İhracatçıların suçu büyük
01 Şubat 2018 - TIMREPORT
Tam da ‘Zeytin Dalı’ harekâtının başladığı saatlerde birden zihnime ‘küşayiş’ geldi ve sordum kendi kendime: Türkiye Cumhuriyeti’nin ve de hatta belli bir döneminde Osmanlı İmparatorluğu’nun başına çoraplar özellikle ne zamanlar, hangi dönemlerde örülmüş?
Bu sorunun yanıtı hazırmış demek ki kafamda; dökülüverdi ağızımdan:
Ne zaman ki ülke kendisinden beklenenin fevkinde kendi kaderini kendi tayin hakkına sahip çıkmış; kendisi, insanları, çevre ülkeleri için ‘iyi işler yapmaya’ başlamaya çabalamış, o zaman ülkeyi doğramak üzere içerden ve dışardan bütün güçler birleşip başlamışlar dibimizi oymaya…
“O zaman” dedim kendi kendime, “Şu ihracatçılar da sözü edilen ‘güçleri’ müthiş rahatsız etmiş olmalılar”… Tam diz çöktürüp biat ettireceksin Türkiye’yi, bir ihracat seferberliğidir gidiyor ortalıkta… Hedefler, rekorlar falan… Sinir bozucu büyüme rakamları… Artan rekabet gücü vs… Ne haddine senin? Dünyaya kafa mı tutuyorsun?..
Aklıma hemen gazetedeki köşemde 31 Ekim günü “Kim kimin için ‘Büyük Tehlike’ acaba?..” başlığı altında yazdıklarım geldi… Bir bölümünü aktarayım:
İki haberin aynı güne denk gelmesi sadece sıradan bir tevafuk mudur? Bizce değildir.
Şöyle ki… Haberlerden biri, İpek Yolu projesinin bir parçası olarak düşünülen Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattının açılışı ile ilgiliydi. İkincisi ise eski Beyaz Saray Baş Stratejisti Steve Bannon’un flaş açıklaması: “ABD için en büyük tehlike Türkiye”
ABD Başkanı Donald Trump'ın eski danışmanlarından Bannon, Türkiye’nin, komşusu İran’dan bile daha tehlikeli olduğunu savunurken, ABD’nin Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye’de neler olup bittiğini iyi analiz edemediğini kaydetmiş.
Gazeteci Daphne Barak’a konuşan Bannon, Kuzey Kore’nin yanı sıra insanların dikkat etmeleri gereken en az iki tehlikeli durumun daha bulunduğunu söylemiş.
Bannon, Türkiye konusunun üzerinde şiddetle duracağı bir başlık olduğunu sözlerine eklerken, ikinci tehlike olarak işaret ettiği Katar için, “Kuzey Kore kadar tehlikeli" ifadesini kullanmış…
Bir sonraki ‘küresel savaşın’ da Katar’a karşı olduğunu kaydeden Bannon, “Katar’a yönelik Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır ve Suudi Arabistan tarafından atılan adımlar konusunda Donald Trump’ı takdir ediyorum. Boykot, onun Suudi Arabistan ziyaretinden kısa bir süre sonra oluverdi” demiş.
Bu sözler internet ortamında yerini bulurken Bakü’deki açılış töreni bütün hızıyla sürüyordu. Gerek Çin Komünist Partisi’nin son kongresinde, gerekse onu takip eden günlerde dünyadaki tüm ciddi yayın organlarında tarihin akışını değiştirebilecek stratejik adımlardan biri olarak tartışılan İpekyolu’nun ABD’nin yumuşak karnı olduğunu tespit etmeyen kalmadı neredeyse. Ortadoğu’da yaratılan kaos gibi, Myanmar’da tetiklenen karışıklıkların da İpekyolu için düşünülen ikinci güzergâh üzerinde hakimiyet kurmak için başvurulmuş stratejilerin bir parçası olduğu tezi de sıklıkla dile getirilmeye başlandı.
Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattında ilk tren dün sefere çıkarken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında verdiği mesajlar, Bannon’un tezlerini neredeyse doğrular içerikteydi:
“Bu törenle Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayacağız. İlk seferin gerçekleşmesiyle Londra'dan Çin'e kesintisiz demiryolu bağlantısı kurulacak. Bizler dünyanın kalbi olan son derece stratejik bir coğrafyada yaşıyoruz. Bölgemiz muazzam bir potansiyele sahiptir…’
ABD Türkiye’nin yüzüne dahi bakmaz, bizi önemsemez diye düşünen ecnebi aydınlarımız, belki şimdi ABD tezlerini daha iyi anlamaya çalışırlar…”
Tabii bir de her dönemde ülkenin dibini dışardan oymaya çalışanlarla içerden destek verenler hiç eksik olmamıştır.
Bazı ecnebî aydınların hor gördüğü, yıllarca hor görülmüş olan halkın ise yere göğe sığdırmadığı Diriliş – Ertuğrul’un 10’uncu bölümü Kayıların Beyi Ertuğrul’un günün özünü en iyi şekilde yansıtan şu sözüyle bitmişti:
“Ey düşmandan daha zalim ihanet!”
