Sabır taşı olsa çatlar…
08 EYLÜL 2015 Yeni Şafak
Herkesin son derece dikkatli olması gereken; hassas mı hassas bir dönemden geçiyoruz…
“Sabır taşı olsa çatlar!” sözünü Anglosakson ve Frankofon dillerine çevirmeniz olası değildir…
Şehit olan Kurmay Yarbay İlker Çelikcan Harp Akademileri'nde öğrencimdi… Kederimi tarif etmem mümkün değildir…
Ulusal Yas ilan edilmesi düşünülüyormuş. Milli Birlik ve Beraberlik Günü ilan etmek daha doğru olur…
Bir ara gözüm (Eş)Başkan Selahattin Demirtaş'ın Twitter hesabından yollanan Dağlıca Açıklaması'na takıldı. Aynen alıyorum:
“Öldürmenin gerekçesi olamaz, insanlarımızı ölüme sürmenin de. Her gün hepimizi kahreden ölüm haberleri kaderimiz de olamaz.
Dün Dağlıca'da yitirdiğimiz kardeşlerimize, Cizre'de yitirdiğimiz küçük çocuklarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına ve halkımıza başsağlığı diliyorum.
Halkın yoksul çocuklarına sadece ölümü reva gören, annelerin barış düşüne kan sıçratan savaş politikalarına teslim olmayacağız.
Kin ve nefret kusmak yerine bu felaket tezgâhından çıkışın yollarını hep birlikte bulmak zorundayız.
Koşullar ne kadar zor olursa olsun Barış'ta ve kardeşlikte ısrar etmek dışında her yol bizleri insanlığımızdan uzaklaştırır, acılarımızı derinleştirir. Allah hepimize sabır ve akılla davranma dirayeti nasip etsin. Hepimizin başı sağ olsun.”
80 milletvekili ile Meclise girecek kadar hayli geniş bir millî sol ittifakı sağlamış olan HDP'nin tarihî bir fırsatı nasıl bozuk para gibi harcamış olduğu konusunda kafalarında hâlâ tereddütleri olanlar varsa, yukarıdaki açıklamanın satır aralarını okumaları onlara çok yardımcı olacaktır…
Bir de Silahlı Kuvvetler bünyesinden çok yakın bir dostumun yolladığı e-posta mesajını buraya almak istiyorum… Onun da satır aralarına bakılmalı…
Gerçekliğin (realite) tam tersine hakikat hiçbir zaman ayan beyan ortada olmazmış zaten, değil mi? Satır aralarında görülebilirmiş ancak… O da görebilene:
“Terör ve terörist konusunda Komutan/Lider olarak hep dikkat ettiğimiz bir hususu paylaşmak istedim. Teröristle mücadele edenler için 'Şehit vermeden nasıl operasyon icra ederim?' sorusu planlamanın temel kriterlerinden biridir.
Esas olan ise 'Aklın akılla mücadelesidir'. Alınan tedbirlerin her zaman geçici koruyucular olduğu unutulmamalıdır. (Çelik başlık, çelik yelek, zırhlı araç, sürat vb.) Örneğin zırhlı araçlar, 50-100 Kg'lık c4 patlayıcıya karşı koruma sağlıyorsa, terörist 400 Kg. c4 kullanabilir (Dağlıca'da olduğu gibi). Bu nedenle de teröristle mücadelede Komutanın liderlik vasfı ön plana çıkar. Kanla öğrenilmiş bilgi ve deneyimin aktarılması hem ustalık işi, hem de çok hassas konudur.
Şehit olmak en yüce onurdur… O halde Komutanın unutmaması gereken önemli hususlar ise şöyle sıralanabilir:
1. Terör ile Devlet mücadele eder, (Hükümetler gelir, gider ama devlet kalır. Yani bu konuda Hükümet politikası değil Devlet politikası gerekir.)
2. Terorist ile Polis, Jandarma, Asker ve devletin diğerkurumları topyekûn mücadele ederler. (Jandarma ve Polis terörle mücadeleye yeterli gelmez ise Asker devreye girer. Onun için Jandarma hem polis ile beraber hem asker ile beraber mücadele eder. Çünkü askerdir ama savaşmak için savaş çıkmasını beklemeyen bir asker…)
Birinci bölüm hata yaparsa ikinci bölümdekiler Şehit olur.
İkinci bölümdekiler hata yaparsa yine ikinci bölümdekiler Şehit olur.
İkinci bölümdekiler hatalarından ders aldıkça, tecrübe kazandıkça daha az Şehit olurlar, ama yine de Şehit olurlar.
