Battık bittikçiler ve Türkiye Sigorta
01 şubat 2025 yeni şafak
Perşembe günü Türkiye Sigorta’nın yıllık performansının değerlendirildiği basın toplantısında Genel Müdür Taha Çakmak’ın sunumunu izlerken; aklıma “Saraçhane medyası” geldi… Bir de benim “Battık bittik programları” dediğim, muhalefet partisi retoriğiyle Türkiye için ‘sloganik’ felaket senaryoları çizen uzman(!) konuklarla yapılan, “Kendin pişir, kendin ye” türü tartışma programları…Bazen bunların ortasına düşerim… “Sana ne?!” değil mi?.. Hayır!.. İlle ‘bardağın dolu tarafını’ gösteren olumlu haberlerle denge kuracağım…
TCMB’nin rezervleri rekor kırmış: 167,6 milyar dolar… Yabancı yatırımcı, 24 Ocak haftasında, 354,4 milyon dolar net hisse senedi alımıyla, 5 Nisan 2024’ten bu yana en güçlü yatırımı oluşturmuş… Yılların markası Seranit, 1,3 milyar dolar ile halka arz edilmiş… JP Morgan, Türkiye’de enflasyon tahminini yüzde 26 açıklamış… Global Port Holding, Afrika’da 2., dünyada 30. limanını satın almış… Baykar’ın İtalya’da Piaggio Aerospace’i satın almasından sonra, başka İtalyan firmaları, deyim yerindeyse, “Bizi de satın al” diye kuyruğa girmişler… Cari açık kapanıyormuş… Ülke riski (CDS) düşüyormuş… Enflasyon kontrol altındaymış… Enerji sektörü ve millî savunma sanayii çok olumlu sinyaller veriyorlarmış… OVP çalışıyormuş… İşsizlik geriliyor, istihdam artıyormuş…Ben de bunları papağan gibi tekrarlayıp duruyorum… İşte, Genel Müdür Çakmak’ın sunumunu bu nedenle yüzümde muzır bir gülümsemeyle izledim…
Kamuya ait sigorta şirketleri olan Ziraat Sigorta A.Ş., Halk Sigorta A.Ş.’nin Güneş Sigorta A.Ş. ile birleştirilmesiyle kurulan Türkiye Sigorta, 2000 yılından bu yana faaliyet gösteriyor... Bizim TVNET de uzun uzun yer verdi. Bir gurur tablosu daha…
Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik’in 2024 yılı net kârı, bir önceki yıla göre yüzde 83 büyümeyle 22 milyar TL’ye ulaşmış. Türkiye Sigorta, 101,4 milyar TL’lik rekor prim üretmiş. Türkiye Hayat Emeklilik, hayat branşında 14,3 milyar TL’lik prim üretimi ve 271,4 milyar TL BES ve OKS fon büyüklüğüyle sektör liderliğini sürdürmüş.Taha Çakmak, bütün bu başarıya rağmen, “Daha yolun başındayız” diyor… Sigortalılaşma (penetrasyon) konusunda Avrupa’nın gerisindeymişiz… Genel Müdür, hedef olarak da iki konunun altını çiziyor: Sektörün büyümesi ve müşteri tatmini…
Battık bittikçiler, moralleri düzelsin istiyorlarsa, “Gücü adında” tagline’ı ile hareket eden Türkiye Sigorta’nın rakamlarına bakabilirler… Zira yanlısı-yansızı bütün basın oradaydı…
Aydınlık toplantılarAydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aydın, Üniversite bünyesindeki “Batı Platformu”nun bir toplantısına davet etti; iyi ki gitmişiz…
40-50 kişilik bir grubun katılımcı olarak hazır bulunduğu, Prof. Dr. Yalçın Akdoğan’ın başkanlığında, bizzat Mustafa Hoca’nın, İdris Güllüce ile Büyükelçi Egemen Bağış’ın, İstanbul Vali Yardımcısı’nın, iş insanlarının ve Kıbrıs İlim Üniversitesi ile Aydın Üniversitesi’nden akademisyenlerin katıldığı son derece verimli bir toplantıydı…
Onur konuğu, eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu idi… Tabii ki sohbet; bölgenin ve dünyanın ‘okunması’ üzerine geçti… Çavuşoğlu’nun ne kadar büyük bir kıymet olduğunu yeniden hatırladık… Toplantının içeriğinin kaydedildiğini ve konuşmaların yayınlanacağını da meraklısı için belirtelim…
Adında her ne kadar ‘Batı’ geçse de “Batı Platformu”nun son derece yerli ve millî bir eksene oturduğunu ifade etmekte yarar var.
