İletişim altın yılını yaşayacak
01 Ocak 2018 - Marketing türkiye
Meşhur fıkradır… Bektaşi’den rica etmişler: “Erenler, bir bakıver şu iki şişe şaraptan hangisi daha iyi?” Bektaşi birinci şişeyi dikmiş kafasına, lıkır lıkır bir nefeste bitirmiş. Eliyle sakalını şöyle bir sıvazladıktan sonra demiş ki: “Öteki şişe daha iyi!”..
“Nereden çıkardın erenler” diye itiraz etmişler etrafındakiler, “İkinci şişeyi tatmadın ki daha!..” Bektaşi istifini hiç bozmadan cevabı yapıştırmış: “Bundan kötüsü olamaz!..”
Her yılın sonunda gelecek yıla bakarken bu fıkra gelir aklıma. “Geçtiğimiz yıldan daha kötüsü olamaz” diye geçiririm içimden… Belki de genel iyimserliğin etkisi altında kalırım. Tüm şeamet tellallarına (kötülük çığırtkanlarına) rağmen, 2017 sonunda da 2018’in daha iyi bir yıl olacağını düşünmekten alamıyorum kendimi…
Oysa şeamet tellalları hızlarından hiçbir şey yitirmeden endişe, korku, tedirginlik, güvensizlik yaratacak kehanetlerinden vazgeçmek niyetinde değiller…
Onlara göre; mesela reklam ve PR sektörünü gelecek yıl son derece kötü günler bekliyor. Çünkü:
Rekor büyüme fiktif, Dolar 6 TL’yi bulur, enflasyon 15’in üstüne çıkar, cari açık çevrilemez hale gelir, işsizlik alır başını gider, GSYİH ifade edilenden aslında çok daha düşüktür (çünkü hesaplama sistemini kafalarına göre değiştiriyorlar), dış politika yanlıştır, Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Orta Doğu’da itibarının diğer ülkelerden ve liderlerden çok daha önde olduğunu tespit eden ABD’li PEW Research Center’in araştırması da doğru değildir zaten, 2018’de şeriat giderek artacaktır, yolsuzluk diz boyu, mal ve can güvenliği yok, hukuk sitemi çökmüştür, ama 2109 Mart’ında CHP bütün büyük illerin belediye başkanlıklarını ve aynı yılın Kasım’ında da Cumhurbaşkanlığı seçimini kesinlikle kazanacaktır…
Bu kara tablo bazı çevrelerde etkili… Olanağı olanlar bir şekilde ülkeden tüymek için plan üstüne plan yapıyorlar. Miami’de, Lizbon’da, Valetta’da, Atina’da ve de Yunanistan’ın dört bir tarafında, Türklere yapılan ev satışları tavan yapmış vaziyette. Yunanistan 250 bin Euro ve üstündeki bir paraya gayrı menkul satın alana, Malta 1 milyona, Portekiz buna yakın rakamlara oturma müsaadesi, sınırsız Schengen ve de belli bir süre sonra vatandaşlık veriyor…
1963 Ankara anlaşmasından dayanak almaya çalışanlar kendilerini Londra’ya atmak için yırtınıyorlar… Türk kolonisinin sayısı iyice artmış orada…
Bu gönüllü mülteciler inşallah bir gün tarihimizde sıklıkla karşılaştığımız gibi, ülkemizin çelişkilerinden kendisine menfaat sağlamak üzere planlar yapan Batı sistemine bu kadar güvenilmeyeceğini yeni acı tecrübelerle öğrenmek zorunda kalmazlar.
Kendi kendini olumsuz tablolar ve bunlarla ilgili sosyal medyada dönen karanlık, abartılı tek yanlı tezviratla ısıtan, ayrıca Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili her türlü olumsuz kampanyanın destekçisi olarak ortaya dökülen Batı basınının bombardımanından hemen etkilenen ‘endişeli modern’ çevrelerin 2018 öngörülerine inanacak olursanız, derhal batan gemiyi terk etmek üzere hazırlık yapmak gerektiğini düşünmeye başlayabilirsiniz…
Ülkemizdeki kahir çoğunluk gibi bizim de kendimize Türkiye’den başka yurt seçmeye niyetimiz yok. Bu nedenle de daha gerçekçi bir gelecek tasarımı ve 2018 öngörüsü yapılmasından yanayız.
Her ne kadar bazı çevreler ve güçler Türkiye’yi, hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı iktidardan uzaklaştırmak için her türlü yola başvuracak, bu girişimlerin etkisinin artırılması için Türkiye içindeki bazı muhalifler de onlarla işbirliği içinde ellerinden geleni yapacak olsalar da, 2018’de seçim hattı mahalline girilmiş olunacağından, bu durum pek çok parametreyi hiç beklenmedik bir biçimde etkileyebilir.
Hiçbir iktidar seçimlere bu kadar kısa bir süre kala yukarıdaki algının sürmesine izin vermez. Hele de ekonominin ve finansın acil meseleleri konusunda.
