Aziz Babuşçu’dan akıllı lansman...
14 mart 2015 yeni şafak
Çarşamba akşamı siyasi iletişim adına ilginç bir etkinliğe tanık olduk. AK Parti İstanbul Milletvekilli Aday Adayı Aziz Babuşçu, dar sayılabilecek 100 kişilik bir çevreye (Teşkilatın dilerse yüz binleri topladığını biliyoruz) yeni kitabını tanıttığı bir davet vermişti...
Toplantının son derece akıllı ve zarif bir siyasi iletişim taktiği olduğunu söyleyebiliriz... Ortada boş laflar değil, ciddi emekle yazılmış bir kitap vardı; Aziz beyin, kısa sayılabilecek son derece ölçülü, bağırıp çağırıp nutuk atmadan özlü konuşması (ABD başkanları en uzun 20 dakika konuşurlarmış); o konuşmada sıraladığı geçmiş siyasi başarıları; nasıl bir ‘ekip adamı’ olduğu; liderliğin en büyük vasıflarından biri ileri görüş ve büyük fikirse, bir diğerinin cesaret olduğunun altını çizmesi; Aziz beyle ilgili konuşma yapanların da bir mikrofon sevdasına kapılıp sahneye çakılıp kalmamaları; gecenin makul bir saatte bitmesi; Aziz beyin her ayrılan konuğuyla bizzat ilgilenmesi; bütün bunlar iletişim açısından Türkiye siyasi hayatının geleceği için umut veren işaretlerdi...
O gece bazı ‘candaş medya’ mensubu kardeşlerimizi de orada görmek bizi şaşırtmadı; şunun şurasında 5-6 yıl önce “Cemaatle bu kadar fazla özdeşleşirseniz, tüm Türkiye’ye hitap etme hedefinize ulaşamazsınız” diye uyardığımızda bizi “Kibrit çakar bu müesseseyi yakarım Fethullah Hoca Efendi’ye bağlılığımı sorgulatmam” diye haşlamış olan iş adamlarıyla karşılaşmak da...
Her zaman ‘Detant’tan (yumuşama) yana olduk. Çözüm meselesinde de diğer konularda da görüşümüz aynıdır. Bu açıdan da Aziz beyi başarı bulduğumuzu bir kez daha belirtelim...
Yine bildiğiniz SİYAD müsameresi
Sinema Yazarları Derneği 47’inci kez ödüllerini dağıttı...
Notlarımız şöyle:
Yine Yeşilçam’dan hiç söz etmeden, tersine daha çok Yeşilçam’ı küçümseyerek;
Yine popülarite adına İzzet Günay, Nebahat Çehre gibi şöhretlerden yararlanıp ortalama filmlerle kıyaslandığında pek kimsenin izlemediği filmlerin ödüllerini ‘yedirmeye’ çalıştılar.
Yine, birçok teknik hata yaşandı...
Yine yeterli prova yapılmadığı ve uluslararası çaptaki sunucularımızdan birini görevlendirecek ekonomi oluşturulamadığı için hiç kabahati olmayan bir kızcağız zor duruma düşürüldü (Programı kapatırken ‘46’ıncı SİYAD Ödüllerinde buluşalım’ deyiverdi)...
Yine Cannes’da jilet gibi smokin içinde parıldayan Nuri Bilge Ceylan’ımız dâhil ödül alan özellikle erkekler en pejmürde kılıklarıyla sahneye attılar kendilerini...
Ve yine Kültür Bakanlığı ve Belediyelerin maddi desteklerini almakta hiçbir
beis görmeyen ‘sanatçılarımızın’ (!) en ilkelinden ‘AK Parti karşıtı’ mesajlar verip iktidara nefret kusmayı maharet sayan ‘ucuz kahramanlıklarıyla’ karşılaştık...
Bir dostumuzun o gece gönderdiği mesajda yazdığı gibi “Fellini bile bu kadar absürdünü hayal edemez”...
Yine halkın “Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik; bir döndük arkamıza baktık ki, bir arpa boyu yol gitmişiz!” deyişinde ifade ettiği gibi bir değişiklik yoktu ‘müsamere’ ve çıktılarında...
Yine halkın, geniş kitlelerin yüzüne bakmayacağı filmlerin resmîgeçidi...
Yine bunalım filmleri... Ancak o bunalanları, ecnebiler gibi bunaltan, bizim milletin nasıl bunaldığından bihaber ‘ecnebi aydın sanatçılarımızın’ yaptıkları ve biraz da bu yüzden halka geçmeyen o ‘bunalım filmleri’...
Antalya dâhil tüm film etkinlikleri için söylediğimizi bir kez daha yineleyelim: Çok seviyorsunuz ya, egemenliğinizi de kurmuşsunuz bu alanda, deyiverin şuncağızlara “Sanat Filmleri Festivali, Sanat Filmleri Ödülleri”... Sonra bırakın normal insanlar, normal, hani sizin beğenmediğiniz Oscar falan gibi ‘sıradan, ticari’ festivaller düzenleyip ödüller versinler. Siz de rahat edin millet de rahat etsin...
