'İltisak'
10 şubat 2024 yeni şafak
Türk Dil Kurumu sözlüğünde karşılığı şöyle: “Bağlantılı olma; Birbirine yapışma, birbirine bitişme; Zararlı yapılarla kurulan örgütsel ilişki veya bağlantı”… Arapça yapışık anlamındaki ‘luşûk’ kökeninden geldiği belirtiliyor. Kubbealtı Lugatı’nda ise “Bitişme, kavuşma” diye anlatılıyor.
Gündelik dilde iltisak, bir süredir terör örgütü PKK ile onun Türkiye sivil siyasetinde yönlendirdiği partiler arasındaki ilişkiyi anlatmak için kullanılıyor.
Örneklerini gördükçe insan, neyin nereyle ve nasıl bağlantılı olduğunu daha iyi anlıyor. 2021 yılında HDP’nin çağrısıyla tezkereye “Hayır” diyen CHP’ye, PKK’nın Kandil’deki sözde liderlerinden Mustafa Karasu’dan bir tebrik gelmiş, bunu “umut verici” olarak nitelendirmişti. 2023’teki tablo da farklı değildi… HEDEP ile birlikte yine “Hayır” dediler. Tabii Kandil bir kez daha memnuniyetle karşıladı…
Hatırlanacağı gibi terörist başı Mustafa Karasu yayınladığı videolarla Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday gösteren Yedili Masa’ya desteklerini esirgemiyordu. PKK elebaşı Duran Kalkan, “6’lı masa birliklerini güçlendirecek. Önleri açıktır” derken diğer bir üst düzey(!) PKK’lı Sabri Ok ise “100 yıllık Cumhuriyet’i yıkacağız” imasında bulunmuştu. Karasu da kendilerine bağlı siyasi partiye ayar veriyordu:
“Bu seçimde en verimli sonucu almaları gerekiyor. Ortak liste daha fazla kazandırır… Bu iktidarın değişmesi gerekiyor. Önemli olan Meclis’te daha fazla temsil gerçekleştirmek. Yoksa bilmem şunlar fazla olmuş, şunlar az olmuş böyle yaklaşım olamaz.”
Mustafa Karasu, şimdi de 31 Mart yerel seçimlerine yönelik açıklamalarda bulundu:
“İttifak konusunda herkes hassas olmalı. Ortaklaştırarak, ittifaklarını güçlendirerek, var olan ittifakları sahiplenerek, var olan ittifaklara değer vererek bu mücadeleyi yürütmek gerekiyor… Bazı çevreler ittifakları tırtıklayabilir. Kürt halkı bunlara kulak vermemeli. İttifakları kötüleyen anlayışlar Kürt dostu değildir. Türkiye’nin demokratikleşmesini isteyenler değildir. Milliyetçi yaklaşımların huyudur. Ondan da Kürt’e hiçbir zaman fayda gelmemiştir, gelmez.”
DEM, Karasu’nun “İttifaka sahip çıkın!” raconuna reaksiyon vermekte gecikmedi. Başak Demirtaş aday olmayacağını açıkladı. Demirtaş’ın adaylığını geri çekmesi, “Kandil’in Demirtaş vetosu” şeklinde yorumlandı.
Bundan sonrası üç bilinmeyenli denklem:
1. DEM hiç aday göstermeyecek.
2. DEM ‘göstermelik’ aday gösterecek.
3. DEM aday gösterecek ve seçimlere asılacak.
Denklemin çözülmesi için CHP’nin DEM’e ne vereceğine bakmak lazım. Henüz aday göstermediği ilçeler pazarlık konusu mudur,
değil midir; göreceğiz…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinin düştüğü hâllere bakın…
Günün sözü “Aptallıkla kötülük el ele gider.”
Heinrich Heine, Alman şair
Gözümüze takılanlar…* Malumunuz uzaktan çalışma nedeniyle, şirket verilerine, ofis dışından, istenilen saatte ve herhangi bir cihazdan erişmek isteniyor. Oysa kurumsal ağlardaki kişisel cihazlar, siber güvenlik için potansiyel birer tehditmiş. Bu alanda hizmet veren ESET, bunun önüne geçmek için alınabilecek önlemler konusunda bir açıklama yayınlamış (Serhat Özkütükçü, Denove). Uzaktan ve hibrit çalışma modellerinin yüz yüze iletişimin yerini tutmadığına, ilişkilere iyi gelmediğine ve işleri zorlaştırdığına inananlardanım. Bir de başımıza siber saldırı belası açmasa iyidir…
* Ak Gıda-İçim Süt’ün bir basın bülteni ulaştı. Firma, labne ve krema ürünlerini çeşitlendirdiğini açıklamış (Nursen Mutlu, Medyaevi). Benzer türden iletişim aksiyonlarına köşemizde pek sık yer vermiyoruz. Ancak bunlar ‘5+1 İletişim Modeli’® olarak adlandırdığımız sürecin önemli bir parçasıdır. Bu süreç, firmaların, kurum ve kuruluşların iletişimlerinin hangi düzlemlerde yönetilmesi gerektiğini ortaya koyar. Model ayrıca Kurumsal Performans, Konu Yönetimi, Gündem Belirleme ve Liderlik İletişimi ile tüm bunları çevreleyen, onları birbirine entegre eden Varoluş Nedeni’nden oluşur. İletişimi bu ya da bilimsel metotlarda oluşturulmuş başka bir modelle yönetmeyenler, paralarını ve emeklerini boşa harcıyorlar demektir.
