İkisi de doğru, ikisi de yanlış olabilir
29 Ağustos 2009 Akşam Gazetesi
Etkileri ancak uzun vadede görülebilen 'sosyal mesajlı', itibar yönetimi odaklı reklamları, onları üretenler de izleyenler de özel bir yere koyarlar. Hele iyi yapılmışlarsa... Şu sıra iki tanesini büyük keyifle ve 'öğrenerek' izliyorum: Biri İş Bankası'nın çocukları odağına alan çalışması; diğeri ise Deniz Gökçe (bakkal rolünde), Meliha Okur (çiçekçi kadın), Akın Öngör'ün (simitçi) rol aldıkları, Türkiye Reklam Konseyi'nin liderliğinde yürütülen, 'Alın verin, ekonomiye can verin' adlı kampanya... İkisi de gayet başarılı...
İki farkla...
Şöyle: Biri, düşünceden çok duygulara hitap ederken, diğeri daha çok düşünceye, mantık çerçevesine dayamış sırtını.
Yine biri çalışmayı PR faaliyetleri ile birleştirip, etkiyi güçlendirerek entegrasyonu ciddiyetle ele alırken diğeri reklam merkezli yürümeyi tercih ediyor. İş, ilişki ve iletişim yönetimine meraklı, bu alana insan, zaman ve para kaynağı yatıran herkesin çok sıkı dersler çıkarabileceği ilginç iki örnek.
Hangisi daha doğru?
İkisi de...
Hangisi yanlış?
İkisi de...
Olur mu? Bal gibi olur. Doğru zaman, doğru mekan, doğru insan... Bu üçü bir araya geldi mi iki yöntem, iki yaklaşım da doğru olabilir.
Her iki yaklaşımın etkileriyle ilgili araştırma sonuçlarını heyecanla bekliyoruz. O zaman çok daha fazla şey söylenebilir.
Bozcaada Raporu 2009
Bu yıl Bozcaada'ya hayli geç gelebildik. O yüzden de Bozcaada raporumuz biraz gecikmeyle tarafınıza sunulabiliyor.
Önce değişmezlerden başlayalım. Su hala soğuk. Akşamları hala serin. Esnafın hala yüzü asık. Herkes sürekli şikayetçi. 'Geçen seneden daha kalabalık...', 'Geçen seneden daha pis...', 'Gene adam gibi yiyecek bir şey yok...'
Restoran sayısı artmış, lezzet oranı düşmüş. Ama Bozcaadalı hizmet konusunda kendini geliştirmeye kararlı. BOZTİD (Bozcaada Turizm İşletmecileri Derneği) adından bir STK'yı hayata geçirmiş.
O derneğin kurallarına ve denetimine uymayı taahhüt eden işletmeye bir plaket veriliyor ve o plaket işletmenin girişinde görünür bir yere asılıyor. Plaketin bulunduğu yerde taahhüt edilen unsurların dışında bir şeye rastlarsanız dernek size sahip çıkıyor.
Bir de şu naylon torba işini halletseler? Televizyonda da kampanyası süren pamuklu torba, file, doğada yok olan dönüştürülebilir poşetle Ada'nın yok olmasını engelleseler! Yoksa Arıtan'ların yeğeni Aleyna ücret karşılığı sinekleri kovmasa(!), Mitos'un güzelim kıyısında oturulası değil.
Mitos, Habbele koyunda olağanüstü denizi, leziz yemekleri ve çok başarılı servisi ile insanları kazıklamadığı için Bodrum beach'leriyle pek rekabet edemeyebilir. Ancak, sadece denizinin değil, oraya gelen insanların kalitesiyle de huzuru arayan herkesin adresi olabilir.
Bozcaada'nın artık yeni bir benzincisi de var. Gittim baktım. Opet her şeyiyle mükemmel bir tesis kurmuş Ada'ya. Ada ortamıdır ne yapsanız gider, duygusundan çok ötede hizmet veriyorlar.
Aynı yaklaşımla yönetilmeye çalışılan, dükkanlarındaki hizmet anlayışının biraz daha geliştirilmesi gerekiyorsa da, hem yemekleri hem yarattıkları atmosferle Aral Çiftliği sahiplerinin işlettikleri Kasaba'yı da bu yıl daha iyi bir noktada gördüğümüzü söylemeliyim.
Bozcaada sadece iki aylık sezonu, deli rüzgarı, buz gibi denizi, topraklarının yağmalanmasını engelleyen yasal düzenlemeleri, Reşit Soley'in (Corvus) getirdiği yepyeni anlayışla çağı yakalamaya çalışan şarapçılığı ve müşteriye hiç ihtiyacı olmadığı algısını yaratan esnafıyla kendini her türlü turistik melanete karşı korumaya devam ediyor.
