‘Bence’ diye başlayan cümlelere itibar etme, Aliciğim!
21 AĞUSTOS 2006
Sevgili Ali.. Seninle ilgili hiçbir görüşüm objektif olamaz. Çünkü seni çok severim. Aslında seni sevmeyene de pek rastlamadım bugüne kadar. Bu yanınla seni ne kadar kıskandığımı da defalarca yazdım. Herkes bilir.
Can Dündar Cumartesi günkü yazısında demiş ki: “Fırsattan istifade Kırca'ya yüklenenlere en iyi cevap Ömer Özgüner'in çağrısında var: ‘İlk taşı, en masum olanınız atsın!’ Bugüne kadar susmamın nedeni, sana karşı yürütülmek istenen ‘tezvirata’ şu veya bu şekilde alet olmak istememekten kaynaklanıyordu, en masumlardan biri olmadığımı bilmemden değil..
Pek çok görüşüne katılmasam da Kürşat Bumin’in bir lafı vardır ki bayılırım: “Bence diye başlayan cümleler” diyor Bumin,”Bir fikri değil insanın ruh halini bildirir!”.. Şu sıra herkes, sana ‘Bence’ diye başlayan şeyler söylüyor. Herkes kendi ruh halini yansıtıyor yani. Ben de kendi ruh halimi yansıtıp, “Helal olsun!” demek çok isterdim. Ama demeyeceğim. Çünkü mesele bireysel değil.
Toplumsal kararlar alma arifesindesin. TV’ye, yazılara, tamam mı, devam mı?.. Haberleri bırakıp, Siyaset Meydanı’na mı devam etmeli?.. Açıklama yapmalı mı yapmamalı mı?.. Nasıl yapmalı? Etkisiz eleman gibi duran esmer hanımefendi konuşmalı konuşmamalı mı?
Şu sıra tüm yanıtlar ‘Bence’ diye başlayan cümlelerle veriliyor. Hiçbirine kulak asma Aliciğim! Pekiyi ne yapmalı? Bu gibi durumlarda kara kaplı defter, yani bilim ne diyorsa onu yapmalı! Yani tüm kriz durumlarında ilk yapılması gereken işi yapmalı: Hasar tespiti! Verilecek reaksiyon hasardan büyük olursa da, küçük olursa da, krizi daha da büyütürsün Aliciğim. Onun için üç kuruşa kıy; ciddî bir araştırma şirketine git ve 1. Halk genelinde, 2. Medyada 3. Akademik çevrelerde 4. STK’larda 5. İş dünyasında algılanmanı ölçtür.. Sonra kararını ver; ne yapacağına, ne diyeceğine, nasıl diyeceğine ve bence kesinlikle ‘Bence’ diye başlayan cümlelere itibar etme Aliciğim...
Lafla peynir gemisi yürümez
Marketing Türkiye’nin 1 Ağustos tarihli sayısında şöyle demişim:“Bizim sektörde ahkâm ve racon kesmek hem çok kolay hem de çok zor iştir. Kolaydır; çünkü uzmanlığın belgelenmediği bir alandır bizimkisi. Uzmanlığın tek kanıtı iş hayatındaki başarıdır. Onun dışında ‘ağzı olan konuşabilir’... Bizim sektörde ahkâm kesmek aynı zamanda zor bir iştir. Çünkü tam da yukarıda sıralamaya çalıştığımız nedenlerden dolayı kestiğiniz ahkâmın ciddiye alınması için kerameti kendinden menkul fikirlere sahip olmanız yetmez. TİSK Başkanı Tuğrul Kudatgobilik Bey’in deyişiyle önceden birkaç “aslan vurmuş” olmanız şarttır.”
Anlaşılan buradaki ‘aslan vurmak’ deyişini ‘açmak’ gerekiyor. Çünkü en azından bir dostumuz anlamamış. Olabilir. Okumak cahilliği alır başka şey baki kalır zannederdik. Okumak cahilliği almayabiliyormuş demek ki.. Tuğrul Bey’in biraz üzüleceğini bile bile ‘açmaya’ çalışalım.
