‘Tükenmeyiz kırmağ ile’…
01 ocak 2017 - Derin Ekonomi
Ne hikmetse bugünlerde pek bir sık aklıma gelir oldu. Hem de Ruhi Su’nun o davudî sesiyle:
Zahid bizi tan eyleme / Hak ismin okur dilimiz
Sakın efsane söyleme / Hazret’e varır yolumuz
Sayılmayız parmağ ile / Tükenmeyiz kırmağ ile
Taşramızdan sormağ ile / Kimse bilmez ahvalimiz
Erenler yolun güderiz / Çekilip Hakk’a gideriz
Gaza-yı ekber ederiz
…
Tevhid eden deli olmaz / Allah deyen mahrum kalmaz
Her seher açılır solmaz/ Bahara erer gülümüz
Muhyi sana olan himmet / Aşık isen cana minnet
Elif Allah Mim Muhammed / Kisvemizdir dalımız
Tamamını internette bulabileceğiniz bu şiirin Bezcizade Muhyiddin Muhammed’e ait olduğu bilinir. Kendisinin “Halfeti Tarikatı”ndan olduğu 17’nci yüzyılın ilk yarısında İstanbul’a geldiği, İdris-i Muhtefi’ye bağlandığı, döneminde aruz ve hece vezniyle yazan iyi bir ozan olduğu kayıtlara düşülmüş. Daha sonraları Fatih, Çarşamba’daki zaviyeye şeyh olan Muhyi’nin Üsküdar’da Şekuri Tekkesi’nin avlusuna gömüldüğü rivayet ediliyor...
2016 yılını Türkiye açısından ne zaman değerlendirmeye, olan biteni şöyle bir gözümün önünden geçirmeye ve 2017 için tahmin yürütmeye çalışsam, aklıma yukarıdaki mısraların, hele de “Tükenmeyiz kırmağ ile” ifadesinin aklıma düşmesinin somut karşılığı olduğunu düşünüyorum.
En eski hatıralarım 1953’e kadar gidiyor… Stalin’in ölümünü hatırlıyorum o yıldan mesela; bir de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşının Ankara Etnografya müzesinden alınıp Anıtkabir’e götürülmesini…
Bir de o yıllardan başlayarak çevremdeki herkesin ahval ve şeraitten sürekli şikâyet edişini: “Ne olacak bu memleketin hali, mîrim?”
Öte yandan bizim kuşağın ileri gelenlerinin içinde kendilerini ‘Allah’ın sevgili kulu’ gibi görenlerin şu ve benzer ifadelerine de tanık olmuşumdur: “20’inci yüzyılın ikinci yarısında nice büyük değişimlere tanık olduk; ancak Allaha şükürler olsun ki, büyük savaşlara dûçar olmadık!”
Oysa Türkiye uzunca bir süredir kaç cephede birden savaşıyor… İçeriden ve dışarıdan hangi güçlerin aynı anda saldırıya geçmiş durumda olduğuna iyice bakmak lazım. Ortadaki ekonomik göstergeleri, bu savaş ortamını ve dünyanın Trump sonrası ve AB’nin içinden geçmekte olduğu çözülme süreci sonucu karşılaşmak durumunda olduğu travmanın ışığında anlamlandırmakta yarar var.
İşte böyle bakıldığında Türkiye’nin bir kez daha mucizeler yarattığına tanık oluyor dünya âlem… Rakamlar arsında biraz dolaşalım.
Bütçe dengesi, Kasım ayında 10.0 milyar TL fazla vermiş… 2015 yılı Ocak-Kasım döneminde 5,4 milyar TL olan bütçe açığı bu yılın aynı döneminde 2,1 milyar TL’ye gerilemiş. Faiz dışı denge rakamı 4,6 milyar TL fazladan 13,8 milyar TL fazlaya yükselmiş… Ocak-Kasım olarak bakıldığında faiz dışı denge rakamının 45,8 milyar TL’den 46,2 milyar TL’ye yükseldiği görülmekte.
