İlahi Kemal Bey…
02 kasım 2021 - Yeni Şafak
Türkiye’nin gelecek tasarımında ve ülkenin kaderinde söz sahibi olmak üzere yola çıkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘siyasi iletişim tarihi’ne geçecek açıklamalarının ardı arkası kesilmiyor…
Girdiği her genel seçimi kaybetmiş, seçim gecesi ‘gerçek kazananın kendisi olduğunu’ ilan etmiş, aday olduğu seçimlerde ‘oy kullanmayı becerememiş’ bu Genel Başkan’ın şu son açıklaması da ‘siyasi mizah’ tarihine geçecektir. Genel Başkan, gazeteci Murat Yetkin’e konuşmuş; Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmasına açıklama (!) getirmiş:
“Doğrusu çok kişi geliyor. İş dünyasından, eski politikacılardan, bürokratlardan, başka kesimlerden… Rapor yazıp getirenler, özgeçmiş bırakanlar oluyor. Böyle bir beklenti var. Sanıyorum diğer liderlere de gidenler var. Ben herkese aynı şeyi söylüyorum. Buna Millet İttifakı olarak karar vereceğiz. Henüz Sayın Meral Akşener ile olsun, görüştüğümüz diğer liderlerle olsun adayın kim olması gerektiği konusunda bir konuşmamız olmadı.
Birincisi, kimseye ‘Sen olmazsın’ ya da ‘olamazsın’ demiyorum. Çünkü Millet İttifakı olarak belki de bir liderin önerisi o isimlerden birisi olabilir. O yüzden ben ‘olmaz’ deme hakkını tek başıma kendimde görmüyorum. İkincisi, böyle bir negatif dil kullanmak benim doğama aykırı.”
İlahi Kemal Bey… Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığına adaylık meselesine, herhangi bir şirketin en alt düzeyde eleman ararken gösterdiği titizliği bile aratacak şekilde yaklaşmayı nasıl da başarıyorsunuz?! Bir tek kariyer.net’e ilan verip Millet İttifakı için ‘Cumhurbaşkanı Adayı’ aramadığınız kalmış.
Sizin bu açıklamanızdan sonra bakalım kaç tane CV gelecek Ankara’ya… Hayırlı arayışlar… Oysa Meral Akşener size kimin aday olamayacağının işaretini çoktan vermiş. Olması gerekenleri de ima etmiş. Onca CV toplamaya gerek yok, Meral Hanım’a danışın yeter.
Son altı aydır Kemal Bey’e ‘siyasi iletişim’ konusunda kim akıl veriyorsa helal olsun. İleride Kemal Bey’in sözlerini hatırlayıp bol bol güleceğiz: “Ey gözleri Biden’a gülen Şahsım; milletimizin dertlerinden tümden habersizsin. Ne zaman bu ülke ile ilgilenmeyi düşünüyorsun? Yüzün bu ülkenin evlatlarına hiç gülmeyecek mi?”
Şarkı şu: “Gözleri aşka gülen taze söğüt dalısın. Gel bana her gece sen gönlüme dolmalısın.” Halkımız bilir bu şarkıyı… Sever de… Şimdi bu güzelim şarkıdan yola çıkıp Sayın Cumhurbaşkanı’nı eleştirmeye çalışmak, hem de bunu Türkiye’nin millî meselelerinin konuşulduğu, dost-düşman herkesin biçimi ve içeriği ile başarılı bulduğu Roma buluşmasından sonra yapmak… Hadi diplomatik dille söyleyelim; “Talihsiz bir durum” değildir de nedir?..
Sayın Kılıçdaroğlu, bu tondaki konuşmaları Grup Başkanvekili Özgür Özel’e bıraksa çok daha iyi yapardı. Çünkü bu üslup Sayın Özel için tam biçilmiş kaftandır. Nitekim G20 Liderler Zirvesi sonrasında bir tek o, televizyon kanallarına çıkıp Cumhurbaşkanı’na taarruz etme ‘sınır tanımazlığını’ başarıyla sergileyebilmişti. Türkiye’nin gelecek tasarımında ve ülkenin kaderinde birinci dereceden söz sahibi olmak isteyen muhtemel bir aday adayının ‘siyasi mizah’ olarak algılanabilecek bu yaklaşımı sergilemesiyle daha önce hiç karşılaşmamıştık.
