15 Temmuz: Demokrasi ve İletişim Üzerine Bir Değerlendirme
15 temmuz 2024 yeni şafak
Türk milletinin, iradesine haciz konmasına karşı direnme gücünü sergilediği 15 Temmuz 2016 gecesi, Türkiye tarihinin en kritik kırılma noktalarından biridir. Bu tarihi gecenin ve evveliyatının iletişim boyutunu, ayrıca bu süreçte yaşananları ele almanın olayın anlaşılmasına önemli katkılar sunacağına inanıyoruz.
15 Temmuz öncesini okumak aslında hiç de zor değildir; her darbe teşebbüsü öncesi sahnelenmiş ‘algılama yönetimi’ teknikleri ile burada da karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Terör örgütü FETÖ’nün hükûmetin ve organlarının içine sızma harekâtını belli bir noktaya getirdikten sonra yaşanan 2013 Gezi, 17-25 Aralık, Ergenekon ve Balyoz davaları süreçlerinin tek amacı şu algılamayı yaratmaktı: “Hükûmet zaaf içinde, ülke yönetilemiyor, Türkiye’de kaos egemen; tek çare bir darbeyle iktidarı değiştirmek…” 15 Temmuz’un hazırlık sürecinde yürütülen bütün iletişim çalışmaları bu yönde sergilenmişti…
Öte yandan 15 Temmuz sadece bir direniş gecesi değil, aynı zamanda modern iletişim stratejilerinin bu kez milletin iradesi doğrultusunda etkin şekilde kullanılmasının tarihi bir örneğiydi. Bu bağlamda halkın direnişi, medyanın rolü, algılama yönetimi, kriz iletişimi yönetimi ve sosyal medyanın gücü, Türk milletinin demokrasiyi savunmadaki kararlılığını gözler önüne seren bir bütünün parçalarıydı.
Halkın Direnişi ve İletişim Stratejileri
15 Temmuz gecesi halkın sokağa dökülerek demokrasiyi, kendi iradesini ve millî bağımsızlığı savunması, etkin iletişim stratejileri sayesinde mümkün oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın televizyondan yaptığı çağrı, halkın organize olmasında kritik bir rol oynadı. Bu çağrı sadece bir liderin halkına seslenişi değil, aynı zamanda güçlü bir iletişim hamlesiydi. Ayrıca, bu hamlenin önemli unsurlarından, iletişim araçlarından biri de hiç şüphesiz tüm camilerden aynı anda ülkeye yayılan selalardı… Halk, bu çağrılara cevap vererek meydanlara çıktı ve darbecilere karşı direndi.
Medyanın Rolü
Darbe girişimi sırasında ve sonrasında medyanın oynadığı rol çok önemliydi. Medya, darbe girişiminin anlık gelişmelerini halka aktararak, darbecilerin propagandasına karşı bir denge, manipülasyonlarına karşı halkı bilinçlendirme unsuru oluşturmada etkili oldu. Özel televizyon kanallarının ve sosyal medyanın etkin kullanımı, halkın doğru bilgiye ulaşmasını sağladı.
Algılama Yönetimi ve Kamuoyu
15 Temmuz’u algılama yönetimi boyutuyla, bütüncül bir yaklaşımla incelediğimizde; darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasında, hükûmetin ve sivil toplumun etkili stratejilerinin hakkını da teslim etmek gerekir. Hükûmetin ve liderlerin, kamuoyunu sürekli bilgilendirmesi ve doğru yönlendirmesi, halkın moralini yüksek tutarak direnişi motive etmişti. Bu süreçte algılama yönetimi, sadece hakikatin aktarılmasıyla değil, aynı zamanda halkın psikolojik olarak desteklenmesiyle de sonuçlanmıştır ki Sayın Cumhurbaşkanı’nın son derece veciz ifadesinde olduğu gibi: “O gece milyonların sokağa dökülüp, tüfeklerin, tankların, uçakların karşısına dikileceğini düşünemediler. Türk milletinin ezanına, bayrağına ve devletine sahip çıkacağını hesap edemediler."
Kriz İletişimi ve Liderlik
Liderlerin kriz anlarındaki iletişim becerileri, toplumun tepkilerini ve dayanışmasını şekillendirmektedir. Bu bakımdan 15 Temmuz’a, kriz iletişimi ve liderlik açısından da özel bir yer ayrılması gerekir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve diğer liderlerin kararlı duruşu, darbe girişiminin bastırılmasında belirleyici oldu. Kriz anlarında hızlı, doğru ve etkili iletişim kurmak, liderlik vasfının en önemli unsurlarından biridir. Diğer bir önemli unsur ise cesarettir. Bilindiği gibi “Korkanlar köle, korkmayanlar efendi olurlar.”
Sosyal Medyanın Gücü
Sosyal medyanın vasıfları hakkında pek çok çekincemiz olmakla birlikte, bilgiyi (tabii ki dezenformasyonu da) yayma hızı, ona reddedilemeyecek bir güç atfetmektedir. 15 Temmuz gecesi sosyal medya, bilgi akışının hızlandırılmasında ve halkın organize olmasında kritik bir araç vazifesi gördü. Twitter, Facebook ve diğer platformlar üzerinden yapılan paylaşımlar sayesinde halkın hızlı bir şekilde mobilize olması sağlandı. Bu, güncel iletişim araçlarının doğru içeriklerle beslendiğinde, kriz anlarında ne kadar etkili kullanılabileceğinin bir göstergesiydi.
