Yunanistan’a ‘araştırma modeli’ ihraç ettik
24 nisan 2025 yeni şafak
ERA Araştırma ve Danışmanlık, uzun yıllardır uyguladığı “ReputationERA Araştırma Modeli”ni Yunanistan’da tanıtmış. Model böylece, Atina merkezli araştırma şirketi Focus Bari aracılığıyla Yunanistan iş dünyasının kullanımına açılmış.
Türkiye’de bugüne kadar 200’den fazla şirketin 500’ün üzerinde projede kullandığı bu model, bir şirketin her şeyi demek olan kurumsal itibarı 360 derece ölçmek ve yönetmek isteyenler için geliştirilmiş. Kuruma özel uyarlanabiliyor ve eyleme dönüştürülebiliyormuş. Üç aşamada uygulanan model kabaca şöyleymiş: Önce mevcut itibar tespit ediliyor, ulaşılmak istenen hedefe uygun bir ‘vizyon ve strateji’ oluşturuluyor. Ardından ‘paydaş analizi’, son olarak da her paydaş grubu için tek bir ölçüt kullanılarak itibar endeksi hesaplanarak ‘itibar yol haritası’ belirleniyor ve bu harita sürekli izleniyor.
“İtibar, itibar, itibar!” der dururuz… Çünkü iletişim çalışmalarının esas amacı iknadır ve ikna da itibar üzerine inşa edilir. Onca araştırma, toplantı, emek, zaman ve para, itibarı yükseltmeye hizmet etmelidir… Ancak o zaman ürün ya da hizmetinizi tanıtmanın ötesine geçer, kurumunuz için güçlü bir intiba yaratırsınız. İtibarı beslemek, geliştirmek kaydıyla krizlere karşı dayanıklı olursunuz. Satışların artışı da aynı kalitedeki ürünü/hizmeti daha iyi bir fiyata satmanızı sağlayacak ‘marka değeri’ de böyle oluşur…
Tüm bu saydıklarımız ve daha fazlası nedeniyle bilimsel, şeffaf yöntemlerle itibarı ölçümlemek ve onu geliştirecek strateji kurmayı sağlayacak datayı edinmek çok kıymetlidir.
Biz de ülkemizde bu işi yıllardır layıkıyla yürüten ERA’yı ve kurucu ortağı Elvan Oktar’ı yürekten kutlarız… Araştırma konusunda uzman Elvan Hanım’ın titizliğini, bilimsel yaklaşımını ve sektöre yalnızca iş dünyası çerçevesinde değil, akademik olarak da hâkim oluşuyla, her zaman takdirle izlemişizdir. Yunanistan’a yaptıkları ihracat da titizlik ve ciddiyetleri sayesinde mümkün olmuştur herhâlde…
Tabii ‘yükte hafif pahada ağır’ olarak tanımlanan bu türden fikri ürünlerin ihracatının millî ekonomiye katkısını da unutmamalı… Bu konunun atlanmaması gereken bir yanı da bir Türkiye markası olan ERA’nın, dolayısıyla ülkemizin itibarına etkisidir…
İnsan kafatasından kadeh yapan ey Batı!
Bunlar olacak işler değil ama olmuş… İngiltere’deki bir üniversitede, akademisyenler, onlarca yıl boyunca insan kafatasından yapılmış kadehten içki içmişler. Arkeolog Prof. Dan Hicks’e göre, Worcester College’da 2015 yılına kadar düzenli olarak kullanılan kadeh, resmî akşam yemeklerinde kullanılmış; sızdırmaya başlayınca da çikolatalık yapılmış…
Dan Hicks, okul üyeleri ve misafirler arasında artan rahatsızlığın bu ritüele son verdiğini belirtmiş. Worcester College, 2019 yılında Hicks’i kafatasının kökenlerini ve onun bir sofra eşyasına nasıl dönüştüğünü araştırması için davet etmiş.
Sömürgeleştirme dönemi için “İnsanlıktan çıkarma ve kimliklerin yok edilmesi, şiddetin bir parçasıydı” diyen Hicks, kafatasının kime ait olduğuna dair bir bilgi bulunamadığını belirtmiş. Ancak karbon tarihleme yöntemiyle yaklaşık 225 yaşındaki kafatasının Karayipler’den geldiği ve muhtemelen köleleştirilmiş bir kadına ait olduğu belirlenmiş.