Girdiği her genel seçimi kaybetmiş, seçim gecesi ‘gerçek kazananın kendisi olduğunu’ ilan etmiş, aday olduğu seçimlerde ‘oy kullanmayı becerememiş’ bu Genel Başkan’ın şu son açıklaması da ‘siyasi mizah’ tarihine geçecektir. Genel Başkan, gazeteci Murat Yetkin’e konuşmuş; Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmasına açıklama (!) getirmiş:
“Doğrusu çok kişi geliyor. İş dünyasından, eski politikacılardan, bürokratlardan, başka kesimlerden… Rapor yazıp getirenler, özgeçmiş bırakanlar oluyor. Böyle bir beklenti var. Sanıyorum diğer liderlere de gidenler var. Ben herkese aynı şeyi söylüyorum. Buna Millet İttifakı olarak karar vereceğiz. Henüz Sayın Meral Akşener ile olsun, görüştüğümüz diğer liderlerle olsun adayın kim olması gerektiği konusunda bir konuşmamız olmadı.
Birincisi, kimseye ‘Sen olmazsın’ ya da ‘olamazsın’ demiyorum. Çünkü Millet İttifakı olarak belki de bir liderin önerisi o isimlerden birisi olabilir. O yüzden ben ‘olmaz’ deme hakkını tek başıma kendimde görmüyorum. İkincisi, böyle bir negatif dil kullanmak benim doğama aykırı.”
İlahi Kemal Bey… Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığına adaylık meselesine, herhangi bir şirketin en alt düzeyde eleman ararken gösterdiği titizliği bile aratacak şekilde yaklaşmayı nasıl da başarıyorsunuz?! Bir tek kariyer.net’e ilan verip Millet İttifakı için ‘Cumhurbaşkanı Adayı’ aramadığınız kalmış.
Sizin bu açıklamanızdan sonra bakalım kaç tane CV gelecek Ankara’ya… Hayırlı arayışlar… Oysa Meral Akşener size kimin aday olamayacağının işaretini çoktan vermiş. Olması gerekenleri de ima etmiş. Onca CV toplamaya gerek yok, Meral Hanım’a danışın yeter.
Son altı aydır Kemal Bey’e ‘siyasi iletişim’ konusunda kim akıl veriyorsa helal olsun. İleride Kemal Bey’in sözlerini hatırlayıp bol bol güleceğiz: “Ey gözleri Biden’a gülen Şahsım; milletimizin dertlerinden tümden habersizsin. Ne zaman bu ülke ile ilgilenmeyi düşünüyorsun? Yüzün bu ülkenin evlatlarına hiç gülmeyecek mi?”
Şarkı şu: “Gözleri aşka gülen taze söğüt dalısın. Gel bana her gece sen gönlüme dolmalısın.” Halkımız bilir bu şarkıyı… Sever de… Şimdi bu güzelim şarkıdan yola çıkıp Sayın Cumhurbaşkanı’nı eleştirmeye çalışmak, hem de bunu Türkiye’nin millî meselelerinin konuşulduğu, dost-düşman herkesin biçimi ve içeriği ile başarılı bulduğu Roma buluşmasından sonra yapmak… Hadi diplomatik dille söyleyelim; “Talihsiz bir durum” değildir de nedir?..
Sayın Kılıçdaroğlu, bu tondaki konuşmaları Grup Başkanvekili Özgür Özel’e bıraksa çok daha iyi yapardı. Çünkü bu üslup Sayın Özel için tam biçilmiş kaftandır. Nitekim G20 Liderler Zirvesi sonrasında bir tek o, televizyon kanallarına çıkıp Cumhurbaşkanı’na taarruz etme ‘sınır tanımazlığını’ başarıyla sergileyebilmişti. Türkiye’nin gelecek tasarımında ve ülkenin kaderinde birinci dereceden söz sahibi olmak isteyen muhtemel bir aday adayının ‘siyasi mizah’ olarak algılanabilecek bu yaklaşımı sergilemesiyle daha önce hiç karşılaşmamıştık.