Bilindiği gibi, ekonomik ve finansal daralmaların yaşandığı ‘resesyon’ dönemlerinde ilk kısılan bütçeler iletişim harcamaları olmuştur. Bunu hemen perakende ve yiyecek içecek sektörü izlemiştir… Mevcut iktidar 2019 seçimleri öncesinde böyle bir zaafa düşmeyi asla kabul etmeyecektir. Bu nedenle bizim görüşümüze göre 2019’un Kasım ayına kadar şeamet tellallarını haklı çıkaracak bir resesyonun gündeme gelmesi -tabii büyük felaketler hariç Allah korusun- pek mümkün gözükmemektedir.
Hatta biraz da abartarak 2018 ve 19 için “İletişim altın yılını yaşayacak” diyebiliriz…
Yılın KSS projesi adayım…
Yılın en başarılı iletişim çalışmalarından biri Türk Telekom ve Boğaziçi Üniversitesi imzasını taşıyor. Türk Telekom’un “bilgiye erişimde fırsat eşitliğine dikkat çekmek” üzere Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM) ile birlikte yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi ‘Telefon Kütüphanesi’ mobil uygulamasına Para Tanıma fonksiyonu eklenmiş.
Bu şekilde görme engelliler parayı tanımaya ihtiyaç duydukları her an ödemelerini güvenle yapabiliyorlarmış. İnternet bağlantısına ihtiyaç duymadan, cihaz üzerinde çalışan uygulama, karanlık ortamlarda da telefonun flaşını kullanarak işlev görebiliyormuş.
İlk aşamada Türk Lirası banknotlarını tanıyan uygulamaya sonraki fazlarında Dolar ve Euro banknotlarını da tanıma özelliğinin eklenmesi planlanıyormuş. 1 saniye içerisinde paranın değerini sesli olarak açıklayan uygulama, kamera önündeki nesne para olmadığında da sesli uyarı tonu veriyormuş.
Telefon Kütüphanesi’ne 0800 219 91 91 numaralı hat üzerinden veya Telefon Kütüphanesi uygulamasını indirerek ücretsiz ulaşılabiliyor. Bu servisten yararlanabilmek için, görme engelli kullanıcıların engelli belgeleri ile birlikte GETEM’den şifre almaları gerekiyormuş.
Boğaziçi Üniversitesi ve Telekom’u kutluyorum. Görme engellilerinin de katılımıyla hazırlanmış olan bu uygulamanın mümkün olduğu kadar yayılmasını sağlamak için gereken iletişim çalışmalarına hız verilmesinde yarar olabilir… Ancak olayın bilinirliğinin artması bu iyi tasarlanmış toplumsal sorumluluk projesini başarılı kılacak ve taçlandıracaktır…
“Nereden çıkardın erenler” diye itiraz etmişler etrafındakiler, “İkinci şişeyi tatmadın ki daha!..” Bektaşi istifini hiç bozmadan cevabı yapıştırmış: “Bundan kötüsü olamaz!..”
Her yılın sonunda gelecek yıla bakarken bu fıkra gelir aklıma. “Geçtiğimiz yıldan daha kötüsü olamaz” diye geçiririm içimden… Belki de genel iyimserliğin etkisi altında kalırım. Tüm şeamet tellallarına (kötülük çığırtkanlarına) rağmen, 2017 sonunda da 2018’in daha iyi bir yıl olacağını düşünmekten alamıyorum kendimi…
Oysa şeamet tellalları hızlarından hiçbir şey yitirmeden endişe, korku, tedirginlik, güvensizlik yaratacak kehanetlerinden vazgeçmek niyetinde değiller…
Onlara göre; mesela reklam ve PR sektörünü gelecek yıl son derece kötü günler bekliyor. Çünkü:
Rekor büyüme fiktif, Dolar 6 TL’yi bulur, enflasyon 15’in üstüne çıkar, cari açık çevrilemez hale gelir, işsizlik alır başını gider, GSYİH ifade edilenden aslında çok daha düşüktür (çünkü hesaplama sistemini kafalarına göre değiştiriyorlar), dış politika yanlıştır, Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Orta Doğu’da itibarının diğer ülkelerden ve liderlerden çok daha önde olduğunu tespit eden ABD’li PEW Research Center’in araştırması da doğru değildir zaten, 2018’de şeriat giderek artacaktır, yolsuzluk diz boyu, mal ve can güvenliği yok, hukuk sitemi çökmüştür, ama 2109 Mart’ında CHP bütün büyük illerin belediye başkanlıklarını ve aynı yılın Kasım’ında da Cumhurbaşkanlığı seçimini kesinlikle kazanacaktır…
Bu kara tablo bazı çevrelerde etkili… Olanağı olanlar bir şekilde ülkeden tüymek için plan üstüne plan yapıyorlar. Miami’de, Lizbon’da, Valetta’da, Atina’da ve de Yunanistan’ın dört bir tarafında, Türklere yapılan ev satışları tavan yapmış vaziyette. Yunanistan 250 bin Euro ve üstündeki bir paraya gayrı menkul satın alana, Malta 1 milyona, Portekiz buna yakın rakamlara oturma müsaadesi, sınırsız Schengen ve de belli bir süre sonra vatandaşlık veriyor…
1963 Ankara anlaşmasından dayanak almaya çalışanlar kendilerini Londra’ya atmak için yırtınıyorlar… Türk kolonisinin sayısı iyice artmış orada…
Bu gönüllü mülteciler inşallah bir gün tarihimizde sıklıkla karşılaştığımız gibi, ülkemizin çelişkilerinden kendisine menfaat sağlamak üzere planlar yapan Batı sistemine bu kadar güvenilmeyeceğini yeni acı tecrübelerle öğrenmek zorunda kalmazlar.