Söz konusu vaka, Batı’nın ‘insan hakları’ konusundaki iki yüzlülüğüne ilişkin binlerce örnekten biri… 2015 yılına kadar bu vahşete ortak olmaya devam eden akademisyenler sorgulanıyorlar mıdır acaba?! Peki, uluslararası örgütler İngiltere’ye “geçmişle yüzleşme” çağrıları yapıyorlar mıdır? Ya İngilizler, kendi ülkelerini yerden yere vuruyorlar mıdır?.. Cevapları hepimiz biliyoruz…
Oysa söz konusu Türkiye olunca, en ufacık bir iftira bunların hepsini ve daha fazlasını yapmak için yeterli oluyor…
Yalnızca İngiltere değil, Batı, vahşetle dolu, karanlık ve hatta bugün de biçim değiştirerek devam eden benzer politikaları için kendine, adına “Özgürlük... Medeniyet… İnsan Hakları…” dediği çok güzel kılıflar uydurmuş, gül gibi geçinip gidiyor işte…
Bir daha bize saldırmaya kalktıklarında aklımızda olsun…
Salyangoz
Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu, ayakkabılarında domuz derisi kullandığı ancak bunu tüketiciye bildirmediği gerekçesiyle Adidas’ın ardından New Balance, Camper ve Vans hakkında işlem yapmış. Kurul, New Balance’a 1,7 milyon TL, Vans’a ise 863 bin TL olmak üzere toplamda 2,5 milyon lira ceza kesmiş. Camper markasının reklamlarının durdurulmasına karar verilmiş.
Hedef kitlenin kültür ve değerleriyle ‘didişmemek’, aksine ona uygun tasarlanmış içeriklerle seslenmek, iletişim çalışmaları için ‘kritik başarı faktörü’dür.
Reklam ve halkla ilişkilerde ‘iletişim dili’ belirlenirken yapılacak ilk iş, hedef kitle ile onun kültür ve değerlerini tespit etmek olmalıdır… Aksi yolu tercih etmek; “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” gibi anlaşılabilir.
İyi numara
Teknoloji marketi MediaMarkt Türkiye, evlilik hazırlığı yapanlar ya da evini yenilemek isteyenler için hazırladığı kampanyayı süslenmiş bir gelin arabasıyla tanıtmış. Adet olduğu üzere gelin arabasının önünü kesenlere ise hediye çeki dağıtılmış…
Firmanın ‘gelin arabası’ kullanması, üstelik arabanın önünü kesenleri de unutmaması çok iyi numara olmuş!..
Bu türden kampanya aksiyonlarının yalnızca yapıldığı gün ve saatle sınırlı kalmaması, etkinliklere fiziken katılanlar dışındakilere de ulaşılması çok önemlidir… İletişim çalışmasının kapsamını bir anda genişletecek bu durum maliyetlerin de düşmesi anlamına gelecektir. Peki bu nasıl mümkün olur?
İşin içinde ‘haber değeri’ yer alması sayesinde… İyi fotoğraflar, ilginç bir tema kullanılması, şöhretlerin katılımı gibi unsurlar bu hususta iletişimcilerin en büyük desteğidir…
Bizim içinse iletişim teorisi için doğru bir örnek teşkil etmesi çekici oldu… O da hedef kitlenin kültür ve değerleri ile uyumlu aksiyonların kullanılmasıdır…
Türkiye’de bugüne kadar 200’den fazla şirketin 500’ün üzerinde projede kullandığı bu model, bir şirketin her şeyi demek olan kurumsal itibarı 360 derece ölçmek ve yönetmek isteyenler için geliştirilmiş. Kuruma özel uyarlanabiliyor ve eyleme dönüştürülebiliyormuş. Üç aşamada uygulanan model kabaca şöyleymiş: Önce mevcut itibar tespit ediliyor, ulaşılmak istenen hedefe uygun bir ‘vizyon ve strateji’ oluşturuluyor. Ardından ‘paydaş analizi’, son olarak da her paydaş grubu için tek bir ölçüt kullanılarak itibar endeksi hesaplanarak ‘itibar yol haritası’ belirleniyor ve bu harita sürekli izleniyor.
“İtibar, itibar, itibar!” der dururuz… Çünkü iletişim çalışmalarının esas amacı iknadır ve ikna da itibar üzerine inşa edilir. Onca araştırma, toplantı, emek, zaman ve para, itibarı yükseltmeye hizmet etmelidir… Ancak o zaman ürün ya da hizmetinizi tanıtmanın ötesine geçer, kurumunuz için güçlü bir intiba yaratırsınız. İtibarı beslemek, geliştirmek kaydıyla krizlere karşı dayanıklı olursunuz. Satışların artışı da aynı kalitedeki ürünü/hizmeti daha iyi bir fiyata satmanızı sağlayacak ‘marka değeri’ de böyle oluşur…
Tüm bu saydıklarımız ve daha fazlası nedeniyle bilimsel, şeffaf yöntemlerle itibarı ölçümlemek ve onu geliştirecek strateji kurmayı sağlayacak datayı edinmek çok kıymetlidir.
Biz de ülkemizde bu işi yıllardır layıkıyla yürüten ERA’yı ve kurucu ortağı Elvan Oktar’ı yürekten kutlarız… Araştırma konusunda uzman Elvan Hanım’ın titizliğini, bilimsel yaklaşımını ve sektöre yalnızca iş dünyası çerçevesinde değil, akademik olarak da hâkim oluşuyla, her zaman takdirle izlemişizdir. Yunanistan’a yaptıkları ihracat da titizlik ve ciddiyetleri sayesinde mümkün olmuştur herhâlde…
Tabii ‘yükte hafif pahada ağır’ olarak tanımlanan bu türden fikri ürünlerin ihracatının millî ekonomiye katkısını da unutmamalı… Bu konunun atlanmaması gereken bir yanı da bir Türkiye markası olan ERA’nın, dolayısıyla ülkemizin itibarına etkisidir…
İnsan kafatasından kadeh yapan ey Batı!
