10 Milyon Dolara ne yaparsınız?
14 MAYIS 2007
Necip magazin basınımız Aysun Kayacı Hanımefendi kızımızın yalap şap öpüşmesine kilitlenmişken, olaya Tuba Ünsal Hanımefendi kızımızın açıklaması damgasını vurmuş. Ünsal, Kayacı’nın 250 binlik öpüşüne cevap vermiş: “Öpüşmek için beş milyon dolar alırım!”
Bu tür açıklamalar iş – ilişki – iletişim yönetimi açısından bakıldığında çok risklidir. Hemen akla kitabın ‘Kendi krizini kendin nasıl yaratırsın?’ başlıklı bölümünü getirir... Çünkü “öpüşmek için 5 milyon dolar alırım” derseniz, insanlara da “Peki 10 milyon dolara ne yaparsınız?” diye sorma hakkını verirsiniz...
Rahmetli Yener Süsoy anlatmıştı. Büyük bir olasılıkla tevatürdü...
Söylentiye göre bir vesile ile mafya babalığıyla bilinen bir iş adamına demişler ki: ”Efendim, ünlü şarkıcı S.E.’yi ücreti karşılığı size getirebiliriz!”
Profesyonel sekse pek tevessül etmemesiyle tanınan rahmetli yine de sormuş:“Neymiş ücreti?”
“10 bin dolar!” yanıtını vermişler.
“Ulan!” demiş Kılıç, “Ben 10 bin dolara onun sülalesini götürürüm!”..
Kıssadan hisse: Öpüşmeyi, rol gereği bir eylemden çok, ahlaki mesele olarak ortaya koyar ve buna fiyat da biçersen; nerede duracağının hesabını vermekte zorlanabilirsin...
Ufuk Turu... Ufuk Turu... Ufuk Turu... Ufuk Turu...
· Önümde kendisi küçük fakat işlevi büyük bir kitap duruyor. Adı “Her Kaptanın Bir Öyküsü Var”. Yayıncısı TEMSA. Yayına hazırlayan Ufuk Sandık. Bu kitabı okumaktan çok incelemeleri için PR ajanslarına tavsiye ediyorum. Bence bir başarı öyküsü... TEMSA, bir jüriye yıl boyu her ay bir kaptan şoför seçtirmiş. 12 kaptan başlarından geçmiş 12 olay yazmış. İsim ve mekân adları değiştirilerek hepsi birer hikâye haline getirilmiş. İşte kitap böyle ortaya çıkmış. Fikir, otomotiv dünyasından tanıdığımız Yusuf Soylu’ya aitmiş. Başta Ufuk Sandık olmak üzere, tüm emeği geçenlere kocaman bir bravo. Bu ilginç kitabı nasıl edinebileceğiniz bilgisi bana gelmedi. Ama TEMSA’dan ve web sitesinden ulaşmak mümkün olmalı...
· Sağolsun Ayşe Sözeri Cemal kardeşim (İstanbul Liseli), Kırmızı dergisini bana da gönderiyor. Kırmızı, kendisini şöyle tanımlıyor: Basın Reklamcılığı Meslek Yayını... Yani Hürriyet Reklamcılığı Meslek Yayını değil... Bu tehdit her zaman vardı... Hem ödüllerde hem dergide. Ayşe’ye de söylemiştim. “Türkiye’yi, tüm basını kapsamalı ve kaplamalı” demiştim. Elimde 7’nci sayısı duruyor. Bence çok başarılı! Hele Haluk Şahin’in “Veri bolluğunda bilgi eksikliği” başlıklı yazısına bayıldım. Duyduğum endişeler bir hayli ayıklanmış. Az bir şey kalmış sevgili Ayşe. Örneğin, Hürriyet’i yayıncı olarak değil sponsor olarak konumlandırmak, diğer basınla işbirliği yapmak size daha çok yakışır. Seni ve Gürül Öğüt’ü kutluyorum.
