Makas gittikçe açılıyor
19 Temmuz 2009 Akşam Gazetesi
Bir dönem Playboy Dergisi'nin yayın yönetmenliğini yapmış biri olarak beni bile rahatsız ediyorsa biraz düşünmek gerekir... Sadece beni mi? Hayır... Logo Yazılım'ın CEO'su Ali Güven de daralmış adeta... Bir e-posta göndermiş. 7-8 kadar fotoğraf iliştirmiş ekine. Gazetelerde sergilenen, anadan üryan izlenimi yaratan, bikinili 'sosyete güzellerinin' fotoğrafları... Altına da bir not düşmüş 'Bu kadarı da fazla değil mi?'...
Aslında o laf her şeyi anlatıyor... Soyunan ve sevişenlere herhalde onun da bir itirazı yok. Ancak o müptezelleri değil onları yayınlayanları uyarıyor sanki...
Magazin eki veren her gazetede sadece 'et' var adeta... Her yer cinsellik kokuyor...
Ali, IBM'den yetişmedir. ODTÜ'lüdür... Görevleri nedeniyle uzun yıllar ABD ve Fransa'da bulunmuştur...
Beyni kapalı değildir yani. Açıktır... O bile rahatsız olmuş...
Bu kadar popo... Bu kadar göğüs... Bu kadar 'açık - saçıklık'... Hafif endişelenmiş sanki... 'Korkmuş' dememek için 'endişelenmiş' diyorum...
Aynı endişeyi onun ve benim gibi duyanların sayısı hiç de az değil...
Bir uçta kara çarşaf, öteki uçta alabildiğine çıplaklık. 'Vur patlasın çal oynasın!'...
Makas hiç bu kadar açılmamıştı...
Pompei'nin son günleri... Sodom ve Gomore...
Bazı TV kanalları kendiliklerinden o garip magazin programlarını kaldırdılar. Şimdi sıra yazılı basında... Fazla değil; birazcık çeki düzen verseler yeterÖ Çünkü açılan o makasın arasında kimlerin kalacağını kestirmek mümkün değildir.
BestBuy'a iş başvurusunda bulunacağım
O kadar tahrik edici ki!.. Karşı koymak zor. Ben de web sitesine girdim: www.buistebiisvar.com
BestBuy Türkiye'de... İlk mağaza İzmir'de. Eleman alınacak... Kara kuru bir İK ilanı verilir değil mi? BestBuy'ın adı yeter zaten. Ne uğraşacaksın kardeşim?...
Hayır; el oğlu öyle dememiş. BetsBuy'da çalışmaya hevesli olanları (yani 'mavi tişörtlü' olmak isteyenleri ilginç bir web sitesine yönlendirmiş. 'Bu İş'te Bi İş Var' kampanyasını başlatmış...
Web sitesinin adı da oradan geliyor. Sitede iki erkek bir kız, üç genç karşılıyor sizi. Ziyaretçiye üç tane soru soruluyor. Her soruya üç gencin üçü de ayrı ayrı yanıt veriyor. Siz de doğru yanıtı verdiğini düşündüğünüz kişinin üzerini tıklıyorsunuz. Yanıtlarınız doğru ise bir sonraki adıma geçiyor ve online iş başvurusunda bulunuyorsunuz... Yanlış yanıt 'şıkları' o kadar eğlenceli ki, iş aramasanız dahi girip bir dolaşıyorsunuz...
Çalışanlarını 'Mavi Tişörtlüler' diye anmayı bir şehir efsanesi haline getirmeye çalışmaları da çok hoş... Kardeşim, bizimkiler de 'Kırmızı tişörtlü. N'olmuş yani?'... Bir şey olmamış. Sadece adam bu işi bir 'pazarlama iletişimi aracı' olarak kullanmayı senden önce düşünmüş. Hepsi bu...
Daha da Meksika'ya gitmem
BİZİM Voleybol Genç Milli Takımı'nın Meksika'ya girişte yaşadığı rezaleti herhalde gazetelerden okumuşsunuzdur. Dünya Gençler Voleybol Şampiyonası'na giden kız voleybol takımımız, uçaktan iner inmez nezarete atılmış. Milli sporcularımızın herhangi bir taksiratlarının olmadığı aşikar...
Olayın hemen ardından turnuvadan çekilme tartışmaları başlamış. Gaza gelen çok... TVF Başkanı Erol Ünal Karabıyık, müthiş bir iş yapıyor ve risk alarak son kararı oyuncularına bırakıyor. Takımımız geri dönmeyip -ricat etmeyip- cevaplarını sahada vermekte karar kılıyorlar.
Disiplin ve spor ahlakı böyle anlarda belli olur. Bu sporcuların her ne kadar profesyonel olsalar da, gencecik kızlar oldukları unutulmamalı... Ülkelerinden binlerce km uzakta nezarethanelere atılmaları, gördükleri manevi baskı, yenir yutulur gibi değil.
Meksikalılar, 'Bulundukları uçakta iki terörist vardı, koruma amaçlı aldık' gibi bir beyanatta bulunmuşlar. Saçmalamışlar... Adam gibi özür dilemedikleri sürece Meksika da Meksikalılar da bizim için bitmiştir... Bir dostumuzun deyişiyle, 'İdil Biret'ten özür dileyen Alperen'ler kadar delikanlı değillermiş'.
