Belirsizlik dünyayı sarsıyor, Türkiye sağlam
03 mayıs 2025 yeni şafak
Allianz Trade, bilindiği üzere şirketlere yurt içi ve ihracat pazarlarında ticaret çözümleri sunan bir kuruluş. 40 ülkede 5.800 çalışanıyla toplam büyüklüğü küresel GSYİH’in yüzde 98’sini oluşturan 289 milyondan fazla şirketi takip ediyorlarmış. Firma, “Fırtınadaki Süvariler” başlığıyla 2025’in ilk çeyreğini kapsayan Ekonomik Görünüm Raporu’nu yayınlamış.
Donald Trump’ın gümrük vergilerinin küresel ekonomi üzerindeki etkilerine dikkat çekilen raporda, ABD’nin tam teşekküllü bir ticaret savaşı başlattığı yorumuna yer verilmiş. 2024 yılında yüzde 2,9 olan küresel ekonomik büyümenin ABD kaynaklı ticari savaş nedeniyle 2025 yılında 0,6 puan hız keserek pandemiden bu yana en düşük seviye olan yüzde 2,3’e gerileyeceği belirtilmiş.
Öte yandan mevcut küresel belirsizlik seviyesinin Covid-19 salgını sırasındaki kadar yüksek olduğu bilgisi de yer almış. Büyümenin Avrupa bölgesinde de yavaşlayacağını belirten ekonomistler, bu bölge için büyüme tahminlerini 2025 yılı için yüzde 0,8 ve 2026 yılı için yüzde 1,5 olacak şekilde aşağı yönde güncellemişler.
Dün dış ticaret rakamlarını açıklayan Ticaret Bakanımız Prof. Dr. Ömer Bolat da dünya için benzer bir duruma, belirsizliğe neden olan faktörlere ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan düşüşlere işaret etti. Türkiye içinse durumun tam tersi olduğu ifade ediliyor…
Bölgesel savaşlar, jeopolitik riskler, tedarik zinciri aksaklıkları, enerji savaşları ve yükselen enflasyonist baskılar derken şimdi de Trump’ın gümrük vergilerini yükseltmesini, küresel ticaretin gidişatı konusunda önemli bir belirsizlik faktörü olarak tespit eden Bakan Bolat şu verilerin altını çizdi: Üç ay önceki tahminlerde dünya ticareti için yüzde 2,7-3 arasında artış ifade eden Dünya Ticaret Örgütü, bu yıl dünya ticareti için yüzde 0,2 daralma bekliyormuş. IMF, Dünya Bankası, OECD gibi uluslararası ekonomi kuruluşları da 2025 yılı için tahminlerini aşağı doğru çekmişler.
Dedik ya; ülkemiz için tam tersi bir durum söz konusu olabilir… Nitekim IMF, Dünya Bankası ve OECD, Türkiye için büyüme tahminlerini yükseltmişler. Son 22 yılda yıllık ortalama yüzde 5,3 büyüyen ekonomimiz geçen yıl yüzde 3,2 büyümüş ve son 18 çeyrekte kesintisiz büyümesini devam ettirmiş. Bu, istihdamı da olumlu etkilemiş; Mart ayı itibarıyla işsizlik, son 20 yılın en düşük oranına, yüzde 7,9’a gerilemiş. Yüzde 15,1 olarak açıklanan genç işsizliği de son 13 yılın en düşük oranındaymış.
Zaman zaman belirtmeye çalışırız; iletişimde belirsizlikten daha beter bir şey yoktur. Öyle ki; ‘kötü haber’ bile belirsizlikten evladır… Çünkü insan, zihninde kurar da kurar, kötünün de kötüsünü hayal eder, umudunu, ruhunu yer bitirir… Bu arada şeamet tellalları da hazır beklemektedirler; müphemiyetle çamurlanmış zemini bulunca altını oyar da oyarlar…
Gözünü ve gönlünü Batı’ya dikmiş olanlar, bizim, ülkemizin ekonomik göstergelerini bir kenara itip “Belirsizlik hepimizi yiyip bitirecek!” diye feryat hâlindeler… Fakat ne o ekonomik tablo bizim, ne de belirsizlik… Türkiye pek çok alanda olumlu gidişatını sürdürmektedir…
Kaldı ki dünyadaki dalgalanmalardan elbette bizim de etkilendiğimiz zamanlar oldu ve olacak… O zaman dahi, belirsizlik hâkim olsa bile ne umudu öldürmek bize yakışır ne de kendimizi küçümsemek… Türkiye, 2013’ten bu yana başına getirilmek istenen felaketleri teker teker atlatmayı bilmiştir… Başta 15 Temmuz hain darbe girişimi ve 13 Ağustos 2018 finansal darbe girişimi olmak üzere çok büyük badireleri kendi ‘fıtratımıza’ en uygun biçimde göğüsledik…
Şimdi de bu fıtratımızla dünyaya yol gösterme vakti gelmiştir belki… Bu belirsizlikten çıkmak için Türkiye’yi örnek almak akıllarına gelirse tabii…
Rahmetli Alev Alatlı’nın deyişi ve III. Millî Kültür Şûrası’nın mottosuyla; “Türkiye iyi gelir!”