Efendim, buradaki ‘aslan vurma’, ‘yağlı müşteri edinme’ anlamında değil, birden fazla iletişim projesini başından sonuna, iş hedeflerine uygun bir şekilde başarıyla yönetmiş olmak anlamında kullanılmıştır. Çünkü iletişimde lafla, teoriyle peynir gemisi yürümez; Ziya Paşa’nın dediği gibi ‘ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz / şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde’...
Acaba ‘ayinesi’ kelimesini de açmak gerekir mi?..
Yoksa Bush bir eşek mi?
Açık Radyo’nun kurucu yönetmeni ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ömer Madra, Amerika’nın dünyayı diğer ülkelere oranla onlarca kat daha fazla kirlettiğini, dünyada 164 ülkenin Kyoto anlaşmasını onaylamasına rağmen ABD’nin bunun kendisine karşı bir komplo olduğunu iddia ederek anlaşmadan kaçtığını ve Türkiye’nin de ne hikmetse ABD ile aynı safta yer aldığını hatırlattığı açıklamasında şöyle demiş:”Bunu iddia etmek ‘eşekliktir’!”..
Bu bana Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in internette yayınlanan ünlü konuşmasını hatırlattı. Ne diyordu Chavez konuşmanın hemen başında:”Tarihi hiç bilmiyorsun. Hiçbir şeyden anlamıyorsun. Tek sahip olduğun şey büyük bir cehalet. Sen bir cahilsin Mr. Danger (Bay Tehlike) Sen bir cahilsin. Sen bir eşeksin Mr. Danger. Sen bir eşeksin!..” (Konuşmanın tamamı için bkz. http://www.youtube.com/watch?v=8PtJRy1oEA4)
Madra ve Chavez’in Bush’u bir başka canlıyla özdeşleştirirken aynı türde buluşmaları ilginç değil mi?.. Madra bir ilginç noktayı da Çevre Bakanımız Pepe’nin bir açıklamasında yakalamış: “Bakan Kyoto için ‘Biz gelişmemizi tamamlayıp, büyümemizi yeterli hale getirip 2015’te üye oluruz’.. Fakat 2015’te Kyoto yok ki! 2012’de işlevi bitiyor!”..
Can Dündar Cumartesi günkü yazısında demiş ki: “Fırsattan istifade Kırca'ya yüklenenlere en iyi cevap Ömer Özgüner'in çağrısında var: ‘İlk taşı, en masum olanınız atsın!’ Bugüne kadar susmamın nedeni, sana karşı yürütülmek istenen ‘tezvirata’ şu veya bu şekilde alet olmak istememekten kaynaklanıyordu, en masumlardan biri olmadığımı bilmemden değil..
Pek çok görüşüne katılmasam da Kürşat Bumin’in bir lafı vardır ki bayılırım: “Bence diye başlayan cümleler” diyor Bumin,”Bir fikri değil insanın ruh halini bildirir!”.. Şu sıra herkes, sana ‘Bence’ diye başlayan şeyler söylüyor. Herkes kendi ruh halini yansıtıyor yani. Ben de kendi ruh halimi yansıtıp, “Helal olsun!” demek çok isterdim. Ama demeyeceğim. Çünkü mesele bireysel değil.
Toplumsal kararlar alma arifesindesin. TV’ye, yazılara, tamam mı, devam mı?.. Haberleri bırakıp, Siyaset Meydanı’na mı devam etmeli?.. Açıklama yapmalı mı yapmamalı mı?.. Nasıl yapmalı? Etkisiz eleman gibi duran esmer hanımefendi konuşmalı konuşmamalı mı?
