Belirsizlik ‘algılamayı’ öldürür
21 mayıs 2024 yeni şafak
İletişimde daha kötüsü yoktur… Özel hayat için de geçerlidir; tüzel hayat için de… Olumsuz bile olsa ‘somut bilgi’, en ufak belirsizlikten daha evladır…
Belirsizliğin zamana yayılması ise her türlü melanet tohumunun ortalığa saçılması ve hızla serpilmesine neden olur…
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin, ülkenin Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tebriz Cuma İmamı Ayetullah Ali Haşim ve Doğu Azerbaycan Eyalet Valisi Malik Rahmeti dâhil helikopterdeki 8 kişiyle birlikte hayatını kaybetmesi üzerine İran’da bir ‘iletişim kaosu’ yaşanmaya başlandı.
Hâlâ havada kalmış pek çok soru var:
Helikopter kalkıştan önce kontrol edildi mi; güvenlik önlemleri yeterli miydi?
Hava koşulları kötü idiyse, helikopterin uçmasına neden izin verildi?
Yetkileri olmasına rağmen iki kıdemli albay pilot, uçmayı neden kabul etti?
Reisi’nin helikopterinin sağında ve solunda uçan diğer iki helikopter neden durmadan yollarına devam ettiler?
İran devletinin üst yönetimini bir anda yok eden bu olaydan kim ya da kimler çıkar sağlar?
ABD ve/veya İsrail’in bu işte dolaylı ya da doğrudan parmağı olabilir mi? Yoksa parmak içeride mi? (Rivayete göre Reisi’nin yerine, İran dini lideri Ali Hamaney’in karşı çıkmasına rağmen, oğlu Mücteba Hamaney talipmiş.)
Buraya sadece özetleri aldık… İran’ın yönetemediği iletişimin ülkedeki ve dünyadaki yansımasını; “Körler sağırlar birbirini ağırlar” durumu olarak nitelemek yanlış olmaz.
En temel soru da şu tabii ki: “Bundan sonra ne olacak?”
Orta Doğu, zaten ‘barut fıçısına’ dönmüş… Fitili de ortalıkta… Ateşlenmeye hazır!.. Küçük bir kıvılcım bekleniyor sanki…
Reisi’nin ölümünün arkasında, endişe edilen komplo teorilerinden biri olduğu tespit edilirse, dünyanın da çivisi çıkacak demektir…
Orta Doğu kaosunu engellemenin tek yolunun açık, derinlikli, ayrıntılı, tatmin edici, belirsizliği yok eden iletişim olduğunu İran inşallah anlayacaktır.
Günün sözü
‘‘Tarihin, kâinatın en büyük komplosu ‘komplo yok’ lafıdır.”
Ömer Lütfi Mete & Prof. Dr. Mahir Kaynak,
“Derin Devlet: Tanımlanamayan Güç”, Timaş Yay.: 2005
İletişim aklı:
(Bkz. 18 Mayıs tarihli yazımız. Bu konudaki bilgi dağarcığımızı geliştirmeyi sürdüreceğiz.)
Gözümüze takılanlar…
Belirsizliğin zamana yayılması ise her türlü melanet tohumunun ortalığa saçılması ve hızla serpilmesine neden olur…
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin, ülkenin Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tebriz Cuma İmamı Ayetullah Ali Haşim ve Doğu Azerbaycan Eyalet Valisi Malik Rahmeti dâhil helikopterdeki 8 kişiyle birlikte hayatını kaybetmesi üzerine İran’da bir ‘iletişim kaosu’ yaşanmaya başlandı.
Hâlâ havada kalmış pek çok soru var:
Helikopter kalkıştan önce kontrol edildi mi; güvenlik önlemleri yeterli miydi?
Hava koşulları kötü idiyse, helikopterin uçmasına neden izin verildi?
Yetkileri olmasına rağmen iki kıdemli albay pilot, uçmayı neden kabul etti?
Reisi’nin helikopterinin sağında ve solunda uçan diğer iki helikopter neden durmadan yollarına devam ettiler?
İran devletinin üst yönetimini bir anda yok eden bu olaydan kim ya da kimler çıkar sağlar?
ABD ve/veya İsrail’in bu işte dolaylı ya da doğrudan parmağı olabilir mi? Yoksa parmak içeride mi? (Rivayete göre Reisi’nin yerine, İran dini lideri Ali Hamaney’in karşı çıkmasına rağmen, oğlu Mücteba Hamaney talipmiş.)
Buraya sadece özetleri aldık… İran’ın yönetemediği iletişimin ülkedeki ve dünyadaki yansımasını; “Körler sağırlar birbirini ağırlar” durumu olarak nitelemek yanlış olmaz.
