‘Organik aydın istiyoruz…’
2 Nisan 2016 Yeni Şafak
Başbakan Davutoğlu'nun Diyarbakır seferi siyasi iletişim açısından mükemmeldi. Burada birkaç kez yazmıştık; Sayın Başbakan TV'de nasıl konuşuyorsa, uçakta gazetecilerle nasıl konuşuyorsa, Grup Toplantılarında nasıl konuşuyorsa öyle konuşmalıydı… Yani üç sözcükle ifade edecek olursak “Kendi Gibi Olmalıydı”…
Sayın Başbakan bu yolda son derece hızlı adımlar attı. Son Diyarbakır konuşmalarında ise zirve yaptı… Davutoğlu, vaatlerin sadeliği, içtenliği, kolay anlaşılır olması, tarih ve kültürle yani üst yapı ile kurulan hem içerik hem de biçimdeki duygusal bağıyla etkili bir algı bıraktı arkasında.
Sur İlçesi'ndeki tarihi Ulucamiî'nde Cuma namazı kıldıktan sonra halka hitap eden Davutoğlu'nu halk 'Hoş geldin serok Ahmet, surlar gibi dimdik ayaktayız' pankartı ile karşılamış.
Bu arada benim en çok ilgimi Sayın Başbakan'ın kullandığı bir deyişçekti… Başbakan, öğretmen adaylarına hitaben konuşurken “Öğretmenlik şahsiyet inşasıdır. Biz mekanik meslek sahibi nesiller istemiyoruz, organik aydınlar istiyoruz. Biz, yeni nesillerin nesneleşmesini istemiyoruz, özneleşmesini istiyoruz “ demiş ve eklemiş: “Mekanik meslek sahibi nesiller değil, 'organik aydınlar istiyoruz”.
Müthiş bir saptama… Yeter ki “Organik Aydın” kavramının altı açıla… Bu görev de 'organik aydınlara düşer'… Tanım için, bu hafta Yüzüncü Doğum Yılını idrak ettiğimiz Cemil Meriç'e bakmak yardımcı olabilir… Hani 'mukaddesi olan insan', hani üstadın saydığı, benim'Tasallutu olmayan' diye yorumlamaya çalıştığım diğer nitelikler…
'Organik Aydın' kavramı, iletişim boyutunda ele alınıp geliştirilmezse, Başbakan'ın aleyhine çalışır… Öte yandan bu kadarıyla da yetinilmemeli… Organik Siyasetçi, Organik Gazeteci, Organik bürokrat gibi türetilebilir kavram… Ve en önemlisi, iletişimin ana kurallarından birinin devreye sokulması: Perseverasyon, yani 'tekrar'… İyice içselleştirilene kadar Sayın Başbakan ve diğer bakanların bu kavramı sıklıkla ele alıp üzerine gitmeleri, yakalanmış olan bu fırsatın kritik başarı faktörü…
Logo tasarımı için bu rakam az bile…
Türkiye'de kent markası üzerine derinlikli ve etkili çalışma yapan kentlerin başında bana sorarsanız ilk üç kentin arasına mutlaka Gaziantep girer.
Kentin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin ve ekibi bu işe akıllarını, gönüllerini, emeklerini koymuşlar… Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin 2014 Kasım'ında düzenlediği İnovasyon Haftası nedeniyle bir konferans için gittiğim Gaziantep'te yapılanları yerinde ve hayranlıkla izleme olanağı bulmuştum. Yapılanları ve çıktılarını merak edenler, Gaziantep Belediyesi'nin web sitesine bakabilirler.
Sadece Gaziantep'in UNESCO'dan 2015 yılında Yaratıcı Şehir Üyeliğini kazanması bile büyük başarıdır…
Şimdi bu yolda neler yapıldığı ortadayken kentin iletişim çalışmaları ile ilgili bir yabancı ajansa ödediği ücret, şeamet tellallarının gözüne batmış… İstanbul'daki laleler de batar bunların gözüne, kentin ana yollarının yemyeşil hale getirilmesi de…
Neymiş?... Kent logosunu tespit için açılan ihale 18.04.2015 tarihinde sonuçlanmış 270 bin dolar karşılığında bir ABD şirketi olan ” I Mean it Creative, Inc” adlı şirket kazanmış.
