Devlet Bey…
01 nisan 2025 yeni şafak
Sanki babası ve annesi adını bilerek koymuşlar: Devlet… Sayın Bahçeli, her zaman olduğu gibi yine devlete sahip çıkıyor ve çatışmacı ortamlara inat, ‘millî birlik ve beraberlik’ çağrılarıyla standart siyasi ortamın tüm kurallarını altüst ediyor…
Meclis’te eş başkanların elini sıkmasıyla başlayan, silah bırakma ve PKK’yı feshetme konusunda İmralı’yı adres gösterdiği teklifiyle devam eden; PKK’nın süreci yokuşa sürdüğünü hissettiği anda fesih kararının alınacağı kongre için toplantı yerini, tarihini somut olarak ifade etmesiyle zirve yapan ve nihayet dünkü çağrısıyla üst düzeyde bir ‘uzlaşma’ önerisi getiren Devlet Bahçeli, sadece siyasi liderlik değil, aynı zamanda siyasi iletişim konusunda da partiler üstü bir bilgelik sergilemektedir…
Bakın ne diyor Bahçeli…
“Türkiye çok şükür millî birliğin tahkim olduğu, barış ve huzurun kalıcılaşacağı bir döneme girmiştir… Milletimiz umutlu bir bekleyiş içerisindedir.
…Yeni bir dünya düzeninin şekillendiği dönemde, bu gelişmeyi Türkiye için bir fırsata dönüştürmek mümkündür.
Terörsüz Türkiye’den rahatsızlık duyanlar da devrededir… Bu kapsamda gecikmemek, geciktirmemek ve sahip çıkmak öncelikli meseledir. …Toplumsal barışın güçlendirilmesi ve kutuplaşmanın azaltılması için siyasi aktörlerin kapsayıcı bir dil kullanmasına ihtiyaç vardır.
…Türkiye bakımından tarihi bir fırsat olan PKK’nın silah bırakması ve fesih sürecinin uzun vadeli beklenen başarıya ulaşması için siyasi, ekonomik ve toplumsal açıdan yeni atılımlar ve kapsamlı reformlarla millî birliğimiz daha da güçlendirilmeli, toplumsal uzlaşı, adalet ve eşitlik esas olmalıdır.
Bunu mümkün kılacak siyasi ve sosyal şartlar mevcuttur. Yönetim sistemimiz etkinlik ve esneklik sağlayabilecek özelliktedir…”
Eğer, CHP ve AK Parti, Bahçeli’nin bir tür ‘kırılma noktası’na işaret ettiği, uyarılarını ve tavsiyelerini dikkate alır, ona göre hareket ederlerse, sadece kendilerini değil, Türkiye’yi de kurtarırlar…
Devir değişti…
Çocukluğum, gençliğim şimdi çok uzak görünse de bir ülke tarihi için nedir ki?... Daha dün gibi… Ve benim çocukluğumda kamu kuruluşları hep zarar ederlerdi… Ancak, pek çok şey gibi bu da değişti…
Türkiye Sigorta, 2024 yılı finansal sonuçları doğrultusunda hissedarlarına brüt 2 milyar TL nakit temettü dağıtımı ve yüzde 100 oranında bedelsiz sermaye artırımı kararı almış. Şirket, nakdin yanı sıra 5 milyar TL bedelsiz olmak üzere toplam 7 milyar TL kâr dağıtımı yapacakmış.
Büyümesini istikrarla sürdüren Türkiye Sigorta’nın 2025 yılı Ocak-Şubat dönemi brüt prim üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 47’lik artış göstererek 28,4 milyar TL seviyesine ulaşmış.
Genel Müdür Taha Çakmak, bu durumu şöyle değerlendirmiş: “2024 yılı şirket kârımızın yüzde 55,44’ünü ortaklarımıza değer olarak sunma kararı aldık. Ayrıca hisse değerinde yüzde 98 artış sağlayarak, BIST Temettü 25 Endeksi’ne giren tek sigorta şirketi olmanın gururunu yaşadık. Bu güçlü finansal performans ve istikrarlı büyümemiz, yatırımcılarımıza ve ekonomimize duyduğumuz güvenin en somut göstergesi oldu.”
Salt bir özel sektör şirketi olsaydı, şimdiye yeri göğü inletmişlerdi… Oysa Taha Bey her zamanki gibi hayli mütevazı davranmış… Çağdaş rekabetçi koşullar içinde başarılı sonuçlar alan tüm kamu kuruluşlarını canıyürekten kutluyoruz.