Birinci bölüm ders almama konusunda ısrar ederse, ikinci bölümdekiler daha da çok sayıda ŞEHİT olurlar…”
Allah cümlemize akıl fikir ihsan eylesin…
“Sabır taşı olsa çatlar!” sözünü Anglosakson ve Frankofon dillerine çevirmeniz olası değildir…
Şehit olan Kurmay Yarbay İlker Çelikcan Harp Akademileri'nde öğrencimdi… Kederimi tarif etmem mümkün değildir…
Ulusal Yas ilan edilmesi düşünülüyormuş. Milli Birlik ve Beraberlik Günü ilan etmek daha doğru olur…
Bir ara gözüm (Eş)Başkan Selahattin Demirtaş'ın Twitter hesabından yollanan Dağlıca Açıklaması'na takıldı. Aynen alıyorum:
“Öldürmenin gerekçesi olamaz, insanlarımızı ölüme sürmenin de. Her gün hepimizi kahreden ölüm haberleri kaderimiz de olamaz.
Dün Dağlıca'da yitirdiğimiz kardeşlerimize, Cizre'de yitirdiğimiz küçük çocuklarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına ve halkımıza başsağlığı diliyorum.
Halkın yoksul çocuklarına sadece ölümü reva gören, annelerin barış düşüne kan sıçratan savaş politikalarına teslim olmayacağız.
Kin ve nefret kusmak yerine bu felaket tezgâhından çıkışın yollarını hep birlikte bulmak zorundayız.
Koşullar ne kadar zor olursa olsun Barış'ta ve kardeşlikte ısrar etmek dışında her yol bizleri insanlığımızdan uzaklaştırır, acılarımızı derinleştirir. Allah hepimize sabır ve akılla davranma dirayeti nasip etsin. Hepimizin başı sağ olsun.”
80 milletvekili ile Meclise girecek kadar hayli geniş bir millî sol ittifakı sağlamış olan HDP'nin tarihî bir fırsatı nasıl bozuk para gibi harcamış olduğu konusunda kafalarında hâlâ tereddütleri olanlar varsa, yukarıdaki açıklamanın satır aralarını okumaları onlara çok yardımcı olacaktır…
Bir de Silahlı Kuvvetler bünyesinden çok yakın bir dostumun yolladığı e-posta mesajını buraya almak istiyorum… Onun da satır aralarına bakılmalı…
Gerçekliğin (realite) tam tersine hakikat hiçbir zaman ayan beyan ortada olmazmış zaten, değil mi? Satır aralarında görülebilirmiş ancak… O da görebilene:
“Terör ve terörist konusunda Komutan/Lider olarak hep dikkat ettiğimiz bir hususu paylaşmak istedim. Teröristle mücadele edenler için 'Şehit vermeden nasıl operasyon icra ederim?' sorusu planlamanın temel kriterlerinden biridir.
Esas olan ise 'Aklın akılla mücadelesidir'. Alınan tedbirlerin her zaman geçici koruyucular olduğu unutulmamalıdır. (Çelik başlık, çelik yelek, zırhlı araç, sürat vb.) Örneğin zırhlı araçlar, 50-100 Kg'lık c4 patlayıcıya karşı koruma sağlıyorsa, terörist 400 Kg. c4 kullanabilir (Dağlıca'da olduğu gibi). Bu nedenle de teröristle mücadelede Komutanın liderlik vasfı ön plana çıkar. Kanla öğrenilmiş bilgi ve deneyimin aktarılması hem ustalık işi, hem de çok hassas konudur.
Şehit olmak en yüce onurdur… O halde Komutanın unutmaması gereken önemli hususlar ise şöyle sıralanabilir:
1. Terör ile Devlet mücadele eder, (Hükümetler gelir, gider ama devlet kalır. Yani bu konuda Hükümet politikası değil Devlet politikası gerekir.)
2. Terorist ile Polis, Jandarma, Asker ve devletin diğerkurumları topyekûn mücadele ederler. (Jandarma ve Polis terörle mücadeleye yeterli gelmez ise Asker devreye girer. Onun için Jandarma hem polis ile beraber hem asker ile beraber mücadele eder. Çünkü askerdir ama savaşmak için savaş çıkmasını beklemeyen bir asker…)
Birinci bölüm hata yaparsa ikinci bölümdekiler Şehit olur.
İkinci bölümdekiler hata yaparsa yine ikinci bölümdekiler Şehit olur.
İkinci bölümdekiler hatalarından ders aldıkça, tecrübe kazandıkça daha az Şehit olurlar, ama yine de Şehit olurlar.
Birinci bölüm ders almama konusunda ısrar ederse, ikinci bölümdekiler daha da çok sayıda ŞEHİT olurlar…”
Allah cümlemize akıl fikir ihsan eylesin…