Tek bir şeyden bıkmadım
04 Temmuz 2019 - Yeni Şafak
Salı akşamı etrafa müthiş bir korku yayıldı: “Bir şeyler oluyor.”
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence seyahatini yarıda kesip acil durum çağrısıyla Beyaz Saray’a davet ediliyor. Rusya Devlet Başkanı Putin, üst yönetimi derhal Moskova’ya çağırıyor. Avrupa Birliği Konseyi acil toplantıya davet ediliyor…
‘Tweet’ler havada uçuşuyor. “Trump öldü!” … “Yok o değil, Putin öldü.” … “İran’a saldırının eli kulağında.” … “İçinde yangın çıkan Rus denizaltısından radyasyon sızıntısı” …
Hepsi yalan. On dört subayın dumandan zehirlenerek öldüğü Rus denizaltısının limana çekilmiş olmasına bile kimse uyanmıyor. “Yahu radyasyon sızıntısı olsa gemiyi getirip de limana çekerler mi?” diye kendine soran yok.
Sosyal medyaya ‘kafadan inanmak’ diye bir durum var. Oysa ateş olmayan yerden duman ‘aslanlar gibi’ çıkabiliyor. Ateş olmadan yerden duman çıkaranların sayısı da az değil. Yalan, iletişimin ana ekseni hâline geldi (bkz. 20 Haziran 2019 tarihli yazımız).
Bir de Fıstıklı’dan top atışları var. “Rizespor’u kollayacaklar.” … “Başakşehir’i şampiyon yapacaklar.” … “Tüm hakemler Galatasaray’a çalışıyor.” … “Seçimi kazansak da vermeyecekler!” … “
Dolar, Eylül’de 10 lira” … “Hayır Dolar, Ocak’ta 10 lira.” … “Yok canım, dolar seçimden sonra 10 lira” … “Dolar, bu seçimden değil, önümüzdeki seçimden sonra 10 lira.” … “Türkiye’nin sıcak paraya ihtiyacı var, sonbaharda IMF gelir.” … “Biraz gecikmiş olabilir en geç Şubat’ta gelir.” … “IMF’in gelişi seçimlerden sonraya kaldı” … “Hele bir yaz geçsin, paraya sıkışacaklar; IMF sonbaharda gelir” … “Enflasyon 25’in altına düşmez.” … “Cari açık azalıyorsa küçülüyoruz ondandır.” … “Pençe Operasyonu kısa sürer, hemen çıkarız oradan.”
“S-400’ü alamayız.” … “Alırsak ABD bizi duman eder.” … “Trump’ın Türkiye haklı demesine bakmayın, yaptırımlar geliyor” … “Türkiye, Zeytin Dalı operasyonunda ağır zayiata uğrar.” …
Sosyal medyadaki yalan dünyanın dışında, üç alan da üfürmeye çok müsaittir: Spor dünyası, finans dünyası, uluslararası ilişkiler dünyası…
Siz istediğiniz kadar doların düşmekte olduğunu verileriyle ortaya koyun: 9 Mayıs - 6.16, 14 Mayıs - 6.09, 22 Mayıs - 6.02, 30 Mayıs - 6.01, 6 Haziran - 5.71, 13 Haziran - 5.81, 20 Haziran - 5.79, 27 Haziran - 5.77, 3 Temmuz - 5.63.
Ya da enflasyonun gidişatından bahsedin, deyin ki enflasyon verileri şöyle: Ekim 2018 25.4, Kasım 2018 21.62, Aralık 2018 20.3, Ocak 2019 20.35, Şubat 19.67, Mart 19.71, Nisan 19.5, Mayıs 18.71, Haziran 15.72…
Hiçbiri fark etmez. Sosyal medya, insanların negatife olan temayülleri üzerine inşa eder imparatorluğunu…
Sadece yalan mı? Hayır!
İstediğiniz kişiyi istediğiniz kadar karalayabilirsiniz. Karşınızdaki kendini savunmaya kalkması, sadece sizin attığınız çamuru büyütmeye yarar...
Yıllar önce bu konuda bireysel hak ve özgürlüklerin rencide edildiğini, kimliğini gizleyen sosyopatların, sosyal medyayı kullanarak komplekslerini kusmalarının ve internet ortamının sınırsız sorumsuzluğunun önüne geçilmesinin gerekliliği öne sürdüğümüzde bizi özgürlükleri kısıtlamakla suçlayanlar, başlarına gelen karalama kampanyaları karşısında ne yapacaklarını şaşırıyorlar.
