İlkeli ve tutarlı olmak...
28 EYLÜL 2011
Hülya Avşar, yeni albümü için Ciwan Haco ile birlikte düet yaptığı “Bu da Gelir Bu da Geçer” adlı şarkıyla ilgili olarak CNN Türk’te Cansel Poyraz’ın sorularına yanıt verirken bakın ne demiş:
“Ciwan Haco televizyon programıma geldiğinde üstünkörü konuşulmuştu. Yıllar sonra ‘Bana Hülya Hanım’ın böyle bir sözü vardı’ diye gelince, verdiğim sözü tutmak istedim. (...) Bu aralar şehitlerimiz, her gün gördüğümüz o kötü haberler, aslında zamanlamayı hiç doğrulamıyor. Ama her Kürt onlardır demek değildir diye düşünüyorum.”
Kendinizi Ciwan Haco’nun yerine koyarak bu ifadeleri okuduğunuzda ne hissedersiniz? “Üstünkörü de olsa konuşulmuş ve bir söz vermişim, bari tutayım” demekten çok mu farklı?
İkincisi ve asıl önemlisi de iletişimin birbirini takip eden “yaratıcılık”, “tutarlılık” ve “süreklilik” halkalarından “tutarlılık” ilkesine hiç uymayan bir açıklama bu. Kürtçe şarkı söyleme konusunda toplum rızasının çoktan alınmış olduğu ve Hülya Avşar’ın da bu konuda açık seçik bir tutum sergilediği bir dönemde, “zamanlama” konusundaki kaygıları karnından konuşurcasına dile getirmenin anlamı var mıdır?
İki yol vardı: Bu albümü tereddüt etmeden çıkarmak veya kararsızlığını kendine saklayarak, zemin yoklaması yaparak, bilene danışarak ertelemek... Hülya Avşar ikisini de yapmadı. İlkeli olmak, dünyanın en zor işlerinden biridir...
Üstelik, ‘kesinlik arayışı’nda özel bir takıntısı ve tavrı olan, mükemmelden taviz vermeme konusundaki ısrarını çok iyi bildiğimiz Hülya Hanım sanırım, sözlerinden sonradan kendisi de rahatsızlık duymuştur.
Mükemmelliğin ‘iyinin düşmanı’ olduğunu bilip de, dili sürçtüğü için kendi kendine kızan herkese, bir süre önce Akşam Kitap Eki’nde de tanıtmaya çalıştığımız Alman iletişimbilimcisi Joseph Vogl’un ‘Tereddüt Üzerine’ adlı -sonradan kitaplaştırılan- konferansında söylediği şu cümle eminim ki, daha bir manalı gelecektir:
“Bu dünyayı, dünyaya taşıyan iyi nedenler değil, eksik nedenlerdir.”
‘Gözlerde HD Kalitesi’
DünyaGöz Hastaneler Grubu’nun sinemaya gönül veren üniversite öğrencilerini desteklemek amacıyla bu yıl ilk kez düzenlediği ‘DünyaGöz Kısa Film Yarışması’nda jüri üyesiydim. Bu akşam 18.30’da TÜRVAK’ta (Türker İnanoğlu Vakfı SinemaTiyatro Müzesi’nde) düzenlenen törenle, kazananlar açıklanacak ve birinci olan genç arkadaşımız ödülünü Acun Ilıcalı’nın elinden alacak.
Öğrencilerin çalışmalarını izlemekten neredeyse gözlerimiz çürüdü. Şaka değil, 270 öğrenci başvurdu bu yarışmaya ve bizim önümüze 155 film çıkarıldı.
Tespitime göre, genç arkadaşlarımızın pek çoğu, ‘ödüllü sanat filmleri’nin ruh halinden fazlasıyla etkileniyorlar. ‘Ödüllü film ağır aksak ve anlaşılmaz olur’ diye düşünüyorlar herhalde. Oysa bu yarışma, ‘Hayata daha iyi bakmak’ kavramından yola çıkarak temasını da ‘Gözlerde HD Kalitesi’ olarak belirlemiş.
Seçici Kurul’da kimler yer alıyordu? Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Peyami Çelikcan, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Suat Gezgin, Oyuncu Ali Poyrazoğlu, SİNEBİR Başkanı ve Yönetmen İsmail Güneş, Sabah Gazetesi Sinema Yazarı Olkan Özyurt ve Dünyagöz Hastaneler Grubu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Gülferi Yıldırım Öğün.