Torunlar Çanakkale’de: “Dedeciğim biz geldik!”
Türkiye İzcilik Federasyonu tarafından Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kızılay ve Kuveyt Türk’ün destekleriyle düzenlenen “57. Alay Şehitlerini Anma Millî Bilinç Kampı”nın bu yıl 22’ncisi yapılmış. Gelibolu Yarımadası’nda hayata geçirilen ve Çanakkale Kara Muharebeleri’nin 110. yılına denk gelen etkinliğe, 53 ilden ve 15 farklı ülkeden 3 bine yakın izci ve izci lideri katılmış.
57. Alay ve Çanakkale Kara Muharebeleri hakkında bilgiler verilen organizasyonda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlanmış ve Kur’an-ı Kerim okunarak dualar edilmiş. 57. Alay Piyade Şehitliği’ndeki uluslararası resmî törenlere katılan izciler, saçlarına “Kınalı Hasan” gibi kına yakarak kırmızı yelekleri, enveriye kabalakları ve Türk bayraklarıyla birlikte 19.5 kilometrelik “57. Alay Yürüyüşü”nde yer almışlar:. Conkbayırı’nda sona eren yürüyüşte izciler, savaşın yaşandığı bölgelerde dedelerinin izinden ilerledikten sonra aynı rota üzerinden kamp alanına dönmüşler…
Millî kültürün yaşatılması, tarih bilincinin gençlere aşılanması, bu yolla ortak değerlerimizin sahiplenilmesi, yüceltilmesi ve böylece kim olduğunu, nereden geldiğini bilen nesillerin geleceğe sağlam adımlarla yürümesinin önemini anlatacak binlerce sayfa yazı yazılabilir, saatlerce konuşulabilir… Ancak, gençler üzerinde “57. Alay Şehitlerini Anma Millî Bilinç Kampı” kadar etkili olamayabilirler…
Kurumsal, toplumsal, millî sorumluluk anlayışlarının hepsini içinde barındırabilen bu etkinliğin uzun yıllar sürmesini, örnek alınarak yenilerinin de üretilmesini ve mümkün olan en fazla sayıdaki gencimize dokunabilmesini yürekten diliyoruz.
Donald Trump’ın gümrük vergilerinin küresel ekonomi üzerindeki etkilerine dikkat çekilen raporda, ABD’nin tam teşekküllü bir ticaret savaşı başlattığı yorumuna yer verilmiş. 2024 yılında yüzde 2,9 olan küresel ekonomik büyümenin ABD kaynaklı ticari savaş nedeniyle 2025 yılında 0,6 puan hız keserek pandemiden bu yana en düşük seviye olan yüzde 2,3’e gerileyeceği belirtilmiş.
Öte yandan mevcut küresel belirsizlik seviyesinin Covid-19 salgını sırasındaki kadar yüksek olduğu bilgisi de yer almış. Büyümenin Avrupa bölgesinde de yavaşlayacağını belirten ekonomistler, bu bölge için büyüme tahminlerini 2025 yılı için yüzde 0,8 ve 2026 yılı için yüzde 1,5 olacak şekilde aşağı yönde güncellemişler.
Dün dış ticaret rakamlarını açıklayan Ticaret Bakanımız Prof. Dr. Ömer Bolat da dünya için benzer bir duruma, belirsizliğe neden olan faktörlere ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan düşüşlere işaret etti. Türkiye içinse durumun tam tersi olduğu ifade ediliyor…
Bölgesel savaşlar, jeopolitik riskler, tedarik zinciri aksaklıkları, enerji savaşları ve yükselen enflasyonist baskılar derken şimdi de Trump’ın gümrük vergilerini yükseltmesini, küresel ticaretin gidişatı konusunda önemli bir belirsizlik faktörü olarak tespit eden Bakan Bolat şu verilerin altını çizdi: Üç ay önceki tahminlerde dünya ticareti için yüzde 2,7-3 arasında artış ifade eden Dünya Ticaret Örgütü, bu yıl dünya ticareti için yüzde 0,2 daralma bekliyormuş. IMF, Dünya Bankası, OECD gibi uluslararası ekonomi kuruluşları da 2025 yılı için tahminlerini aşağı doğru çekmişler.