· İş ve iletişim dünyasında en zor işlerden biri de süreklilik ve istikrardır. Geçen yıl ilki düzenlenen Kurumsal Film Günleri Yarışması’nın sürdürülebilirliği konusunda endişe duymuştum. 2007’nin dosyası elime ulaştığında hem şaşırdım, hem de sevindim. Kuruluşların iç iletişim ve insan kaynakları bölümleri için bulunmaz fırsat. Ödül gecesi 30 Haziranda. Bir ay öncesine kadar başvurulabiliyor. Yani daha vakit var. Kuruluş çalışanlarının yazıp yönettikleri ve oynadıkları, teknik olanakların ise organizasyon tarafından sağlandığı bir yapı... Bu, “Takım ruhu!” diye birbirinin ayağına ip bağlayıp koşturmaya benzemez. Hodri meydan...: www.corporatefilmfest.com
Gazeteler çok işe yarar...
Şu günlerde basına yine yükleniyorlar. Kendini ve itibarını korumakta acizlik içinde ya, vurun abalıya gitsin... Şöyle bir düşündüm... Ne işlere yarar oysa gazetelerimiz?.. Elinizdeki şu mübarek şeyi en az 29 farklı işlev için kullanabilirsiniz:
1. Kırılacak eşyaları sararsınız; 2. Ayakkabı boyarken yere serersiniz; 3. Sinekleri öldürürsünüz; 4. Kedi, köpekleri temizliğe alıştırırsınız; 5. Boş baca deliklerini tıkayabilirsiniz; 6. Pilavı pişirdikten sonra demlenmesi için tencere ile kapağı arasına yerleştirirsiniz; 7. Kapıya çöp koyarken pis suların yere akmaması için kova altına serebilirsiniz; 8. Mutfak dolaplarında raflara koyabilirsiniz; 9. Kışlık ya da yazlık ayakkabılarınızı ya da çantalarınızı kaldırdığınızda içlerine koyabilirsiniz; 10. Yağmurlu havalarda arabanın zeminine serebilirsiniz; 11. Çekirdekler için külah yapabilirsiniz; 12. Maçlarda veya sokaklarda poponuz kirlenmesin ya da üşümesin diye üzerine oturabilirsiniz; 13. Camları parlatarak kurulayabilirsiniz; 14. Badana, boya yaparken yerlere serebilirsiniz; 15. Patlıcan, patates, biber ya da una bulayıp balık kızarttığınızda yağları çektirebilirsiniz; 16. Perdesi olmayan camları kaplayabilirsiniz; 17. Sırtınızı ya da göğsünüzü rüzgâra karşı korumak için gömleğinizle fanilanız arasına yerleştirebilirsiniz; 18. Çiçeklerin toprağını değiştirirken kullanabilirsiniz; 19. Yerde hamur açarken etrafa yayabilirsiniz; 20. Taylandlı ustalar tarafından çeşnisi ve karışımı ayarlanmış markalı çayları kafanıza göre harmanlamak için tezgâha serebilirsiniz; 21. Uçurtmanıza kuyruk yapabilirsiniz; 22. Maçlarda ya da ulusal bayram gösterilerinde şapka yapabilirsiniz; 23. Kesekâğıdı yapabilirsiniz; 24. Mangalı tutuşturmak için devreye sokabilirsiniz; 25. Yolda benzininiz bittiğinde, bidondan deponuza benzin boşaltmak için huni olarak kullanabilirsiniz; 26. Ayakkabıların çıkarıldığı bölüme ya da dairenizin kapısının önüne koyabilirsiniz; 27. Çocuklar için gemi, uçak ve tuzluk yapabilirsiniz; 28. Fantezi yoksulluğundan mustaripseniz, en azından biriktirip satabilir üç kuruş aile bütçesine katkıda bulunursunuz; 29. Ve tabii ki bir de gazeteyi bilgilenmek ve eğlenmek amacıyla kullanabilirsiniz...
