Ve yine şeamet tellallarına rağmen
17 Mart 2016 Yeni Şafak
Şeamet tellalları yine hüsran içinde. Türkiye'nin geleceğini karartmaya niyetli, demokratik yoldan iktidarı ele geçiremeyeceğini, milli iradeyi anlayıp, saygı duyarak halkı ikna edemeyeceğini, ülkeyi yönetmeye talip olamayacağınıgörenlerin amigoları da, tellalları da yine çok mutsuz.
Çünkü bu sefer de olmadı.
Öyle ya, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sağlığının bozulmasından bile medet umdular. Son derece masum başlayan Gezi olayını ulusal ve uluslararası bir halk hareketiymiş gibi manipüle etmeye çalıştılar. O da olmadı. Bu sefer 17-25 Aralık bürokratik darbe teşebbüsleri sahnelendi. Onda da başarısız oldular. Sadece başarısız olmakla kalmadılar. Hem millet desteğini kaybettiler hem de bürokrasi içerisinde ele geçirdikleri mevzileri... Bir sonraki iç-dış operasyon bu sefer finansaldı. O da tutmadı. Amaçları, Fetullah Gülen'in bir Rus gazetesine verdiği demeçte belirttiği gibi Türkiye'yi 'terör ülkesi' ilan ettirmek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da Avrupa'da terörü destekleyen lider olarak yargılatmaktı. (Bkz: MİT TIR'ları olayı.)
Başaramadılar. Şimdi son sahne oynanıyor: Güney'den saldırı dozu giderek artırılırken ülke içinde Batı basınının 'iç savaş' diye nitelemek için çırpındığı PKK terörünü dağa taşa, kasabaya kente yayma çabasına tam gaz yüklenmek…
Bu da bir işe yaramayacak. Çünkü şeamet tellallarını üzen haberler de birbiri peşi sıra gelmeye devam ediyor. Sadece bir kaçına göz atalım.
Otomotivde toplam üretim Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3 artarak 227 bin adete ulaşmış. (OtomotivSanayii Derneği'nin (OSD) raporuna göre, bu dönemde, toplam üretim 218 bin adet, otomobil üretimi ise 131 bin adet düzeyinde gerçekleşmiş. Söz konusu dönemde, traktör üretimi ile birlikte toplam üretim 227 bin adet olmuş.).
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) tarafından hazırlanan bir başka değerlendirme raporuna göre de Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkeleri toplamına göre otomobil pazarı, Şubat'ta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 büyümüş.
Otomotivden gayrımenkule geçelim: Cannes'daki dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı MIPIM'e Türkiye, 350 firma ve 7 büyükşehir belediyesiyle çıkarma yapmış.
Geçenlerde Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM), şubat ayı ihracat verileri Karaman'da düzenlenen basın toplantısıyla açıklanmıştı: Şubat ayında önceki yılın aynı dönemine göre ihracat yüzde 3.1 artışla 10 milyar 790 milyon dolar olurken, kilo bazında da yüzde 26 artış gerçekleşmiş. O basın toplantısında TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi demişti ki:
”Dünya genelinde yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen ülkemiz geçen yıl 3'üncü çeyrek itibarı ile yüzde 3,4'lük büyüme performansı gösterdi. Bu büyüme oranıyla, Çin ve Hindistan haricindeki gelişmekte olan ülkeler arasında önde geliyoruz.”
Ve dünkü haber: Maliye Bakanlığı, bu yılın Şubat ile Ocak-Şubat dönemi bütçe uygulama sonuçlarını açıklamış. Gelirimiz artmış, giderimiz azalmış. Bütçe gelirleri, Şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11,4 artarak 44,7 milyar lira olmuş. Giderleri de binde 5 azalışla 42,3 milyar liraya inmiş. Sonuç: 2015'in Şubat ayında 2,4 milyar lira açık veren bütçe bu yıl 2,4 milyar lira fazla vermeyi başarmış.
Şeamet tellallarının susmayacağı kesin. Türkiye'nin de yoluna selametle devam edeceği de ayrı bir gerçek.
Kadınları korkuyla anmamalıyız
"Yediyordu Elif kağnısını, /Kara geceden geceden. /Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu, /Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar, /İnliyordu dağın ardı, yasla, /Her bir heceden heceden.”
Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın “Mustafa Kemal'in Kağnısı” adlı o güzelim şiiri, mısraların duygusuna uygun ürpertili ve gizemli bir dış sesle ama kapkaranlık bir çekim eşliğinde sunulduğunda, Filli Boya'nın Dünya Kadınlar Günü için çektiği reklam filmi ortaya çıkmış. Korku filmi gibi... Finalinde “Bu topraklarda kadının hakkı var”deniliyor. Var elbette. Ancak Dünya Kadınlar Günü'nde bu gerçekliğin altını çizmenin yolu savaştan, bombadan değil, neşeden ve aydınlıktan geçse daha iyi olmaz mıydı?
