İşaret fişeği
21 ocak 2023 - Yeni şafak
The Economist’in kapağı gündemimize nükleer bomba gibi düştü…
Sadece bizim gündemimize mi? Hayır…
“Bence ona (Erdoğan'a) çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım” diyen ABD Başkanı Biden, dünyaya gereken mesajı 2 yıl önce vermişti… The Economist’in Cumhurbaşkanı’mızı alabildiğine aşağılayan, Türkiye’yi itibarsızlaştıran, millî iradeyi hiçe sayan, hakaret dolu makalesini ve kapağını da bu talimat doğrultusunda değerlendirmeliyiz…
Seçim dönemine girdiğimiz için işi sıkı tutmak, imadan ziyade ‘doğrudan mesaja’ yönelmek zorundalar tabii… Artık kartlar açılacak demek ki…
Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın aynı günlerde dediğine bakın; NATO’ya talimat veriyor: “Batı’nın, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, içerideki muhalefetin adil bir seçim yapmasını sağlamak için cesur adımlar atması hâlinde, Erdoğan'ın durdurulma şansı var. Bunun için de ittifakın Ankara'nın üyeliğini askıya alması gerekiyor.”
Şimdi bunları önümüzdeki günlerde Der Spiegel, Stern gibi yayınlar, TV programları izleyecektir…
Peki, bunlarla aynı dili konuşup, neredeyse aynı kavramlarla saldırıya geçen “içimizdeki İrlandalılara” ne demeli?! İnsanın ‘projenin parçası’ olduklarına inanmak bir türlü gelmiyor içinden…
Olaya Prof. Dr. İbrahim Kalın ve Prof. Dr. Fahrettin Altun reaksiyon gösterdiler… Bize sorarsanız yerinde, ancak yeterli değil… Nerede TÜSİAD, MÜSİAD?.. TOBB, DİSK, TİSK, bilumum meslek kuruluşları ve diğer STK’lar neredeler?.. Benzer reaksiyonları muhalefetten de görmek isterdik tabii…
Millî bağımsızlığa, elini taşın altına koymadan sahip çıkılmıyor…
Bir ‘mükemmeliyet merkezi’
Perşembe günü GYODER’in üst düzeyde basın mensuplarıyla buluştuğu ‘çalışma yemeği’nde hayli şaşırdık… Bugün ‘geldiği’ nokta ile ‘algılandığı’ yer arasındaki farkın bu kadar ‘açık’ olduğunu tahmin edememiştik…
İnşaatçıların derneği gibi bilinen GYODER, bugün gayrimenkul yatırımcıları ve bu sektörle ilgilenenler için ‘mükemmeliyet merkezi’ hâline gelmiş durumda… Akademik (çok sayıda bilimsel çalışma, burs desteği), sosyal (yaşam kalitesinin artırılması) ve ekonomik (ülkeye ve sektöre katkı sağlanması, girişimciliğin teşviki) yaklaşımını 4T odaklılık stratejisiyle (Teknoloji, Tasarım, Tabiat, Toplum) yoğuran GYODER, akıllı şehirlerin yanına ‘vicdanlı şehirler’ kavramını da ekleyerek çok farklı ufuklara yelken açmış…
Getirdikleri yenilik ve değişimi şöyle özetlemek mümkün: Kentsel dönüşüm yerine kentsel kalkınma, enerji tüketen yerine enerji üreten yapılar, dikey yerine yatay mimari (dikey olanların planlı şekilde yapılması), geleneksel ödeme yöntemleri yerine kitle fonlaması ve blockchain, ithal yerine yerli malzeme, kapalı alanlar yerine açık alanlar, karbon pozitif değil, karbon negatif yapılar, beton yerine yeni nesil ahşabın kullanılması, yatırım değil, barınma amaçlı konutlar, yap-sat yerine yap-kirala… Ve her şeyin insan odaklı planlanması, hayata geçirilmesi…
Bunlar lafta değil, fiili süreçlerle ele alınmakta… Başkan Mehmet Kalyoncu ve başkan yardımcıları Neşecan Çekici (Epos), Sertaç Karaağaoğlu (Akfen), Ayla Heyfegil (Servotel) ve Tuğra Gönden (Cushman&Wakefield), tüm bu işleri, 13 farklı komisyonla birlikte yürütüyorlarmış.
Türkiye’de gayrimenkul sektörüne ve ülkenin bu sektöre bakışına yepyeni bir boyut getirmek üzere yola çıkan GYODER’i izlemeye devam edeceğiz.
Gözümüze takılanlar…
Sadece bizim gündemimize mi? Hayır…
“Bence ona (Erdoğan'a) çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım” diyen ABD Başkanı Biden, dünyaya gereken mesajı 2 yıl önce vermişti… The Economist’in Cumhurbaşkanı’mızı alabildiğine aşağılayan, Türkiye’yi itibarsızlaştıran, millî iradeyi hiçe sayan, hakaret dolu makalesini ve kapağını da bu talimat doğrultusunda değerlendirmeliyiz…
Seçim dönemine girdiğimiz için işi sıkı tutmak, imadan ziyade ‘doğrudan mesaja’ yönelmek zorundalar tabii… Artık kartlar açılacak demek ki…
Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın aynı günlerde dediğine bakın; NATO’ya talimat veriyor: “Batı’nın, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, içerideki muhalefetin adil bir seçim yapmasını sağlamak için cesur adımlar atması hâlinde, Erdoğan'ın durdurulma şansı var. Bunun için de ittifakın Ankara'nın üyeliğini askıya alması gerekiyor.”