Vergi gelirleri açısından bakıldığında, gelirlerin bir önceki yılın ayına göre %37,2 artışla 39,4 milyar TL’den 54,0 milyar TL’ye yükseldiği, Ocak-Kasım dönemi olarak ele alındığında ise %12,4 artışla 372,7 milyar TL’den 419,0 milyar TL’ye çıktığı görülmekte. KDV %114,2 artarken, iç talebin seyri hakkında fikir veren ÖTV gelirleri %26, dış ticaretin seyri hakkında göstergelerden biri olarak kabul gören KDV’nin ise %32,6 artmış olduğu belirtiliyor.
Bütçe giderlerindeki artış hızı %17,9 olurken gelirlerin artış hızı %41 düzeyine gelmiş. Genç nüfusta işsizlik hala nispeten yüksek olmasına rağmen son açıklanan rakamlardaki seyir hayli umut vericidir.
Yıllık TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde %7,80’den, bu anket döneminde %7,69’a gerilemiş bulunmakta.
2016 yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi 3,3369 TL’den 3,4602 TL’ye, 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise 3,4996 TL’den 3,6317 TL’ye yükselmiş bulunmakta. Oysa şeamet tellalları doların 5 TL’yi geçeceğini bekliyorlardı…
2016 yılı cari işlemler açığı beklentisi, bir önceki anket dönemindeki gibi değişmeyerek 34 milyar ABD Doları'nda kalırken, GSYH 2016 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket dönemindeki %2,9 seviyesinden %2,6’ya gerilemiş vaziyette. Onunla ilgili beklenti de bazı falcılarca eksi büyüme olarak belirlenmişti.
Türkiye, 2016’da onu tarih sahnesinde silmek istercesine saldıran güçlere ve onun ‘dızdızcılarına’ inat yoluna devam etti. Şimdi 2017 için kara tablolar çiziliyor. Tabii ki, Trump fenomeninin nasıl gelişeceğine ilişkin belirsizlik başta olmak üzere, 2017 müphemiyetler yılı olacaktır. Ancak; negatif iletişimin yayılma hızının pozitif iletişime oranla çok daha yüksek olmasına rağmen, kendilerine “endişeli modern” denilen müstemleke aydını ve işadamı tiplerinin yaymaya çalıştıkları yılgınlık ortamının ülkemiz ufkuna hâkim olabilmesinin hayli uzak bir olasılık olarak görülmesinde yarar var…
Zahid bizi tan eyleme / Hak ismin okur dilimiz
Sakın efsane söyleme / Hazret’e varır yolumuz
Sayılmayız parmağ ile / Tükenmeyiz kırmağ ile
Taşramızdan sormağ ile / Kimse bilmez ahvalimiz
Erenler yolun güderiz / Çekilip Hakk’a gideriz
Gaza-yı ekber ederiz
…
Tevhid eden deli olmaz / Allah deyen mahrum kalmaz
Her seher açılır solmaz/ Bahara erer gülümüz
Muhyi sana olan himmet / Aşık isen cana minnet
Elif Allah Mim Muhammed / Kisvemizdir dalımız
Tamamını internette bulabileceğiniz bu şiirin Bezcizade Muhyiddin Muhammed’e ait olduğu bilinir. Kendisinin “Halfeti Tarikatı”ndan olduğu 17’nci yüzyılın ilk yarısında İstanbul’a geldiği, İdris-i Muhtefi’ye bağlandığı, döneminde aruz ve hece vezniyle yazan iyi bir ozan olduğu kayıtlara düşülmüş. Daha sonraları Fatih, Çarşamba’daki zaviyeye şeyh olan Muhyi’nin Üsküdar’da Şekuri Tekkesi’nin avlusuna gömüldüğü rivayet ediliyor...
2016 yılını Türkiye açısından ne zaman değerlendirmeye, olan biteni şöyle bir gözümün önünden geçirmeye ve 2017 için tahmin yürütmeye çalışsam, aklıma yukarıdaki mısraların, hele de “Tükenmeyiz kırmağ ile” ifadesinin aklıma düşmesinin somut karşılığı olduğunu düşünüyorum.
En eski hatıralarım 1953’e kadar gidiyor… Stalin’in ölümünü hatırlıyorum o yıldan mesela; bir de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşının Ankara Etnografya müzesinden alınıp Anıtkabir’e götürülmesini…
Bir de o yıllardan başlayarak çevremdeki herkesin ahval ve şeraitten sürekli şikâyet edişini: “Ne olacak bu memleketin hali, mîrim?”