Şu sıra tüm yanıtlar ‘Bence’ diye başlayan cümlelerle veriliyor. Hiçbirine kulak asma Aliciğim! Pekiyi ne yapmalı? Bu gibi durumlarda kara kaplı defter, yani bilim ne diyorsa onu yapmalı! Yani tüm kriz durumlarında ilk yapılması gereken işi yapmalı: Hasar tespiti! Verilecek reaksiyon hasardan büyük olursa da, küçük olursa da, krizi daha da büyütürsün Aliciğim. Onun için üç kuruşa kıy; ciddî bir araştırma şirketine git ve 1. Halk genelinde, 2. Medyada 3. Akademik çevrelerde 4. STK’larda 5. İş dünyasında algılanmanı ölçtür.. Sonra kararını ver; ne yapacağına, ne diyeceğine, nasıl diyeceğine ve bence kesinlikle ‘Bence’ diye başlayan cümlelere itibar etme Aliciğim...
Lafla peynir gemisi yürümez
Marketing Türkiye’nin 1 Ağustos tarihli sayısında şöyle demişim:“Bizim sektörde ahkâm ve racon kesmek hem çok kolay hem de çok zor iştir. Kolaydır; çünkü uzmanlığın belgelenmediği bir alandır bizimkisi. Uzmanlığın tek kanıtı iş hayatındaki başarıdır. Onun dışında ‘ağzı olan konuşabilir’... Bizim sektörde ahkâm kesmek aynı zamanda zor bir iştir. Çünkü tam da yukarıda sıralamaya çalıştığımız nedenlerden dolayı kestiğiniz ahkâmın ciddiye alınması için kerameti kendinden menkul fikirlere sahip olmanız yetmez. TİSK Başkanı Tuğrul Kudatgobilik Bey’in deyişiyle önceden birkaç “aslan vurmuş” olmanız şarttır.”
Anlaşılan buradaki ‘aslan vurmak’ deyişini ‘açmak’ gerekiyor. Çünkü en azından bir dostumuz anlamamış. Olabilir. Okumak cahilliği alır başka şey baki kalır zannederdik. Okumak cahilliği almayabiliyormuş demek ki.. Tuğrul Bey’in biraz üzüleceğini bile bile ‘açmaya’ çalışalım.
Efendim, buradaki ‘aslan vurma’, ‘yağlı müşteri edinme’ anlamında değil, birden fazla iletişim projesini başından sonuna, iş hedeflerine uygun bir şekilde başarıyla yönetmiş olmak anlamında kullanılmıştır. Çünkü iletişimde lafla, teoriyle peynir gemisi yürümez; Ziya Paşa’nın dediği gibi ‘ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz / şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde’...
Acaba ‘ayinesi’ kelimesini de açmak gerekir mi?..
Yoksa Bush bir eşek mi?
Açık Radyo’nun kurucu yönetmeni ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ömer Madra, Amerika’nın dünyayı diğer ülkelere oranla onlarca kat daha fazla kirlettiğini, dünyada 164 ülkenin Kyoto anlaşmasını onaylamasına rağmen ABD’nin bunun kendisine karşı bir komplo olduğunu iddia ederek anlaşmadan kaçtığını ve Türkiye’nin de ne hikmetse ABD ile aynı safta yer aldığını hatırlattığı açıklamasında şöyle demiş:”Bunu iddia etmek ‘eşekliktir’!”..
Bu bana Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in internette yayınlanan ünlü konuşmasını hatırlattı. Ne diyordu Chavez konuşmanın hemen başında:”Tarihi hiç bilmiyorsun. Hiçbir şeyden anlamıyorsun. Tek sahip olduğun şey büyük bir cehalet. Sen bir cahilsin Mr. Danger (Bay Tehlike) Sen bir cahilsin. Sen bir eşeksin Mr. Danger. Sen bir eşeksin!..” (Konuşmanın tamamı için bkz. http://www.youtube.com/watch?v=8PtJRy1oEA4)
Madra ve Chavez’in Bush’u bir başka canlıyla özdeşleştirirken aynı türde buluşmaları ilginç değil mi?.. Madra bir ilginç noktayı da Çevre Bakanımız Pepe’nin bir açıklamasında yakalamış: “Bakan Kyoto için ‘Biz gelişmemizi tamamlayıp, büyümemizi yeterli hale getirip 2015’te üye oluruz’.. Fakat 2015’te Kyoto yok ki! 2012’de işlevi bitiyor!”..