İnce mi mağdur durumda yoksa TRT’mi?
29 Mayıs 2018 - Yeni Şafak
Her cepheden saldırıyorlar… Akıl almaz bir toplu harekât… Hem içeriden hem dışarıdan… Dil ortak… Türkiye’de muhalefetin hangi argümanları kullanacağını takip etmek için bazı Alman, İngiliz ve Amerikan medyasını takip etmek yeterli… Saldırı için her ince ayrıntı mubah…
Mesela, bütün havalimanları tarafından alınan ve 2013 yılından bu yana sözleşmede de yer aldığı için bilinen hizmet ücreti ile ilgili Yeni Havalimanı İGA yönetiminin havayolları şirketlerine yolladığı bilgi notu… Onun üstüne bile mal bulmuş mağribi gibi atlayıverdiler…
AK Parti aleyhine kullanılabilecek bir numara daha bulmuş olmanın iştahı ile az da olsa bazı WhatsApp grupları şaha kalktı. Sonra Devlet Hava Meydanları İşletmeleri Genel Müdürlüğü olanı biteni, yani yıllardır devrede olan bir uygulamanın devam edeceğini bir kez daha açıklayan bir metin yayınladı da, bir kaşık suda fırtına koparmanın pek de bir anlamı olmadığını anlayan anladı…
Bu ataklar, sonunda bir işe yaramayacak olsalar da, 24 Haziran’a kadar devam edecek… Bunu biliyoruz… Hem içerden hem dışarıdan… Eskiye dönmek için, geçmişteki bürokratik aparatları, içinde yuvalandıkları imtiyazlı pozisyonları kaybetmemek için, ellerinden geleni yapacaklar… HDP ile yapacaklarını açıkladıkları işbirlikleri de (dolayısıyla PKK ile) amaç için mubah gördükleri o ‘her şey’e dahildir (Bkz. 17 Mayıs tarih ve Muharrem bey, HDP’yi hükümete alacak mı?…” başlıklı yazımız)
Bu arada en kolay vurabildikleri yerlerden biri de TRT’dir.
Bizi takip eden okurlarımız bilir… Muhalefetin sesini duyurabilme hususuna hassasiyetle eğiliriz… 8 Mayıs günkü yazımızı şöyle bitirmişiz mesela:
“Bu bağlamda medyanın, özellikle TV’lerin sadece Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşmalarını yayınlamaları muhalefete pek fazla şans tanımamaları ne kadar doğrudur ve bu tutum, vaat-ikna sürecine mi hizmet eder, yoksa güç kirlenmesine mi, ya da mağduriyet yaratarak muhalefete mi yarar; iyi değerlendirmek gerekir…”
O tarihten sonra dikkatle izledik TV’leri. Aslında endişeye mahal olacak dengesiz bir duruma rastladığımızı söyleyemeyiz. İnce de Akşener de mebzul miktarlarda yer alıyorlar TV’lerde…
Ancak Sayın Muharrem İnce TRT’ye laf sokmayı bir an elden bırakmıyor, ne hikmetse… Herhalde birileri ona, “Kendini mağdur duruma düşmüş göster. İşine yarar” falan demiş olmalılar.
Bilindiği üzere Sayın Cumhurbaşkanı’nın üç şapkası var: 1. Cumhurbaşkanlığı… 2. AK Parti Başkanlığı… 3. Cumhurbaşkanlığı adaylığı… Mesela bu nedenle TV’de yer alma oranının Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile İnce’nin toplamından bir miktar fazla olması kadar doğal bir şey olamaz…
İnce’nin ortaya yeni fikirler, yeni projeler koymak yerine sürekli TRT’yi kum torbası gibi yumruklayıp durması, olaydan mağduriyet ve rating malzemesi çıkarma çabası gibi duruyor…
İnce işi o kadar abarttı ki, TRT’nin canlı yayınında TRT’ye alabildiğince laf sokmaktan çekinmiyor. Son mitinglerinde, TRT’nin canlı yayına başladığı işaretini alan Muharrem bey başlıyor eleştirilerine.
Aslında mağdur duruma düşen Sayın İnce değil TRT’dir…
Bu arada rakamlar, iddia edildiği gibi TRT’nin Muharrem İnce’yi yok saydığına işaret etmiyor. Adaylığının açıklandığı 4 Mayıs tarihinden 25 Mayıs’a kadar 25 farklı programı (20’si miting) TRT kanallarında canlı olarak yayınlanmış.
İnce bu 19 günde sadece canlı yayınlar aracılığıyla toplam 4 saat 42 dakika TRT ekranlarında kendisini anlatmış. Hatta TRT ekranlarında TRT’yi en ağır şekilde eleştirebilmiş. Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aday kimliğiyle ayrılan yayın süreleri ne durumda? Aynı tarih aralığında Recep Tayyip Erdoğan’a aday kimliğiyle TRT’de ayrılan süre 6 saat 2 dakika.