Kendi kendini olumsuz tablolar ve bunlarla ilgili sosyal medyada dönen karanlık, abartılı tek yanlı tezviratla ısıtan, ayrıca Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili her türlü olumsuz kampanyanın destekçisi olarak ortaya dökülen Batı basınının bombardımanından hemen etkilenen ‘endişeli modern’ çevrelerin 2018 öngörülerine inanacak olursanız, derhal batan gemiyi terk etmek üzere hazırlık yapmak gerektiğini düşünmeye başlayabilirsiniz…
Ülkemizdeki kahir çoğunluk gibi bizim de kendimize Türkiye’den başka yurt seçmeye niyetimiz yok. Bu nedenle de daha gerçekçi bir gelecek tasarımı ve 2018 öngörüsü yapılmasından yanayız.
Her ne kadar bazı çevreler ve güçler Türkiye’yi, hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı iktidardan uzaklaştırmak için her türlü yola başvuracak, bu girişimlerin etkisinin artırılması için Türkiye içindeki bazı muhalifler de onlarla işbirliği içinde ellerinden geleni yapacak olsalar da, 2018’de seçim hattı mahalline girilmiş olunacağından, bu durum pek çok parametreyi hiç beklenmedik bir biçimde etkileyebilir.
Hiçbir iktidar seçimlere bu kadar kısa bir süre kala yukarıdaki algının sürmesine izin vermez. Hele de ekonominin ve finansın acil meseleleri konusunda.
Bilindiği gibi, ekonomik ve finansal daralmaların yaşandığı ‘resesyon’ dönemlerinde ilk kısılan bütçeler iletişim harcamaları olmuştur. Bunu hemen perakende ve yiyecek içecek sektörü izlemiştir… Mevcut iktidar 2019 seçimleri öncesinde böyle bir zaafa düşmeyi asla kabul etmeyecektir. Bu nedenle bizim görüşümüze göre 2019’un Kasım ayına kadar şeamet tellallarını haklı çıkaracak bir resesyonun gündeme gelmesi -tabii büyük felaketler hariç Allah korusun- pek mümkün gözükmemektedir.
Hatta biraz da abartarak 2018 ve 19 için “İletişim altın yılını yaşayacak” diyebiliriz…
Yılın KSS projesi adayım…
Yılın en başarılı iletişim çalışmalarından biri Türk Telekom ve Boğaziçi Üniversitesi imzasını taşıyor. Türk Telekom’un “bilgiye erişimde fırsat eşitliğine dikkat çekmek” üzere Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM) ile birlikte yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi ‘Telefon Kütüphanesi’ mobil uygulamasına Para Tanıma fonksiyonu eklenmiş.
Bu şekilde görme engelliler parayı tanımaya ihtiyaç duydukları her an ödemelerini güvenle yapabiliyorlarmış. İnternet bağlantısına ihtiyaç duymadan, cihaz üzerinde çalışan uygulama, karanlık ortamlarda da telefonun flaşını kullanarak işlev görebiliyormuş.
İlk aşamada Türk Lirası banknotlarını tanıyan uygulamaya sonraki fazlarında Dolar ve Euro banknotlarını da tanıma özelliğinin eklenmesi planlanıyormuş. 1 saniye içerisinde paranın değerini sesli olarak açıklayan uygulama, kamera önündeki nesne para olmadığında da sesli uyarı tonu veriyormuş.
Telefon Kütüphanesi’ne 0800 219 91 91 numaralı hat üzerinden veya Telefon Kütüphanesi uygulamasını indirerek ücretsiz ulaşılabiliyor. Bu servisten yararlanabilmek için, görme engelli kullanıcıların engelli belgeleri ile birlikte GETEM’den şifre almaları gerekiyormuş.
Boğaziçi Üniversitesi ve Telekom’u kutluyorum. Görme engellilerinin de katılımıyla hazırlanmış olan bu uygulamanın mümkün olduğu kadar yayılmasını sağlamak için gereken iletişim çalışmalarına hız verilmesinde yarar olabilir… Ancak olayın bilinirliğinin artması bu iyi tasarlanmış toplumsal sorumluluk projesini başarılı kılacak ve taçlandıracaktır…