İnsafınız kurusun!..
15 temmuz 2023 yeni şafak
“Bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir…” Nitekim, Oxford Üniversitesi’nin Reuters Enstitüsü’nün 2018 yılında yayınladığı “Digital News Report” araştırması internetteki durumu ortaya koyması ve toplumsal bir soruna ışık tutması açısından kıymetli veriler sunuyordu. 37 ülkede yaptıkları araştırmaya göre, dezenformasyon ve yanıltıcı haber konularında Türkiye %49 ile yalana en çok maruz kalan ülke idi.
Reuters’ın 2023 yılı araştırmasının sonuçlarına bakınca ise aklımıza ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un algılama yönetimi kavramı ile ilgili yaptığı tanım geldi: “Algılama yönetimi, çeşitli yolları kullanarak; gerçekleri yansıtma, operasyon güvenliği sağlama, gerçeği gizleme, çarpıtma, psikolojik operasyonları yönetme gibi unsurların bileşkesinden oluşur.”
Neyin, nasıl yönlendirildiğini tartışmadan önce, Reuters Enstitüsü’nün araştırmasına biraz daha yakından bakalım…
Enstitü, aşağıdaki medya kuruluşları özelinde ‘ne derece güvenilir bulunduklarına’ yönelik bir çalışma yapmış:
Enstitüsü’nün araştırması kapsamındaki bir diğer çalışma ise ‘kitle iletişim araçlarına haftalık erişim’ oranlarının belirlenmesi için yapılmış. Aşağıdaki tabloda mavi grafik yazılı basın, TV ve radyolar için durumu gösterirken, sağdaki turuncu grafik çevrim içi medyaya ilişkin:
Reuters’ın 2023 araştırmasını gören ‘aklıselim’ herkes şunu düşünüyor: “Acaba kimlere sormuşlar?..”
CHP destekli kanallar, seçim öncesi kendi mahallelerinde ve vadilerinde yaptıkları araştırmalar sonucunda; yüzde 60-65 oranla Meclis’e gireceklerine, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise ‘saksı koysalar’ kazanacaklarına kendilerini nasıl inandırdılarsa… İşte yine benzer bir durum…
Ciddiye alınması gerekir mi? Evet, gerekir…
Çünkü, Batı medyası, analistleri, etkileyicileri (influencer) Türkiye’ye ilişkin kaynak bilgi ararken, ülkemizle ilgili gerçekleri yansıtan araştırma ve tablolara değil, sübjektif kanaatlerini destekleyen kanallara itibar ediyorlar. Türkiye’yi bulabildikleri en ilkel, en geri, en sefil yönleriyle anlatan filmleri ödüllere boğmaları da aynı zihniyetin bir sonucu değil mi zaten?!
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın Kamu Diplomasisi biriminin yapması gereken Reuters’tan çok daha muteber araştırma şirketleri aracılığıyla ve ‘gerçekleri’ yansıtan bir çalışmayla cevap vermek olabilir.
Bir yıl içinde elimizden 50-60 araştırma geçer… Bu araştırmaların çok önemli bir parçası da ‘bilgi kaynaklarına erişim ve güven’ skalasıdır. Bizim gördüğümüz araştırmaların hiçbiriyle uyumlu olmayan Reuters araştırmasının neden güven vermediği hususu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ifadesiyle de sabitlenmiştir.
Seçimi kaybetme gerekçelerini anlatırken ne demişti Kemal Bey: “Kırsaldakilerin büyük bir kısmı sadece TRT izliyor. TRT'nin ne olduğunu da biliyorsunuz...”
Yani Kemal Bey, ‘marka değeri’ Türkiye seçimlerini etkileyecek kadar güçlü olan bir TRT’den bahsediyor. Oysa Reuters’ın araştırmasındaki güven skalasında TRT yalnızca sekizinci sırada… İnsafınız kurusun!..
Hz. Mevlâna’nın ünlü eserinden mülhem ‘içindekinin içindeki’ni okumadan dünyaya bakmak, küresel emperyalizmin tuzağına düşmek için yeter de artar bile…
Günün sözü
“Yanlış bilgiyi uzaklaştırmanın en kesin yolu, genellikle katı gerçeği söylemektir.”
Mark Twain,
ABD’li yazar
Gözümüze takılanlar…
Reuters’ın 2023 yılı araştırmasının sonuçlarına bakınca ise aklımıza ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un algılama yönetimi kavramı ile ilgili yaptığı tanım geldi: “Algılama yönetimi, çeşitli yolları kullanarak; gerçekleri yansıtma, operasyon güvenliği sağlama, gerçeği gizleme, çarpıtma, psikolojik operasyonları yönetme gibi unsurların bileşkesinden oluşur.”
Neyin, nasıl yönlendirildiğini tartışmadan önce, Reuters Enstitüsü’nün araştırmasına biraz daha yakından bakalım…
Enstitü, aşağıdaki medya kuruluşları özelinde ‘ne derece güvenilir bulunduklarına’ yönelik bir çalışma yapmış:
Enstitüsü’nün araştırması kapsamındaki bir diğer çalışma ise ‘kitle iletişim araçlarına haftalık erişim’ oranlarının belirlenmesi için yapılmış. Aşağıdaki tabloda mavi grafik yazılı basın, TV ve radyolar için durumu gösterirken, sağdaki turuncu grafik çevrim içi medyaya ilişkin:
Reuters’ın 2023 araştırmasını gören ‘aklıselim’ herkes şunu düşünüyor: “Acaba kimlere sormuşlar?..”