En temel soru da şu tabii ki: “Bundan sonra ne olacak?”
Orta Doğu, zaten ‘barut fıçısına’ dönmüş… Fitili de ortalıkta… Ateşlenmeye hazır!.. Küçük bir kıvılcım bekleniyor sanki…
Reisi’nin ölümünün arkasında, endişe edilen komplo teorilerinden biri olduğu tespit edilirse, dünyanın da çivisi çıkacak demektir…
Orta Doğu kaosunu engellemenin tek yolunun açık, derinlikli, ayrıntılı, tatmin edici, belirsizliği yok eden iletişim olduğunu İran inşallah anlayacaktır.
Günün sözü
‘‘Tarihin, kâinatın en büyük komplosu ‘komplo yok’ lafıdır.”
Ömer Lütfi Mete & Prof. Dr. Mahir Kaynak,
“Derin Devlet: Tanımlanamayan Güç”, Timaş Yay.: 2005
İletişim aklı:
(Bkz. 18 Mayıs tarihli yazımız. Bu konudaki bilgi dağarcığımızı geliştirmeyi sürdüreceğiz.)
- İletişim Aklı, ‘haber niteliği’ taşımayan bir bilginin medyada geniş yer kaplaması için iletişimciler üzerinde baskı kurmaz; haber değeri yaratmaya çalışır.
- İletişim Aklı, pazarlama, satış, iletişim departmanlarını birbirleriyle yarıştırmaz; bunların ortak kültür ve değerlerde buluşmalarını sağlar.
- İletişim Aklı, medyada yer alan haberleri ‘reklam eşdeğeri’ ile ölçmesinin hem kendisini aldatacağını hem de medyayı aşağılayacağını, yani kendi ayağına kurşun sıkacağını bilir. Çünkü, şu köşede adı iki satırda geçen bir firma için reklam eşdeğeri sıfıra yakın görülebilir, ancak etkisi tam sayfa ilandan fazla olabilir.
Gözümüze takılanlar…
- Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), 2017’den bu yana sürdürdüğü “Atma Bağışla” projesiyle 5 binin üzerinde çocuğa destek olmuş. Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) ile ortak yürütülen projede evde, okulda, iş yerinde kullanılmayan e-atıklar toplanıyormuş. Böylece doğanın korunmasına katkı sağlanırken elde edilen gelirle imkânı kısıtlı çocuklara da eğitim desteği verilmiş. Projeyle bugüne kadar 540 tondan fazla e-atık toplamış. Kampanyaya katılım ise çok basitmiş: Küçük e-atıklar 30 kilo veya 30 desi şeklinde paketlenerek 902 513 042 koduyla PTT aracılığıyla anlaşmalı geri dönüşüm tesisine ücretsiz olarak gönderilebiliyormuş (Nur Sevinç, Contact Plus). İki STK’nın güçlerini birleştirmesi çok hayırlı olmuş, bir taşla hem çevreye hem de çocuklarımızın eğitimine katkı sağlanmış…
- Ernst & Young ve Oxford Üniversitesi Said Business School iş birliğiyle hayata geçirilen araştırma, dönüşüm programlarında insan odaklı yaklaşım benimseyen liderlerin 12 kata kadar daha başarılı olduğunu gösteriyormuş. Analiz, 23 ülkeden ve 16 farklı endüstriden 846 üst düzey lider ve 840 iş gücü üyesiyle yapılmış. Başarı şansını 12 kat artıran yaklaşım, üç adımda açıklanmış: 1. Algılama: Sorunların ne zaman ortaya çıktığına ve ne zaman müdahale edileceğine karar vermek için bir erken uyarı sistemi oluşturulmasının yanı sıra çalışanların duygu ve davranışlarındaki değişikliklere dikkat edilmesi. 2. Anlamlandırma: Liderler ve ekip üyelerinin sorunların temel nedenlerini iş birliğiyle analiz etmesi ve ileriye dönük yol haritasının oluşturulması. 3. Harekete geçme: Katılımcı liderlik, iş birliği, ilham kültürünün korunması, güçlendirilmesi, özen gösterilmesi ve teknolojinin duygusal etkisinin tanınması gibi altı temel etkenin güçlendirilmesi (Tuğçe Degrel, Goodworks). İnsan odaklı yaklaşım, iletişim çalışmalarının da temelini oluşturur. Hem dışarıya doğru iletişimde; hedef kitlenin kültür ve değerlerini anlayarak işe başlarken… Hem de içeriye doğru iletişimde; çalışanları birer kaynak değil, kıymet olarak ele alma yaklaşımıyla…