El insaf…
Mesela, bütün havalimanları tarafından alınan ve 2013 yılından bu yana sözleşmede de yer aldığı için bilinen hizmet ücreti ile ilgili Yeni Havalimanı İGA yönetiminin havayolları şirketlerine yolladığı bilgi notu… Onun üstüne bile mal bulmuş mağribi gibi atlayıverdiler…
AK Parti aleyhine kullanılabilecek bir numara daha bulmuş olmanın iştahı ile az da olsa bazı WhatsApp grupları şaha kalktı. Sonra Devlet Hava Meydanları İşletmeleri Genel Müdürlüğü olanı biteni, yani yıllardır devrede olan bir uygulamanın devam edeceğini bir kez daha açıklayan bir metin yayınladı da, bir kaşık suda fırtına koparmanın pek de bir anlamı olmadığını anlayan anladı…
Bu ataklar, sonunda bir işe yaramayacak olsalar da, 24 Haziran’a kadar devam edecek… Bunu biliyoruz… Hem içerden hem dışarıdan… Eskiye dönmek için, geçmişteki bürokratik aparatları, içinde yuvalandıkları imtiyazlı pozisyonları kaybetmemek için, ellerinden geleni yapacaklar… HDP ile yapacaklarını açıkladıkları işbirlikleri de (dolayısıyla PKK ile) amaç için mubah gördükleri o ‘her şey’e dahildir (Bkz. 17 Mayıs tarih ve Muharrem bey, HDP’yi hükümete alacak mı?…” başlıklı yazımız)
Bu arada en kolay vurabildikleri yerlerden biri de TRT’dir.
Bizi takip eden okurlarımız bilir… Muhalefetin sesini duyurabilme hususuna hassasiyetle eğiliriz… 8 Mayıs günkü yazımızı şöyle bitirmişiz mesela:
“Bu bağlamda medyanın, özellikle TV’lerin sadece Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşmalarını yayınlamaları muhalefete pek fazla şans tanımamaları ne kadar doğrudur ve bu tutum, vaat-ikna sürecine mi hizmet eder, yoksa güç kirlenmesine mi, ya da mağduriyet yaratarak muhalefete mi yarar; iyi değerlendirmek gerekir…”
O tarihten sonra dikkatle izledik TV’leri. Aslında endişeye mahal olacak dengesiz bir duruma rastladığımızı söyleyemeyiz. İnce de Akşener de mebzul miktarlarda yer alıyorlar TV’lerde…
Ancak Sayın Muharrem İnce TRT’ye laf sokmayı bir an elden bırakmıyor, ne hikmetse… Herhalde birileri ona, “Kendini mağdur duruma düşmüş göster. İşine yarar” falan demiş olmalılar.
Bilindiği üzere Sayın Cumhurbaşkanı’nın üç şapkası var: 1. Cumhurbaşkanlığı… 2. AK Parti Başkanlığı… 3. Cumhurbaşkanlığı adaylığı… Mesela bu nedenle TV’de yer alma oranının Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile İnce’nin toplamından bir miktar fazla olması kadar doğal bir şey olamaz…
İnce’nin ortaya yeni fikirler, yeni projeler koymak yerine sürekli TRT’yi kum torbası gibi yumruklayıp durması, olaydan mağduriyet ve rating malzemesi çıkarma çabası gibi duruyor…
İnce işi o kadar abarttı ki, TRT’nin canlı yayınında TRT’ye alabildiğince laf sokmaktan çekinmiyor. Son mitinglerinde, TRT’nin canlı yayına başladığı işaretini alan Muharrem bey başlıyor eleştirilerine.
Aslında mağdur duruma düşen Sayın İnce değil TRT’dir…
Bu arada rakamlar, iddia edildiği gibi TRT’nin Muharrem İnce’yi yok saydığına işaret etmiyor. Adaylığının açıklandığı 4 Mayıs tarihinden 25 Mayıs’a kadar 25 farklı programı (20’si miting) TRT kanallarında canlı olarak yayınlanmış.
İnce bu 19 günde sadece canlı yayınlar aracılığıyla toplam 4 saat 42 dakika TRT ekranlarında kendisini anlatmış. Hatta TRT ekranlarında TRT’yi en ağır şekilde eleştirebilmiş. Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aday kimliğiyle ayrılan yayın süreleri ne durumda? Aynı tarih aralığında Recep Tayyip Erdoğan’a aday kimliğiyle TRT’de ayrılan süre 6 saat 2 dakika.
El insaf…