Trafikte ‘yapay zekâ’ devrede
Bursa’da Türksat iş birliğiyle hayata geçirilen Akıllı Trafik Sistemi, dünyada ‘ilk’miş… Böylece Bursa’nın, yalnızca Türkiye’de değil, küresel ölçekte bir akıllı şehir modeli hâline geldiği ifade edilmiş.
Trafik ışıklarını yapay zekâ destekli analizlerle yönlendirerek araç akışını yöneten Sistem, trafik yoğunluğunu azaltarak zaman kaybını önlüyor, yakıt tüketimini düşürüyor ve çevre kirliliğini en aza indiriyormuş.
Kavşaklara yerleştirilen akıllı kameralar, manyetik sensörler ve araç takip sistemlerinden elde edilen verilerle ayrıca, kaza veya araç arızaları gibi olumsuz durumlar anında tespit edilerek hızlı müdahale sağlanıyormuş.
Şehir içi trafik yönetimini daha akıllı, verimli ve güvenli hâle getirmek için yapay zekâyı kullanan bir başka ilimiz de Diyarbakır imiş. Yapay zekâ destekli dinamik kavşak kontrol sistemleri güncellenmiş ve şehirdeki birçok kavşağa entegre edilen yeni sistem, 14 yeni kavşakta daha devreye alınmış. Hassas, hızlı ve anlık şekilde yapılabilen kontroller sayesinde sıkışıklığın önüne büyük ölçüde geçilebiliyormuş.
Yazılarımıza aşina olanlar, yapay zekâya mesafeli durduğumuzu, sağladığı fayda kadar zararlarına da dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunmaya çalıştığımızı bileceklerdir. Öte yandan, trafiğin izlenmesi, arıza bildirimi, kavşak ve trafik ışıkları gibi konularda etkin bir araç olabileceğini kabul ettiğimizi de itiraf etmeliyiz.
Polis Akademisi Yayınları’nın Ozan Kavsıracı, Özer Arslan, Sena Tine imzasıyla paylaştığı “Trafik Güvenliğinde İnsan Faktörü” adlı rapora (https://shorturl.at/giZmG) göre; trafik kazalarına etki eden faktörler arasında, insana ait kusurlar yüzde 95’in üzerindeymiş. Bir başka deyişle insanın hata yapmasının önüne geçecek ne kadar destek hizmet, uyarıcı varsa hepsinin başımızın üzerinde yeri var… Yeter ki doğru, yerinde, etkili ve dozunda kullanılsın…
Meclis’te eş başkanların elini sıkmasıyla başlayan, silah bırakma ve PKK’yı feshetme konusunda İmralı’yı adres gösterdiği teklifiyle devam eden; PKK’nın süreci yokuşa sürdüğünü hissettiği anda fesih kararının alınacağı kongre için toplantı yerini, tarihini somut olarak ifade etmesiyle zirve yapan ve nihayet dünkü çağrısıyla üst düzeyde bir ‘uzlaşma’ önerisi getiren Devlet Bahçeli, sadece siyasi liderlik değil, aynı zamanda siyasi iletişim konusunda da partiler üstü bir bilgelik sergilemektedir…
Bakın ne diyor Bahçeli…
“Türkiye çok şükür millî birliğin tahkim olduğu, barış ve huzurun kalıcılaşacağı bir döneme girmiştir… Milletimiz umutlu bir bekleyiş içerisindedir.
…Yeni bir dünya düzeninin şekillendiği dönemde, bu gelişmeyi Türkiye için bir fırsata dönüştürmek mümkündür.
Terörsüz Türkiye’den rahatsızlık duyanlar da devrededir… Bu kapsamda gecikmemek, geciktirmemek ve sahip çıkmak öncelikli meseledir. …Toplumsal barışın güçlendirilmesi ve kutuplaşmanın azaltılması için siyasi aktörlerin kapsayıcı bir dil kullanmasına ihtiyaç vardır.
…Türkiye bakımından tarihi bir fırsat olan PKK’nın silah bırakması ve fesih sürecinin uzun vadeli beklenen başarıya ulaşması için siyasi, ekonomik ve toplumsal açıdan yeni atılımlar ve kapsamlı reformlarla millî birliğimiz daha da güçlendirilmeli, toplumsal uzlaşı, adalet ve eşitlik esas olmalıdır.