Allah ülkemizi en az düşmanlar kadar hainlerden korusun…
Bu sorunun yanıtı hazırmış demek ki kafamda; dökülüverdi ağızımdan:
Ne zaman ki ülke kendisinden beklenenin fevkinde kendi kaderini kendi tayin hakkına sahip çıkmış; kendisi, insanları, çevre ülkeleri için ‘iyi işler yapmaya’ başlamaya çabalamış, o zaman ülkeyi doğramak üzere içerden ve dışardan bütün güçler birleşip başlamışlar dibimizi oymaya…
“O zaman” dedim kendi kendime, “Şu ihracatçılar da sözü edilen ‘güçleri’ müthiş rahatsız etmiş olmalılar”… Tam diz çöktürüp biat ettireceksin Türkiye’yi, bir ihracat seferberliğidir gidiyor ortalıkta… Hedefler, rekorlar falan… Sinir bozucu büyüme rakamları… Artan rekabet gücü vs… Ne haddine senin? Dünyaya kafa mı tutuyorsun?..
Aklıma hemen gazetedeki köşemde 31 Ekim günü “Kim kimin için ‘Büyük Tehlike’ acaba?..” başlığı altında yazdıklarım geldi… Bir bölümünü aktarayım:
İki haberin aynı güne denk gelmesi sadece sıradan bir tevafuk mudur? Bizce değildir.
Şöyle ki… Haberlerden biri, İpek Yolu projesinin bir parçası olarak düşünülen Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattının açılışı ile ilgiliydi. İkincisi ise eski Beyaz Saray Baş Stratejisti Steve Bannon’un flaş açıklaması: “ABD için en büyük tehlike Türkiye”
ABD Başkanı Donald Trump'ın eski danışmanlarından Bannon, Türkiye’nin, komşusu İran’dan bile daha tehlikeli olduğunu savunurken, ABD’nin Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye’de neler olup bittiğini iyi analiz edemediğini kaydetmiş.
Gazeteci Daphne Barak’a konuşan Bannon, Kuzey Kore’nin yanı sıra insanların dikkat etmeleri gereken en az iki tehlikeli durumun daha bulunduğunu söylemiş.
Bannon, Türkiye konusunun üzerinde şiddetle duracağı bir başlık olduğunu sözlerine eklerken, ikinci tehlike olarak işaret ettiği Katar için, “Kuzey Kore kadar tehlikeli" ifadesini kullanmış…
Bir sonraki ‘küresel savaşın’ da Katar’a karşı olduğunu kaydeden Bannon, “Katar’a yönelik Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır ve Suudi Arabistan tarafından atılan adımlar konusunda Donald Trump’ı takdir ediyorum. Boykot, onun Suudi Arabistan ziyaretinden kısa bir süre sonra oluverdi” demiş.
Bu sözler internet ortamında yerini bulurken Bakü’deki açılış töreni bütün hızıyla sürüyordu. Gerek Çin Komünist Partisi’nin son kongresinde, gerekse onu takip eden günlerde dünyadaki tüm ciddi yayın organlarında tarihin akışını değiştirebilecek stratejik adımlardan biri olarak tartışılan İpekyolu’nun ABD’nin yumuşak karnı olduğunu tespit etmeyen kalmadı neredeyse. Ortadoğu’da yaratılan kaos gibi, Myanmar’da tetiklenen karışıklıkların da İpekyolu için düşünülen ikinci güzergâh üzerinde hakimiyet kurmak için başvurulmuş stratejilerin bir parçası olduğu tezi de sıklıkla dile getirilmeye başlandı.
Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattında ilk tren dün sefere çıkarken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında verdiği mesajlar, Bannon’un tezlerini neredeyse doğrular içerikteydi:
“Bu törenle Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayacağız. İlk seferin gerçekleşmesiyle Londra'dan Çin'e kesintisiz demiryolu bağlantısı kurulacak. Bizler dünyanın kalbi olan son derece stratejik bir coğrafyada yaşıyoruz. Bölgemiz muazzam bir potansiyele sahiptir…’
ABD Türkiye’nin yüzüne dahi bakmaz, bizi önemsemez diye düşünen ecnebi aydınlarımız, belki şimdi ABD tezlerini daha iyi anlamaya çalışırlar…”
Tabii bir de her dönemde ülkenin dibini dışardan oymaya çalışanlarla içerden destek verenler hiç eksik olmamıştır.
Bazı ecnebî aydınların hor gördüğü, yıllarca hor görülmüş olan halkın ise yere göğe sığdırmadığı Diriliş – Ertuğrul’un 10’uncu bölümü Kayıların Beyi Ertuğrul’un günün özünü en iyi şekilde yansıtan şu sözüyle bitmişti:
“Ey düşmandan daha zalim ihanet!”
Allah ülkemizi en az düşmanlar kadar hainlerden korusun…