Saptırmanın sosyal medyada mumu yatsıya kadar yanar…
12 Nisan 2016 - Yeni Şafak
Tacizci içeride… En ağır şekilde cezalandırılacağından ve adaletin tecellî edeceğinden kimsenin şüphesi yok. Aile ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Bakanlık, gerekli yasa değişiklikleri için derhal çalışmaları başlatmış. Açıklandığına göre, çocuklara yönelik cinsel istismar ve saldırı olaylarında cezaların en üst sınırda tutulması sağlanacak.
Bakan Sema Ramazanoğlu'nun verdiği bilgiye göre 13-15 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek hukuk çalıştayında gereken hazırlıklar yapılacak ve özellikle de kanayan bir yara olan 'iyi hal indirimi'hakkındaki düzenlemeler ele alınacak. Yani kamu vicdanında rahatsızlık yaratan pek çok sorun ortadan kaldırılacak.
Açıklamasında bu hususları gündeme getiren Bakan önemli bir meselenin daha altını çizmiş ve demiş ki: “Cinsel istismar ve saldırı haberlerinin sıklıkla verilmesi, çocukları ve aileleri rencide ediyor”…
Vay, sen misin bu uyarıyı yapan. Benim gözümde son birkaç yıla kadar saygınlığını ve marka değerini korumayı başarmış bir gazete, son dönemde ortaya koyduğu her zamanki öküz altında buzağı arama tavrıyla internet ortamında haberi verirken şu başlığı kullanmış:
“Aile Bakanı'ndan medyaya 'tecavüz haberlerini görmezden gelin' mesajı!”
El insaf!!! Sen bırak tüm hukukî düzenleme çalışmalarını, her türlü şiddet haberinin medyada verilmesinin son derece sakıncalı olduğu, iletişim fakültelerinin birinci sınıflarında tartışılırken, haberde, medyayı bu konuda özenli davranmaya davet eden Bakanın “tecavüz haberlerini görmezden gelin” dediğini öne çıkar…
Tabii sosyal medyanın sınırsız sorumsuz ortamında ipe sapa gelmeyen her çarpıtmaya, saptırmaya atlayan ne kadar sosyopat varsa atlamış bu başlığın üzerine de veryansın etmiş Bakan'a…
Allah'tan sosyal medya Türk halkının ne ortak ruhî şekillenmesini yansıtıyor, ne de seçmen eğilimlerini. Sıklıkla ifade ettiğimiz bir noktayı bir kez daha tekrarlayalım: Başka ülkelerde bilmem, ölçümleme yaptırmadım; ancak Türkiye'de iletişim stratejisini sosyal medya verilerine göre geliştirenler, her zaman kendi krizlerini yaratabileceklerini ve hedef kitlelerinin algılamalarında hüsrana uğrayacaklarını bilmeliler…
Bir gazeteci arkadaşımızın seçim gecesi TV'lerde, “İnanamıyorum, sosyal medyaya göre Ekmeleddin Bey %60'ın üzerinde bir oyla Cumhurbaşkanı seçilecekti…” diye şaşkınlık içinde kalışı hâlâ gözlerimin önündedir…
Türk irfanına adanmış bir belediye…
Cumartesi günü Bahçelievler Belediye Başkanı Sayın Osman Develioğlu'nun davetlisiydik. Bir açılış ve hemen arkasından düzenlenecek bir panel için. Sınırları içinde yaşayan 602.040 vatandaşımızla İstanbul'un 39 belediyesi içinde altıncı büyük belediye olan - bu arada Bakırköy 34'üncü, Beşiktaş 35'inciymiş- Bahçelievler Belediyesi'nin pırıl pırıl, kendisine hayli entelektüel Başkanına yakışır binasında yepyeni bir Merkez açılıyordu. 100'üncü doğum yılı münasebetiyle Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük düşünür ve münevverlerden biri olan üstad Cemil Meriç'in adının verildiği bir Kültür Merkezi ve Cemil Meriç Sahnesi…
Paneli, Yeni Şafak'tan refikimiz Ayşe Böhürler hanımefendi yönettiler. Konuşmacılar ise rahmetli Cemil Meriç'in muhterem kızları Prof. Dr. Ümit Meriç, kendisinin hayranlarından olduğum sevgili Beşir Ayvazoğlu ve naçizane bendenizdik…
Umarım konuşmalar kaydedilmiştir ve Başkan Develioğlu bu değerli paneli tarihe not düşmek üzere deşifre ettirip yayınlasa ne güzel olur…
O gün beni Bahçelievler Belediyesi'nin çağdaş tesislerinden de Cemil Meriç Kültür Merkezi ve Sahnesi'nden de daha çok etkileyen iki şey vardı. İki kitap. Biri “Türk İrfanına Adanmış Bir Hayat: Cemil Meriç”adını taşıyan, hazırlanışı ve nitelikleriyle olağanüstü bir duyarlılık ve vefa sergilenmiş olan bir eser. Diğeri ise insanın gönül tellerini titreten bir düşüncelilik ve empati abidesi: Körler alfabesiyle hazırlanmış bir Cemil Meriç kitabı…
Ellerinize, aklınıza, gönlünüze sağlık sevgili Belediye Başkanı. Şahsınızda tüm Bahçelievler Belediyesi çalışanlarını ve eserlere katkıda bulunanları kutlarım…
Bakan Sema Ramazanoğlu'nun verdiği bilgiye göre 13-15 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek hukuk çalıştayında gereken hazırlıklar yapılacak ve özellikle de kanayan bir yara olan 'iyi hal indirimi'hakkındaki düzenlemeler ele alınacak. Yani kamu vicdanında rahatsızlık yaratan pek çok sorun ortadan kaldırılacak.
