Sadece CIA’in iletişim bütçesi 1 milyar $ imiş…
13 Ekim 2016 - Yeni Şafak
Belll Pottinger Londra merkezli, hükümetlere ve kurumsal yapılara, konuşma yazımı ve internette görünürlük optimizasyonu, Wikipedia gibi yerlerdeki negatif içeriklerin kaldırılıp yerine pozitif içeriklerin yerleştirilmesi dahil çeşitli iletişim hizmetleri veren bir şirket…
Türkçe'de Fırıldak PR'cı anlamına gelen ve 1950'lerin ABD'sinde moda olan, Spindoctor dedikleri türden iletişimci olduğu belirtiliyor.
Bu bilgiye nereden ulaşıyoruz? Burak Yedek'in bizim de adımızı ekleyerek attığı bir tweet'de yer alan 17 dakikalık haber videosundan... 'Newsbud' adlı portal'de yayınlanmış. Disiplin başlığı şu: Geopolitical Report (Jeopolitik Rapor). Kurt Nimmo adında bir araştırmacı gazeteci hazırlayıp sunmuş.
Mutlaka izleyin… (https://goo.gl/u61xYj)
Programda eski bir çalışana dayanılarak belirtildiğine göre Bell Potinger, Pentagon'un Irak savaşı sırasında sahte El Kaide görüntüleri ve propaganda haberlerini oluşturmuş ve yaymış… Propaganda videolarını oluşturması ve Arap ülkelerinde yayması için kendilerine ödenen miktar yarım milyar Sterlin imiş…
CIA ve Ulusal Güvenlik Konseyi NSC ile yakın çalışan ve eski İngiltere Başbakanı D. Cameron ile dirsek temasında olduğu bilinen Ajansın müşterileri arasında Pinochet, onun vakfı, Dutch Oil, Bahreyn devleti vb. bulunuyormuş.
Firma George W. Bush'un 2003'te Irak'ı istila etmesinden hemen sonra işe alınmış. İlk başta Irak'taki seçimler sırasında taşkınlık yaratmak için çalışıyormuş.
Fakat kısa süre sonra psikolojik operasyonlar, gri ve kara propaganda yürütmek üzere gereken programlar devreye alınmış. Bush harcanan paranın çoğunun propaganda çalışmaları için olduğunu söylemiş.
PR ajansı Bell Pottinger tarafından yürütülen propaganda Amerika'nın Sesi radyosu, ordu ve CIA tarafından yayılmaktaymış.
Vietnam savaşı sırasında ABD'nin Phoenix Programı adı altında Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi aleyhine yürüttüğü siyah propagandadan yola çıkarak oluşturulan rehber (Gerilla Savaşı Sırasında Psikolojik Operasyonlar Elkitabı) Irak'ta da kullanılmış. Bu program sırasında 20 bin ile 40 bin Vietnamlının öldürüldüğü tahmin ediliyor.
Irak'ta Arap dizileri için propaganda mesajı içeren senaryoların yazılması ve sahte El Kaide videolarının üretilmesi sağlanmış. Videoların kaydedildiği CD'ler ordunun takip edebilmesini sağlayan kodlar ile işlenmiş.
İfadelere göre Ajansa sadece Irak Ulusal Kongresi ile yürüttüğü çalışmalar için CIA tarafından yaklaşık 100 milyon dolar ödeme yapılmış. Irak'ta propaganda yayınları yapan kanalın ortaya çıkmasını da başındaLord Bell adında bir şahsın bulunduğu bu ajans sağlamış.
Ordu ayrıca ABD'de kongre üyeleri üzerinde de psikolojik operasyonlar yürütmüş. 2011'de bir üst teğmenin, Afganistan'daki psikolojik operasyonlar üzerinde uzmanlaşmış birliklere ülkeye gelen Amerikalı senatörleri savaşa daha fazla asker gönderilmesi ve savaşın sürmesi için daha fazla fon sağlanması yönünde ikna etmelerini emrettiği ortaya çıkmış.
2008'de NY Times yaptığı haberde Pentagon'un emekli ordu yetkililerini TV kanallarında Irak'taki savaşın yayın süresini uzatmak için analist olarak kullandığını ortaya çıkarmış. Ordunun psikolojik operasyonlar yürütme üzerinde uzmanlaşan ekibinin CNN'de kadrolu eleman olarak çalıştığı da ifade ediliyor. 2012'de çıkartılan bir yasaya göre ABD hükümeti ve Pentagon TV, radyo, gazete ve sosyal medya üzerinden vatandaşlara psikolojik operasyon yürütülmesi iznini almış.