Benim aklıma bunlar geldi. Unuttuklarım varsa lütfen tamamlayın; gazetelerimize haksızlık etmeyelim...
Bu tür açıklamalar iş – ilişki – iletişim yönetimi açısından bakıldığında çok risklidir. Hemen akla kitabın ‘Kendi krizini kendin nasıl yaratırsın?’ başlıklı bölümünü getirir... Çünkü “öpüşmek için 5 milyon dolar alırım” derseniz, insanlara da “Peki 10 milyon dolara ne yaparsınız?” diye sorma hakkını verirsiniz...
Rahmetli Yener Süsoy anlatmıştı. Büyük bir olasılıkla tevatürdü...
Söylentiye göre bir vesile ile mafya babalığıyla bilinen bir iş adamına demişler ki: ”Efendim, ünlü şarkıcı S.E.’yi ücreti karşılığı size getirebiliriz!”
Profesyonel sekse pek tevessül etmemesiyle tanınan rahmetli yine de sormuş:“Neymiş ücreti?”
“10 bin dolar!” yanıtını vermişler.
“Ulan!” demiş Kılıç, “Ben 10 bin dolara onun sülalesini götürürüm!”..
Kıssadan hisse: Öpüşmeyi, rol gereği bir eylemden çok, ahlaki mesele olarak ortaya koyar ve buna fiyat da biçersen; nerede duracağının hesabını vermekte zorlanabilirsin...
Ufuk Turu... Ufuk Turu... Ufuk Turu... Ufuk Turu...
· Önümde kendisi küçük fakat işlevi büyük bir kitap duruyor. Adı “Her Kaptanın Bir Öyküsü Var”. Yayıncısı TEMSA. Yayına hazırlayan Ufuk Sandık. Bu kitabı okumaktan çok incelemeleri için PR ajanslarına tavsiye ediyorum. Bence bir başarı öyküsü... TEMSA, bir jüriye yıl boyu her ay bir kaptan şoför seçtirmiş. 12 kaptan başlarından geçmiş 12 olay yazmış. İsim ve mekân adları değiştirilerek hepsi birer hikâye haline getirilmiş. İşte kitap böyle ortaya çıkmış. Fikir, otomotiv dünyasından tanıdığımız Yusuf Soylu’ya aitmiş. Başta Ufuk Sandık olmak üzere, tüm emeği geçenlere kocaman bir bravo. Bu ilginç kitabı nasıl edinebileceğiniz bilgisi bana gelmedi. Ama TEMSA’dan ve web sitesinden ulaşmak mümkün olmalı...
· Sağolsun Ayşe Sözeri Cemal kardeşim (İstanbul Liseli), Kırmızı dergisini bana da gönderiyor. Kırmızı, kendisini şöyle tanımlıyor: Basın Reklamcılığı Meslek Yayını... Yani Hürriyet Reklamcılığı Meslek Yayını değil... Bu tehdit her zaman vardı... Hem ödüllerde hem dergide. Ayşe’ye de söylemiştim. “Türkiye’yi, tüm basını kapsamalı ve kaplamalı” demiştim. Elimde 7’nci sayısı duruyor. Bence çok başarılı! Hele Haluk Şahin’in “Veri bolluğunda bilgi eksikliği” başlıklı yazısına bayıldım. Duyduğum endişeler bir hayli ayıklanmış. Az bir şey kalmış sevgili Ayşe. Örneğin, Hürriyet’i yayıncı olarak değil sponsor olarak konumlandırmak, diğer basınla işbirliği yapmak size daha çok yakışır. Seni ve Gürül Öğüt’ü kutluyorum.
