“Mahalle yanar…”
03 Ağustos 2024 yeni şafak
Halk arasında yeri geldiğinde sık sık kullanılan bir söz vardır… “Mahalle yanar, kız saçını tarar’’… Şu sıra dünyada iletişim adına olup bitenler genel hatlarıyla bu ‘veciz’ metaforu çağrıştırıyor…
Orta Doğu barut fıçısı… Fıçıyı patlatacak fitil, terör devleti İsrail tarafından çoktan ateşlenmiş… Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde konuşulanlar birkaç ülke temsilcisinin net ifadeleri dışında ‘‘Ortada kuyu var, yandan geç’’ düzeyini geçmiyor…
ABD ve İngiltere, ‘‘İsrail hangi ahlaksızlığı, hangi insanlık dışı eylemi sergilerse, arkasındayız’’ modundalar.
İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, İsrail’e doğrudan saldırı emrini vermiş… Dünya tamamen polarize olmuş vaziyette… İsrail’in düzenlediği hava saldırısında üst düzey komutanı Fuad Şükür’ü kaybeden Hizbullah lideri Hasan Nasrallah “Yeni bir aşamaya girdik” açıklamasının ardından İsrail’in kuzeyine füze saldırısı başlatmış. Hamas’ın askeri şefi Muhammed Deif’in İsrail saldırısında öldürüldüğü söyleniyor. Haniye suikastının ardından herkes bölgesel savaş ihtimalinin artması konusunda endişelerini dile getiriyor.
Bu arada CHP’li belediye başkanlarını toplayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise CHP’li belediyelerin ne kadar muazzam işler yapıp, nasıl büyük başarılara imza attıklarını uzun uzun anlatıyor… Türkiye’yi içine çekmeye hazırlanan uluslararası çatışma ve çelişkilerle ilgili CHP’nin aldığı pozisyona, Türkiye’nin gelecek tasarımına ilişkin tek laf yok…
Saraçhane medyası, Özel’in konuşmasını baştan sona canlı olarak yayınladı… CHP’li belediyelerin borçları meselesi üzerine de uzun uzun konuşan Genel Başkan’ın herhâlde ‘kara mizah’ anlayışıyla dile getirdiği mesaj, salonu dolduran başkanlar tarafından uzun uzun alkışlandı: ‘‘Yap en düşük emekli maaşını 17.500 TL, bütün CHP’li belediyeler borçlarını derhal kapatsınlar…’’
Özgür Bey’in HDP ve Gezi tutuklularıyla ilgili son dönemdeki girişimleri de gündeminin önemli bir bölümünü kapsıyor.
Sadece Türkiye’deki muhalefet ve onun ödenekli medyası mı saçlarını tarıyor? Tabii ki hayır…
Başta Almanlar olmak üzere Avrupa ve ABD basınının şu sıra bir numaralı meselesi Kamala Harris’in Trump karşısındaki şansı… Harris’ten yana ümitlerin giderek arttığı bildiriliyor…
Takıldıkları bir numaralı mesele ise Harris’in sürekli gülmesinin ve gülüş biçiminin kendisini seçilme şansı üzerinde olumlu mu yoksa olumsuz mu etki yapacağı… Stern dergisi son sayısında ‘gülme’ konusu üzerine çalışan psikoterapist Michael Titze ile konuşmuş… Titze uzun uzun anlatmış. Özetle diyor ki: ‘‘Trump, Harris’in gülmesini sürekli eleştirse de, kendisinin kaba, insanlarla arasına mesafe koyan, üstenci, müstehzi (alaycı), tarzı karşısında, Harris’in içtenliği, özgüven gösterisi olarak algılanacak, ona yarayacaktır’’…
Titze, mizah konusunda 4 tipolojiden söz ediyor ve diyor ki:
‘‘1. ‘Patron’ tipi: Başkalarıyla değil, başkalarına güler ve tarzında hafif kızgınlık vardır. 2. ‘Star’ tipi: Açık, içten, hatta çocuksu bir gülüşü vardır. 3. (Yunanca’dan) Eremites tipi: Münzevi, kopuk, ayrıksı hatta biraz da aptalca sayılabilecek bir gülüş. 4. (Yunanca’dan) Lazaros tipi: Karşındakinden şefkat, empati, anlayış besleyen kısmen acı çeken bir gülüş… Kamala Haris tipik bir star’dır…’’
Bir başka pencereden bakıldığında, insanlığın içinde bulunulan kaos durumunu hak ettiğini söylemek hiç de abartılı bir tespit değilmiş gibi geliyor, ne yazık ki…
Günün sözü
“Sonunda eyvah diyeceğin şeylere başta eyvallah deme;
pişman ol, fakat pişman ölme’’
Necip Fazıl Kısakürek
İletişim Aklı 50
İletişim Aklı, ne söylediğinizden çok nasıl söylediğinizin iletişim sürecini belirlediğini bilir. Bu nedenle de mesajı, mesajın iletileceği yöntem ve kanalı, hedef kitlenin fıtratını hesaba katarak tasarlar. Sonra da doğrulama olarak algı ve davranış dilinde geri bildirimleri okumayı önemser.