Bunlar olacak işler değil ama olmuş… İngiltere’deki bir üniversitede, akademisyenler, onlarca yıl boyunca insan kafatasından yapılmış kadehten içki içmişler. Arkeolog Prof. Dan Hicks’e göre, Worcester College’da 2015 yılına kadar düzenli olarak kullanılan kadeh, resmî akşam yemeklerinde kullanılmış; sızdırmaya başlayınca da çikolatalık yapılmış…
Dan Hicks, okul üyeleri ve misafirler arasında artan rahatsızlığın bu ritüele son verdiğini belirtmiş. Worcester College, 2019 yılında Hicks’i kafatasının kökenlerini ve onun bir sofra eşyasına nasıl dönüştüğünü araştırması için davet etmiş.
Sömürgeleştirme dönemi için “İnsanlıktan çıkarma ve kimliklerin yok edilmesi, şiddetin bir parçasıydı” diyen Hicks, kafatasının kime ait olduğuna dair bir bilgi bulunamadığını belirtmiş. Ancak karbon tarihleme yöntemiyle yaklaşık 225 yaşındaki kafatasının Karayipler’den geldiği ve muhtemelen köleleştirilmiş bir kadına ait olduğu belirlenmiş.
Söz konusu vaka, Batı’nın ‘insan hakları’ konusundaki iki yüzlülüğüne ilişkin binlerce örnekten biri… 2015 yılına kadar bu vahşete ortak olmaya devam eden akademisyenler sorgulanıyorlar mıdır acaba?! Peki, uluslararası örgütler İngiltere’ye “geçmişle yüzleşme” çağrıları yapıyorlar mıdır? Ya İngilizler, kendi ülkelerini yerden yere vuruyorlar mıdır?.. Cevapları hepimiz biliyoruz…
Oysa söz konusu Türkiye olunca, en ufacık bir iftira bunların hepsini ve daha fazlasını yapmak için yeterli oluyor…
Yalnızca İngiltere değil, Batı, vahşetle dolu, karanlık ve hatta bugün de biçim değiştirerek devam eden benzer politikaları için kendine, adına “Özgürlük... Medeniyet… İnsan Hakları…” dediği çok güzel kılıflar uydurmuş, gül gibi geçinip gidiyor işte…
Bir daha bize saldırmaya kalktıklarında aklımızda olsun…
Salyangoz
Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu, ayakkabılarında domuz derisi kullandığı ancak bunu tüketiciye bildirmediği gerekçesiyle Adidas’ın ardından New Balance, Camper ve Vans hakkında işlem yapmış. Kurul, New Balance’a 1,7 milyon TL, Vans’a ise 863 bin TL olmak üzere toplamda 2,5 milyon lira ceza kesmiş. Camper markasının reklamlarının durdurulmasına karar verilmiş.
Hedef kitlenin kültür ve değerleriyle ‘didişmemek’, aksine ona uygun tasarlanmış içeriklerle seslenmek, iletişim çalışmaları için ‘kritik başarı faktörü’dür.
Reklam ve halkla ilişkilerde ‘iletişim dili’ belirlenirken yapılacak ilk iş, hedef kitle ile onun kültür ve değerlerini tespit etmek olmalıdır… Aksi yolu tercih etmek; “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” gibi anlaşılabilir.
İyi numara
Teknoloji marketi MediaMarkt Türkiye, evlilik hazırlığı yapanlar ya da evini yenilemek isteyenler için hazırladığı kampanyayı süslenmiş bir gelin arabasıyla tanıtmış. Adet olduğu üzere gelin arabasının önünü kesenlere ise hediye çeki dağıtılmış…
Firmanın ‘gelin arabası’ kullanması, üstelik arabanın önünü kesenleri de unutmaması çok iyi numara olmuş!..
Bu türden kampanya aksiyonlarının yalnızca yapıldığı gün ve saatle sınırlı kalmaması, etkinliklere fiziken katılanlar dışındakilere de ulaşılması çok önemlidir… İletişim çalışmasının kapsamını bir anda genişletecek bu durum maliyetlerin de düşmesi anlamına gelecektir. Peki bu nasıl mümkün olur?
İşin içinde ‘haber değeri’ yer alması sayesinde… İyi fotoğraflar, ilginç bir tema kullanılması, şöhretlerin katılımı gibi unsurlar bu hususta iletişimcilerin en büyük desteğidir…
Bizim içinse iletişim teorisi için doğru bir örnek teşkil etmesi çekici oldu… O da hedef kitlenin kültür ve değerleri ile uyumlu aksiyonların kullanılmasıdır…