CHP destekli kanallar, seçim öncesi kendi mahallelerinde ve vadilerinde yaptıkları araştırmalar sonucunda; yüzde 60-65 oranla Meclis’e gireceklerine, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise ‘saksı koysalar’ kazanacaklarına kendilerini nasıl inandırdılarsa… İşte yine benzer bir durum…
Ciddiye alınması gerekir mi? Evet, gerekir…
Çünkü, Batı medyası, analistleri, etkileyicileri (influencer) Türkiye’ye ilişkin kaynak bilgi ararken, ülkemizle ilgili gerçekleri yansıtan araştırma ve tablolara değil, sübjektif kanaatlerini destekleyen kanallara itibar ediyorlar. Türkiye’yi bulabildikleri en ilkel, en geri, en sefil yönleriyle anlatan filmleri ödüllere boğmaları da aynı zihniyetin bir sonucu değil mi zaten?!
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın Kamu Diplomasisi biriminin yapması gereken Reuters’tan çok daha muteber araştırma şirketleri aracılığıyla ve ‘gerçekleri’ yansıtan bir çalışmayla cevap vermek olabilir.
Bir yıl içinde elimizden 50-60 araştırma geçer… Bu araştırmaların çok önemli bir parçası da ‘bilgi kaynaklarına erişim ve güven’ skalasıdır. Bizim gördüğümüz araştırmaların hiçbiriyle uyumlu olmayan Reuters araştırmasının neden güven vermediği hususu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ifadesiyle de sabitlenmiştir.
Seçimi kaybetme gerekçelerini anlatırken ne demişti Kemal Bey: “Kırsaldakilerin büyük bir kısmı sadece TRT izliyor. TRT'nin ne olduğunu da biliyorsunuz...”
Yani Kemal Bey, ‘marka değeri’ Türkiye seçimlerini etkileyecek kadar güçlü olan bir TRT’den bahsediyor. Oysa Reuters’ın araştırmasındaki güven skalasında TRT yalnızca sekizinci sırada… İnsafınız kurusun!..
Hz. Mevlâna’nın ünlü eserinden mülhem ‘içindekinin içindeki’ni okumadan dünyaya bakmak, küresel emperyalizmin tuzağına düşmek için yeter de artar bile…
Günün sözü
“Yanlış bilgiyi uzaklaştırmanın en kesin yolu, genellikle katı gerçeği söylemektir.”
Mark Twain,
ABD’li yazar
Gözümüze takılanlar…
- 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü, ülkemizin ‘kaderini yazanın’ millî irade olduğunun dosta düşmana bir kez daha gösterildiği bir zafer günüdür. Bu vesileyle ihanet çetesine karşı direnen 252 şehidimize Allah'tan rahmet diliyor, gazilerimizi minnetle anıyorum. 15 Temmuz’u anmak için ülkemizde pek çok etkinlik düzenleniyor. İkonik yapıların aydınlatılması da bunlardan biri İGA İstanbul Havalimanı, her yıl olduğu gibi Hava Trafik Kontrol Kulesi’ni dijital olarak bayrağımızın renkleriyle ışıklandırıyormuş. 15 Temmuz Derneği’yle birlikte bir de sergiye ev sahipliği yapan İGA İstanbul Havalimanı’nın CEO’su Kadri Samsunlu “Türk milletinin, millî irade ve demokrasiye olan inancını en güçlü şekilde yansıtan o geceyi ‘unutmamanın’ ve gelecek nesillere aktararak ‘unutturmamanın’ görevimiz olduğuna inanıyoruz” demiş. Samsunlu’ya ve demokrasi zaferine dönen o gecenin manevi mirasını yeni nesillere aktarmak için çabalayan herkese şükranlarımızı sunuyoruz.
- Arabica Coffee House, İŞKUR ile birlikte eğitim almamış, meslek sahibi olmayan ev kadınlarının meslek edinmesine ve çalışabilmelerine olanak sağlayan bir projeye imza atmış. Pasta yapımı ve sunumuyla ilgili 512 saatlik İŞKUR eğitimi alan kursiyerler önünüzdeki hafta mezun olacaklarmış. Arabica Coffee House Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Elif Ülger Yalçın, yeni açılacak fabrikalarında projede başarılı olan kadınlara öncelik tanımayı hedeflediklerini söylemiş. 2014 yılından beri faaliyette olduğunu açıklayan firmanın basın bültenleri, ancak son birkaç aydır gözümüze takılıyor. Hata bizde mi yoksa firmada mı bilemedik… (Gizem Uçar, Niş)
- TEMA Vakfı iklim krizinin de etkisiyle, küçük bir kıvılcımın çok büyük orman yangınlarına dönüşebilme tehlikesine dikkat çekmiş ve orman yangınlarının %88’inin insanlardan kaynaklı olduğunu hatırlatmış (Tuğba Özer). İçişleri Bakanlığı bir genelge yayınlayarak orman yangını için risk taşıyan bölgelere girişleri yasaklamış. Bakanlık, piknik ve çoban ateşi, yıldırım, kasıt, ihmal veya dikkatsizliğin orman yangınlarının çıkış nedenleri arasında yer aldığının altını çizmiş. Görüldüğü gibi hem devlet hem de STK’lar bu konuda gereken uyarıları yapıyor, önlemleri alıyorlar. Bundan sonrası insanımızın özenine dikkatine kalıyor…