MÜSİAD ödüllerinde ‘yumuşama’...
Hasbelkader jürisinde bulunduğum ve pek çoğunun beklentisine rağmen hiç de ‘kendin pişir kendin ye’ ya da ‘körlerle sağırlar birbirlerini ağırlar’ türünde cereyan etmemiş olan MÜSİAD 15. Ekonomi Basını Başarı Ödülleri sahiplerini buldu.
Ekonomi Haberi’nde “Fikirtepe’de tek başına” haberiyle Hürriyet Gazetesi’nden Gülistan Alagöz, Reel Sektör Haberi’nde «İstanbul›un yatırım haritası çıkarılacak» haberiyle AA’dan Elif Ferhan Yeşilyurt, Araştırma Haberi’nde “20 milyar dolarlık ihracat 3 kişiye emanet” haberiyle Milliyet Gazetesi’nden Fehim Genç, Ekonomi Röportajı’nda “Ben savaş malzemesi üretmem” röportajıyla Yeni Şafak Gazetesi’nden İbrahim Acar, Ekonomi Kulisi Haberi’nde “15 günde bir soyulan PTT artık şubelerine para göndermiyor” haberiyle Akşam Gazetesi’nden Özgül Öztürk, Ekonomi Yazarlığında Sabah Gazetesi’nden Şelale Kadak, Ekonomi Yayını’nda Turkishtime Dergisi, Ekonomi Sitesi’nde finansgundem.com, Ekonomi Programı’nda Bloomberg’den “Yatırım Kulübü” programı ile Açıl Sezen ödüle layık görüldü.
Jüri Özel Ödülü Prof. Dr. Tevfik Güngör Uras’a, MÜSİAD Özel Ödülü Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak’a verildi.
MÜSİAD bizce bu ödüllerle ve çok sayıda jüri üyesini görevlendirerek tarafsızlığı koruyan tavrıyla ülkede ciddi olarak özlemi çekilen ‘yumuşamaya’ (detant) ve ‘karşılıklı anlayışa’, ‘bir taraftan değil memleketten yana olma’ yaklaşımına katkı getirmiş; düşmansı ve tarafeynliğe açık duruş sergileyen pek çok STK’ya hâkim olan o olumsuz ‘ruha’ da örnek olmuştur...
Ödül alan arkadaşları kutluyor; bu duruşu bir varoluş nedeni haline getirmesini umduğumuz MÜSİAD’a başarılar diliyoruz...
Toplantının son derece akıllı ve zarif bir siyasi iletişim taktiği olduğunu söyleyebiliriz... Ortada boş laflar değil, ciddi emekle yazılmış bir kitap vardı; Aziz beyin, kısa sayılabilecek son derece ölçülü, bağırıp çağırıp nutuk atmadan özlü konuşması (ABD başkanları en uzun 20 dakika konuşurlarmış); o konuşmada sıraladığı geçmiş siyasi başarıları; nasıl bir ‘ekip adamı’ olduğu; liderliğin en büyük vasıflarından biri ileri görüş ve büyük fikirse, bir diğerinin cesaret olduğunun altını çizmesi; Aziz beyle ilgili konuşma yapanların da bir mikrofon sevdasına kapılıp sahneye çakılıp kalmamaları; gecenin makul bir saatte bitmesi; Aziz beyin her ayrılan konuğuyla bizzat ilgilenmesi; bütün bunlar iletişim açısından Türkiye siyasi hayatının geleceği için umut veren işaretlerdi...
O gece bazı ‘candaş medya’ mensubu kardeşlerimizi de orada görmek bizi şaşırtmadı; şunun şurasında 5-6 yıl önce “Cemaatle bu kadar fazla özdeşleşirseniz, tüm Türkiye’ye hitap etme hedefinize ulaşamazsınız” diye uyardığımızda bizi “Kibrit çakar bu müesseseyi yakarım Fethullah Hoca Efendi’ye bağlılığımı sorgulatmam” diye haşlamış olan iş adamlarıyla karşılaşmak da...
Her zaman ‘Detant’tan (yumuşama) yana olduk. Çözüm meselesinde de diğer konularda da görüşümüz aynıdır. Bu açıdan da Aziz beyi başarı bulduğumuzu bir kez daha belirtelim...
Yine bildiğiniz SİYAD müsameresi
Sinema Yazarları Derneği 47’inci kez ödüllerini dağıttı...
Notlarımız şöyle:
Yine Yeşilçam’dan hiç söz etmeden, tersine daha çok Yeşilçam’ı küçümseyerek;
Yine popülarite adına İzzet Günay, Nebahat Çehre gibi şöhretlerden yararlanıp ortalama filmlerle kıyaslandığında pek kimsenin izlemediği filmlerin ödüllerini ‘yedirmeye’ çalıştılar.