Mockingbird Programı dâhilinde CIA yönetiminde gazetelerde İran ve Guatemala'daki yönetim değişimi konusunda yürütülen operasyonlar hakkındaki bilgilerin kısıtlanması sağlanmış. Dünyanın her yerinde istihbarat birimleri yürüten CIA'in kamu bilgilendirmesi konusunda esas yönetmen olması dikkat çekmiş. CIA'in bütçesinin 3'te birinin medya operasyonlarına harcandığı ortaya çıkmış. (Ortalama yılda 1 milyar dolar). Bir iddiaya göre de CIA ve hükümetin ortak yürüttüğü bu çalışmaların, ülkenin yurtdışındaki hedef kitlelerden çok, yürütülen programlara destek almak amacı ile kendi vatandaşlarını hedeflediği kanıtlanmış.
Adam gibi etik iletişime dayalı “Algılama Yönetimi” ile her türlü fırıldağın mubah olduğu kara ve gri propagandayı içeren “Algı Operasyonu” arasındaki farkı daha iyi kavramak için o video-haber mutlaka izlenmeli…
Bir de sorulmalı bizim bu işlerden sorumlu birimlerimizin bütçeleri ne kadar?.. Kadroları kaç kişi…
Ancak ondan sonra “Bizi neden olduğumuz gibi değil de bu kadar olumsuz algılıyorlar?” sorusunun yanıtını bulabiliriz…
Krizi yönetenler ve yönetemeyenler
Dünyanın büyük markaları Kriz İletişimi Yönetimi üzerinde çalışan ve pratik uygulamalardan teorik sonuçlar çıkarmaya çalışan iletişimciler için mükemmel örnekler oluşturmaya devam ediyor…
VW'nin 'emir konuta zinciri' içinde 'taammüden' resmi makamları kandırma teşebbüsünün faturası hayli ağır olmuştu. Çünkü VW CEO'su,BP'nin Meksika körfezini ciddi şekilde kirlettiği o felaketten sonra üst yönetiminin yaptığı gibi aynı hatayı tekrarlamış, açık ve şeffaf bir iletişim yolunu seçmemişti.
Oysa Güney Kore'nin flaş markası Samsung kriz iletişiminin bir numaralı kritik faktörü olan 'Hız' meselesinde hiç tereddüt etmedi. Isınan, hatta yanarak patlayan Note 7'leri önce toplatma kararı aldı, sonra da üretimi tamamen durdurdu. Note7 ile en büyük rakibiApple'ın iPhone 7 modelinden yaklaşık 1 ay önce pazara adım atmıştı. Samsung, bataryadan kaynaklanan sorunu çözemeyince bu modelin üretimini durdurmuş. Bu kararın Samsung'a yaklaşık 17 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor… Ancak iletişimcilerin ortak görüşü şu: Samsung bu kararı alıp şeffaf bir şekilde davranmasaydı, zararı bunun kat be kat fazlası olurdu.
Bir kriz yönetimi örneği de Volvo'dan… Volvo, klimaların su damlatması arızası nedeniyle dünya çapında 127 bin aracını geri çağırmış.
Volvo İletişim Müdürü Katarina Adamson, geri çağrılan araçların 6 bin 400'ünün İsveç'te, diğerlerinin değişik ülkelerde olduğunu, arızanın 2016, 2017 model XC90 SUVs, S90 ve V90 araçlar için geçerli olduğunu ifade etmiş...
Son günlerde bir başka geri çağırma olayı da General Motors'dan (GM) geldi. GM, dünya genelinde 4,3 milyona yakın aracını geri çağırdığını duyurmuş. Kusurlu araçların ön hava yastıkları ve emniyet kemerlerinin kaza anında bilgisayar hatası nedeniyle işlevini kaybedebileceği tespit edilmiş.
Şimdi sorun kendinize bu markalardan hangileri sizin gözünüzde itibar kaybetmiştir? Yani bunların ürünlerini size bedava verseler almazdınız?..