Dedik ya; ülkemiz için tam tersi bir durum söz konusu olabilir… Nitekim IMF, Dünya Bankası ve OECD, Türkiye için büyüme tahminlerini yükseltmişler. Son 22 yılda yıllık ortalama yüzde 5,3 büyüyen ekonomimiz geçen yıl yüzde 3,2 büyümüş ve son 18 çeyrekte kesintisiz büyümesini devam ettirmiş. Bu, istihdamı da olumlu etkilemiş; Mart ayı itibarıyla işsizlik, son 20 yılın en düşük oranına, yüzde 7,9’a gerilemiş. Yüzde 15,1 olarak açıklanan genç işsizliği de son 13 yılın en düşük oranındaymış.
Zaman zaman belirtmeye çalışırız; iletişimde belirsizlikten daha beter bir şey yoktur. Öyle ki; ‘kötü haber’ bile belirsizlikten evladır… Çünkü insan, zihninde kurar da kurar, kötünün de kötüsünü hayal eder, umudunu, ruhunu yer bitirir… Bu arada şeamet tellalları da hazır beklemektedirler; müphemiyetle çamurlanmış zemini bulunca altını oyar da oyarlar…
Gözünü ve gönlünü Batı’ya dikmiş olanlar, bizim, ülkemizin ekonomik göstergelerini bir kenara itip “Belirsizlik hepimizi yiyip bitirecek!” diye feryat hâlindeler… Fakat ne o ekonomik tablo bizim, ne de belirsizlik… Türkiye pek çok alanda olumlu gidişatını sürdürmektedir…
Kaldı ki dünyadaki dalgalanmalardan elbette bizim de etkilendiğimiz zamanlar oldu ve olacak… O zaman dahi, belirsizlik hâkim olsa bile ne umudu öldürmek bize yakışır ne de kendimizi küçümsemek… Türkiye, 2013’ten bu yana başına getirilmek istenen felaketleri teker teker atlatmayı bilmiştir… Başta 15 Temmuz hain darbe girişimi ve 13 Ağustos 2018 finansal darbe girişimi olmak üzere çok büyük badireleri kendi ‘fıtratımıza’ en uygun biçimde göğüsledik…
Şimdi de bu fıtratımızla dünyaya yol gösterme vakti gelmiştir belki… Bu belirsizlikten çıkmak için Türkiye’yi örnek almak akıllarına gelirse tabii…
Rahmetli Alev Alatlı’nın deyişi ve III. Millî Kültür Şûrası’nın mottosuyla; “Türkiye iyi gelir!”
Torunlar Çanakkale’de: “Dedeciğim biz geldik!”
Türkiye İzcilik Federasyonu tarafından Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kızılay ve Kuveyt Türk’ün destekleriyle düzenlenen “57. Alay Şehitlerini Anma Millî Bilinç Kampı”nın bu yıl 22’ncisi yapılmış. Gelibolu Yarımadası’nda hayata geçirilen ve Çanakkale Kara Muharebeleri’nin 110. yılına denk gelen etkinliğe, 53 ilden ve 15 farklı ülkeden 3 bine yakın izci ve izci lideri katılmış.
57. Alay ve Çanakkale Kara Muharebeleri hakkında bilgiler verilen organizasyonda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlanmış ve Kur’an-ı Kerim okunarak dualar edilmiş. 57. Alay Piyade Şehitliği’ndeki uluslararası resmî törenlere katılan izciler, saçlarına “Kınalı Hasan” gibi kına yakarak kırmızı yelekleri, enveriye kabalakları ve Türk bayraklarıyla birlikte 19.5 kilometrelik “57. Alay Yürüyüşü”nde yer almışlar:. Conkbayırı’nda sona eren yürüyüşte izciler, savaşın yaşandığı bölgelerde dedelerinin izinden ilerledikten sonra aynı rota üzerinden kamp alanına dönmüşler…
Millî kültürün yaşatılması, tarih bilincinin gençlere aşılanması, bu yolla ortak değerlerimizin sahiplenilmesi, yüceltilmesi ve böylece kim olduğunu, nereden geldiğini bilen nesillerin geleceğe sağlam adımlarla yürümesinin önemini anlatacak binlerce sayfa yazı yazılabilir, saatlerce konuşulabilir… Ancak, gençler üzerinde “57. Alay Şehitlerini Anma Millî Bilinç Kampı” kadar etkili olamayabilirler…
Kurumsal, toplumsal, millî sorumluluk anlayışlarının hepsini içinde barındırabilen bu etkinliğin uzun yıllar sürmesini, örnek alınarak yenilerinin de üretilmesini ve mümkün olan en fazla sayıdaki gencimize dokunabilmesini yürekten diliyoruz.