İcraat, ilginçliği kahvaltı niyetine yer
14 Ekim 2021 - Yeni Şafak
Peter Drucker bunu kültür ve strateji için söylemiş: “Kültür, stratejiyi kahvaltı niyetine yer” demiş. Başlıkta ondan esinlendik…
İlginçlik üzerine hiçbir zaman derinlemesine düşünmediğimi, kavramı, tasallut kabuklarımdan sıyrılıp ‘yeniden üretmediğimi’ keşfedene kadar hayatımda pek çok ‘ilginç şey’ olup bitmişti zaten…
Şimdilerde ne zaman ‘ilginçmiş gibi’ görünen bir olguyla karşılaşsam ya da insanların kahir çoğunluğunun ‘ilginç’ bulduğu bir fenomen gündeme gelse, hemen frene basar durur; bunun arkasında ne var diye düşünmeye başlarım…
Çünkü, ilginçlik ile şeytan arasında sıkı bir bağ olduğunu keşfetmem için yeterince tecrübe ve kültürel birikim üzerimden geçmiştir…
Mesela Mefistofeles’in (şeytan) Faust’a sunduğu tüm dünyevi zevkler ilginçti… Salieri’nin Mozart’a yaklaşımı da… Baştan çıkarmanın en etkili yolu ilginçliktir. Popüler kültürün biçimi ve içeriği de ilginçliğe dayanır: “Şeytanla iş birliği yapmadan büyük çaplı popülerliğe ulaşılamaz” sözü boşa edilmemiştir…
Siyasi iletişimde ve popüler sanatta sıklıkla ilginçlik ögesine rastlanır… Yoksa bir insan bütün dünyadaki uygulama dâhil olmak üzere “Ofsaytı iktidar olunca kaldıracağım” sözünü neden etsin?! Bu en masumu sayılır tabii… Siyasi mesajları gençlerin geçici bir süre ‘takılı kaldığı’ dizilerden alıntı yaparak vermeye çalışmak da biraz böyledir…
Şeytanla iş birliğiyle ulaşılan popülerlik, eşyanın tabiatı gereği pek de uzun ömürlü olmaz… PSY adlı şarkıcı “Gangnam Style” parçasıyla ortalığı yakıp yıktığında, “Bu işin arkası gelmeyecek” diye ahkâm keserken (27.11.2012, Yeni Şafak) ‘popülerliğin sabun köpüğü’ etkisini kastediyorduk… “Çalgıcı Karısı Binnaz”ın, “Çikita Muz”un da arkasının gelmediği gibi…
Bu arada Frank Sinatra, The Beatles, Madonna, Sezen Aksu, Erol Evgin, Tarkan gibi pop klasiği hâline gelmiş sanatçıları bu söylemin dışında tuttuğumuzu da belirtmeden geçmeyelim…
Siyasi iletişim alanında ilginçlik tuzağına düşmeyen azdır… Bunların başında CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu gelir… Yalnız onun tuzakları yukarıdakiler kadar masumane olmayabiliyor…
Gençlere telefon, araba vaatleri… Merkez Bankası’nı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni yurda çevirme sözleri… Borçları, KHK’lıları, Selahattin Demirtaş’ı affetme… Yap-İşlet-Devlet modeliyle yapılan otoyolları, köprüleri, havaalanlarını, hastaneleri, kamulaştırma… Kanal İstanbul ihalesine girecek ülkelere mesafe koyma… Paralarını ödememe… Dış politikayı 180 derece tersine çevirme gibi say say bitmeyen ‘ilginç’ numaraların üstüne, ‘siyasi cinayetlerin’ gündemde olduğu iddiası tüy dikmiştir.
Dün, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma açmış… Herhâlde “Duyum aldım” diyen herkese “Nereden, kimden?” diye soracaklar… Uzun yıllardır Türkiye’nin gündeminden düşmüş faili meçhullerin ve siyasi cinayetlerin, geçmiş yıllarda çeşitli istihbarat örgütlerinin darbe hazırlığı için planladıkları eylemler olduğu ayan beyan biliniyordu… Bu seferki siyasi cinayet provokasyonunun hangi istihbarat servisinin işi olduğunu da göreceğiz inşallah…
Şu sıra bir başka örnek de hepsi birbirinden ‘ilginç’ eserlere(!) yer veren Netflix’teki “Squid Game” adlı dizi… Dayanabiliyorsanız, birkaç bölüm seyredin… Sonra karar verin, kim kiminle iş birliği yapmış…
Bundan 46 yıl önce Halit Refiğ’in çektiği ve yurt dışına ihraç edilen ilk dizi olan “Aşk-ı Memnu”yu bugün hâlâ konuşuyoruz… Ancak Squid Game’i birkaç ay sonra unutacağız…
Bir zamanlar Game of Thrones ile yatıp kalkardık… Bugün kimse “Winter is coming” demiyor…
İletişim sonuç odaklıdır. Siyasilerimiz ilginçlik yumurtladıkları zaman dönüp seçmen davranışlarına baksınlar… Eğer bir kıpırdanma görürlerse şeytanla iş birliğine devam etsinler… Görmüyorlarsa da artık bu yolu bıraksalar iyi olacak. Çünkü seçmen yerine getirilecek vaat, icraat bekler… Laf ebeliği değil…