Birinci olan arkadaşımızın çalışmasının gerçekten mükemmel olduğunu belirtmeliyim. İnşallah bir televizyon kanalında gösterirler. Bugün saat 18.30’da belli olacağı için çenemi tutmak durumundayım.
“Ciwan Haco televizyon programıma geldiğinde üstünkörü konuşulmuştu. Yıllar sonra ‘Bana Hülya Hanım’ın böyle bir sözü vardı’ diye gelince, verdiğim sözü tutmak istedim. (...) Bu aralar şehitlerimiz, her gün gördüğümüz o kötü haberler, aslında zamanlamayı hiç doğrulamıyor. Ama her Kürt onlardır demek değildir diye düşünüyorum.”
Kendinizi Ciwan Haco’nun yerine koyarak bu ifadeleri okuduğunuzda ne hissedersiniz? “Üstünkörü de olsa konuşulmuş ve bir söz vermişim, bari tutayım” demekten çok mu farklı?
İkincisi ve asıl önemlisi de iletişimin birbirini takip eden “yaratıcılık”, “tutarlılık” ve “süreklilik” halkalarından “tutarlılık” ilkesine hiç uymayan bir açıklama bu. Kürtçe şarkı söyleme konusunda toplum rızasının çoktan alınmış olduğu ve Hülya Avşar’ın da bu konuda açık seçik bir tutum sergilediği bir dönemde, “zamanlama” konusundaki kaygıları karnından konuşurcasına dile getirmenin anlamı var mıdır?
İki yol vardı: Bu albümü tereddüt etmeden çıkarmak veya kararsızlığını kendine saklayarak, zemin yoklaması yaparak, bilene danışarak ertelemek... Hülya Avşar ikisini de yapmadı. İlkeli olmak, dünyanın en zor işlerinden biridir...
Üstelik, ‘kesinlik arayışı’nda özel bir takıntısı ve tavrı olan, mükemmelden taviz vermeme konusundaki ısrarını çok iyi bildiğimiz Hülya Hanım sanırım, sözlerinden sonradan kendisi de rahatsızlık duymuştur.
Mükemmelliğin ‘iyinin düşmanı’ olduğunu bilip de, dili sürçtüğü için kendi kendine kızan herkese, bir süre önce Akşam Kitap Eki’nde de tanıtmaya çalıştığımız Alman iletişimbilimcisi Joseph Vogl’un ‘Tereddüt Üzerine’ adlı -sonradan kitaplaştırılan- konferansında söylediği şu cümle eminim ki, daha bir manalı gelecektir:
“Bu dünyayı, dünyaya taşıyan iyi nedenler değil, eksik nedenlerdir.”
‘Gözlerde HD Kalitesi’
DünyaGöz Hastaneler Grubu’nun sinemaya gönül veren üniversite öğrencilerini desteklemek amacıyla bu yıl ilk kez düzenlediği ‘DünyaGöz Kısa Film Yarışması’nda jüri üyesiydim. Bu akşam 18.30’da TÜRVAK’ta (Türker İnanoğlu Vakfı SinemaTiyatro Müzesi’nde) düzenlenen törenle, kazananlar açıklanacak ve birinci olan genç arkadaşımız ödülünü Acun Ilıcalı’nın elinden alacak.
Öğrencilerin çalışmalarını izlemekten neredeyse gözlerimiz çürüdü. Şaka değil, 270 öğrenci başvurdu bu yarışmaya ve bizim önümüze 155 film çıkarıldı.
Tespitime göre, genç arkadaşlarımızın pek çoğu, ‘ödüllü sanat filmleri’nin ruh halinden fazlasıyla etkileniyorlar. ‘Ödüllü film ağır aksak ve anlaşılmaz olur’ diye düşünüyorlar herhalde. Oysa bu yarışma, ‘Hayata daha iyi bakmak’ kavramından yola çıkarak temasını da ‘Gözlerde HD Kalitesi’ olarak belirlemiş.
Seçici Kurul’da kimler yer alıyordu? Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Peyami Çelikcan, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Suat Gezgin, Oyuncu Ali Poyrazoğlu, SİNEBİR Başkanı ve Yönetmen İsmail Güneş, Sabah Gazetesi Sinema Yazarı Olkan Özyurt ve Dünyagöz Hastaneler Grubu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Gülferi Yıldırım Öğün.
Birinci olan arkadaşımızın çalışmasının gerçekten mükemmel olduğunu belirtmeliyim. İnşallah bir televizyon kanalında gösterirler. Bugün saat 18.30’da belli olacağı için çenemi tutmak durumundayım.