Yeni siyasi iletişim iklimi
25 şubat 2025 yeni şafak
Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kaderini tayin edecek en önemli unsurlardan biri Pazar günü cereyan etti… Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “8. Olağan Kongresi” tam da beklenildiği gibi Sayın Cumhurbaşkanı’nın liderliğinin altının kalın kalın çizildiği bir etkinlik olarak yaşandı…
Bilindiği gibi “İnsanlar geçmişi satar, geleceği satın alırlar…” Sayın Cumhurbaşkanı’nın, AK Parti hükûmetlerinin liderliğindeki 22 yıllık başarımlarını, tüm alanları kapsayacak şekilde dile getirdiği bölümü -zaten yapılması gerekenler, zorunlu hareketler oldukları için- bir kenara bırakıp, ortaya koyduğu yeni kilit mesajlara odaklanmakta yarar var…
İşte birkaç yeni kavram: Kayıt dışı siyaset… Komprador burjuvazi… Toksik demokrasi… Toksik muhalefet…
Birkaç da ifade: “Türkiye’ye politik ve ekonomik bağımsızlığını kazandırdık… Türk demokrasisinin çevresindeki kirli ve yoğun kuşatma, çok partili hayata geçildiği günden beri tam manasıyla kırılmadı… Batılı güçlerle kurulan asimetrik ilişkiler… Kaos baronları…”
Bir de tabii ki “Türkiye Yüzyılı Reform Programı” var… Cumhurbaşkanı, Reform Programı’nı üzerine inşa ettiklerini belirttiği ‘5 sütun’u şöyle sıraladı: 1. Ekonomik Dönüşüm, 2. Yeşil ve Dijital Dönüşüm, 3. Sosyal Politikalar, 4. Yargı ve Temel Haklar, 5. Siyasi ve İdari Düzenlemeler…
Bunların beşine dair planlamalarla ilgili özet bilgiler verdi… “Türkiye Yüzyılı Reform Programı”nın yakında ayrıntılarıyla paylaşılması bekleniyor…
Bunları niçin sıraladık? Şunun için: Cumhurbaşkanı, bu yaklaşımıyla, AK Parti ve hükûmetin önümüzdeki dönem siyasi iletişim hedeflerini son derece belirgin bir şekilde ortaya koymuştur.
Parti’nin ilgili merkezlerine ve hükûmetin tüm bakanlarına düşen görev, bundan böyle teknokratik söz üretimine değil, bu kavramların altının doldurulmasına ve siyasi söylem boyutunda kamuoyu ve kamu vicdanıyla paylaşılmasına odaklanmalarıdır.
Güven yoksa, siz de yoksunuz…
Areda Survey’in Türkiye genelinde 4.048 kişinin katılımıyla yaptığı araştırmaya göre, Türk halkının yüzde 52’si kendisini iş yerinde güvende hissetmiyormuş.
Son dört yılın verilerine bakıldığında, iş yerinde kendini güvende hissettiğini söyleyenlerin oranı 2021 yılında yüzde 48,8 iken 2022’de yüzde 53,7’ye yükselmiş. Ancak, 2023’te yüzde 49,6 olarak tespit edilen güven oranı, 2024’te yüzde 48’e kadar gerilemiş.
İletişim, belli bir amaç için yapılır; ikna ve değişim… Başka bir deyişle; değişim için ikna etmek amacıyla…
Yöneticiler ile çalışanlar arasındaki fenomene de iletişim denir (dikkat; ilişki değil)… Çünkü yönetici, çalışanları belli bir biçimde, belli amaçlar doğrultusunda, çizilmiş stratejiye uygun biçimde çalışmak üzere ikna etmek durumundadır…
Peki bunun güven araştırmasıyla ne ilgisi var?
Çok ilgisi var…
Birini ya da bir grubu ikna edebilmeniz iki unsura bağlıdır; vaat ve güven… Yani akla, gönle hoş gelecek vaatleriniz olacak; ama bu tek başına yetmez, bir de bunu yerine getirebileceğinize dair güveni inşa etmiş olacaksınız… Başka bir deyişle, güven yoksa, siz de yoksunuz…
İl il ‘kültür mirası’ envanteri çıkarılıyor
Vakıf Katılım’ın vakıf eserlerini yaşatmak ve geleceğe taşımak amacıyla başlattığı “Vakıf Eserleri Envanter Projesi”, Hatay’la başlamış, Konya ile devam ediyormuş.
289 vakıf eserinin, 15 bin 200 fotoğrafla belgelendiği Proje kapsamında, eserlerin tarihçeleri uzman bir ekip tarafından kaleme alınmış ve Konya’nın ruhunu yansıtan mimari eserlerin geleceğe aktarılması, kalıcı hâle getirilmesi için referans kaynak niteliğindeki iki ciltlik eser olarak basılmış.
Fatih Ketancı’nın proje yönetmenliğini yaptığı “Konya Envanter Projesi”nde Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Boran imiş.
