‘İyi işler iyi insanlarla yapılabilir’…
06 kasım 2018 - yeni şafak
81 yaşında bir ‘delikanlıya’ reklam filmi çektirmek için gerçekten üçünün birarada olması lazım: Cesaret (irade), ileri görüş (odaklanma) ve işi bilme (beceri)… Zaten başarının formülü o üçlü değil mi: İrade+Odaklanma+Beceri… Biri eksik olsa çakılıyorsunuz… Öylesine ince bir durum yani…
THY’nin yeni İngilizce reklam filmini ünlü ingiliz yönetmen Ridley Scott’a çektirmişler… Helal olsun… Baştan Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, tüm karar vericileri ve uygulayıcıları yürekten kutluyorum… Sadece bugüne kadarki en iyi THY filmi olmamış, aynı zamanda bugüne kadarki en iyi yeni havalimanı filmi ve bugüne kadarki en iyi İstanbul filmi de olmuş… Bir marka, bir kent, bir havaalanı bu kadar kısacık sürede ancak bu kadar etkili bir biçimde anlatılabilir.
Bugüne kadar 4 Oscar kazanmış, 134 filmde yapımcılık, 49 filmde de yönetmenlik yapmış olan Scott’un bazı filmlerini hatırlayalım: The Duellists (1977), Alien (1979), Blade Runner (1982), Legend (1985), Black Rain (1989), Thelma & Louise (1991), 1492: Conquest of Paradise (1992), Gladiator (2000), Black Hawk Down (2001), Kingdom of Heaven (2005), American Gangster (2007), Body of Lies (2008), Robin Hood (2010), The Counsellor (2013), The Martian (2015), All the Money in the World (2017)…
“İyi işler iyi insanlarla yapılabilir” ilkesi bir kez daha doğrulanmış…
Sen de mi Google?..
Uzun yıllar yurt dışında ‘expat’ (yabancı beyaz yakalı) olarak çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönmüş olan bir arkadaşımız bizi uyarır dururdu: “Aman asansöre bir kadınla yalnız başınıza binmeyin!”… “Aman bir kadının çalışmasının geniş kenarının ufuk çizgisinden öte tarafa geçmeyin!”… “Aman kadın çalışanlara iltifat ederken ya da onlara fıkra anlatırken iki kere düşünün!”…
“İş bu kadar vahim mi oralarda?” diye sormuştuk… “Sandığımızdan da daha vahim” demişti, “Kadınların tek başına ifadeleri yetiyor!”…
Ne kadar abartılmalı, orasını bilemem ama; bizim o abartılı durumlara gelinceye kadar kadına uygulanan tacize gelmeden, şiddetle baş etmek için bile daha gidecek bir dolu yolumuz var…
Bu nedenle Google haberini okurken, insan ister istemez biraz tebessümle bakıyor olaya…
Google çalışanları, şirketin kadın meslektaşlarına muamelesini protesto için 1 Kasım günü dünya genelinde iş bırakma eylemine gitmişler.
Çalışanlar, şirketin cinsel taciz iddialarını ele alış biçimini değiştirmesini, dava açma haklarını engelleyebilecek "zorunlu hakemlik" uygulamasına son verilmesini talep ediyormuş.
Google CEO'su Sundar Pichai, personelin eylem yapma hakkını desteklediğini belirtmiş.
Pichai çalışanlara gönderdiği elektronik postada, "Birçoğunuzun hissettiği öfke ve düş kırıklığını anlıyorum. Bunu ben de hissediyorum. Toplumumuzda ve Google'da uzun bir zamandır devam eden bu meselede ilerleme kaydedilmesi için çaba harcayacağım" demiş.
Pichai, şimdiye kadar hakkında cinsel taciz iddiaları bulunan 48 çalışanın işlerine tazminatsız son verildiğini de sözlerine eklemiş.
İş bırakma eylemine katılan çalışanlar masalarına; "Masamda değilim, çünkü diğer Google ve yüklenici firma çalışanlarıyla cinsel taciz, suistimal, şeffaflık eksikliği ve herkese uygun olmayan bir işyeri kültürünü protesto için iş bırakma eylemi yapmaktayım" yazılı bir not bırakmışlar.
Şirket çalışanlarının bazı talepleri şöyle:
Taciz ve ayrımcılık karşısında, çalışanların talep ve anlaşmazlıklarının mahkeme yerine şirket içinde çözümünü öngören zorunlu hakemliğe son verilmesi.
Ücret ve fırsat eşitsizliğinin sona erdirilmesi için adım atılması.
Cinsel tacizlerle ilgili bir şeffaflık raporunun yayımlanması.
Cinsel tacizlerin güvenli bir şekilde rapor edilmesini sağlayacak bir sistemin kurulması.
Yönetim Kurulu'nda çalışanların bir temsilcisinin bulunması.