Öte yandan bizim kuşağın ileri gelenlerinin içinde kendilerini ‘Allah’ın sevgili kulu’ gibi görenlerin şu ve benzer ifadelerine de tanık olmuşumdur: “20’inci yüzyılın ikinci yarısında nice büyük değişimlere tanık olduk; ancak Allaha şükürler olsun ki, büyük savaşlara dûçar olmadık!”
Oysa Türkiye uzunca bir süredir kaç cephede birden savaşıyor… İçeriden ve dışarıdan hangi güçlerin aynı anda saldırıya geçmiş durumda olduğuna iyice bakmak lazım. Ortadaki ekonomik göstergeleri, bu savaş ortamını ve dünyanın Trump sonrası ve AB’nin içinden geçmekte olduğu çözülme süreci sonucu karşılaşmak durumunda olduğu travmanın ışığında anlamlandırmakta yarar var.
İşte böyle bakıldığında Türkiye’nin bir kez daha mucizeler yarattığına tanık oluyor dünya âlem… Rakamlar arsında biraz dolaşalım.
Bütçe dengesi, Kasım ayında 10.0 milyar TL fazla vermiş… 2015 yılı Ocak-Kasım döneminde 5,4 milyar TL olan bütçe açığı bu yılın aynı döneminde 2,1 milyar TL’ye gerilemiş. Faiz dışı denge rakamı 4,6 milyar TL fazladan 13,8 milyar TL fazlaya yükselmiş… Ocak-Kasım olarak bakıldığında faiz dışı denge rakamının 45,8 milyar TL’den 46,2 milyar TL’ye yükseldiği görülmekte.
Vergi gelirleri açısından bakıldığında, gelirlerin bir önceki yılın ayına göre %37,2 artışla 39,4 milyar TL’den 54,0 milyar TL’ye yükseldiği, Ocak-Kasım dönemi olarak ele alındığında ise %12,4 artışla 372,7 milyar TL’den 419,0 milyar TL’ye çıktığı görülmekte. KDV %114,2 artarken, iç talebin seyri hakkında fikir veren ÖTV gelirleri %26, dış ticaretin seyri hakkında göstergelerden biri olarak kabul gören KDV’nin ise %32,6 artmış olduğu belirtiliyor.
Bütçe giderlerindeki artış hızı %17,9 olurken gelirlerin artış hızı %41 düzeyine gelmiş. Genç nüfusta işsizlik hala nispeten yüksek olmasına rağmen son açıklanan rakamlardaki seyir hayli umut vericidir.
Yıllık TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde %7,80’den, bu anket döneminde %7,69’a gerilemiş bulunmakta.
2016 yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi 3,3369 TL’den 3,4602 TL’ye, 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise 3,4996 TL’den 3,6317 TL’ye yükselmiş bulunmakta. Oysa şeamet tellalları doların 5 TL’yi geçeceğini bekliyorlardı…
2016 yılı cari işlemler açığı beklentisi, bir önceki anket dönemindeki gibi değişmeyerek 34 milyar ABD Doları'nda kalırken, GSYH 2016 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket dönemindeki %2,9 seviyesinden %2,6’ya gerilemiş vaziyette. Onunla ilgili beklenti de bazı falcılarca eksi büyüme olarak belirlenmişti.
Türkiye, 2016’da onu tarih sahnesinde silmek istercesine saldıran güçlere ve onun ‘dızdızcılarına’ inat yoluna devam etti. Şimdi 2017 için kara tablolar çiziliyor. Tabii ki, Trump fenomeninin nasıl gelişeceğine ilişkin belirsizlik başta olmak üzere, 2017 müphemiyetler yılı olacaktır. Ancak; negatif iletişimin yayılma hızının pozitif iletişime oranla çok daha yüksek olmasına rağmen, kendilerine “endişeli modern” denilen müstemleke aydını ve işadamı tiplerinin yaymaya çalıştıkları yılgınlık ortamının ülkemiz ufkuna hâkim olabilmesinin hayli uzak bir olasılık olarak görülmesinde yarar var…