Logo yarışmasını kazanan şirketin sahibinin ABD'de yaşamını sürdüren ve ünlü Hollywood filmlerine yaptığı afişlerle bilinen Türk tasarımcı Emrah Yücel'miş… Hani niye Türkler yapmadı logoyu diye çemkirmişler ya…
Emrah Yücel, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarımı bölümünden 1989 yılında mezun olmuş. Yüksek Lisansını Bilkent Üniversitesi Grafik Bölümünde tamamlamış. Özellikle Hollywood sinemasının film posterlerini tasarlamasıyla tanınmış. Posterini yaptığı filmler arasında 28 Days, Chicago, Frida ve Kill Billyer alıyormuş.
Çemkiriciler ne diyormuş? Bu kadar para harcanır mıymış bu işlere…Şahinbey Belediyesi'nin CHP'li Meclis Üyesi Uğur Kalkan, olayı memleket meselesi haline getirip, “Saçı bitmemiş yetim hakkı” aramak için yola çıkmış…
Konuyla ilgili Fatma Şahin Hanım şahsi twitter hesabından bir açıklama göndermiş. Bence ona da bir bakın…
Bize sorarsanız yapılan iş ve ödenen rakam açısından iş ucuza bile gelmiş… Dünyada bu işlerin kaça yapıldığını biraz bilen, bunu hemen size söyleyecektir. Koç'un, Arçelik'in logolarını tasarlayan İvan Chermayev'den bir fiyat soruversinler, sonra konuşsunlar…
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak ancak niyetin kötü olması ile ilgilidir, başka bir akıl aramayın arka düzeyinde…
Tabii bu konuda görüş bildirmesi gereken üç ciddi meslek kuruluşu var ortada 1. Reklam Verenler Derneği 2. Reklamcılar Derneği 3. Kurumsal İletişim Direktörleri Derneği…
Buyurun arkadaşlar söyleyin bakalım Fatma Şahin Başkan Belediyenin parasını çarçur mu etmiş?
Sayın Başbakan bu yolda son derece hızlı adımlar attı. Son Diyarbakır konuşmalarında ise zirve yaptı… Davutoğlu, vaatlerin sadeliği, içtenliği, kolay anlaşılır olması, tarih ve kültürle yani üst yapı ile kurulan hem içerik hem de biçimdeki duygusal bağıyla etkili bir algı bıraktı arkasında.
Sur İlçesi'ndeki tarihi Ulucamiî'nde Cuma namazı kıldıktan sonra halka hitap eden Davutoğlu'nu halk 'Hoş geldin serok Ahmet, surlar gibi dimdik ayaktayız' pankartı ile karşılamış.
Bu arada benim en çok ilgimi Sayın Başbakan'ın kullandığı bir deyişçekti… Başbakan, öğretmen adaylarına hitaben konuşurken “Öğretmenlik şahsiyet inşasıdır. Biz mekanik meslek sahibi nesiller istemiyoruz, organik aydınlar istiyoruz. Biz, yeni nesillerin nesneleşmesini istemiyoruz, özneleşmesini istiyoruz “ demiş ve eklemiş: “Mekanik meslek sahibi nesiller değil, 'organik aydınlar istiyoruz”.
