Nezahet, Zarafet ve Nezaket …
04 mayıs 2024 yeni şafak
Aklıma 1997 yılında katıldığımız Helsinki’de düzenlenen Uluslararası Halkla İlişkiler Zirvesi geldi… Bu çapta bir toplantı ilk kez düzenleniyordu… Altına dünyadaki tüm meslek kuruluşlarının imzalarını koyduğu bir etkinlikti… İletişimde ‘Ölçümleme Değerlendirme’ meselesinin kökten halledildiği tarihî bir kongre idi…
Aklıma gelmesinin nedeni etkinliğin düzenlediği mekândı… Helsinki’de dünya tarihini etkileyecek ABD – Sovyetler Birliği Zirvesinin 1990 Eylül’ünde düzenlendiği bina bu kez Halkla İlişkiler Zirvesi için tahsis edilmişti…
George H. W. Bush and Mikhail Gorbachev 7 saat süren buluşmalaeının (masanın biçimi konusunda kurmayların aylarca tartıştıkları söylenir) uzun bir süre dünya kamu oyunun gündeminden düşmedi…
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özel’in biraya gelmeleri görünen o ki, şu sıra Türkiye’mizde o ünlü Helsinki buluşmasından daha fazla ses getirmekte…
Öncesi, sırası ve sonrası aşamalarında bütün kanallar bu buluşma ile açılıyor, bu buluşma ile kapanıyor…
Cumhurbaşkanı’nın yanına üçüncü sandalye ne için konmuştu?
Cumhurbaşkanı neden Külliye’de değil de AK Parti Genel Merkezi’nde görüşmek istemişti?
Hangi başlıklar ele alınmıştı?
Kim ne demişti?
Say say bitmez…
Oysa olaya, belki Salı günkü yazımızda değindiğimiz, ‘sanatta çözümleme’ sistematiği ile bakmalı, 4 ana başlıkla yaklaşılmalıydı: Fenomen, Biçim, İçerik ve Öz…
Fenomeni itibariyle bakıldığında görüşme, son derece kıymetli, bir tür ‘milat’ olarak algılanabilecek, karşılık anlayışa hizmet etmek üzere düzenlenmiş bir zirve olarak tasarlanmıştı…
CHP içinde Kılıçdaroğlu yanlısı ‘kaybedici’ kadroların gözüyle bakan ve Özel’i görüşmeye gitti diye eleştirenlerin dışında herkes görüşmeyi olumlu karşıladı…
Her iki taraf da Fenomen (görüngü) boyutunda görüşmenin son derece verimli ve yararlı olduğunu dile getirdiler…
Biçim konusunda da her şey netti… Öküz altında buzağı aramayan herkesin takdir edeceği şekilde Cumhurbaşkanı Özel’i, Cumhurbaşkanı olarak değil AK Parti Genel Başkanı kimliği ile ağırlamayı uygun görerek, tüm diğer davranışlarıyla birlikte ciddi bir Nezahet, Zarafet ve Nezaket gösterisinde bulunmuştu…
Özel de benzer bir davranışla içeriği kurmaylarıyla paylaşmak dışında ortalığa dökmedi…
Belli ki taraflar 1,5 saat sürmüş olan görüşmenin ayrıntısını, siyasi yıpratma malzemesi yapılmasını engellemek adına hemen ifşa etmeyeceklerdi.