Gözümüze takılanlar…
Orta Doğu barut fıçısı… Fıçıyı patlatacak fitil, terör devleti İsrail tarafından çoktan ateşlenmiş… Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde konuşulanlar birkaç ülke temsilcisinin net ifadeleri dışında ‘‘Ortada kuyu var, yandan geç’’ düzeyini geçmiyor…
ABD ve İngiltere, ‘‘İsrail hangi ahlaksızlığı, hangi insanlık dışı eylemi sergilerse, arkasındayız’’ modundalar.
İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, İsrail’e doğrudan saldırı emrini vermiş… Dünya tamamen polarize olmuş vaziyette… İsrail’in düzenlediği hava saldırısında üst düzey komutanı Fuad Şükür’ü kaybeden Hizbullah lideri Hasan Nasrallah “Yeni bir aşamaya girdik” açıklamasının ardından İsrail’in kuzeyine füze saldırısı başlatmış. Hamas’ın askeri şefi Muhammed Deif’in İsrail saldırısında öldürüldüğü söyleniyor. Haniye suikastının ardından herkes bölgesel savaş ihtimalinin artması konusunda endişelerini dile getiriyor.
Bu arada CHP’li belediye başkanlarını toplayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise CHP’li belediyelerin ne kadar muazzam işler yapıp, nasıl büyük başarılara imza attıklarını uzun uzun anlatıyor… Türkiye’yi içine çekmeye hazırlanan uluslararası çatışma ve çelişkilerle ilgili CHP’nin aldığı pozisyona, Türkiye’nin gelecek tasarımına ilişkin tek laf yok…
Saraçhane medyası, Özel’in konuşmasını baştan sona canlı olarak yayınladı… CHP’li belediyelerin borçları meselesi üzerine de uzun uzun konuşan Genel Başkan’ın herhâlde ‘kara mizah’ anlayışıyla dile getirdiği mesaj, salonu dolduran başkanlar tarafından uzun uzun alkışlandı: ‘‘Yap en düşük emekli maaşını 17.500 TL, bütün CHP’li belediyeler borçlarını derhal kapatsınlar…’’
Özgür Bey’in HDP ve Gezi tutuklularıyla ilgili son dönemdeki girişimleri de gündeminin önemli bir bölümünü kapsıyor.