Metinlerin Prof. Dr. Hasan Bahar, Prof. Dr. Tolga Bozkurt, Doç. Dr. Razan Aykaç, Dr. Erdal Elmas, Dr. Naci Bakırcı, Dr. Mehmet Mutlu, Uzm. Sanat. Tar. Burhan Öztürk ve Sema Şentürk tarafından kaleme alındığı, Emine Şule Demirtaş’ın editörlüğünü yaptığı kitapta yer alan eserler Mirkan Tunç, Ekrem Serdar, İbrahim Gedik tarafından fotoğraflanmış.
Kitaba, şehir ve üniversite kütüphanelerinden ya da https://www.vakifkatilim.com.tr/tr/hakkimizda/medya-merkezi/yayinlarimiz adresinden dijital olarak erişmek mümkün…
Vakıf Katılım’ın envanter projesinin 2025 yılında Bursa ve Kütahya ile devam edeceği açıklanmış.
Vakıf dendiğinde aklımıza VakıfBank ve dünya çapında başarılar kazanmış VakıfBank Kadın Voleybol Takımı geliyor… Nitekim Pazar günü THY ile oynadıkları maçlarına da gittik… İstikrar, derinlik, ciddiyet, inovasyon ile cesaretin bir araya gelmesi ve yönetimin arkasında tüm gücüyle durması voleyboldaki dünya başarısını getirmiş…
Şimdi aynı yaklaşımı, Banka’dan ayrı bir yapı olan Vakıf Katılım’ın ‘kültür mirası’ alanında sergilemesi her türlü takdiri hak ediyor.
Kontrol elimizde
Enflasyonla mücadelenin önemli bir yanı da ‘fırsatçılar’a geçit verilmemesi… Bu bağlamda iki aksiyon gözümüze takıldı…
Ticaret Bakanlığı, haksız fiyat artışlarıyla mücadele sürecine vatandaşların aktif katılımını sağlamak ve daha adil bir piyasa ortamı oluşturmak amacıyla geliştirilen “Haksız Fiyat Artışı (HFA) Bildirimi Mobil Uygulaması”na yeni özellikler eklediğini duyurmuş.
Güncelleme sayesinde, tüketiciler fahiş fiyatları hızlı ve kolay bir şekilde bildirebilecekmiş.
İkinci aksiyon ise Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın TÜBİTAK eliyle geliştirdiği https://marketfiyati.org.tr web sitesi… Adından da anlaşılacağı üzere A101, Bim, Şok, Migros gibi zincir marketlerin ürün fiyatlarına ulaşabilen web sitesi üzerinden güncel ve uygun fiyatlar öğrenilerek karşılaştırma yapılabilecekmiş.
Lenin’in dediği gibi “Güvenmek iyidir, kontrol etmek daha iyi…”
Bilindiği gibi “İnsanlar geçmişi satar, geleceği satın alırlar…” Sayın Cumhurbaşkanı’nın, AK Parti hükûmetlerinin liderliğindeki 22 yıllık başarımlarını, tüm alanları kapsayacak şekilde dile getirdiği bölümü -zaten yapılması gerekenler, zorunlu hareketler oldukları için- bir kenara bırakıp, ortaya koyduğu yeni kilit mesajlara odaklanmakta yarar var…
İşte birkaç yeni kavram: Kayıt dışı siyaset… Komprador burjuvazi… Toksik demokrasi… Toksik muhalefet…
Birkaç da ifade: “Türkiye’ye politik ve ekonomik bağımsızlığını kazandırdık… Türk demokrasisinin çevresindeki kirli ve yoğun kuşatma, çok partili hayata geçildiği günden beri tam manasıyla kırılmadı… Batılı güçlerle kurulan asimetrik ilişkiler… Kaos baronları…”
Bir de tabii ki “Türkiye Yüzyılı Reform Programı” var… Cumhurbaşkanı, Reform Programı’nı üzerine inşa ettiklerini belirttiği ‘5 sütun’u şöyle sıraladı: 1. Ekonomik Dönüşüm, 2. Yeşil ve Dijital Dönüşüm, 3. Sosyal Politikalar, 4. Yargı ve Temel Haklar, 5. Siyasi ve İdari Düzenlemeler…
Bunların beşine dair planlamalarla ilgili özet bilgiler verdi… “Türkiye Yüzyılı Reform Programı”nın yakında ayrıntılarıyla paylaşılması bekleniyor…
Bunları niçin sıraladık? Şunun için: Cumhurbaşkanı, bu yaklaşımıyla, AK Parti ve hükûmetin önümüzdeki dönem siyasi iletişim hedeflerini son derece belirgin bir şekilde ortaya koymuştur.
Parti’nin ilgili merkezlerine ve hükûmetin tüm bakanlarına düşen görev, bundan böyle teknokratik söz üretimine değil, bu kavramların altının doldurulmasına ve siyasi söylem boyutunda kamuoyu ve kamu vicdanıyla paylaşılmasına odaklanmalarıdır.
