Ali Saydam
  • TV Programları
  • Basından
  • Hayatımı Zenginleştirenler
  • Yazılarım
    • Yeni Şafak Gazetesi
    • Marketing Türkiye
    • Z Raporu / Derin Ekonomi
    • TIMREPORT
    • Sabah Gazetesi
    • Akşam Gazetesi
    • Akşam Kitap Eki
    • Diğer
  • Kitaplarım
    • Algılama Yönetimi
    • Eş ve Müşteri Nasıl Kaybedilir?
    • İktidar Yalnızlıktır
    • Vazgeçmek Özgürlüktür
    • Perception Management
    • How to Lose Wives and Clients
    • Wahrnehmungs Management
  • Biyografi
  • Galeri
    • Video Galeri
  • İletişim

İnce ne kadar ciddiye alınmalı… 


05 Mayıs 2018 - Yeni Şafak

Sayın Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığına adaylığının açıklandığı toplantıyı, uzmanlığımız gereği iletişim boyutuyla ele alacağız.
Kampanya şarkısı mesela… Akıllara yer etmekten çok uzaktı. Akıllarda yer etmeden seçmen kararı üzerinde nasıl etkili olacak ki? Sezen Aksu bir şarkının hit olması kriterini şöyle anlatmıştı bir keresinde: “Kadın mutfakta yemek yaparken bir kere dinlediği parçayı, hemen ardından ve sonrasında mırıldanabiliyorsa, olay bitmiştir”…
CHP’nin parçası, bütün gün eller havaya programları yayınlayan o TV kanalında kendinden geçip sürekli gırtlağıyla vibrasyon gösterileri yapan ‘no-name’ sanatçı adaylarının müziğini hatırlatıyordu…
Bir de CHP’nin şu kafiyeli slogan merakı var… Ekmek için Ekmeleddin… Türkiye’ye güvence, Muharrem İnce… Mesaj olarak nereye konur acaba bu ‘güvence’ konusu?... Tut kelin perçeminden, derlermiş eskiler…
Davranış dili de sorunluydu… Sosyal medyada Bilgin Birand imzasıyla atılan bir mesajda denmiş ki: “Muharrem İnce gel bakalım buraya, diye açıklanan birisi ne kadar ciddiye alınabilir?”  Sayın Kılıçdaroğlu’nun İnce’yi takdim biçimi gerçekten de bir felaketti…
Dünkü CHP aday açıklama toplantısını siyasî iletişim açısından savunmak gerçekten çok zor. Örneğin o rozet numarası… ”Ben bağımsız olacağım, alın benim CHP rozetimi Başkanım, size emanet ediyorum!”, “Sen bundan sonra tüm Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olacaksın, al sana Türkiye rozeti!”…
Bu tür numaralar sahnede spontane (kendiliğindenci) bir şekilde tezahür ederse çok etkili olur; ancak etmezse de, hemen ilk okul müsameresine dönüşüverir… O sahneyi gözünüzün önüne getirin. Tabii bir de Cuma namazını kılıp birinci meclise gitme meselesini de…. Karar sizin…
Tutarlılık adına parlamenter sisteme geçip, kendi Cumhurbaşkanlığını da sonlandıracağına dair bir vaat duyamamış olmamamız da hayli ilginçti… İnce, Kılıçdaroğlu’nun sürekli altını çizdiği yaklaşımın aksine ve kendisinin ifadesiyle “Cumhurbaşkanı muhtarlıkları kaldırabilir, lokantaları kapatabilir, eyaletler kurabilir” şeklinde öncesinde heyecanla karşı çıktığı yapıya sahiplenmiş ve aslanlar gibi Cumhurbaşkanlığı yapacağına kendisini bayağı inandırmış gibi geldi bana… Seçmen, tutarsızlıkları düşünce düzeyinde belki değil; ancak duygu düzeyinde hiç affetmez…
“Kemal Kılıçdaroğlu’nu her seçimde yenen Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni rakibi, Kılıçdaroğlu’na her seçimde yenilen Muharrem İnce oldu...” şeklindeki yorumlar ise şeklen doğru olsa da bunların siyasi karşılığı yoktur. Çünkü seçmen mağduru sever…
Bu tür alıntıları İnce aleyhine kullanılacak argümanlar olarak görenler yanılırlar; AK Partililerin dışındaki güç kirlenmesinden bıkmış seçmen, kendisine yakın, kendi gibi biri olarak gördüğü bir adayı tercih edebilir… “Saray’ı bilim yuvası yapacağım. Ben Çankaya’da oturacağım” gibi ilkel boyuttaymış algısı yaratan söylemlerin bile bu yolda etkili olabileceği unutulmamalı…
Ezcümle… Tüm siyasi iletişim eksikliği ve yanlışlığına rağmen sürekli ifade ettiğimiz bir durumun altını bir kez daha çizelim: AK Parti, Muharrem İnce’yi ciddiye almalı ve çok da fazla abartmadan siyasi stratejisini ona göre kurmalı ve seçimleri çantada keklik gibi görmemelidir. Özellikle de milletvekili seçimlerini…
 