Sadece Türkiye’deki muhalefet ve onun ödenekli medyası mı saçlarını tarıyor? Tabii ki hayır…
Başta Almanlar olmak üzere Avrupa ve ABD basınının şu sıra bir numaralı meselesi Kamala Harris’in Trump karşısındaki şansı… Harris’ten yana ümitlerin giderek arttığı bildiriliyor…
Takıldıkları bir numaralı mesele ise Harris’in sürekli gülmesinin ve gülüş biçiminin kendisini seçilme şansı üzerinde olumlu mu yoksa olumsuz mu etki yapacağı… Stern dergisi son sayısında ‘gülme’ konusu üzerine çalışan psikoterapist Michael Titze ile konuşmuş… Titze uzun uzun anlatmış. Özetle diyor ki: ‘‘Trump, Harris’in gülmesini sürekli eleştirse de, kendisinin kaba, insanlarla arasına mesafe koyan, üstenci, müstehzi (alaycı), tarzı karşısında, Harris’in içtenliği, özgüven gösterisi olarak algılanacak, ona yarayacaktır’’…
Titze, mizah konusunda 4 tipolojiden söz ediyor ve diyor ki:
‘‘1. ‘Patron’ tipi: Başkalarıyla değil, başkalarına güler ve tarzında hafif kızgınlık vardır. 2. ‘Star’ tipi: Açık, içten, hatta çocuksu bir gülüşü vardır. 3. (Yunanca’dan) Eremites tipi: Münzevi, kopuk, ayrıksı hatta biraz da aptalca sayılabilecek bir gülüş. 4. (Yunanca’dan) Lazaros tipi: Karşındakinden şefkat, empati, anlayış besleyen kısmen acı çeken bir gülüş… Kamala Haris tipik bir star’dır…’’
Bir başka pencereden bakıldığında, insanlığın içinde bulunulan kaos durumunu hak ettiğini söylemek hiç de abartılı bir tespit değilmiş gibi geliyor, ne yazık ki…
Günün sözü
“Sonunda eyvah diyeceğin şeylere başta eyvallah deme;
pişman ol, fakat pişman ölme’’
Necip Fazıl Kısakürek
İletişim Aklı 50
İletişim Aklı, ne söylediğinizden çok nasıl söylediğinizin iletişim sürecini belirlediğini bilir. Bu nedenle de mesajı, mesajın iletileceği yöntem ve kanalı, hedef kitlenin fıtratını hesaba katarak tasarlar. Sonra da doğrulama olarak algı ve davranış dilinde geri bildirimleri okumayı önemser.
Gözümüze takılanlar…
- DASK, vatandaşlara ulaşarak, onları bilgilendirmek ve deprem gerçeği ve sigortalılık bilinci konusunda farkındalığı artırmak amacıyla “DASK Kısa Film Yarışması”nı hayata geçiriyormuş. 20 Ağustos’a kadar başvuru kabul eden yarışmanın 2024 teması “Keşke Demeden” olarak belirlenmiş (Deniz Büyüktaşkın, Publicom). Türkiye’yi ilgilendiren birkaç konu var ki; onlarla ilgili işimiz, iletişimimiz, çabamız hiçbir zaman bitmeyecek… Bir deprem ülkesi olduğumuz gerçeğinden hareketle, deprem bunların en başında geliyor.
- 39 ülkede faaliyet gösteren yetenek şirketi Randstad’ın “2024 İK Trendleri ve Ücret Raporu”na göre; işverenlerin yetenekleri elde tutma stratejilerinin ilk sıralarını eğitim, evden çalışma hakkı, evcil hayvan sahibi olanlar için veteriner kontrol izni gibi ilave ek izin günleri, yemek kartı hatta emeklilik planı, gibi unsurlar kaplıyormuş. Araştırmadaki “Bir şirketi çekici kılan şey nedir” sorusuna alınan yanıtların ilk sırasında ise “Rekabetçi maaş ve yan haklar sunmak” yanıtını yer almış. Onu, “Kariyerde ilerleme fırsatları sunmak” izlemiş. Yeteneklerin %77’si daha iyi maaş ve iyi koşullar nedeniyle işten ayrılabiliyormuş. (Çiğdem Erdin, a&b). Belki bu durunu şöyle özetleyebiliriz: Tatmin edici maaşlar, çalışanları elde tutmak için olması gereken ‘standart hareketlerden’; fakat yan haklarla sağlanan ‘artistik hareketler’ olmaksızın sizi çok da ileri götüremiyor.
- The Buying Green Report araştırmasına göre tüketicilerin yaklaşık %71’i satın alma esnasında ‘ambalaj sürdürülebilirliğine’ dikkat ediyormuş. Yeşil dönüşümü benimseyerek çevre dostu paketleme seçenekleri sunan markalar tüketicilerin güvenini kazanarak uzun ömürlü bir müşteri sadakati elde ediyormuş (Mustafa Boran, omg). Duy da inanma! Yüzde 71 çok ciddi büyüklükte bir kitle demektir; ancak gündelik yaşantımızda bu derece hassas bir dünyada yaşamadığımız çok açık değil mi?.. Araştırmaların, ölçümlemenin hayati önemde olduğunu söyler dururuz. Ancak her soru, her araştırma tasarımı ‘doğru’ sonuçlar verecek diye bir şey yok… O nedenle bu türden çalışmaların uygulaması kadar hazırlık süreci de hedef kitleyi ve insan psikolojisini çok iyi bilen uzmanlarla yürütülmeli…