Şimdi bunları önümüzdeki günlerde Der Spiegel, Stern gibi yayınlar, TV programları izleyecektir…
Peki, bunlarla aynı dili konuşup, neredeyse aynı kavramlarla saldırıya geçen “içimizdeki İrlandalılara” ne demeli?! İnsanın ‘projenin parçası’ olduklarına inanmak bir türlü gelmiyor içinden…
Olaya Prof. Dr. İbrahim Kalın ve Prof. Dr. Fahrettin Altun reaksiyon gösterdiler… Bize sorarsanız yerinde, ancak yeterli değil… Nerede TÜSİAD, MÜSİAD?.. TOBB, DİSK, TİSK, bilumum meslek kuruluşları ve diğer STK’lar neredeler?.. Benzer reaksiyonları muhalefetten de görmek isterdik tabii…
Millî bağımsızlığa, elini taşın altına koymadan sahip çıkılmıyor…
Bir ‘mükemmeliyet merkezi’
Perşembe günü GYODER’in üst düzeyde basın mensuplarıyla buluştuğu ‘çalışma yemeği’nde hayli şaşırdık… Bugün ‘geldiği’ nokta ile ‘algılandığı’ yer arasındaki farkın bu kadar ‘açık’ olduğunu tahmin edememiştik…
İnşaatçıların derneği gibi bilinen GYODER, bugün gayrimenkul yatırımcıları ve bu sektörle ilgilenenler için ‘mükemmeliyet merkezi’ hâline gelmiş durumda… Akademik (çok sayıda bilimsel çalışma, burs desteği), sosyal (yaşam kalitesinin artırılması) ve ekonomik (ülkeye ve sektöre katkı sağlanması, girişimciliğin teşviki) yaklaşımını 4T odaklılık stratejisiyle (Teknoloji, Tasarım, Tabiat, Toplum) yoğuran GYODER, akıllı şehirlerin yanına ‘vicdanlı şehirler’ kavramını da ekleyerek çok farklı ufuklara yelken açmış…
Getirdikleri yenilik ve değişimi şöyle özetlemek mümkün: Kentsel dönüşüm yerine kentsel kalkınma, enerji tüketen yerine enerji üreten yapılar, dikey yerine yatay mimari (dikey olanların planlı şekilde yapılması), geleneksel ödeme yöntemleri yerine kitle fonlaması ve blockchain, ithal yerine yerli malzeme, kapalı alanlar yerine açık alanlar, karbon pozitif değil, karbon negatif yapılar, beton yerine yeni nesil ahşabın kullanılması, yatırım değil, barınma amaçlı konutlar, yap-sat yerine yap-kirala… Ve her şeyin insan odaklı planlanması, hayata geçirilmesi…
Bunlar lafta değil, fiili süreçlerle ele alınmakta… Başkan Mehmet Kalyoncu ve başkan yardımcıları Neşecan Çekici (Epos), Sertaç Karaağaoğlu (Akfen), Ayla Heyfegil (Servotel) ve Tuğra Gönden (Cushman&Wakefield), tüm bu işleri, 13 farklı komisyonla birlikte yürütüyorlarmış.
Türkiye’de gayrimenkul sektörüne ve ülkenin bu sektöre bakışına yepyeni bir boyut getirmek üzere yola çıkan GYODER’i izlemeye devam edeceğiz.
Gözümüze takılanlar…
- Dünyada kaynak gösterilen Michelin Guide’ın İstanbul seçkisinde beşi Michelin yıldızı alarak toplam 53 Türk restoranının yer almasının ardından bir güzel haber daha geldi. İstanbul, gastronomi rehberi Gault&Millau’nun yeni sayısında “Gastro City” unvanıyla yer alacakmış (Damla Açıkalın, Effect BCW). Gaziantep, Hatay, Afyonkarahisar ve Kayseri gastronomi dalında, UNESCO “Yaratıcı Şehirler Ağı”nın bir parçası… Kamu diplomasisinin önemli bir ayağı olan ‘gastrodiplomasi’ için dev bir kaynak kültürümüzde yatıyor.
- Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ülkemizin en büyük Ar-Ge projelerinden, Yerli Haberleşme Uydusu Türksat 6A’nın, 2023’ün 2. çeyreğinde uzaya fırlatılacağını duyurdu. 6A ile birlikte Türkiye, uzayda kendi uydusuyla temsil edilen ilk 10 ülkeden biri olacak. TÜRKSAT 6A, “Uzayda söz sahibi Türkiye” vizyonuna sağlayacağı katkının yanı sıra tüm dünyaya ‘teknoloji üreten’ bir ülke olduğumuzu göstermek için paha biçilemez bir vesile…
- Sosyal medya pazarlama şirketi Digital Exchange’in CEO’su Emrah Pamuk’a göre; dünya çapında sosyal medya kullanıcılarının sayısı 4,5 milyarı aşmış. 10 kişiden 7’si çevrim içi alışverişi tercih ediyor ve bunu en az 2 sosyal medya videosu izledikten sonra yapıyormuş. Türkiye’de çevrim içi alışveriş yapanların %71’i influencer’ların tavsiyelerini dikkate alıyormuş. 2021 yılında yapılan bir araştırmada Türkiye’deki aktif influencer sayısının 60 bin olduğunu belirten Pamuk, “Bu sayının pandemiyle artan çevrim içi alışveriş alışkanlığıyla birlikte 120 bini geçtiğini düşünebiliriz” demiş. Influencer marketing (pazarlama) konusunun, iletişim faaliyetleri içinde kendisine gittikçe daha geniş bir yer bulduğu gözlemleniyor. (Berker Ayvacı, Piar)