Bu krizlerin onda biri Türk markalarından birinin başına gelse dünya nasıl reaksiyon gösterirdi acaba?.. Krizi yönetilen markanın gücü ile, o markanın çıktığı ülkenin markası arasındaki 'korelasyon' ne kadar da belirleyicidir…
Türkçe'de Fırıldak PR'cı anlamına gelen ve 1950'lerin ABD'sinde moda olan, Spindoctor dedikleri türden iletişimci olduğu belirtiliyor.
Bu bilgiye nereden ulaşıyoruz? Burak Yedek'in bizim de adımızı ekleyerek attığı bir tweet'de yer alan 17 dakikalık haber videosundan... 'Newsbud' adlı portal'de yayınlanmış. Disiplin başlığı şu: Geopolitical Report (Jeopolitik Rapor). Kurt Nimmo adında bir araştırmacı gazeteci hazırlayıp sunmuş.
Mutlaka izleyin… (https://goo.gl/u61xYj)
Programda eski bir çalışana dayanılarak belirtildiğine göre Bell Potinger, Pentagon'un Irak savaşı sırasında sahte El Kaide görüntüleri ve propaganda haberlerini oluşturmuş ve yaymış… Propaganda videolarını oluşturması ve Arap ülkelerinde yayması için kendilerine ödenen miktar yarım milyar Sterlin imiş…
CIA ve Ulusal Güvenlik Konseyi NSC ile yakın çalışan ve eski İngiltere Başbakanı D. Cameron ile dirsek temasında olduğu bilinen Ajansın müşterileri arasında Pinochet, onun vakfı, Dutch Oil, Bahreyn devleti vb. bulunuyormuş.
Firma George W. Bush'un 2003'te Irak'ı istila etmesinden hemen sonra işe alınmış. İlk başta Irak'taki seçimler sırasında taşkınlık yaratmak için çalışıyormuş.
Fakat kısa süre sonra psikolojik operasyonlar, gri ve kara propaganda yürütmek üzere gereken programlar devreye alınmış. Bush harcanan paranın çoğunun propaganda çalışmaları için olduğunu söylemiş.
PR ajansı Bell Pottinger tarafından yürütülen propaganda Amerika'nın Sesi radyosu, ordu ve CIA tarafından yayılmaktaymış.
Vietnam savaşı sırasında ABD'nin Phoenix Programı adı altında Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi aleyhine yürüttüğü siyah propagandadan yola çıkarak oluşturulan rehber (Gerilla Savaşı Sırasında Psikolojik Operasyonlar Elkitabı) Irak'ta da kullanılmış. Bu program sırasında 20 bin ile 40 bin Vietnamlının öldürüldüğü tahmin ediliyor.
Irak'ta Arap dizileri için propaganda mesajı içeren senaryoların yazılması ve sahte El Kaide videolarının üretilmesi sağlanmış. Videoların kaydedildiği CD'ler ordunun takip edebilmesini sağlayan kodlar ile işlenmiş.
İfadelere göre Ajansa sadece Irak Ulusal Kongresi ile yürüttüğü çalışmalar için CIA tarafından yaklaşık 100 milyon dolar ödeme yapılmış. Irak'ta propaganda yayınları yapan kanalın ortaya çıkmasını da başındaLord Bell adında bir şahsın bulunduğu bu ajans sağlamış.
Ordu ayrıca ABD'de kongre üyeleri üzerinde de psikolojik operasyonlar yürütmüş. 2011'de bir üst teğmenin, Afganistan'daki psikolojik operasyonlar üzerinde uzmanlaşmış birliklere ülkeye gelen Amerikalı senatörleri savaşa daha fazla asker gönderilmesi ve savaşın sürmesi için daha fazla fon sağlanması yönünde ikna etmelerini emrettiği ortaya çıkmış.
2008'de NY Times yaptığı haberde Pentagon'un emekli ordu yetkililerini TV kanallarında Irak'taki savaşın yayın süresini uzatmak için analist olarak kullandığını ortaya çıkarmış. Ordunun psikolojik operasyonlar yürütme üzerinde uzmanlaşan ekibinin CNN'de kadrolu eleman olarak çalıştığı da ifade ediliyor. 2012'de çıkartılan bir yasaya göre ABD hükümeti ve Pentagon TV, radyo, gazete ve sosyal medya üzerinden vatandaşlara psikolojik operasyon yürütülmesi iznini almış.