Etkileri ancak uzun vadede görülebilen 'sosyal mesajlı', itibar yönetimi odaklı reklamları, onları üretenler de izleyenler de özel bir yere koyarlar. Hele iyi yapılmışlarsa... Şu sıra iki tanesini büyük keyifle ve 'öğrenerek' izliyorum: Biri İş Bankası'nın çocukları odağına alan çalışması; diğeri ise Deniz Gökçe (bakkal rolünde), Meliha Okur (çiçekçi kadın), Akın Öngör'ün (simitçi) rol aldıkları, Türkiye Reklam Konseyi'nin liderliğinde yürütülen, 'Alın verin, ekonomiye can verin' adlı kampanya... İkisi de gayet başarılı...
İki farkla...
Şöyle: Biri, düşünceden çok duygulara hitap ederken, diğeri daha çok düşünceye, mantık çerçevesine dayamış sırtını.
Yine biri çalışmayı PR faaliyetleri ile birleştirip, etkiyi güçlendirerek entegrasyonu ciddiyetle ele alırken diğeri reklam merkezli yürümeyi tercih ediyor. İş, ilişki ve iletişim yönetimine meraklı, bu alana insan, zaman ve para kaynağı yatıran herkesin çok sıkı dersler çıkarabileceği ilginç iki örnek.
Hangisi daha doğru?
İkisi de...
Hangisi yanlış?
İkisi de...
Olur mu? Bal gibi olur. Doğru zaman, doğru mekan, doğru insan... Bu üçü bir araya geldi mi iki yöntem, iki yaklaşım da doğru olabilir.
Her iki yaklaşımın etkileriyle ilgili araştırma sonuçlarını heyecanla bekliyoruz. O zaman çok daha fazla şey söylenebilir.
Bozcaada Raporu 2009
Bu yıl Bozcaada'ya hayli geç gelebildik. O yüzden de Bozcaada raporumuz biraz gecikmeyle tarafınıza sunulabiliyor.
Önce değişmezlerden başlayalım. Su hala soğuk. Akşamları hala serin. Esnafın hala yüzü asık. Herkes sürekli şikayetçi. 'Geçen seneden daha kalabalık...', 'Geçen seneden daha pis...', 'Gene adam gibi yiyecek bir şey yok...'
Restoran sayısı artmış, lezzet oranı düşmüş. Ama Bozcaadalı hizmet konusunda kendini geliştirmeye kararlı. BOZTİD (Bozcaada Turizm İşletmecileri Derneği) adından bir STK'yı hayata geçirmiş.
O derneğin kurallarına ve denetimine uymayı taahhüt eden işletmeye bir plaket veriliyor ve o plaket işletmenin girişinde görünür bir yere asılıyor. Plaketin bulunduğu yerde taahhüt edilen unsurların dışında bir şeye rastlarsanız dernek size sahip çıkıyor.
Bir de şu naylon torba işini halletseler? Televizyonda da kampanyası süren pamuklu torba, file, doğada yok olan dönüştürülebilir poşetle Ada'nın yok olmasını engelleseler! Yoksa Arıtan'ların yeğeni Aleyna ücret karşılığı sinekleri kovmasa(!), Mitos'un güzelim kıyısında oturulası değil.
Mitos, Habbele koyunda olağanüstü denizi, leziz yemekleri ve çok başarılı servisi ile insanları kazıklamadığı için Bodrum beach'leriyle pek rekabet edemeyebilir. Ancak, sadece denizinin değil, oraya gelen insanların kalitesiyle de huzuru arayan herkesin adresi olabilir.
Bozcaada'nın artık yeni bir benzincisi de var. Gittim baktım. Opet her şeyiyle mükemmel bir tesis kurmuş Ada'ya. Ada ortamıdır ne yapsanız gider, duygusundan çok ötede hizmet veriyorlar.
Aynı yaklaşımla yönetilmeye çalışılan, dükkanlarındaki hizmet anlayışının biraz daha geliştirilmesi gerekiyorsa da, hem yemekleri hem yarattıkları atmosferle Aral Çiftliği sahiplerinin işlettikleri Kasaba'yı da bu yıl daha iyi bir noktada gördüğümüzü söylemeliyim.
Bozcaada sadece iki aylık sezonu, deli rüzgarı, buz gibi denizi, topraklarının yağmalanmasını engelleyen yasal düzenlemeleri, Reşit Soley'in (Corvus) getirdiği yepyeni anlayışla çağı yakalamaya çalışan şarapçılığı ve müşteriye hiç ihtiyacı olmadığı algısını yaratan esnafıyla kendini her türlü turistik melanete karşı korumaya devam ediyor.