Yıllardır ‘En çok çalışılmak istenen şirketler’ listesinde ilk sıralarda yer alan Google’da bile kadın sorunları almış başını gitmiş… Bizde bu konunun iş yerinde yeterince dile gelmeme nedenlerinin başında yönetimlerin hâlâ erkek egemen olmasıdır herhalde… Bu nedenle kadın hakları savunusu içinde en önemli adım aslında iş yerlerinde kadın çalışan sayısının artırılması olmalı…
THY’nin yeni İngilizce reklam filmini ünlü ingiliz yönetmen Ridley Scott’a çektirmişler… Helal olsun… Baştan Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, tüm karar vericileri ve uygulayıcıları yürekten kutluyorum… Sadece bugüne kadarki en iyi THY filmi olmamış, aynı zamanda bugüne kadarki en iyi yeni havalimanı filmi ve bugüne kadarki en iyi İstanbul filmi de olmuş… Bir marka, bir kent, bir havaalanı bu kadar kısacık sürede ancak bu kadar etkili bir biçimde anlatılabilir.
Bugüne kadar 4 Oscar kazanmış, 134 filmde yapımcılık, 49 filmde de yönetmenlik yapmış olan Scott’un bazı filmlerini hatırlayalım: The Duellists (1977), Alien (1979), Blade Runner (1982), Legend (1985), Black Rain (1989), Thelma & Louise (1991), 1492: Conquest of Paradise (1992), Gladiator (2000), Black Hawk Down (2001), Kingdom of Heaven (2005), American Gangster (2007), Body of Lies (2008), Robin Hood (2010), The Counsellor (2013), The Martian (2015), All the Money in the World (2017)…
“İyi işler iyi insanlarla yapılabilir” ilkesi bir kez daha doğrulanmış…
Sen de mi Google?..
Uzun yıllar yurt dışında ‘expat’ (yabancı beyaz yakalı) olarak çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönmüş olan bir arkadaşımız bizi uyarır dururdu: “Aman asansöre bir kadınla yalnız başınıza binmeyin!”… “Aman bir kadının çalışmasının geniş kenarının ufuk çizgisinden öte tarafa geçmeyin!”… “Aman kadın çalışanlara iltifat ederken ya da onlara fıkra anlatırken iki kere düşünün!”…
“İş bu kadar vahim mi oralarda?” diye sormuştuk… “Sandığımızdan da daha vahim” demişti, “Kadınların tek başına ifadeleri yetiyor!”…
Ne kadar abartılmalı, orasını bilemem ama; bizim o abartılı durumlara gelinceye kadar kadına uygulanan tacize gelmeden, şiddetle baş etmek için bile daha gidecek bir dolu yolumuz var…
Bu nedenle Google haberini okurken, insan ister istemez biraz tebessümle bakıyor olaya…
Google çalışanları, şirketin kadın meslektaşlarına muamelesini protesto için 1 Kasım günü dünya genelinde iş bırakma eylemine gitmişler.
Çalışanlar, şirketin cinsel taciz iddialarını ele alış biçimini değiştirmesini, dava açma haklarını engelleyebilecek "zorunlu hakemlik" uygulamasına son verilmesini talep ediyormuş.
Google CEO'su Sundar Pichai, personelin eylem yapma hakkını desteklediğini belirtmiş.
Pichai çalışanlara gönderdiği elektronik postada, "Birçoğunuzun hissettiği öfke ve düş kırıklığını anlıyorum. Bunu ben de hissediyorum. Toplumumuzda ve Google'da uzun bir zamandır devam eden bu meselede ilerleme kaydedilmesi için çaba harcayacağım" demiş.
Pichai, şimdiye kadar hakkında cinsel taciz iddiaları bulunan 48 çalışanın işlerine tazminatsız son verildiğini de sözlerine eklemiş.
İş bırakma eylemine katılan çalışanlar masalarına; "Masamda değilim, çünkü diğer Google ve yüklenici firma çalışanlarıyla cinsel taciz, suistimal, şeffaflık eksikliği ve herkese uygun olmayan bir işyeri kültürünü protesto için iş bırakma eylemi yapmaktayım" yazılı bir not bırakmışlar.
Şirket çalışanlarının bazı talepleri şöyle:
Taciz ve ayrımcılık karşısında, çalışanların talep ve anlaşmazlıklarının mahkeme yerine şirket içinde çözümünü öngören zorunlu hakemliğe son verilmesi.
Ücret ve fırsat eşitsizliğinin sona erdirilmesi için adım atılması.
Cinsel tacizlerle ilgili bir şeffaflık raporunun yayımlanması.
Cinsel tacizlerin güvenli bir şekilde rapor edilmesini sağlayacak bir sistemin kurulması.
Yönetim Kurulu'nda çalışanların bir temsilcisinin bulunması.
Yıllardır ‘En çok çalışılmak istenen şirketler’ listesinde ilk sıralarda yer alan Google’da bile kadın sorunları almış başını gitmiş… Bizde bu konunun iş yerinde yeterince dile gelmeme nedenlerinin başında yönetimlerin hâlâ erkek egemen olmasıdır herhalde… Bu nedenle kadın hakları savunusu içinde en önemli adım aslında iş yerlerinde kadın çalışan sayısının artırılması olmalı…