Yine, birçok teknik hata yaşandı...
Yine yeterli prova yapılmadığı ve uluslararası çaptaki sunucularımızdan birini görevlendirecek ekonomi oluşturulamadığı için hiç kabahati olmayan bir kızcağız zor duruma düşürüldü (Programı kapatırken ‘46’ıncı SİYAD Ödüllerinde buluşalım’ deyiverdi)...
Yine Cannes’da jilet gibi smokin içinde parıldayan Nuri Bilge Ceylan’ımız dâhil ödül alan özellikle erkekler en pejmürde kılıklarıyla sahneye attılar kendilerini...
Ve yine Kültür Bakanlığı ve Belediyelerin maddi desteklerini almakta hiçbir
beis görmeyen ‘sanatçılarımızın’ (!) en ilkelinden ‘AK Parti karşıtı’ mesajlar verip iktidara nefret kusmayı maharet sayan ‘ucuz kahramanlıklarıyla’ karşılaştık...
Bir dostumuzun o gece gönderdiği mesajda yazdığı gibi “Fellini bile bu kadar absürdünü hayal edemez”...
Yine halkın “Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik; bir döndük arkamıza baktık ki, bir arpa boyu yol gitmişiz!” deyişinde ifade ettiği gibi bir değişiklik yoktu ‘müsamere’ ve çıktılarında...
Yine halkın, geniş kitlelerin yüzüne bakmayacağı filmlerin resmîgeçidi...
Yine bunalım filmleri... Ancak o bunalanları, ecnebiler gibi bunaltan, bizim milletin nasıl bunaldığından bihaber ‘ecnebi aydın sanatçılarımızın’ yaptıkları ve biraz da bu yüzden halka geçmeyen o ‘bunalım filmleri’...
Antalya dâhil tüm film etkinlikleri için söylediğimizi bir kez daha yineleyelim: Çok seviyorsunuz ya, egemenliğinizi de kurmuşsunuz bu alanda, deyiverin şuncağızlara “Sanat Filmleri Festivali, Sanat Filmleri Ödülleri”... Sonra bırakın normal insanlar, normal, hani sizin beğenmediğiniz Oscar falan gibi ‘sıradan, ticari’ festivaller düzenleyip ödüller versinler. Siz de rahat edin millet de rahat etsin...
MÜSİAD ödüllerinde ‘yumuşama’...
Hasbelkader jürisinde bulunduğum ve pek çoğunun beklentisine rağmen hiç de ‘kendin pişir kendin ye’ ya da ‘körlerle sağırlar birbirlerini ağırlar’ türünde cereyan etmemiş olan MÜSİAD 15. Ekonomi Basını Başarı Ödülleri sahiplerini buldu.
Ekonomi Haberi’nde “Fikirtepe’de tek başına” haberiyle Hürriyet Gazetesi’nden Gülistan Alagöz, Reel Sektör Haberi’nde «İstanbul›un yatırım haritası çıkarılacak» haberiyle AA’dan Elif Ferhan Yeşilyurt, Araştırma Haberi’nde “20 milyar dolarlık ihracat 3 kişiye emanet” haberiyle Milliyet Gazetesi’nden Fehim Genç, Ekonomi Röportajı’nda “Ben savaş malzemesi üretmem” röportajıyla Yeni Şafak Gazetesi’nden İbrahim Acar, Ekonomi Kulisi Haberi’nde “15 günde bir soyulan PTT artık şubelerine para göndermiyor” haberiyle Akşam Gazetesi’nden Özgül Öztürk, Ekonomi Yazarlığında Sabah Gazetesi’nden Şelale Kadak, Ekonomi Yayını’nda Turkishtime Dergisi, Ekonomi Sitesi’nde finansgundem.com, Ekonomi Programı’nda Bloomberg’den “Yatırım Kulübü” programı ile Açıl Sezen ödüle layık görüldü.
Jüri Özel Ödülü Prof. Dr. Tevfik Güngör Uras’a, MÜSİAD Özel Ödülü Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak’a verildi.
MÜSİAD bizce bu ödüllerle ve çok sayıda jüri üyesini görevlendirerek tarafsızlığı koruyan tavrıyla ülkede ciddi olarak özlemi çekilen ‘yumuşamaya’ (detant) ve ‘karşılıklı anlayışa’, ‘bir taraftan değil memleketten yana olma’ yaklaşımına katkı getirmiş; düşmansı ve tarafeynliğe açık duruş sergileyen pek çok STK’ya hâkim olan o olumsuz ‘ruha’ da örnek olmuştur...
Ödül alan arkadaşları kutluyor; bu duruşu bir varoluş nedeni haline getirmesini umduğumuz MÜSİAD’a başarılar diliyoruz...