* Türkiye Sigorta Birliği (TSB), deprem bölgesini ziyaret etmiş. Sanayicilerle bir araya gelen TSB heyeti önemli açıklamalarda bulunmuş. Başkan Uğur Gülen’in “Depremden sonra sigortalanma arttı; ancak 3 ay sonra unutuldu” cümlesi bizi hayli düşündürdü. Bir de “Sigortalı sayısı daha fazla olsaydı, depremin yol açtığı 1,8 trilyonluk hasarı sigorta sektörü ödeyebilir, kamunun üzerinden bu yükü alabilirdi” sözleri… Ülkemiz deprem kuşağında ve Marmara Depremi her an yaşanabilir. Durum bu kadar ciddiyken, artık depreme nasıl hazırlanmamız konusunda aklımızda soru işareti kalmamalı. Binalarımızı kontrol ettirmeli, deprem çantası hazırlamalı, toplanma yerlerini öğrenmeli ve elbette sağlığımızı, emek zahmet kazanıp edindiğimiz varlıkları sigortalatmalıyız.
* Armut.com, 2023 ve 2024 verisini kıyaslamış. Buna göre; 2024’te yeni başlangıçlar arayanların yöneldiği ana kategoriler; uzmanlık eğitimlerinin yanı sıra el sanatları, spor ve dansmış. Uzmanlaşma ve yetenek geliştirmeye öncelik verildiğini ortaya koyan verilere göre bu yıl özelli kle barista eğitimi ve Uzak Doğu sporları yükselişteymiş. Motor ehliyet ve sürücü kurslarına talep 10 kat artmış, hobi kategorisinde ise seramik kursu yüzde 839 artış ile ilk sırada yer almış (Meral Gündoğdu, Golin). Bu veri yeni iş kuracaklara ya da başvuru yapacaklara çok şey söylüyor. Büyük denizde küçük balık olmak istemeyenler belki de kendilerine başka başlangıç noktaları seçmeliler…
Gündelik dilde iltisak, bir süredir terör örgütü PKK ile onun Türkiye sivil siyasetinde yönlendirdiği partiler arasındaki ilişkiyi anlatmak için kullanılıyor.
Örneklerini gördükçe insan, neyin nereyle ve nasıl bağlantılı olduğunu daha iyi anlıyor. 2021 yılında HDP’nin çağrısıyla tezkereye “Hayır” diyen CHP’ye, PKK’nın Kandil’deki sözde liderlerinden Mustafa Karasu’dan bir tebrik gelmiş, bunu “umut verici” olarak nitelendirmişti. 2023’teki tablo da farklı değildi… HEDEP ile birlikte yine “Hayır” dediler. Tabii Kandil bir kez daha memnuniyetle karşıladı…
Hatırlanacağı gibi terörist başı Mustafa Karasu yayınladığı videolarla Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday gösteren Yedili Masa’ya desteklerini esirgemiyordu. PKK elebaşı Duran Kalkan, “6’lı masa birliklerini güçlendirecek. Önleri açıktır” derken diğer bir üst düzey(!) PKK’lı Sabri Ok ise “100 yıllık Cumhuriyet’i yıkacağız” imasında bulunmuştu. Karasu da kendilerine bağlı siyasi partiye ayar veriyordu:
“Bu seçimde en verimli sonucu almaları gerekiyor. Ortak liste daha fazla kazandırır… Bu iktidarın değişmesi gerekiyor. Önemli olan Meclis’te daha fazla temsil gerçekleştirmek. Yoksa bilmem şunlar fazla olmuş, şunlar az olmuş böyle yaklaşım olamaz.”
Mustafa Karasu, şimdi de 31 Mart yerel seçimlerine yönelik açıklamalarda bulundu:
“İttifak konusunda herkes hassas olmalı. Ortaklaştırarak, ittifaklarını güçlendirerek, var olan ittifakları sahiplenerek, var olan ittifaklara değer vererek bu mücadeleyi yürütmek gerekiyor… Bazı çevreler ittifakları tırtıklayabilir. Kürt halkı bunlara kulak vermemeli. İttifakları kötüleyen anlayışlar Kürt dostu değildir. Türkiye’nin demokratikleşmesini isteyenler değildir. Milliyetçi yaklaşımların huyudur. Ondan da Kürt’e hiçbir zaman fayda gelmemiştir, gelmez.”
