Siyasette 'samimiyet' olur mu?
16.11.2013 - Yeni Şafak Gazetesi
Sorunun yanıtını baştan söyleyelim: Hayır, olmaz!..
Siyasetçinin kişisel (toplumsal değil) özelliklerinden sadece biri olması gereken 'samimiyet' duygusunu, olması gereken 'Kişiye özel' niteliğinden çekip çıkarıp, sayısız iş ve ilişki süreçlerinin birbirinin içine geçtiği devasa bir siyaset âleminin merkezine oturtmaya kalkarsanız bu tutum, hiç de 'samimi' olmaz... Kimseyi de inandıramazsınız.
'Bilimde samimiyet' nasıl olmazsa; siyasette de olmaz. Moral değerlerle siyasetin yakın bağından yola çıkarak bile (tipik bir oksimoron tanım gibi) 'samimi siyaset'ten söz etmek işin doğasına aykırı olduğu için, çok çeşitli dünya görüşlerine dayalı aksiyonların itişip kakıştığı, hedefin iktidar olduğu bir arenada 'samimiyet'ten söz etmek doğru olmaması bir yana, komiktir de.
'Politika' sözcüğünün kaynağını merak edenler sadece kavram olarak araştırma konusunda bile işin bir ucundan tuttuklarında 'Strateji ve taktik'siz siyasetten söz edilemeyeceğini göreceklerdir. 'İçtenlik'le 'spontanlık'la, 'açık yüreklilik'le 'strateji ve taktik' yan yana gelebilir mi?..
Asla!..
Hedef kitleler nezdinde, örneğin Sırrı Süreyya Önder'in yaygın bir kanı olarak 'samimi bir siyasetçi' kimliğiyle algılanmasını tüm bir BDP politikasına şamil kılmak söz konusu olabilir mi? Bireysel Duruşla – Toplumsal Duruş, Amatör Duruşla - Profesyonel Duruş arasındaki farkın ayırdına varmadan, 'seçilmiş davranış' sergilenmeden, hedefe kilitlenmek de mümkün değildir, ona varmak da...
Bu nedenle, 'Ben samimiyim, politikalarımız da samimidir' diyen, bu iki vaadden ilki hakkında kuşku yaratmış olacağını baştan bilmelidir. Bilinçte olmasa da, bilinç altında mutlaka...
Samimiyet, siyasetçilerin birbirleriyle olan 'yol arkadaşlığı'nda elbette lazımdır ve bu da, hedef kitlelerini birinci dereceden ilgilendiren bir konu değildir. Aralarındaki kilitlenme ile ilgili bir husustur...
Ülke kaderiyle birebir alâkalı olan siyaset dünyasındaki stratejilerin payandasını, dün, bugün ve yarın çizgisi üzerinde 'gerçekler ve gelecek tasarımı' oluşturur. Samimi olmak ya da olmamak, tıpkı diplomaside olduğu gibi, tüm politik süreçlerde 'kişiye özel' bir karakter ayrıntısıdır.
Tüm yumurtaları aynı samimiyet sepetine koyarsanız, her türlü stratejik analizin olmazsa olmazlarını, örneğin 'anlama, anlamlandırma, yönlendirme'yi devre dışı bırakma tehlikesiyle başbaşa kalırsınız. Değişime inanıp da, 'Ben böyleyim; fena halde duygusal ve samimiyim. Huyum böyle; işinize gelirse' diyebilir misiniz?
Türkiye'de son 20 yılda yaşanan büyük transformasyonun ikinci yarısının motor gücü 'Büyük Fikir'e dayalı strateji ve taktiklerdir. Samimi olup olmamak ise siyasette yansımasını görebileceğimiz bir kişilik özelliğidir.
Politik sürdürülebilirlikte 'samimiyet'ten değil, sadece ve sadece 'adalet'ten söz edilebilir.
Radyo Alaturka tiryakiliği
Sabah işlerine doğru özel araçlarında yol alırken, ya da cep telefonlarına Karnaval.com gibi bir uygulama indirip kulaklıklarıyla, radyo âlemine dalanlardan aynı kültür ve değerlerde buluştuklarımız, ya da benzer bir ortak ruhi şekillenmeye sahip olduğumuz arkadaşlar da mutlaka Radyo Alaturka'ya takılmışlardır...
Birbiri ardısıra çalındıkça uykuya yatmış hatıralarınızı ayaklandıran Türk Sanat Müziği'nin o güzelim şarkıları... Sadece sabahları mı? Günün her saati bu muhteşem şarkılarla rüyalara dalmak mümkün.
Türk Sanat Müziğinin radyo 'elit'ini Mehmet Barlas ile Oğuz Haksever dostumuzun sundukları Makam Farkı, canlı 'elit'ini Fehmi Koru ve Erhan Köknar'ın düzenledikleri Fasıl akşamları simgeliyorsa, bitti sanılan 'ortadirek'in kalbi de bu radyoda atıyor, diyebiliriz.
Radyo Alaturka 91.0, Nar Group bünyesinde İstanbul merkezli stüdyolarından yayın yapan bir radyo istasyonu. Bugün Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndaki 2. Radyo Alaturka Ses Yarışması'nı kaçırmayın, derim. Behiye Aksoy'a ithafen düzenlenen yarışmada finaldeki 10 şanslı aday; Nesrin Sipahi, Amir Ateş, Serap Mutlu Akbulut, Umut Akyürek, Hüseyin Bitmez, Aylin Şengün Taşçı ve Mehmet Barlas'tan oluşan seçici kurul karşısında performanslarını sergileyeceklermiş. Hem bu radyoyu hem de bu radyoya büyük destek veren Deva Holding'i kutluyorum...