Güven yoksa, siz de yoksunuz…
Areda Survey’in Türkiye genelinde 4.048 kişinin katılımıyla yaptığı araştırmaya göre, Türk halkının yüzde 52’si kendisini iş yerinde güvende hissetmiyormuş.
Son dört yılın verilerine bakıldığında, iş yerinde kendini güvende hissettiğini söyleyenlerin oranı 2021 yılında yüzde 48,8 iken 2022’de yüzde 53,7’ye yükselmiş. Ancak, 2023’te yüzde 49,6 olarak tespit edilen güven oranı, 2024’te yüzde 48’e kadar gerilemiş.
İletişim, belli bir amaç için yapılır; ikna ve değişim… Başka bir deyişle; değişim için ikna etmek amacıyla…
Yöneticiler ile çalışanlar arasındaki fenomene de iletişim denir (dikkat; ilişki değil)… Çünkü yönetici, çalışanları belli bir biçimde, belli amaçlar doğrultusunda, çizilmiş stratejiye uygun biçimde çalışmak üzere ikna etmek durumundadır…
Peki bunun güven araştırmasıyla ne ilgisi var?
Çok ilgisi var…
Birini ya da bir grubu ikna edebilmeniz iki unsura bağlıdır; vaat ve güven… Yani akla, gönle hoş gelecek vaatleriniz olacak; ama bu tek başına yetmez, bir de bunu yerine getirebileceğinize dair güveni inşa etmiş olacaksınız… Başka bir deyişle, güven yoksa, siz de yoksunuz…
İl il ‘kültür mirası’ envanteri çıkarılıyor
Vakıf Katılım’ın vakıf eserlerini yaşatmak ve geleceğe taşımak amacıyla başlattığı “Vakıf Eserleri Envanter Projesi”, Hatay’la başlamış, Konya ile devam ediyormuş.
289 vakıf eserinin, 15 bin 200 fotoğrafla belgelendiği Proje kapsamında, eserlerin tarihçeleri uzman bir ekip tarafından kaleme alınmış ve Konya’nın ruhunu yansıtan mimari eserlerin geleceğe aktarılması, kalıcı hâle getirilmesi için referans kaynak niteliğindeki iki ciltlik eser olarak basılmış.
Fatih Ketancı’nın proje yönetmenliğini yaptığı “Konya Envanter Projesi”nde Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Boran imiş.
Metinlerin Prof. Dr. Hasan Bahar, Prof. Dr. Tolga Bozkurt, Doç. Dr. Razan Aykaç, Dr. Erdal Elmas, Dr. Naci Bakırcı, Dr. Mehmet Mutlu, Uzm. Sanat. Tar. Burhan Öztürk ve Sema Şentürk tarafından kaleme alındığı, Emine Şule Demirtaş’ın editörlüğünü yaptığı kitapta yer alan eserler Mirkan Tunç, Ekrem Serdar, İbrahim Gedik tarafından fotoğraflanmış.
Kitaba, şehir ve üniversite kütüphanelerinden ya da https://www.vakifkatilim.com.tr/tr/hakkimizda/medya-merkezi/yayinlarimiz adresinden dijital olarak erişmek mümkün…
Vakıf Katılım’ın envanter projesinin 2025 yılında Bursa ve Kütahya ile devam edeceği açıklanmış.
Vakıf dendiğinde aklımıza VakıfBank ve dünya çapında başarılar kazanmış VakıfBank Kadın Voleybol Takımı geliyor… Nitekim Pazar günü THY ile oynadıkları maçlarına da gittik… İstikrar, derinlik, ciddiyet, inovasyon ile cesaretin bir araya gelmesi ve yönetimin arkasında tüm gücüyle durması voleyboldaki dünya başarısını getirmiş…
Şimdi aynı yaklaşımı, Banka’dan ayrı bir yapı olan Vakıf Katılım’ın ‘kültür mirası’ alanında sergilemesi her türlü takdiri hak ediyor.
Kontrol elimizde
Enflasyonla mücadelenin önemli bir yanı da ‘fırsatçılar’a geçit verilmemesi… Bu bağlamda iki aksiyon gözümüze takıldı…
Ticaret Bakanlığı, haksız fiyat artışlarıyla mücadele sürecine vatandaşların aktif katılımını sağlamak ve daha adil bir piyasa ortamı oluşturmak amacıyla geliştirilen “Haksız Fiyat Artışı (HFA) Bildirimi Mobil Uygulaması”na yeni özellikler eklediğini duyurmuş.
Güncelleme sayesinde, tüketiciler fahiş fiyatları hızlı ve kolay bir şekilde bildirebilecekmiş.
İkinci aksiyon ise Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın TÜBİTAK eliyle geliştirdiği https://marketfiyati.org.tr web sitesi… Adından da anlaşılacağı üzere A101, Bim, Şok, Migros gibi zincir marketlerin ürün fiyatlarına ulaşabilen web sitesi üzerinden güncel ve uygun fiyatlar öğrenilerek karşılaştırma yapılabilecekmiş.
Lenin’in dediği gibi “Güvenmek iyidir, kontrol etmek daha iyi…”