İtibar yönetimi için büyük fırsat
01 Mayıs 2021 - Z Raporu
Bundan 5-10 yıl öncesine kadar Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) kavramını, şu günlerde kullanıldığı kapsamda yapılacak projelerin kurumların itibarlarına olan olumlu etkilerini anlatmak için nasıl zorlandığımızı yazsak roman olur… Tüm şirketler, holdingler ya da kurumlar böyle değildi tabii. İşin sırrına ermiş önemli kurumlar vardı ama iletişimcilere, halkla ilişkiler sektöründekilere bile bu işin değerini anlatmakta zaman zaman başarısız olduğumuzu kabul etmeliyiz… Belki de anlamak onların işine gelmedi kim bilir…
Bugünse durum bambaşka… KSS yapmayanı neredeyse dövüyorlar… Uluslarası firmalarla iş birliği, ortaklık yapmak istediğinizde, ilk sorularından biri KSS projeleriniz oluyor…
Öte yandan, kurumların ‘varoluş nedeni’ ile hiç ilgisi olmayan alanlara, işe yaramayan projelere de milyonlar yatırılabiliyor…
Sorumluluk projelerinin çerçevesi konusunda tartışmalar yürümeye, alanı genişlemeye ve gelişmeye devam ediyor… Örneğin ‘sosyal fayda’ kavramı artık yalnızca KSS projelerinin alanına da hapsolmuş değil… Kurumun varoluşunun bir parçası, gerekliliği olarak algılanıyor…
Meşhur Maslov Hiyerarşisi, beş kademeli bir piramit ile betimlenir ve ihtiyaçlar aşağıdan yukarı doğru şöyle sıralanır:
5. (En altta) Fizyolojik İhtiyaçlar: Açlık, susuzluk ve buna benzer temel yaşamsal ihtiyaçlar.
4. Güvenlik İhtiyacı: Dış faktörlerden kaynaklı tehlikelerden korunma.
3. Sosyal İhtiyaçlar: Aidiyet, sevgi, kabul görme, sosyal yaşam vb.
2. Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı: Statü, başarı, itibar, tanınma.
1. (En üstte) Kendini Gerçekleştirme: Gelişim, bir işi başarıyla tamamlama, duyarlılık…
Bu son derece kullanışlı hiyerarşik yapıyı kurumlara uyguladığımızda ise şöyle bir ihtiyaç hiyerarşisinden söz edebiliriz:
5. Üretim, kârlılık, maddî varoluş 4. Rekabetçi avantaj sağlama ve mevcudu koruma; 3. Tanınma, beğeni; 2. Sektöre örnek olma, liderlik, kurumsal vatandaşlık; 1. KSS, üst akıl ve duygu odaklı varoluş nedeni…
Bu modelde KSS en tepeye yerleşir; tam zirve noktasına…
Peki, KSS projelerinin başarıya ulaşmasında, toplumda, özellikle de hedef kitleniz nezdinde itibar kazanmanızda ya da itibarınızın yükseltilmesinde etkili olacak kriterler nelerdir?..
Bunların ilki, ortaya koyduğunuz ‘varoluş nedeni’ne uygun olmasıdır… Hemen ardından proje kapsamında hangi sosyal paydaşlarla ortaklık kurulduğu, ilerlendiği gelir…
Bir süredir takip ediyoruz… Çok önemli bir hizmet ülkemizde hayata geçiyor: Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü…
Alanında ilk… Ülkemizin ilk millî arkeoloji enstitüsü… Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ortaklığında kuruluyor. Avrupa Komisyonu desteği söz konusu… Devletimiz ve Avrupa Birliği birlikte finanse ediyorlar…
Ülkemiz adına daha şimdiden pek çok hizmeti, değer katan projeleri müjdelemiş durumdalar… Doğan Hızlan’ın aralarında olduğu Yayın Kurulu ile bir dizi bilimsel kitabın yayın çalışmalarına başlamışlar; bu ay bir kısmının baskılarının tamamlanması bekleniyor… İlk Türkoloji İhtisas Kütüphanesi’ni hayata geçiriyorlar… Devlet arşivleri harıl harıl taranıyor, dijital ortama aktarılıyor… Bugüne kadar yaklaşık 1,4 milyon belge taranmış… Dijital altyapıyı, Türkiye’deki ve dünyadaki kütüphanelerinkiyle uyumlu, yani tüm bilgiyi bir araya getirebilecek şekilde tasarlamışlar…
Arkeometri Laboratuvarı ile de ülkemizdeki ‘saha yönetimi’ laboratuvarına sahip ilk enstitü statüsündeler... Gaziantep’teki Kendirli Kilisesi’nin restorasyonunda harika bir iş başarmışlar ve 123 yıllık freskleri açığa çıkarmışlar….
