Ali Saydam
  • TV Yayını
  • Basından
  • Hayatımı Zenginleştirenler
  • Yazılarım
    • Yeni Şafak Gazetesi
    • Marketing Türkiye
    • Z Raporu / Derin Ekonomi
    • TIMREPORT
    • Sabah Gazetesi
    • Akşam Gazetesi
    • Akşam Kitap Eki
    • Diğer
  • Kitaplarım
    • Algılama Yönetimi
    • Eş ve Müşteri Nasıl Kaybedilir?
    • İktidar Yalnızlıktır
    • Vazgeçmek Özgürlüktür
    • Perception Management
    • How to Lose Wives and Clients
    • Wahrnehmungs Management
    • Türkiye Perspektifinden Kamu Diplomasisi >
      • 16.03.2015 – Ortak Akıl Çalıştayı – UN RO-RO
      • 21.03.2015 – Ortak Akıl Çalıştayı – Ttec
      • 27.05.2015 - Media Relations - Yeşilay & AB - Staff Training Program
      • Siyasal İletişim Yönetimi - Marmara Belediyeler Birliği / Uludağ
      • Oradaydim Orada Olacagim
  • Biyografi
  • Galeri
    • Video Galeri
  • İletişim
  • Eng

Gladyatör

29 mart 2025 yeni şafak

Teşbihte hata olmazmış… Stratejik iletişim modellerinde sıklıkla kullandığımız bir tür darbımeseldir; “Gladiator in arena mori debet”… Yani, Gladyatörü arenada öldüreceksin…
Çünkü, eğer arenada değil, başka bir yerde öldürür ya da öldürmeye kalkarsan hak edilmemiş ‘kahramanlıklar’ yaratabilirsin…
Son olaylarda arena görevini Mahkemeler görecektir… Ancak, o noktaya varılıncaya kadar geçen süre, hak edilmemiş kahramanlık hikâyelerinin bolca üretileceği bir dönem olarak karşımızda durmaktadır… Orada da ‘söylem’e karşı istediğiniz kadar söylem geliştirin -ki iddianame henüz ortaya çıkmadığı için kanıt ileri sürme kabiliyetiniz zaten yoktur- karşı tarafın, kamu vicdanında kendisini mağdur olarak konumlamasını engelleyemezsiniz…
Bu arada gladyatör örneği, medya alanında da geçerlidir… Muhalif medya daha mı çok izleniyor, reytingi, tirajı daha mı fazla?! İstediğiniz yasaya dayanın, getireceğiniz cezalar, “Susturma” ya da “Sansür” faaliyeti olarak algılanacaktır.
Oysa yapılacak şey yok basittir: 1. Dezenformasyonu engellemek için hangi yasalara dayandığınızı çok net ve defalarca ifade etmek (Ayrıca bunu da işlerin kızıştığı zamana bırakmamak) 2. Çok daha yüksek tirajlara ve reytinglere ulaşacak yayınlarla sizi destekleyen medyanın güçlenmesini sağlamak…
İşte o zaman Gladyatörü pes ettirirsiniz… Olması gerektiği gibi…
 
Atı alan, Pasifik’i geçmiş
İstanbul Erkek Liseliler Yöneticiler ve İş İnsanları Vakfı’ndan kardeşim, Yatırım Danışmanı ve FODER Danışma Kurulu Üyesi Attila Köksal finans dünyasını neredeyse tersyüz edecek bir haber yollamış…
Dayanamadım, Cuma sabahları TVNET’te yayınlanan ortak programımızda bir araya geldiğimiz Prof. Dr. Murat Ferman’la da paylaştım… O da konunun yakından incelemeye değer olduğunu söyledi… Anlaşılması pek kolay olmayan bu konuyu danışman arkadaşımız Zehra Kafkaslı ile özetlemeye çalıştık… Olay şu:
 Çin Halk Bankası, 17 Mart 2025’te dijital RMB (Çin’in resmi parası, birimi Yuan’dır, ama çoğunlukla RMB -Ren Min Bi- kullanılmaktadır) sınır ötesi ödeme sisteminin Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN - The Association of Southeast Asian Nations) üyesi 10 ülkeye ve 6 Orta Doğu ülkesine tamamen bağlanacağını duyurmuş. Bu, küresel ticaret hacminin yüzde 38’inin ABD dolarının hâkim olduğu SWIFT sistemini atlayarak doğrudan ‘dijital RMB alanına’ gireceği anlamına geliyormuş.
 SWIFT sistemi, sınır ötesi ödemelerde 3-5 günlük gecikmelerle boğuşurken, Çin’in geliştirdiği dijital para köprüsüyle takas hızı 7 saniyeye düşüyor, ayrıca işlem maliyetleri yüzde 98 oranında azalıyormuş. Geleneksel yöntemlerden 100 kat daha verimli olan ve teknik avantaj sağlayan bu sistem, Orta Doğu enerji tüccarları da dahil olmak üzere dünya çapında 23 merkez bankasının dijital para köprü testine aktif olarak katılmasını sağlamış. Bu “yıldırım ödeme seçeneği”nin, ABD dolarının hâkim olduğu geleneksel takas sistemini kadük hâle getirebileceği açık…
 Batı’yı daha da korkutan şey ise dijital RMB’nin kullandığı blok zinciri teknolojisinin, işlemlerin izlenebilir olmasını sağlamanın yanı sıra kara para aklamaya da izin vermemesiymiş.
Şimdiye kadar dünyadaki ülkelerin yüzde 87’si dijital RMB sistemine entegre olmuş ve bu sistemi kullanarak yapılan ödemelerin büyüklüğü 1,2 trilyon ABD dolarını aşmış…
ABD, “Bu bir tehdit mi” diye kafasını kaşımaya devam ederken, “Atı alan Çin, Pasifik’i geçmiş” ve 200 ülkeyi kapsayan dijital ödeme ağını kurmuş. “Sessiz finansal devrim” olarak nitelenen bu durum, yalnızca parasal egemenlikle ilgili değil, aynı zamanda gelecekteki küresel ekonominin can damarını kimin kontrol edebileceğiyle de ilgili olarak yorumlanıyor.
Bakalım Trump’ın karşı hamlesi ne olacak?!
 