Perakendede gelecek çoktan gelmiş…
İki buçuk gün süren bir konferanslar dizisi için Soysal Danışmanlık’ın 13’üncü yılını idrak eden Perakende Liderler Konferansı Lidko13 için Venedik’teydik… 120’den fazla iş insanı ve yönetici çok ilginç konuları tartıştılar.
İlk gün açılış konuşmalarını Metal Yapı Konut Gn. Md. Akın Karali ile AK Parti Konya milletvekili ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Bşk. Ziya Altunyaldız yaptılar. Ana konuşmacılardan biri London Business School’dan Prof. Costas Markides idi… Son derece etkili bir konuşma yaptı. “Şirketinizi Sürekli Dönüşüm Yolculuğuna Nasıl Hazırlarsınız?” başlıklı sunumunda değişimi yönetmekten söz etti… 
Markides’e göre internete maruz kalmak dikkat süremizi 30 saniyeye indirmiş!.. Sabırsız olmuş insanlar. Yüklediğimiz filmin açılmasını ancak birkaç saniye bekleyebiliyormuşuz. Sadakat de azalmış. 18 yaşındakilere sormuşlar: “40 yaşına kadar kaç iş değiştirmiş olabilirsiniz?” Cevap: 10-14… Oysa daha önceki kuşaklarda ne kadar az iş değiştirilirse o kadar iyi idi… ABD’de internette alışveriş yapan insanların %50’den fazlası, ürünleri önce mağazaya gidip iyice inceledikten sonra internetten alıyorlarmış…
İnternet ortamında şikâyet de artmış. Üç yılda %30 oranında… Yani insanlar farkında ve bilinçliler… Özetle bugünün insanı: Daha az dikkatli, Daha bilgili, Daha az sadık, Daha bağlı/ dijital, Daha az sabırlı, Daha talepkâr ve ses çıkaran, İnanılmaz yüksek beklentileri olan noktaya gelmiş vaziyette…
Markides, böyle bir kitle ile çalışmak durumunda olan iş insanları ve yöneticilere dünyadaki değişim ve dönüşüme ayak uydurabilmeleri için şu önerileri getiriyor: 1. Çevikliğinizi artıracak yaklaşımları ve davranışları kurumsallaştırın. 2. Bu davranışları destekleyen ve teşvik eden ortamı geliştirin. 3. Bu davranışlar için değişim ihtiyacını kişisel ve duygusal kılın. Bunu nasıl’ını merak ettiyseniz, Soysal’dan sunumu isteyin…
Facebook Türkiye Ülke Direktörü Derya Matraş, Ekonomist Fatih Keresteci, Alışverişin Geleceği konusunu anlatan I-AM global ortağı Jon Blakeney, finalde ise Silk and Cashmire’in sahibi Ayşen Zamanpur’un yönettiği panelde Bekir Ağırdır, Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Levent Erdem çok keyifli ve bilgilendirici bir tartışma ortamını ortaya koydular… İkinci günün star konuşmacıları ise Tolga Tatari ve Sinan Öncel’in söyleşi yaptığı Fendi markasının yaratıcısı Anna Fendi idi… Venedik aklımızda sular içinde bir iş dünyası kenti olarak kalacak…
www.alisaydam.com - 2014