Mockingbird Programı dâhilinde CIA yönetiminde gazetelerde İran ve Guatemala'daki yönetim değişimi konusunda yürütülen operasyonlar hakkındaki bilgilerin kısıtlanması sağlanmış. Dünyanın her yerinde istihbarat birimleri yürüten CIA'in kamu bilgilendirmesi konusunda esas yönetmen olması dikkat çekmiş. CIA'in bütçesinin 3'te birinin medya operasyonlarına harcandığı ortaya çıkmış. (Ortalama yılda 1 milyar dolar). Bir iddiaya göre de CIA ve hükümetin ortak yürüttüğü bu çalışmaların, ülkenin yurtdışındaki hedef kitlelerden çok, yürütülen programlara destek almak amacı ile kendi vatandaşlarını hedeflediği kanıtlanmış.
Adam gibi etik iletişime dayalı “Algılama Yönetimi” ile her türlü fırıldağın mubah olduğu kara ve gri propagandayı içeren “Algı Operasyonu” arasındaki farkı daha iyi kavramak için o video-haber mutlaka izlenmeli…
Bir de sorulmalı bizim bu işlerden sorumlu birimlerimizin bütçeleri ne kadar?.. Kadroları kaç kişi…
Ancak ondan sonra “Bizi neden olduğumuz gibi değil de bu kadar olumsuz algılıyorlar?” sorusunun yanıtını bulabiliriz…
Krizi yönetenler ve yönetemeyenler
Dünyanın büyük markaları Kriz İletişimi Yönetimi üzerinde çalışan ve pratik uygulamalardan teorik sonuçlar çıkarmaya çalışan iletişimciler için mükemmel örnekler oluşturmaya devam ediyor…
VW'nin 'emir konuta zinciri' içinde 'taammüden' resmi makamları kandırma teşebbüsünün faturası hayli ağır olmuştu. Çünkü VW CEO'su,BP'nin Meksika körfezini ciddi şekilde kirlettiği o felaketten sonra üst yönetiminin yaptığı gibi aynı hatayı tekrarlamış, açık ve şeffaf bir iletişim yolunu seçmemişti.
Oysa Güney Kore'nin flaş markası Samsung kriz iletişiminin bir numaralı kritik faktörü olan 'Hız' meselesinde hiç tereddüt etmedi. Isınan, hatta yanarak patlayan Note 7'leri önce toplatma kararı aldı, sonra da üretimi tamamen durdurdu. Note7 ile en büyük rakibiApple'ın iPhone 7 modelinden yaklaşık 1 ay önce pazara adım atmıştı. Samsung, bataryadan kaynaklanan sorunu çözemeyince bu modelin üretimini durdurmuş. Bu kararın Samsung'a yaklaşık 17 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor… Ancak iletişimcilerin ortak görüşü şu: Samsung bu kararı alıp şeffaf bir şekilde davranmasaydı, zararı bunun kat be kat fazlası olurdu.
Bir kriz yönetimi örneği de Volvo'dan… Volvo, klimaların su damlatması arızası nedeniyle dünya çapında 127 bin aracını geri çağırmış.
Volvo İletişim Müdürü Katarina Adamson, geri çağrılan araçların 6 bin 400'ünün İsveç'te, diğerlerinin değişik ülkelerde olduğunu, arızanın 2016, 2017 model XC90 SUVs, S90 ve V90 araçlar için geçerli olduğunu ifade etmiş...
Son günlerde bir başka geri çağırma olayı da General Motors'dan (GM) geldi. GM, dünya genelinde 4,3 milyona yakın aracını geri çağırdığını duyurmuş. Kusurlu araçların ön hava yastıkları ve emniyet kemerlerinin kaza anında bilgisayar hatası nedeniyle işlevini kaybedebileceği tespit edilmiş.
Şimdi sorun kendinize bu markalardan hangileri sizin gözünüzde itibar kaybetmiştir? Yani bunların ürünlerini size bedava verseler almazdınız?..
Bu krizlerin onda biri Türk markalarından birinin başına gelse dünya nasıl reaksiyon gösterirdi acaba?.. Krizi yönetilen markanın gücü ile, o markanın çıktığı ülkenin markası arasındaki 'korelasyon' ne kadar da belirleyicidir…