Pek çok şeyden bıktım da haklı çıkmaktan bıkmadım.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence seyahatini yarıda kesip acil durum çağrısıyla Beyaz Saray’a davet ediliyor. Rusya Devlet Başkanı Putin, üst yönetimi derhal Moskova’ya çağırıyor. Avrupa Birliği Konseyi acil toplantıya davet ediliyor…
‘Tweet’ler havada uçuşuyor. “Trump öldü!” … “Yok o değil, Putin öldü.” … “İran’a saldırının eli kulağında.” … “İçinde yangın çıkan Rus denizaltısından radyasyon sızıntısı” …
Hepsi yalan. On dört subayın dumandan zehirlenerek öldüğü Rus denizaltısının limana çekilmiş olmasına bile kimse uyanmıyor. “Yahu radyasyon sızıntısı olsa gemiyi getirip de limana çekerler mi?” diye kendine soran yok.
Sosyal medyaya ‘kafadan inanmak’ diye bir durum var. Oysa ateş olmayan yerden duman ‘aslanlar gibi’ çıkabiliyor. Ateş olmadan yerden duman çıkaranların sayısı da az değil. Yalan, iletişimin ana ekseni hâline geldi (bkz. 20 Haziran 2019 tarihli yazımız).
Bir de Fıstıklı’dan top atışları var. “Rizespor’u kollayacaklar.” … “Başakşehir’i şampiyon yapacaklar.” … “Tüm hakemler Galatasaray’a çalışıyor.” … “Seçimi kazansak da vermeyecekler!” … “
Dolar, Eylül’de 10 lira” … “Hayır Dolar, Ocak’ta 10 lira.” … “Yok canım, dolar seçimden sonra 10 lira” … “Dolar, bu seçimden değil, önümüzdeki seçimden sonra 10 lira.” … “Türkiye’nin sıcak paraya ihtiyacı var, sonbaharda IMF gelir.” … “Biraz gecikmiş olabilir en geç Şubat’ta gelir.” … “IMF’in gelişi seçimlerden sonraya kaldı” … “Hele bir yaz geçsin, paraya sıkışacaklar; IMF sonbaharda gelir” … “Enflasyon 25’in altına düşmez.” … “Cari açık azalıyorsa küçülüyoruz ondandır.” … “Pençe Operasyonu kısa sürer, hemen çıkarız oradan.”
“S-400’ü alamayız.” … “Alırsak ABD bizi duman eder.” … “Trump’ın Türkiye haklı demesine bakmayın, yaptırımlar geliyor” … “Türkiye, Zeytin Dalı operasyonunda ağır zayiata uğrar.” …
Sosyal medyadaki yalan dünyanın dışında, üç alan da üfürmeye çok müsaittir: Spor dünyası, finans dünyası, uluslararası ilişkiler dünyası…
Siz istediğiniz kadar doların düşmekte olduğunu verileriyle ortaya koyun: 9 Mayıs - 6.16, 14 Mayıs - 6.09, 22 Mayıs - 6.02, 30 Mayıs - 6.01, 6 Haziran - 5.71, 13 Haziran - 5.81, 20 Haziran - 5.79, 27 Haziran - 5.77, 3 Temmuz - 5.63.
Ya da enflasyonun gidişatından bahsedin, deyin ki enflasyon verileri şöyle: Ekim 2018 25.4, Kasım 2018 21.62, Aralık 2018 20.3, Ocak 2019 20.35, Şubat 19.67, Mart 19.71, Nisan 19.5, Mayıs 18.71, Haziran 15.72…
Hiçbiri fark etmez. Sosyal medya, insanların negatife olan temayülleri üzerine inşa eder imparatorluğunu…
Sadece yalan mı? Hayır!
İstediğiniz kişiyi istediğiniz kadar karalayabilirsiniz. Karşınızdaki kendini savunmaya kalkması, sadece sizin attığınız çamuru büyütmeye yarar...
Yıllar önce bu konuda bireysel hak ve özgürlüklerin rencide edildiğini, kimliğini gizleyen sosyopatların, sosyal medyayı kullanarak komplekslerini kusmalarının ve internet ortamının sınırsız sorumsuzluğunun önüne geçilmesinin gerekliliği öne sürdüğümüzde bizi özgürlükleri kısıtlamakla suçlayanlar, başlarına gelen karalama kampanyaları karşısında ne yapacaklarını şaşırıyorlar.
Pek çok şeyden bıktım da haklı çıkmaktan bıkmadım.