KSS alanında ne yapacağını düşünenler için Enstitü büyük bir fırsat… Her şeyden önce bakir bir alan… Henüz kimse projeye bu kapsamda dâhil olmuş değil… Ülkeye hizmet ve sosyal fayda bakımından değerlendirildiğinde, ‘kültürel miras’ ve ‘arkeoloji’ ile ‘tarih’ alanlarının itibara katkısıyla boy ölçüşebilecek pek de fazla konu yoktur herhâlde…
Başta da bahsettiğimiz, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği ile aynı anda anılmanın getireceği katma değer, bu özel alanın sağlayacağı ‘sürdürülebilirlik’ ile birleştiğinde, kurumların itibar yönetimi adına bulunmaz bir nimet gibi görünüyor…
Bugünse durum bambaşka… KSS yapmayanı neredeyse dövüyorlar… Uluslarası firmalarla iş birliği, ortaklık yapmak istediğinizde, ilk sorularından biri KSS projeleriniz oluyor…
Öte yandan, kurumların ‘varoluş nedeni’ ile hiç ilgisi olmayan alanlara, işe yaramayan projelere de milyonlar yatırılabiliyor…
Sorumluluk projelerinin çerçevesi konusunda tartışmalar yürümeye, alanı genişlemeye ve gelişmeye devam ediyor… Örneğin ‘sosyal fayda’ kavramı artık yalnızca KSS projelerinin alanına da hapsolmuş değil… Kurumun varoluşunun bir parçası, gerekliliği olarak algılanıyor…
Meşhur Maslov Hiyerarşisi, beş kademeli bir piramit ile betimlenir ve ihtiyaçlar aşağıdan yukarı doğru şöyle sıralanır:
5. (En altta) Fizyolojik İhtiyaçlar: Açlık, susuzluk ve buna benzer temel yaşamsal ihtiyaçlar.
4. Güvenlik İhtiyacı: Dış faktörlerden kaynaklı tehlikelerden korunma.
3. Sosyal İhtiyaçlar: Aidiyet, sevgi, kabul görme, sosyal yaşam vb.
2. Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı: Statü, başarı, itibar, tanınma.
1. (En üstte) Kendini Gerçekleştirme: Gelişim, bir işi başarıyla tamamlama, duyarlılık…
Bu son derece kullanışlı hiyerarşik yapıyı kurumlara uyguladığımızda ise şöyle bir ihtiyaç hiyerarşisinden söz edebiliriz:
5. Üretim, kârlılık, maddî varoluş 4. Rekabetçi avantaj sağlama ve mevcudu koruma; 3. Tanınma, beğeni; 2. Sektöre örnek olma, liderlik, kurumsal vatandaşlık; 1. KSS, üst akıl ve duygu odaklı varoluş nedeni…
Bu modelde KSS en tepeye yerleşir; tam zirve noktasına…
Peki, KSS projelerinin başarıya ulaşmasında, toplumda, özellikle de hedef kitleniz nezdinde itibar kazanmanızda ya da itibarınızın yükseltilmesinde etkili olacak kriterler nelerdir?..
Bunların ilki, ortaya koyduğunuz ‘varoluş nedeni’ne uygun olmasıdır… Hemen ardından proje kapsamında hangi sosyal paydaşlarla ortaklık kurulduğu, ilerlendiği gelir…
Bir süredir takip ediyoruz… Çok önemli bir hizmet ülkemizde hayata geçiyor: Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü…
Alanında ilk… Ülkemizin ilk millî arkeoloji enstitüsü… Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ortaklığında kuruluyor. Avrupa Komisyonu desteği söz konusu… Devletimiz ve Avrupa Birliği birlikte finanse ediyorlar…
Ülkemiz adına daha şimdiden pek çok hizmeti, değer katan projeleri müjdelemiş durumdalar… Doğan Hızlan’ın aralarında olduğu Yayın Kurulu ile bir dizi bilimsel kitabın yayın çalışmalarına başlamışlar; bu ay bir kısmının baskılarının tamamlanması bekleniyor… İlk Türkoloji İhtisas Kütüphanesi’ni hayata geçiriyorlar… Devlet arşivleri harıl harıl taranıyor, dijital ortama aktarılıyor… Bugüne kadar yaklaşık 1,4 milyon belge taranmış… Dijital altyapıyı, Türkiye’deki ve dünyadaki kütüphanelerinkiyle uyumlu, yani tüm bilgiyi bir araya getirebilecek şekilde tasarlamışlar…
Arkeometri Laboratuvarı ile de ülkemizdeki ‘saha yönetimi’ laboratuvarına sahip ilk enstitü statüsündeler... Gaziantep’teki Kendirli Kilisesi’nin restorasyonunda harika bir iş başarmışlar ve 123 yıllık freskleri açığa çıkarmışlar….
KSS alanında ne yapacağını düşünenler için Enstitü büyük bir fırsat… Her şeyden önce bakir bir alan… Henüz kimse projeye bu kapsamda dâhil olmuş değil… Ülkeye hizmet ve sosyal fayda bakımından değerlendirildiğinde, ‘kültürel miras’ ve ‘arkeoloji’ ile ‘tarih’ alanlarının itibara katkısıyla boy ölçüşebilecek pek de fazla konu yoktur herhâlde…
Başta da bahsettiğimiz, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği ile aynı anda anılmanın getireceği katma değer, bu özel alanın sağlayacağı ‘sürdürülebilirlik’ ile birleştiğinde, kurumların itibar yönetimi adına bulunmaz bir nimet gibi görünüyor…