‘Babalık izni’ yaşlanan nüfusa çare olabilir mi?HSBC Türkiye’de 2025 itibarıyla standart hâle gelen tüm yıllık izin süreleri kıdemden bağımsız olarak 29 günde eşitlenmiş. Yeni yılla birlikte babalık izni de 10 günden 4 haftaya çıkarılmış. Arkadaşlardan diğer şirketlerdeki babalık izinlerinin sürelerini araştırmalarını rica ettim. İnternet haberlerine yansıyan açıklamalardan şunları derlediler…
Nestlé Türkiye’de 4 hafta, L’oreal Türkiye’de 6 hafta, Shell Türkiye ve P&G Türkiye’de 8’er hafta, MSD Türkiye, Pfizer Türkiye ve Barilla Group’ta 12 hafta, Novartis Türkiye ve Sanofi Türkiye’de 14 hafta, Vodafone Türkiye’de ise 16 hafta babalık izni uygulanıyormuş.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre; Türkiye’nin nüfusu yaşlanıyor. Son 5 yılda yaşlı nüfusu yüzde 21,4 artarak 8 milyon 722 bin 806 olmuş. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2018 yılında yüzde 8,8 iken, 2023’te yüzde 10,2’ye yükselmiş.
Ne güzel ki ömür de uzuyor. Gelişmekte olan ülkelerde ömrün 5 yıl daha uzayacağı öngörülüyormuş. Bu da yaşlı olarak geçirilen sürenin artacağı anlamına geliyor...
AB’nin doğurganlık hızı 1,54 çocuk olarak kayıtlara geçerken Türkiye’de ise bu rakam 1,51’de kalmış. 101 milyonluk bir Türkiye’de 60 yaş üstü 30 milyon vatandaşın olacağını ifade eden Gerontoloji Uzmanı Prof. Dr. İsmail Tufan, “Genç bir ülke gibi davranamayız. Yaşlı politikalarımızın olması gerekiyor. Şimdiden hazırlıklarımızı ona göre yapmamız lazım” demiş.
Ülker’den Defne’ye özel…Ülker’in Çokoprenses adlı, Çokoprens’ten mülhem bisküvisiyle ilgili 28 Ocak tarihinde bir yazı kaleme almış, https://shorturl.at/27RaR), Çokoprenses’e ve Ülker’e yönelik saldırılara yer vermiştik…
Firma, ‘gizli reklam’ yapmakla ve patenti çok eski olan bir ürüne uydurma hikâye yazmakla suçlanıyordu… Ülker’e hizmet veren iletişim danışmanı arkadaşımız Mustafa Kaya aradı ve olayın ayrıntısıyla ilgili bilgi verdi…
Ülker, pek çok başka yeni isimle birlikte Çokoprenses’i de yıllar önce tescil ettirmiş… Sonra malum hikâyede bahsedilen 10 yaşındaki Defne’den gelen öneri üzerine Çokoprenses’i üretmiş… Ancak, yalnızca Defne için… Yani piyasaya sürülmemiş… Yani, “Ülker bizi kandırıyor” diye tepinenler, ortada ticari bir çıkar olmadığı için boşa sallayıp durmuşlar… “Size buradan bisküvi çıkmaz” demiştik…
TCMB’nin rezervleri rekor kırmış: 167,6 milyar dolar… Yabancı yatırımcı, 24 Ocak haftasında, 354,4 milyon dolar net hisse senedi alımıyla, 5 Nisan 2024’ten bu yana en güçlü yatırımı oluşturmuş… Yılların markası Seranit, 1,3 milyar dolar ile halka arz edilmiş… JP Morgan, Türkiye’de enflasyon tahminini yüzde 26 açıklamış… Global Port Holding, Afrika’da 2., dünyada 30. limanını satın almış… Baykar’ın İtalya’da Piaggio Aerospace’i satın almasından sonra, başka İtalyan firmaları, deyim yerindeyse, “Bizi de satın al” diye kuyruğa girmişler… Cari açık kapanıyormuş… Ülke riski (CDS) düşüyormuş… Enflasyon kontrol altındaymış… Enerji sektörü ve millî savunma sanayii çok olumlu sinyaller veriyorlarmış… OVP çalışıyormuş… İşsizlik geriliyor, istihdam artıyormuş…Ben de bunları papağan gibi tekrarlayıp duruyorum… İşte, Genel Müdür Çakmak’ın sunumunu bu nedenle yüzümde muzır bir gülümsemeyle izledim…
Kamuya ait sigorta şirketleri olan Ziraat Sigorta A.Ş., Halk Sigorta A.Ş.’nin Güneş Sigorta A.Ş. ile birleştirilmesiyle kurulan Türkiye Sigorta, 2000 yılından bu yana faaliyet gösteriyor... Bizim TVNET de uzun uzun yer verdi. Bir gurur tablosu daha…
Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik’in 2024 yılı net kârı, bir önceki yıla göre yüzde 83 büyümeyle 22 milyar TL’ye ulaşmış. Türkiye Sigorta, 101,4 milyar TL’lik rekor prim üretmiş. Türkiye Hayat Emeklilik, hayat branşında 14,3 milyar TL’lik prim üretimi ve 271,4 milyar TL BES ve OKS fon büyüklüğüyle sektör liderliğini sürdürmüş.Taha Çakmak, bütün bu başarıya rağmen, “Daha yolun başındayız” diyor… Sigortalılaşma (penetrasyon) konusunda Avrupa’nın gerisindeymişiz… Genel Müdür, hedef olarak da iki konunun altını çiziyor: Sektörün büyümesi ve müşteri tatmini…
Battık bittikçiler, moralleri düzelsin istiyorlarsa, “Gücü adında” tagline’ı ile hareket eden Türkiye Sigorta’nın rakamlarına bakabilirler… Zira yanlısı-yansızı bütün basın oradaydı…
Aydınlık toplantılarAydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aydın, Üniversite bünyesindeki “Batı Platformu”nun bir toplantısına davet etti; iyi ki gitmişiz…
40-50 kişilik bir grubun katılımcı olarak hazır bulunduğu, Prof. Dr. Yalçın Akdoğan’ın başkanlığında, bizzat Mustafa Hoca’nın, İdris Güllüce ile Büyükelçi Egemen Bağış’ın, İstanbul Vali Yardımcısı’nın, iş insanlarının ve Kıbrıs İlim Üniversitesi ile Aydın Üniversitesi’nden akademisyenlerin katıldığı son derece verimli bir toplantıydı…
Onur konuğu, eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu idi… Tabii ki sohbet; bölgenin ve dünyanın ‘okunması’ üzerine geçti… Çavuşoğlu’nun ne kadar büyük bir kıymet olduğunu yeniden hatırladık… Toplantının içeriğinin kaydedildiğini ve konuşmaların yayınlanacağını da meraklısı için belirtelim…
Adında her ne kadar ‘Batı’ geçse de “Batı Platformu”nun son derece yerli ve millî bir eksene oturduğunu ifade etmekte yarar var.
‘Babalık izni’ yaşlanan nüfusa çare olabilir mi?HSBC Türkiye’de 2025 itibarıyla standart hâle gelen tüm yıllık izin süreleri kıdemden bağımsız olarak 29 günde eşitlenmiş. Yeni yılla birlikte babalık izni de 10 günden 4 haftaya çıkarılmış. Arkadaşlardan diğer şirketlerdeki babalık izinlerinin sürelerini araştırmalarını rica ettim. İnternet haberlerine yansıyan açıklamalardan şunları derlediler…
Nestlé Türkiye’de 4 hafta, L’oreal Türkiye’de 6 hafta, Shell Türkiye ve P&G Türkiye’de 8’er hafta, MSD Türkiye, Pfizer Türkiye ve Barilla Group’ta 12 hafta, Novartis Türkiye ve Sanofi Türkiye’de 14 hafta, Vodafone Türkiye’de ise 16 hafta babalık izni uygulanıyormuş.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre; Türkiye’nin nüfusu yaşlanıyor. Son 5 yılda yaşlı nüfusu yüzde 21,4 artarak 8 milyon 722 bin 806 olmuş. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2018 yılında yüzde 8,8 iken, 2023’te yüzde 10,2’ye yükselmiş.
Ne güzel ki ömür de uzuyor. Gelişmekte olan ülkelerde ömrün 5 yıl daha uzayacağı öngörülüyormuş. Bu da yaşlı olarak geçirilen sürenin artacağı anlamına geliyor...
AB’nin doğurganlık hızı 1,54 çocuk olarak kayıtlara geçerken Türkiye’de ise bu rakam 1,51’de kalmış. 101 milyonluk bir Türkiye’de 60 yaş üstü 30 milyon vatandaşın olacağını ifade eden Gerontoloji Uzmanı Prof. Dr. İsmail Tufan, “Genç bir ülke gibi davranamayız. Yaşlı politikalarımızın olması gerekiyor. Şimdiden hazırlıklarımızı ona göre yapmamız lazım” demiş.
Ülker’den Defne’ye özel…Ülker’in Çokoprenses adlı, Çokoprens’ten mülhem bisküvisiyle ilgili 28 Ocak tarihinde bir yazı kaleme almış, https://shorturl.at/27RaR), Çokoprenses’e ve Ülker’e yönelik saldırılara yer vermiştik…
Firma, ‘gizli reklam’ yapmakla ve patenti çok eski olan bir ürüne uydurma hikâye yazmakla suçlanıyordu… Ülker’e hizmet veren iletişim danışmanı arkadaşımız Mustafa Kaya aradı ve olayın ayrıntısıyla ilgili bilgi verdi…
Ülker, pek çok başka yeni isimle birlikte Çokoprenses’i de yıllar önce tescil ettirmiş… Sonra malum hikâyede bahsedilen 10 yaşındaki Defne’den gelen öneri üzerine Çokoprenses’i üretmiş… Ancak, yalnızca Defne için… Yani piyasaya sürülmemiş… Yani, “Ülker bizi kandırıyor” diye tepinenler, ortada ticari bir çıkar olmadığı için boşa sallayıp durmuşlar… “Size buradan bisküvi çıkmaz” demiştik…