Bir Türkiye markası: ‘Sıfır Atık’
Yarının, yani 30 Mart’ın, “Uluslararası Sıfır Atık Günü” olduğunu biliyor muydunuz? Bu nasıl oldu derseniz; Türkiye’nin ana sunuculuğunda, 105 ülkenin de ortak sunucu olduğu 14 Aralık 2022’deki BM Genel Kurulu’ndaki oylamayla kabul edilmiş ve üç yıldır da kutlanıyormuş.
Bundan haberdar olmayışınızın sorumluluğunun yüzde 50’si sizdeyse, yüzde 50’si de ülkemizde bu projeyi yöneten kadrolardadır…
‘Sıfır Atık’ yaklaşımının önce Türkiye’de sonra da dünyada çok önemli sonuçlara erişmesinde en büyük pay, herhâlde Emine Erdoğan hanımefendinindir… 2017’de başlattıkları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın koordinasyonunda yürütülen “Sıfır Atık Hareketi”nde 7 yıl geride kaldı…
Atık oluşumunun önlenmesi, atıkların kaynağında ayrı toplanması, geri dönüşüm ve kaynak verimliliğinin artırılması hedefleriyle yürütülen “Sıfır Atık Hareketi”ne ilişkin veriler 2024 yılı sonunda açıklanmıştı.
İşin ciddiyetini ve başarısını gösteren bu rakamlar çocuklarımız için bugünden verilen emeklerin somut birer de göstergesi… Buna göre “Sıfır Atık Hareketi” kapsamında:
  • 2017’de yüzde 13 olan geri kazanım oranı, 2023’te yüzde 34,92’ye çıkarılırken, 2035’te ise bu oranının yüzde 60’a yükseltilmesi hedefleniyormuş.
  • Sürdürülebilir üretim ve tüketim alışkanlıklarını teşvik eden projenin başlangıcından bu yana Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ne geçen bina sayısı 193 bine ulaşmış.
  • Bakanlığa bağlı İller Bankası Genel Müdürlüğü, Türkiye’nin farklı noktalarına 7 yılda 46 depolama, ayrıştırma ve transfer tesisinin kurulmasına destek olmuş.
  • Devreye alınan katı atık tesislerinde, günlük 9 bin ton atık ayrıştırılıp ürün veya enerjiye dönüştürülüyormuş.
  • Sıfır atık konusunda yaklaşık 22 milyon kişiye eğitim verilmiş.
  • 498 milyon ağaç kesilmekten kurtarılırken, 819 milyon m3 su tasarrufu sağlanmış. 127 milyon varil petrolden tasarruf edilirken, 5,9 milyon ton sera gazı salımı önlenmiş.
  • 2,6 milyar kilovatsaat enerji tasarrufu sağlanmasının yan sıra, 104 milyon metreküp depolama alanından tasarruf edilmiş ve geri dönüşümle 185 milyar lira ekonomiye geri kazandırılmış.
11. Kalkınma Planı’nda (2019-2023) da yer alarak devlet politikası hâline getirilen, Yeşil Mutabakat Eylem Planı ile döngüsel ekonomide uygulanmasına karar verilen “Sıfır Atık Hareketi”ne sahip çıkmak, millî bir sorumluluk, vicdani bir meseledir…
www.alisaydam.com - 2014