Açıklamasında bu hususları gündeme getiren Bakan önemli bir meselenin daha altını çizmiş ve demiş ki: “Cinsel istismar ve saldırı haberlerinin sıklıkla verilmesi, çocukları ve aileleri rencide ediyor”…
Vay, sen misin bu uyarıyı yapan. Benim gözümde son birkaç yıla kadar saygınlığını ve marka değerini korumayı başarmış bir gazete, son dönemde ortaya koyduğu her zamanki öküz altında buzağı arama tavrıyla internet ortamında haberi verirken şu başlığı kullanmış:
“Aile Bakanı'ndan medyaya 'tecavüz haberlerini görmezden gelin' mesajı!”
El insaf!!! Sen bırak tüm hukukî düzenleme çalışmalarını, her türlü şiddet haberinin medyada verilmesinin son derece sakıncalı olduğu, iletişim fakültelerinin birinci sınıflarında tartışılırken, haberde, medyayı bu konuda özenli davranmaya davet eden Bakanın “tecavüz haberlerini görmezden gelin” dediğini öne çıkar…
Tabii sosyal medyanın sınırsız sorumsuz ortamında ipe sapa gelmeyen her çarpıtmaya, saptırmaya atlayan ne kadar sosyopat varsa atlamış bu başlığın üzerine de veryansın etmiş Bakan'a…
Allah'tan sosyal medya Türk halkının ne ortak ruhî şekillenmesini yansıtıyor, ne de seçmen eğilimlerini. Sıklıkla ifade ettiğimiz bir noktayı bir kez daha tekrarlayalım: Başka ülkelerde bilmem, ölçümleme yaptırmadım; ancak Türkiye'de iletişim stratejisini sosyal medya verilerine göre geliştirenler, her zaman kendi krizlerini yaratabileceklerini ve hedef kitlelerinin algılamalarında hüsrana uğrayacaklarını bilmeliler…
Bir gazeteci arkadaşımızın seçim gecesi TV'lerde, “İnanamıyorum, sosyal medyaya göre Ekmeleddin Bey %60'ın üzerinde bir oyla Cumhurbaşkanı seçilecekti…” diye şaşkınlık içinde kalışı hâlâ gözlerimin önündedir…
Türk irfanına adanmış bir belediye…
Cumartesi günü Bahçelievler Belediye Başkanı Sayın Osman Develioğlu'nun davetlisiydik. Bir açılış ve hemen arkasından düzenlenecek bir panel için. Sınırları içinde yaşayan 602.040 vatandaşımızla İstanbul'un 39 belediyesi içinde altıncı büyük belediye olan - bu arada Bakırköy 34'üncü, Beşiktaş 35'inciymiş- Bahçelievler Belediyesi'nin pırıl pırıl, kendisine hayli entelektüel Başkanına yakışır binasında yepyeni bir Merkez açılıyordu. 100'üncü doğum yılı münasebetiyle Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük düşünür ve münevverlerden biri olan üstad Cemil Meriç'in adının verildiği bir Kültür Merkezi ve Cemil Meriç Sahnesi…
Paneli, Yeni Şafak'tan refikimiz Ayşe Böhürler hanımefendi yönettiler. Konuşmacılar ise rahmetli Cemil Meriç'in muhterem kızları Prof. Dr. Ümit Meriç, kendisinin hayranlarından olduğum sevgili Beşir Ayvazoğlu ve naçizane bendenizdik…
Umarım konuşmalar kaydedilmiştir ve Başkan Develioğlu bu değerli paneli tarihe not düşmek üzere deşifre ettirip yayınlasa ne güzel olur…
O gün beni Bahçelievler Belediyesi'nin çağdaş tesislerinden de Cemil Meriç Kültür Merkezi ve Sahnesi'nden de daha çok etkileyen iki şey vardı. İki kitap. Biri “Türk İrfanına Adanmış Bir Hayat: Cemil Meriç”adını taşıyan, hazırlanışı ve nitelikleriyle olağanüstü bir duyarlılık ve vefa sergilenmiş olan bir eser. Diğeri ise insanın gönül tellerini titreten bir düşüncelilik ve empati abidesi: Körler alfabesiyle hazırlanmış bir Cemil Meriç kitabı…
Ellerinize, aklınıza, gönlünüze sağlık sevgili Belediye Başkanı. Şahsınızda tüm Bahçelievler Belediyesi çalışanlarını ve eserlere katkıda bulunanları kutlarım…