Çünkü bu sefer de olmadı.
Öyle ya, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sağlığının bozulmasından bile medet umdular. Son derece masum başlayan Gezi olayını ulusal ve uluslararası bir halk hareketiymiş gibi manipüle etmeye çalıştılar. O da olmadı. Bu sefer 17-25 Aralık bürokratik darbe teşebbüsleri sahnelendi. Onda da başarısız oldular. Sadece başarısız olmakla kalmadılar. Hem millet desteğini kaybettiler hem de bürokrasi içerisinde ele geçirdikleri mevzileri... Bir sonraki iç-dış operasyon bu sefer finansaldı. O da tutmadı. Amaçları, Fetullah Gülen'in bir Rus gazetesine verdiği demeçte belirttiği gibi Türkiye'yi 'terör ülkesi' ilan ettirmek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da Avrupa'da terörü destekleyen lider olarak yargılatmaktı. (Bkz: MİT TIR'ları olayı.)
Başaramadılar. Şimdi son sahne oynanıyor: Güney'den saldırı dozu giderek artırılırken ülke içinde Batı basınının 'iç savaş' diye nitelemek için çırpındığı PKK terörünü dağa taşa, kasabaya kente yayma çabasına tam gaz yüklenmek…
Bu da bir işe yaramayacak. Çünkü şeamet tellallarını üzen haberler de birbiri peşi sıra gelmeye devam ediyor. Sadece bir kaçına göz atalım.
Otomotivde toplam üretim Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3 artarak 227 bin adete ulaşmış. (OtomotivSanayii Derneği'nin (OSD) raporuna göre, bu dönemde, toplam üretim 218 bin adet, otomobil üretimi ise 131 bin adet düzeyinde gerçekleşmiş. Söz konusu dönemde, traktör üretimi ile birlikte toplam üretim 227 bin adet olmuş.).
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) tarafından hazırlanan bir başka değerlendirme raporuna göre de Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkeleri toplamına göre otomobil pazarı, Şubat'ta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 büyümüş.
Otomotivden gayrımenkule geçelim: Cannes'daki dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı MIPIM'e Türkiye, 350 firma ve 7 büyükşehir belediyesiyle çıkarma yapmış.
Geçenlerde Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM), şubat ayı ihracat verileri Karaman'da düzenlenen basın toplantısıyla açıklanmıştı: Şubat ayında önceki yılın aynı dönemine göre ihracat yüzde 3.1 artışla 10 milyar 790 milyon dolar olurken, kilo bazında da yüzde 26 artış gerçekleşmiş. O basın toplantısında TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi demişti ki:
”Dünya genelinde yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen ülkemiz geçen yıl 3'üncü çeyrek itibarı ile yüzde 3,4'lük büyüme performansı gösterdi. Bu büyüme oranıyla, Çin ve Hindistan haricindeki gelişmekte olan ülkeler arasında önde geliyoruz.”
Ve dünkü haber: Maliye Bakanlığı, bu yılın Şubat ile Ocak-Şubat dönemi bütçe uygulama sonuçlarını açıklamış. Gelirimiz artmış, giderimiz azalmış. Bütçe gelirleri, Şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11,4 artarak 44,7 milyar lira olmuş. Giderleri de binde 5 azalışla 42,3 milyar liraya inmiş. Sonuç: 2015'in Şubat ayında 2,4 milyar lira açık veren bütçe bu yıl 2,4 milyar lira fazla vermeyi başarmış.
Şeamet tellallarının susmayacağı kesin. Türkiye'nin de yoluna selametle devam edeceği de ayrı bir gerçek.
Kadınları korkuyla anmamalıyız
"Yediyordu Elif kağnısını, /Kara geceden geceden. /Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu, /Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar, /İnliyordu dağın ardı, yasla, /Her bir heceden heceden.”
Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın “Mustafa Kemal'in Kağnısı” adlı o güzelim şiiri, mısraların duygusuna uygun ürpertili ve gizemli bir dış sesle ama kapkaranlık bir çekim eşliğinde sunulduğunda, Filli Boya'nın Dünya Kadınlar Günü için çektiği reklam filmi ortaya çıkmış. Korku filmi gibi... Finalinde “Bu topraklarda kadının hakkı var”deniliyor. Var elbette. Ancak Dünya Kadınlar Günü'nde bu gerçekliğin altını çizmenin yolu savaştan, bombadan değil, neşeden ve aydınlıktan geçse daha iyi olmaz mıydı?