asimetrik savaşın her unsurunu uygulayan büyük devletler de senden simetrik davranış beklerler… Adalet beklerler. 'Orantılı güç' uygulamanı. O, Meclisi bombalasa da senin, onun kılına dokunmamanı… Yasalara uygunluk içinde olmanı beklerler. Erdemli. İrfanli. Toplumun değerleriyle uyum içinde olmanı…
Ne yaman çelişkidir…
“FETÖ ile mücadele konusunda değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı iddiaların ortaya atılmasının yanlış olduğunu söyledi.
'FETÖ'den ihraç edilenleri kriptolar seçti, asıl kriptolar ise hâlâ görevde' iddiaları sorulan Cumhurbaşkanı, 'Bunu söyleyenler kendilerine göre doğru da söyleyebilirler. Ama şu var ki at izi, it izine karışmış vaziyette. 'Ben bir şey atayım da nasılsa tutar' diyenler var. Bazıları böyle yapıyor. Bunlar doğru şeyler değil. Bu tür yanlışlıklardan uzak durmak lazım' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı, bazı suçlamalarla tutuklanan birtakım kişilerin işle hiç alakasının olmadığını da belirterek, 'O insana yaftayı yapıştırıyorlar' dedi.”
Konuya biz de 13 Ağustos'ta köşemizde “İtibar dediğiniz bir huzursuz kuştur” başlıklı yazımızda değinmiştik…
5 Eylül Pazartesi günü Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz'ın şu tweet'i dikkatleri üzerine çekmişti:
“Namaz kılanı Fetullahçı sanan, Meşveretçi, Yazıcı, Okuyucu, Nakşi, Kadiri arasındaki farkı bilmeyen 28 Şubatçılarla FETÖ temizliği yapılamaz“.
Mücahit beyin bir başka tweet'i de şöyleydi:
“15 yıldır tanıdığım 'o gece' tankın önüne yatan FETÖ düşmanı Oktay Kılıç'ın evi FETÖ'den aranıyorsa, bu operasyon 'bize' dönmüş demektir!”
Refikimiz sevgili Kemal Öztürk de dünkü yazısında “Kurunun yanında yananların feryadı” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Yani akıl ve vicdan, ilim ve irfan devreye sokulmak isteniyor…
Daha çok medya ilişkileri, etkinlik işleri ve iş insanlarını bir araya getirme organizasyonları odaklı taktik PR işleri yapan ajanslardan biri 'Cemaatçi' olmakla övünürdü. Hatta onlara yakın bir iletişimci de bize bir keresinde “Bak ne güzel işler alıyorlar o sayede. Büyük bir Holding'e de hizmet veriyorlar. Bu da bütün diğer kapıları açacak” demişti. 17-25 Aralık darbe girişiminin sonuçlarını bir süre bekleyen bu ajans ânında kurs değiştirip bir anda bir numaralı AK Parti taraftarı oluvermişti. Ortakları AK Partili yöneticilerle aynı karede boy göstermek için çırpınıp durdular. Bir tek yapmadıkları şey kaldı: Gazetelere tam sayfa İstiklal Marşı ilanları vermek…
Ancak kimseye adlarından söz etmek, ya da en ufak şekilde yaklaşımlarını ima etmek aklımızın köşesinden dahi geçmedi. Çünkü'yaş' olduklarını, kurunun yanında yanmamaları gerektiğini düşünüyor ve ihanetten çok ticaretlerini düşündükleri için böyle davrandıklarını biliyorduk. Allaha havale edip sesimizi çıkarmadık…
Bunlar gibi binlerce örnek olabilir… Aman dikkat… Hıristiyan âleminde 7 ölümcül günah varmış; bizim dinimizde ise Allah'ın affetmeyeceği 2 günah. Bunlardan birisi Allah'a şirk koşmak, diğeri de kul hakkıyemekmiş…
Her Müslümanın bildiği bu gerçeği arada sırada hatırlamakta yarar var…
Ne yaman bir çelişkidir aslında.
Karşındaki 'asimetrik' savaş yapar… Namertlik onun yaşam biçimidir…
Belden aşağıya vurur…
Hiçbir günah tanımaz, çünkü amaç aracı mubah kılar onun için…
Değerleri yoktur, tâbî olduğu sistem ve kişi dışında değer tanımaz…
İrfan ve fazilet onun için ancak nihai hedefine hizmet ediyorsa, geçerli akçedir…
Yani asimetrik savaşın her unsuru mevcuttur onda…
Ancak senden simetrik davranış beklenir. Kendileri asimetrik savaşın her unsurunu uygulayan büyük devletler de senden simetrik davranış beklerler… Adalet beklerler. 'Orantılı güç' uygulamanı. O, Meclisi bombalasa da senin, onun kılına dokunmamanı… Yasalara uygunluk içinde olmanı beklerler. Erdemli. İrfanli. Toplumun değerleriyle uyum içinde olmanı…
Ne yaman çelişkidir…