Sorunun yanıtını baştan söyleyelim: Hayır, olmaz!..
Siyasetçinin kişisel (toplumsal değil) özelliklerinden sadece biri olması gereken 'samimiyet' duygusunu, olması gereken 'Kişiye özel' niteliğinden çekip çıkarıp, sayısız iş ve ilişki süreçlerinin birbirinin içine geçtiği devasa bir siyaset âleminin merkezine oturtmaya kalkarsanız bu tutum, hiç de 'samimi' olmaz... Kimseyi de inandıramazsınız.
'Bilimde samimiyet' nasıl olmazsa; siyasette de olmaz. Moral değerlerle siyasetin yakın bağından yola çıkarak bile (tipik bir oksimoron tanım gibi) 'samimi siyaset'ten söz etmek işin doğasına aykırı olduğu için, çok çeşitli dünya görüşlerine dayalı aksiyonların itişip kakıştığı, hedefin iktidar olduğu bir arenada 'samimiyet'ten söz etmek doğru olmaması bir yana, komiktir de.
'Politika' sözcüğünün kaynağını merak edenler sadece kavram olarak araştırma konusunda bile işin bir ucundan tuttuklarında 'Strateji ve taktik'siz siyasetten söz edilemeyeceğini göreceklerdir. 'İçtenlik'le 'spontanlık'la, 'açık yüreklilik'le 'strateji ve taktik' yan yana gelebilir mi?..
Asla!..
Hedef kitleler nezdinde, örneğin Sırrı Süreyya Önder'in yaygın bir kanı olarak 'samimi bir siyasetçi' kimliğiyle algılanmasını tüm bir BDP politikasına şamil kılmak söz konusu olabilir mi? Bireysel Duruşla – Toplumsal Duruş, Amatör Duruşla - Profesyonel Duruş arasındaki farkın ayırdına varmadan, 'seçilmiş davranış' sergilenmeden, hedefe kilitlenmek de mümkün değildir, ona varmak da...
Bu nedenle, 'Ben samimiyim, politikalarımız da samimidir' diyen, bu iki vaadden ilki hakkında kuşku yaratmış olacağını baştan bilmelidir. Bilinçte olmasa da, bilinç altında mutlaka...
Samimiyet, siyasetçilerin birbirleriyle olan 'yol arkadaşlığı'nda elbette lazımdır ve bu da, hedef kitlelerini birinci dereceden ilgilendiren bir konu değildir. Aralarındaki kilitlenme ile ilgili bir husustur...
Ülke kaderiyle birebir alâkalı olan siyaset dünyasındaki stratejilerin payandasını, dün, bugün ve yarın çizgisi üzerinde 'gerçekler ve gelecek tasarımı' oluşturur. Samimi olmak ya da olmamak, tıpkı diplomaside olduğu gibi, tüm politik süreçlerde 'kişiye özel' bir karakter ayrıntısıdır.
Tüm yumurtaları aynı samimiyet sepetine koyarsanız, her türlü stratejik analizin olmazsa olmazlarını, örneğin 'anlama, anlamlandırma, yönlendirme'yi devre dışı bırakma tehlikesiyle başbaşa kalırsınız. Değişime inanıp da, 'Ben böyleyim; fena halde duygusal ve samimiyim. Huyum böyle; işinize gelirse' diyebilir misiniz?
Türkiye'de son 20 yılda yaşanan büyük transformasyonun ikinci yarısının motor gücü 'Büyük Fikir'e dayalı strateji ve taktiklerdir. Samimi olup olmamak ise siyasette yansımasını görebileceğimiz bir kişilik özelliğidir.
Politik sürdürülebilirlikte 'samimiyet'ten değil, sadece ve sadece 'adalet'ten söz edilebilir.
Radyo Alaturka tiryakiliği
Sabah işlerine doğru özel araçlarında yol alırken, ya da cep telefonlarına Karnaval.com gibi bir uygulama indirip kulaklıklarıyla, radyo âlemine dalanlardan aynı kültür ve değerlerde buluştuklarımız, ya da benzer bir ortak ruhi şekillenmeye sahip olduğumuz arkadaşlar da mutlaka Radyo Alaturka'ya takılmışlardır...
Birbiri ardısıra çalındıkça uykuya yatmış hatıralarınızı ayaklandıran Türk Sanat Müziği'nin o güzelim şarkıları... Sadece sabahları mı? Günün her saati bu muhteşem şarkılarla rüyalara dalmak mümkün.
Türk Sanat Müziğinin radyo 'elit'ini Mehmet Barlas ile Oğuz Haksever dostumuzun sundukları Makam Farkı, canlı 'elit'ini Fehmi Koru ve Erhan Köknar'ın düzenledikleri Fasıl akşamları simgeliyorsa, bitti sanılan 'ortadirek'in kalbi de bu radyoda atıyor, diyebiliriz.
Radyo Alaturka 91.0, Nar Group bünyesinde İstanbul merkezli stüdyolarından yayın yapan bir radyo istasyonu. Bugün Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndaki 2. Radyo Alaturka Ses Yarışması'nı kaçırmayın, derim. Behiye Aksoy'a ithafen düzenlenen yarışmada finaldeki 10 şanslı aday; Nesrin Sipahi, Amir Ateş, Serap Mutlu Akbulut, Umut Akyürek, Hüseyin Bitmez, Aylin Şengün Taşçı ve Mehmet Barlas'tan oluşan seçici kurul karşısında performanslarını sergileyeceklermiş. Hem bu radyoyu hem de bu radyoya büyük destek veren Deva Holding'i kutluyorum...