İçerik ile ilgili ancak tahminler yürütülebildi… Yaşlı ve hasta mahkûmlar, Belediyelerin maddi durumları, bazı hukukî meseleler. Özel Cumhurbaşkanı’nın kendisini dinlemesinden son derece memnundu… Bu duygusunu dile getirirken, uluslararası meseleler söz konusu olduğunda görüş ayrılıklarının bir yana bırakılması gerektiğinin altını da özellikle çizdi.…
Gelelim işin özüne ve bizce en önemli kısmına… Halkımız huzur ve esenlik istiyor… Bu duyguya yönelik her girişim başta siyasiler, herkese kazandıracaktır… Yani kazan kazan ilişkisi siyasette de mümkündür…
Bunu bir gün eskimiş CHP’iler ve AK Parti içindeki münafıklar da fark edeceklerdir…
O kadar büyütülecek bir hadise olmasa da, istikrar içinde sürdürülmesini umduğumuz bu anlayışın ülkemiz yararına olduğuna inanıyoruz…
Aklıma gelmesinin nedeni etkinliğin düzenlediği mekândı… Helsinki’de dünya tarihini etkileyecek ABD – Sovyetler Birliği Zirvesinin 1990 Eylül’ünde düzenlendiği bina bu kez Halkla İlişkiler Zirvesi için tahsis edilmişti…
George H. W. Bush and Mikhail Gorbachev 7 saat süren buluşmalaeının (masanın biçimi konusunda kurmayların aylarca tartıştıkları söylenir) uzun bir süre dünya kamu oyunun gündeminden düşmedi…
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özel’in biraya gelmeleri görünen o ki, şu sıra Türkiye’mizde o ünlü Helsinki buluşmasından daha fazla ses getirmekte…
Öncesi, sırası ve sonrası aşamalarında bütün kanallar bu buluşma ile açılıyor, bu buluşma ile kapanıyor…
Cumhurbaşkanı’nın yanına üçüncü sandalye ne için konmuştu?
Cumhurbaşkanı neden Külliye’de değil de AK Parti Genel Merkezi’nde görüşmek istemişti?
Hangi başlıklar ele alınmıştı?
Kim ne demişti?
Say say bitmez…
Oysa olaya, belki Salı günkü yazımızda değindiğimiz, ‘sanatta çözümleme’ sistematiği ile bakmalı, 4 ana başlıkla yaklaşılmalıydı: Fenomen, Biçim, İçerik ve Öz…
Fenomeni itibariyle bakıldığında görüşme, son derece kıymetli, bir tür ‘milat’ olarak algılanabilecek, karşılık anlayışa hizmet etmek üzere düzenlenmiş bir zirve olarak tasarlanmıştı…
CHP içinde Kılıçdaroğlu yanlısı ‘kaybedici’ kadroların gözüyle bakan ve Özel’i görüşmeye gitti diye eleştirenlerin dışında herkes görüşmeyi olumlu karşıladı…
Her iki taraf da Fenomen (görüngü) boyutunda görüşmenin son derece verimli ve yararlı olduğunu dile getirdiler…
Biçim konusunda da her şey netti… Öküz altında buzağı aramayan herkesin takdir edeceği şekilde Cumhurbaşkanı Özel’i, Cumhurbaşkanı olarak değil AK Parti Genel Başkanı kimliği ile ağırlamayı uygun görerek, tüm diğer davranışlarıyla birlikte ciddi bir Nezahet, Zarafet ve Nezaket gösterisinde bulunmuştu…
Özel de benzer bir davranışla içeriği kurmaylarıyla paylaşmak dışında ortalığa dökmedi…
Belli ki taraflar 1,5 saat sürmüş olan görüşmenin ayrıntısını, siyasi yıpratma malzemesi yapılmasını engellemek adına hemen ifşa etmeyeceklerdi.
İçerik ile ilgili ancak tahminler yürütülebildi… Yaşlı ve hasta mahkûmlar, Belediyelerin maddi durumları, bazı hukukî meseleler. Özel Cumhurbaşkanı’nın kendisini dinlemesinden son derece memnundu… Bu duygusunu dile getirirken, uluslararası meseleler söz konusu olduğunda görüş ayrılıklarının bir yana bırakılması gerektiğinin altını da özellikle çizdi.…
Gelelim işin özüne ve bizce en önemli kısmına… Halkımız huzur ve esenlik istiyor… Bu duyguya yönelik her girişim başta siyasiler, herkese kazandıracaktır… Yani kazan kazan ilişkisi siyasette de mümkündür…
Bunu bir gün eskimiş CHP’iler ve AK Parti içindeki münafıklar da fark edeceklerdir…
O kadar büyütülecek bir hadise olmasa da, istikrar içinde sürdürülmesini umduğumuz bu anlayışın ülkemiz yararına olduğuna inanıyoruz…