DEM, Karasu’nun “İttifaka sahip çıkın!” raconuna reaksiyon vermekte gecikmedi. Başak Demirtaş aday olmayacağını açıkladı. Demirtaş’ın adaylığını geri çekmesi, “Kandil’in Demirtaş vetosu” şeklinde yorumlandı.
Bundan sonrası üç bilinmeyenli denklem:
1. DEM hiç aday göstermeyecek.
2. DEM ‘göstermelik’ aday gösterecek.
3. DEM aday gösterecek ve seçimlere asılacak.
Denklemin çözülmesi için CHP’nin DEM’e ne vereceğine bakmak lazım. Henüz aday göstermediği ilçeler pazarlık konusu mudur,
değil midir; göreceğiz…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinin düştüğü hâllere bakın…
Günün sözü “Aptallıkla kötülük el ele gider.”
Heinrich Heine, Alman şair
Gözümüze takılanlar…* Malumunuz uzaktan çalışma nedeniyle, şirket verilerine, ofis dışından, istenilen saatte ve herhangi bir cihazdan erişmek isteniyor. Oysa kurumsal ağlardaki kişisel cihazlar, siber güvenlik için potansiyel birer tehditmiş. Bu alanda hizmet veren ESET, bunun önüne geçmek için alınabilecek önlemler konusunda bir açıklama yayınlamış (Serhat Özkütükçü, Denove). Uzaktan ve hibrit çalışma modellerinin yüz yüze iletişimin yerini tutmadığına, ilişkilere iyi gelmediğine ve işleri zorlaştırdığına inananlardanım. Bir de başımıza siber saldırı belası açmasa iyidir…
* Ak Gıda-İçim Süt’ün bir basın bülteni ulaştı. Firma, labne ve krema ürünlerini çeşitlendirdiğini açıklamış (Nursen Mutlu, Medyaevi). Benzer türden iletişim aksiyonlarına köşemizde pek sık yer vermiyoruz. Ancak bunlar ‘5+1 İletişim Modeli’® olarak adlandırdığımız sürecin önemli bir parçasıdır. Bu süreç, firmaların, kurum ve kuruluşların iletişimlerinin hangi düzlemlerde yönetilmesi gerektiğini ortaya koyar. Model ayrıca Kurumsal Performans, Konu Yönetimi, Gündem Belirleme ve Liderlik İletişimi ile tüm bunları çevreleyen, onları birbirine entegre eden Varoluş Nedeni’nden oluşur. İletişimi bu ya da bilimsel metotlarda oluşturulmuş başka bir modelle yönetmeyenler, paralarını ve emeklerini boşa harcıyorlar demektir.
* Türkiye Sigorta Birliği (TSB), deprem bölgesini ziyaret etmiş. Sanayicilerle bir araya gelen TSB heyeti önemli açıklamalarda bulunmuş. Başkan Uğur Gülen’in “Depremden sonra sigortalanma arttı; ancak 3 ay sonra unutuldu” cümlesi bizi hayli düşündürdü. Bir de “Sigortalı sayısı daha fazla olsaydı, depremin yol açtığı 1,8 trilyonluk hasarı sigorta sektörü ödeyebilir, kamunun üzerinden bu yükü alabilirdi” sözleri… Ülkemiz deprem kuşağında ve Marmara Depremi her an yaşanabilir. Durum bu kadar ciddiyken, artık depreme nasıl hazırlanmamız konusunda aklımızda soru işareti kalmamalı. Binalarımızı kontrol ettirmeli, deprem çantası hazırlamalı, toplanma yerlerini öğrenmeli ve elbette sağlığımızı, emek zahmet kazanıp edindiğimiz varlıkları sigortalatmalıyız.
* Armut.com, 2023 ve 2024 verisini kıyaslamış. Buna göre; 2024’te yeni başlangıçlar arayanların yöneldiği ana kategoriler; uzmanlık eğitimlerinin yanı sıra el sanatları, spor ve dansmış. Uzmanlaşma ve yetenek geliştirmeye öncelik verildiğini ortaya koyan verilere göre bu yıl özelli kle barista eğitimi ve Uzak Doğu sporları yükselişteymiş. Motor ehliyet ve sürücü kurslarına talep 10 kat artmış, hobi kategorisinde ise seramik kursu yüzde 839 artış ile ilk sırada yer almış (Meral Gündoğdu, Golin). Bu veri yeni iş kuracaklara ya da başvuru yapacaklara çok şey söylüyor. Büyük denizde küçük balık olmak istemeyenler belki de kendilerine başka başlangıç noktaları seçmeliler…