· İş ve iletişim dünyasında en zor işlerden biri de süreklilik ve istikrardır. Geçen yıl ilki düzenlenen Kurumsal Film Günleri Yarışması’nın sürdürülebilirliği konusunda endişe duymuştum. 2007’nin dosyası elime ulaştığında hem şaşırdım, hem de sevindim. Kuruluşların iç iletişim ve insan kaynakları bölümleri için bulunmaz fırsat. Ödül gecesi 30 Haziranda. Bir ay öncesine kadar başvurulabiliyor. Yani daha vakit var. Kuruluş çalışanlarının yazıp yönettikleri ve oynadıkları, teknik olanakların ise organizasyon tarafından sağlandığı bir yapı... Bu, “Takım ruhu!” diye birbirinin ayağına ip bağlayıp koşturmaya benzemez. Hodri meydan...: www.corporatefilmfest.com
Gazeteler çok işe yarar...
Şu günlerde basına yine yükleniyorlar. Kendini ve itibarını korumakta acizlik içinde ya, vurun abalıya gitsin... Şöyle bir düşündüm... Ne işlere yarar oysa gazetelerimiz?.. Elinizdeki şu mübarek şeyi en az 29 farklı işlev için kullanabilirsiniz:
1. Kırılacak eşyaları sararsınız; 2. Ayakkabı boyarken yere serersiniz; 3. Sinekleri öldürürsünüz; 4. Kedi, köpekleri temizliğe alıştırırsınız; 5. Boş baca deliklerini tıkayabilirsiniz; 6. Pilavı pişirdikten sonra demlenmesi için tencere ile kapağı arasına yerleştirirsiniz; 7. Kapıya çöp koyarken pis suların yere akmaması için kova altına serebilirsiniz; 8. Mutfak dolaplarında raflara koyabilirsiniz; 9. Kışlık ya da yazlık ayakkabılarınızı ya da çantalarınızı kaldırdığınızda içlerine koyabilirsiniz; 10. Yağmurlu havalarda arabanın zeminine serebilirsiniz; 11. Çekirdekler için külah yapabilirsiniz; 12. Maçlarda veya sokaklarda poponuz kirlenmesin ya da üşümesin diye üzerine oturabilirsiniz; 13. Camları parlatarak kurulayabilirsiniz; 14. Badana, boya yaparken yerlere serebilirsiniz; 15. Patlıcan, patates, biber ya da una bulayıp balık kızarttığınızda yağları çektirebilirsiniz; 16. Perdesi olmayan camları kaplayabilirsiniz; 17. Sırtınızı ya da göğsünüzü rüzgâra karşı korumak için gömleğinizle fanilanız arasına yerleştirebilirsiniz; 18. Çiçeklerin toprağını değiştirirken kullanabilirsiniz; 19. Yerde hamur açarken etrafa yayabilirsiniz; 20. Taylandlı ustalar tarafından çeşnisi ve karışımı ayarlanmış markalı çayları kafanıza göre harmanlamak için tezgâha serebilirsiniz; 21. Uçurtmanıza kuyruk yapabilirsiniz; 22. Maçlarda ya da ulusal bayram gösterilerinde şapka yapabilirsiniz; 23. Kesekâğıdı yapabilirsiniz; 24. Mangalı tutuşturmak için devreye sokabilirsiniz; 25. Yolda benzininiz bittiğinde, bidondan deponuza benzin boşaltmak için huni olarak kullanabilirsiniz; 26. Ayakkabıların çıkarıldığı bölüme ya da dairenizin kapısının önüne koyabilirsiniz; 27. Çocuklar için gemi, uçak ve tuzluk yapabilirsiniz; 28. Fantezi yoksulluğundan mustaripseniz, en azından biriktirip satabilir üç kuruş aile bütçesine katkıda bulunursunuz; 29. Ve tabii ki bir de gazeteyi bilgilenmek ve eğlenmek amacıyla kullanabilirsiniz...
Benim aklıma bunlar geldi. Unuttuklarım varsa lütfen tamamlayın; gazetelerimize haksızlık etmeyelim...