Bir dönem Playboy Dergisi'nin yayın yönetmenliğini yapmış biri olarak beni bile rahatsız ediyorsa biraz düşünmek gerekir... Sadece beni mi? Hayır... Logo Yazılım'ın CEO'su Ali Güven de daralmış adeta... Bir e-posta göndermiş. 7-8 kadar fotoğraf iliştirmiş ekine. Gazetelerde sergilenen, anadan üryan izlenimi yaratan, bikinili 'sosyete güzellerinin' fotoğrafları... Altına da bir not düşmüş 'Bu kadarı da fazla değil mi?'...
Aslında o laf her şeyi anlatıyor... Soyunan ve sevişenlere herhalde onun da bir itirazı yok. Ancak o müptezelleri değil onları yayınlayanları uyarıyor sanki...
Magazin eki veren her gazetede sadece 'et' var adeta... Her yer cinsellik kokuyor...
Ali, IBM'den yetişmedir. ODTÜ'lüdür... Görevleri nedeniyle uzun yıllar ABD ve Fransa'da bulunmuştur...
Beyni kapalı değildir yani. Açıktır... O bile rahatsız olmuş...
Bu kadar popo... Bu kadar göğüs... Bu kadar 'açık - saçıklık'... Hafif endişelenmiş sanki... 'Korkmuş' dememek için 'endişelenmiş' diyorum...
Aynı endişeyi onun ve benim gibi duyanların sayısı hiç de az değil...
Bir uçta kara çarşaf, öteki uçta alabildiğine çıplaklık. 'Vur patlasın çal oynasın!'...
Makas hiç bu kadar açılmamıştı...
Pompei'nin son günleri... Sodom ve Gomore...
Bazı TV kanalları kendiliklerinden o garip magazin programlarını kaldırdılar. Şimdi sıra yazılı basında... Fazla değil; birazcık çeki düzen verseler yeterÖ Çünkü açılan o makasın arasında kimlerin kalacağını kestirmek mümkün değildir.
BestBuy'a iş başvurusunda bulunacağım
O kadar tahrik edici ki!.. Karşı koymak zor. Ben de web sitesine girdim: www.buistebiisvar.com
BestBuy Türkiye'de... İlk mağaza İzmir'de. Eleman alınacak... Kara kuru bir İK ilanı verilir değil mi? BestBuy'ın adı yeter zaten. Ne uğraşacaksın kardeşim?...
Hayır; el oğlu öyle dememiş. BetsBuy'da çalışmaya hevesli olanları (yani 'mavi tişörtlü' olmak isteyenleri ilginç bir web sitesine yönlendirmiş. 'Bu İş'te Bi İş Var' kampanyasını başlatmış...
Web sitesinin adı da oradan geliyor. Sitede iki erkek bir kız, üç genç karşılıyor sizi. Ziyaretçiye üç tane soru soruluyor. Her soruya üç gencin üçü de ayrı ayrı yanıt veriyor. Siz de doğru yanıtı verdiğini düşündüğünüz kişinin üzerini tıklıyorsunuz. Yanıtlarınız doğru ise bir sonraki adıma geçiyor ve online iş başvurusunda bulunuyorsunuz... Yanlış yanıt 'şıkları' o kadar eğlenceli ki, iş aramasanız dahi girip bir dolaşıyorsunuz...
Çalışanlarını 'Mavi Tişörtlüler' diye anmayı bir şehir efsanesi haline getirmeye çalışmaları da çok hoş... Kardeşim, bizimkiler de 'Kırmızı tişörtlü. N'olmuş yani?'... Bir şey olmamış. Sadece adam bu işi bir 'pazarlama iletişimi aracı' olarak kullanmayı senden önce düşünmüş. Hepsi bu...
Daha da Meksika'ya gitmem
BİZİM Voleybol Genç Milli Takımı'nın Meksika'ya girişte yaşadığı rezaleti herhalde gazetelerden okumuşsunuzdur. Dünya Gençler Voleybol Şampiyonası'na giden kız voleybol takımımız, uçaktan iner inmez nezarete atılmış. Milli sporcularımızın herhangi bir taksiratlarının olmadığı aşikar...
Olayın hemen ardından turnuvadan çekilme tartışmaları başlamış. Gaza gelen çok... TVF Başkanı Erol Ünal Karabıyık, müthiş bir iş yapıyor ve risk alarak son kararı oyuncularına bırakıyor. Takımımız geri dönmeyip -ricat etmeyip- cevaplarını sahada vermekte karar kılıyorlar.
Disiplin ve spor ahlakı böyle anlarda belli olur. Bu sporcuların her ne kadar profesyonel olsalar da, gencecik kızlar oldukları unutulmamalı... Ülkelerinden binlerce km uzakta nezarethanelere atılmaları, gördükleri manevi baskı, yenir yutulur gibi değil.
Meksikalılar, 'Bulundukları uçakta iki terörist vardı, koruma amaçlı aldık' gibi bir beyanatta bulunmuşlar. Saçmalamışlar... Adam gibi özür dilemedikleri sürece Meksika da Meksikalılar da bizim için bitmiştir... Bir dostumuzun deyişiyle, 'İdil Biret'ten özür dileyen Alperen'ler kadar delikanlı değillermiş'.