**
15 Temmuz şanlı direnişi, bize ve dünyaya sadece millet iradesinin ne kadar güçlü olduğunu göstermekle kalmamış, aynı şekilde modern iletişim araçlarının cesaretle, doğru stratejiyle ve eş zamanlı kullanılmasının millî iradenin gününü nasıl ivmelendireceğini de göstermiştir.
15 Temmuz öncesini okumak aslında hiç de zor değildir; her darbe teşebbüsü öncesi sahnelenmiş ‘algılama yönetimi’ teknikleri ile burada da karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Terör örgütü FETÖ’nün hükûmetin ve organlarının içine sızma harekâtını belli bir noktaya getirdikten sonra yaşanan 2013 Gezi, 17-25 Aralık, Ergenekon ve Balyoz davaları süreçlerinin tek amacı şu algılamayı yaratmaktı: “Hükûmet zaaf içinde, ülke yönetilemiyor, Türkiye’de kaos egemen; tek çare bir darbeyle iktidarı değiştirmek…” 15 Temmuz’un hazırlık sürecinde yürütülen bütün iletişim çalışmaları bu yönde sergilenmişti…
Öte yandan 15 Temmuz sadece bir direniş gecesi değil, aynı zamanda modern iletişim stratejilerinin bu kez milletin iradesi doğrultusunda etkin şekilde kullanılmasının tarihi bir örneğiydi. Bu bağlamda halkın direnişi, medyanın rolü, algılama yönetimi, kriz iletişimi yönetimi ve sosyal medyanın gücü, Türk milletinin demokrasiyi savunmadaki kararlılığını gözler önüne seren bir bütünün parçalarıydı.
Halkın Direnişi ve İletişim Stratejileri
15 Temmuz gecesi halkın sokağa dökülerek demokrasiyi, kendi iradesini ve millî bağımsızlığı savunması, etkin iletişim stratejileri sayesinde mümkün oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın televizyondan yaptığı çağrı, halkın organize olmasında kritik bir rol oynadı. Bu çağrı sadece bir liderin halkına seslenişi değil, aynı zamanda güçlü bir iletişim hamlesiydi. Ayrıca, bu hamlenin önemli unsurlarından, iletişim araçlarından biri de hiç şüphesiz tüm camilerden aynı anda ülkeye yayılan selalardı… Halk, bu çağrılara cevap vererek meydanlara çıktı ve darbecilere karşı direndi.
Medyanın Rolü
Darbe girişimi sırasında ve sonrasında medyanın oynadığı rol çok önemliydi. Medya, darbe girişiminin anlık gelişmelerini halka aktararak, darbecilerin propagandasına karşı bir denge, manipülasyonlarına karşı halkı bilinçlendirme unsuru oluşturmada etkili oldu. Özel televizyon kanallarının ve sosyal medyanın etkin kullanımı, halkın doğru bilgiye ulaşmasını sağladı.
Algılama Yönetimi ve Kamuoyu
15 Temmuz’u algılama yönetimi boyutuyla, bütüncül bir yaklaşımla incelediğimizde; darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasında, hükûmetin ve sivil toplumun etkili stratejilerinin hakkını da teslim etmek gerekir. Hükûmetin ve liderlerin, kamuoyunu sürekli bilgilendirmesi ve doğru yönlendirmesi, halkın moralini yüksek tutarak direnişi motive etmişti. Bu süreçte algılama yönetimi, sadece hakikatin aktarılmasıyla değil, aynı zamanda halkın psikolojik olarak desteklenmesiyle de sonuçlanmıştır ki Sayın Cumhurbaşkanı’nın son derece veciz ifadesinde olduğu gibi: “O gece milyonların sokağa dökülüp, tüfeklerin, tankların, uçakların karşısına dikileceğini düşünemediler. Türk milletinin ezanına, bayrağına ve devletine sahip çıkacağını hesap edemediler."
Kriz İletişimi ve Liderlik
Liderlerin kriz anlarındaki iletişim becerileri, toplumun tepkilerini ve dayanışmasını şekillendirmektedir. Bu bakımdan 15 Temmuz’a, kriz iletişimi ve liderlik açısından da özel bir yer ayrılması gerekir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve diğer liderlerin kararlı duruşu, darbe girişiminin bastırılmasında belirleyici oldu. Kriz anlarında hızlı, doğru ve etkili iletişim kurmak, liderlik vasfının en önemli unsurlarından biridir. Diğer bir önemli unsur ise cesarettir. Bilindiği gibi “Korkanlar köle, korkmayanlar efendi olurlar.”
Sosyal Medyanın Gücü
Sosyal medyanın vasıfları hakkında pek çok çekincemiz olmakla birlikte, bilgiyi (tabii ki dezenformasyonu da) yayma hızı, ona reddedilemeyecek bir güç atfetmektedir. 15 Temmuz gecesi sosyal medya, bilgi akışının hızlandırılmasında ve halkın organize olmasında kritik bir araç vazifesi gördü. Twitter, Facebook ve diğer platformlar üzerinden yapılan paylaşımlar sayesinde halkın hızlı bir şekilde mobilize olması sağlandı. Bu, güncel iletişim araçlarının doğru içeriklerle beslendiğinde, kriz anlarında ne kadar etkili kullanılabileceğinin bir göstergesiydi.
**
15 Temmuz şanlı direnişi, bize ve dünyaya sadece millet iradesinin ne kadar güçlü olduğunu göstermekle kalmamış, aynı şekilde modern iletişim araçlarının cesaretle, doğru stratejiyle ve eş zamanlı kullanılmasının millî iradenin gününü nasıl ivmelendireceğini de göstermiştir.