Müthiş bir saptama… Yeter ki “Organik Aydın” kavramının altı açıla… Bu görev de 'organik aydınlara düşer'… Tanım için, bu hafta Yüzüncü Doğum Yılını idrak ettiğimiz Cemil Meriç'e bakmak yardımcı olabilir… Hani 'mukaddesi olan insan', hani üstadın saydığı, benim'Tasallutu olmayan' diye yorumlamaya çalıştığım diğer nitelikler…
'Organik Aydın' kavramı, iletişim boyutunda ele alınıp geliştirilmezse, Başbakan'ın aleyhine çalışır… Öte yandan bu kadarıyla da yetinilmemeli… Organik Siyasetçi, Organik Gazeteci, Organik bürokrat gibi türetilebilir kavram… Ve en önemlisi, iletişimin ana kurallarından birinin devreye sokulması: Perseverasyon, yani 'tekrar'… İyice içselleştirilene kadar Sayın Başbakan ve diğer bakanların bu kavramı sıklıkla ele alıp üzerine gitmeleri, yakalanmış olan bu fırsatın kritik başarı faktörü…
Logo tasarımı için bu rakam az bile…
Türkiye'de kent markası üzerine derinlikli ve etkili çalışma yapan kentlerin başında bana sorarsanız ilk üç kentin arasına mutlaka Gaziantep girer.
Kentin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin ve ekibi bu işe akıllarını, gönüllerini, emeklerini koymuşlar… Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin 2014 Kasım'ında düzenlediği İnovasyon Haftası nedeniyle bir konferans için gittiğim Gaziantep'te yapılanları yerinde ve hayranlıkla izleme olanağı bulmuştum. Yapılanları ve çıktılarını merak edenler, Gaziantep Belediyesi'nin web sitesine bakabilirler.
Sadece Gaziantep'in UNESCO'dan 2015 yılında Yaratıcı Şehir Üyeliğini kazanması bile büyük başarıdır…
Şimdi bu yolda neler yapıldığı ortadayken kentin iletişim çalışmaları ile ilgili bir yabancı ajansa ödediği ücret, şeamet tellallarının gözüne batmış… İstanbul'daki laleler de batar bunların gözüne, kentin ana yollarının yemyeşil hale getirilmesi de…
Neymiş?... Kent logosunu tespit için açılan ihale 18.04.2015 tarihinde sonuçlanmış 270 bin dolar karşılığında bir ABD şirketi olan ” I Mean it Creative, Inc” adlı şirket kazanmış.
Logo yarışmasını kazanan şirketin sahibinin ABD'de yaşamını sürdüren ve ünlü Hollywood filmlerine yaptığı afişlerle bilinen Türk tasarımcı Emrah Yücel'miş… Hani niye Türkler yapmadı logoyu diye çemkirmişler ya…
Emrah Yücel, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarımı bölümünden 1989 yılında mezun olmuş. Yüksek Lisansını Bilkent Üniversitesi Grafik Bölümünde tamamlamış. Özellikle Hollywood sinemasının film posterlerini tasarlamasıyla tanınmış. Posterini yaptığı filmler arasında 28 Days, Chicago, Frida ve Kill Billyer alıyormuş.
Çemkiriciler ne diyormuş? Bu kadar para harcanır mıymış bu işlere…Şahinbey Belediyesi'nin CHP'li Meclis Üyesi Uğur Kalkan, olayı memleket meselesi haline getirip, “Saçı bitmemiş yetim hakkı” aramak için yola çıkmış…
Konuyla ilgili Fatma Şahin Hanım şahsi twitter hesabından bir açıklama göndermiş. Bence ona da bir bakın…
Bize sorarsanız yapılan iş ve ödenen rakam açısından iş ucuza bile gelmiş… Dünyada bu işlerin kaça yapıldığını biraz bilen, bunu hemen size söyleyecektir. Koç'un, Arçelik'in logolarını tasarlayan İvan Chermayev'den bir fiyat soruversinler, sonra konuşsunlar…
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak ancak niyetin kötü olması ile ilgilidir, başka bir akıl aramayın arka düzeyinde…
Tabii bu konuda görüş bildirmesi gereken üç ciddi meslek kuruluşu var ortada 1. Reklam Verenler Derneği 2. Reklamcılar Derneği 3. Kurumsal İletişim Direktörleri Derneği…
Buyurun arkadaşlar söyleyin bakalım Fatma Şahin Başkan Belediyenin parasını çarçur mu etmiş?