Bunu mümkün kılacak siyasi ve sosyal şartlar mevcuttur. Yönetim sistemimiz etkinlik ve esneklik sağlayabilecek özelliktedir…”
Eğer, CHP ve AK Parti, Bahçeli’nin bir tür ‘kırılma noktası’na işaret ettiği, uyarılarını ve tavsiyelerini dikkate alır, ona göre hareket ederlerse, sadece kendilerini değil, Türkiye’yi de kurtarırlar…
Devir değişti…
Çocukluğum, gençliğim şimdi çok uzak görünse de bir ülke tarihi için nedir ki?... Daha dün gibi… Ve benim çocukluğumda kamu kuruluşları hep zarar ederlerdi… Ancak, pek çok şey gibi bu da değişti…
Türkiye Sigorta, 2024 yılı finansal sonuçları doğrultusunda hissedarlarına brüt 2 milyar TL nakit temettü dağıtımı ve yüzde 100 oranında bedelsiz sermaye artırımı kararı almış. Şirket, nakdin yanı sıra 5 milyar TL bedelsiz olmak üzere toplam 7 milyar TL kâr dağıtımı yapacakmış.
Büyümesini istikrarla sürdüren Türkiye Sigorta’nın 2025 yılı Ocak-Şubat dönemi brüt prim üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 47’lik artış göstererek 28,4 milyar TL seviyesine ulaşmış.
Genel Müdür Taha Çakmak, bu durumu şöyle değerlendirmiş: “2024 yılı şirket kârımızın yüzde 55,44’ünü ortaklarımıza değer olarak sunma kararı aldık. Ayrıca hisse değerinde yüzde 98 artış sağlayarak, BIST Temettü 25 Endeksi’ne giren tek sigorta şirketi olmanın gururunu yaşadık. Bu güçlü finansal performans ve istikrarlı büyümemiz, yatırımcılarımıza ve ekonomimize duyduğumuz güvenin en somut göstergesi oldu.”
Salt bir özel sektör şirketi olsaydı, şimdiye yeri göğü inletmişlerdi… Oysa Taha Bey her zamanki gibi hayli mütevazı davranmış… Çağdaş rekabetçi koşullar içinde başarılı sonuçlar alan tüm kamu kuruluşlarını canıyürekten kutluyoruz.
Trafikte ‘yapay zekâ’ devrede
Bursa’da Türksat iş birliğiyle hayata geçirilen Akıllı Trafik Sistemi, dünyada ‘ilk’miş… Böylece Bursa’nın, yalnızca Türkiye’de değil, küresel ölçekte bir akıllı şehir modeli hâline geldiği ifade edilmiş.
Trafik ışıklarını yapay zekâ destekli analizlerle yönlendirerek araç akışını yöneten Sistem, trafik yoğunluğunu azaltarak zaman kaybını önlüyor, yakıt tüketimini düşürüyor ve çevre kirliliğini en aza indiriyormuş.
Kavşaklara yerleştirilen akıllı kameralar, manyetik sensörler ve araç takip sistemlerinden elde edilen verilerle ayrıca, kaza veya araç arızaları gibi olumsuz durumlar anında tespit edilerek hızlı müdahale sağlanıyormuş.
Şehir içi trafik yönetimini daha akıllı, verimli ve güvenli hâle getirmek için yapay zekâyı kullanan bir başka ilimiz de Diyarbakır imiş. Yapay zekâ destekli dinamik kavşak kontrol sistemleri güncellenmiş ve şehirdeki birçok kavşağa entegre edilen yeni sistem, 14 yeni kavşakta daha devreye alınmış. Hassas, hızlı ve anlık şekilde yapılabilen kontroller sayesinde sıkışıklığın önüne büyük ölçüde geçilebiliyormuş.
Yazılarımıza aşina olanlar, yapay zekâya mesafeli durduğumuzu, sağladığı fayda kadar zararlarına da dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunmaya çalıştığımızı bileceklerdir. Öte yandan, trafiğin izlenmesi, arıza bildirimi, kavşak ve trafik ışıkları gibi konularda etkin bir araç olabileceğini kabul ettiğimizi de itiraf etmeliyiz.
Polis Akademisi Yayınları’nın Ozan Kavsıracı, Özer Arslan, Sena Tine imzasıyla paylaştığı “Trafik Güvenliğinde İnsan Faktörü” adlı rapora (https://shorturl.at/giZmG) göre; trafik kazalarına etki eden faktörler arasında, insana ait kusurlar yüzde 95’in üzerindeymiş. Bir başka deyişle insanın hata yapmasının önüne geçecek ne kadar destek hizmet, uyarıcı varsa hepsinin başımızın üzerinde yeri var… Yeter ki doğru, yerinde, etkili ve dozunda kullanılsın…