Şaşırdık mı?...
30 ocak 2024 yeni şafak
Bazıları işi hafife alıp, “Delidir ne yapsa yeridir” noktasına taşımaya çalışsalar da; “Yok o Tweet’i Trump atmadı, avukatı atmış” şeklindeki iddiaları ileri sürseler de, cin bir kere şişeden çıkmış… Sonuçları görülmeden tekrar içeri girmesi artık çok zor…
Ne demiş eski ABD Başkanı, yeni başkan adayı Trump?“Terörün ülkemize girmesini engellemek istiyorduk; ama bunu yapmak istemediğim için bu konuda konuşamıyordum. Ve ertesi gün bir şey oldu. Böylece 4 yıl boyunca ağzımı bu konuda kapalı tuttum. Ama şimdi her zaman bu konu hakkında konuşuyorum. Hiç saldırıya uğramadık. Dünya Ticaret Merkezi İkiz Kuleler’e saldırı olmadı ve başka ülkelerin de işin içinde olduğu bize gösterildi. Ve şimdi Orta Doğu’ya tekrar dâhil oluyoruz. Bakın neler oluyor. Siz de dâhil oluyorsunuz. İşte yine Orta Doğu’ya gidiyoruz. 9 trilyon dolar harcadık, bizim tarafımız da dâhil olmak üzere milyonlarca insan öldürdük…”
Hani “İt yese kudurur” türden ifade ve iddialar… ‘Günah çıkarma’, ‘itiraf’ falan değil… Son derece ciddi bir ABD emperyalizmi analizi ve eleştirisi…
Her ne kadar sansasyonel çıkışları nedeniyle mizah konusu yapılmak istense de, her ne kadar ettiği lafların akıl terazisinden birkaç kez geçirildikten sonra benimsenmesinde yarar olsa da, nereden baksanız Donald Trump, dünyaya hükmetme iddiasındaki ABD’nin Başkanlığını yapmış ve her türden istihbarat bilgisine erişim fırsatı elde etmiş bir devlet adamıdır. Kaldı ki, bir iddiaya göre, ABD’de korkunç olayın ilk yıllarında 11 Eylül saldırılarını ABD’nin kendisinin düzenlediğine inananların oranı halkta %10’lar seviyesindeyken bu oran son dönemde %70’leri aşmış bulunmaktadır…
Popülist siyaset kültürünün simgesi hâline gelmiş olan Trump, halkta yaygın olan düşünce ve ön kabullerin peşine takılmayı, onlara en vasat ifadelerle liderlik etmeyi seçim stratejisinin bir parçası olarak ele alırken, okları ‘olağan şüpheliler’ sıfatları nedeniyle ABD istihbarat servislerine yöneltmekten geri durmamaktadır…
Peki, 120 ülkedeki askerî faaliyetlerinin yanı sıra tüm dünyada CIA faaliyetleri yürüten ABD’nin bu tür numaralar yapmasına şaşırır mıydık? Tabii ki hayır…
Günün sözü
Gerçeklerin er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır”
Prof. Dr. Erdal İnönü
Gözümüze takılanlar…
Önce “Allah Allah ne ilgisi var” dedim… Türk Eğitim Vakfı (TEV) sanatçı Ferdi Özbeğen’i, vefat yıl dönümünde, kendisiyle özdeşleşen beyaz piyanosunun başındaki görüntüleriyle anmış (Seher Elaldı). Zarif bir davranış elbette ama kurumların ‘varoluş nedenini’ desteklemeyen iletişim aksiyonlarına imza atması, algılamada ve itibarda bir etkisi olmayacağı için desteklenemez, diye düşünüyordum. Durum sonra açıklığa kavuştu. Ferdi Özbeğen, vefatından önce tüm mal varlığını ve ünlü beyaz piyanosunu eğitime destek için bağışlamış. “Özbeğen, Vakfımıza yaptığı bağışla bugüne kadar yüzlerce öğrencinin hayatına dokundu” diyen TEV Genel Müdürü Banu Taşkın, sanatçının beyaz piyanosunun Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi TEV Nevin-Mehmet Bilginer Kültür ve Sanat Merkezi’nde gençlere ilham olduğunu da belirtmiş.
Nesquick, CGI (Computer-generated imagery) teknolojisiyle İstiklal Caddesi’ne konumlandırdığı maskotu Quicky ve yarış tag’i ile hazırladığı iletişim kampanyasının filmini sosyal medya hesabından yayınlamış (Büşra Karbal, Good Works). Sinemadan TV’ye pek çok alanda uzun süredir kullanılan CGI, bilgisayar teknolojisi kullanılarak üretilen görsel efektleri veya dijital görüntüleri ifade ediyor. Daha önce Adidas’ın İstanbul’da yüzen dev futbol topuyla, Sephora’nın boğaz köprüsünden geçen alışveriş torbalarıyla ya da Rexona Türkiye, Maybelline New York, L’Oréal Paris, Derby, Axe, Tatil Sepeti gibi pek çok markanın kullandığı bu tür reklamların ilginç olduğu bir gerçek. Keşke ne kadar etkili olduklarını belirleyecek de bir araştırma olsa…
The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri’nin bu yıl 10.’su düzenlenmiş. Akademetre Research and Strategic Planning’in hayata geçirdiği “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü” araştırmasının sonuçlarına göre bir yıl öncesine oranla sektörlerinde itibar algılarını en çok artıran markalar alfabetik olarak şöyle sıralanmışılar: Abdi İbrahim, adL, Altınyıldız Classics, Anadolu Hayat Emeklilik, Arby’s, Arçelik, Bankkart, Baydöner, Bilfen Okulları, Bioblas, Bosch, Civil, Daikin Türkiye, Dap Yapı, Doğtaş, Enerjisa, Esas Holding, Exxen, Fiat, Greyder, Honda, İstanbul Havalimanı, Kahve Dünyası, Kale Alarm, Kamil Koç, Karaca, Koç Üniversitesi, Koçak, Kuveyt Türk Katılım Bankası, Lego, Lenovo Türkiye, Lipton Türkiye, Mahmood Cofee, Mavi, MediaMarkt Türkiye, Medipol Sağlık Grubu, Migros Money Kart, Migros Türkiye, Netlog Lojistik, Opet, Orzax, Özdilek, Petlas, Peugeot Türkiye, Peyman, Pınar, Pürsu, Rent Go, Sahibinden, Saray, Sleepy, Sompo Sigorta, Sprite, Şok, Tatil Sepeti, Trendyol, Turkcell Superonline, Türk Hava Yolları, Versuni Ev Aletleri-Philips, Vestel, Vodafone Türkiye, Watsons Türkiye, Yapı Kredi, Yayla, Yumoş, Yurtiçi Kargo, Yves Rocher Türkiye. Pazarlama iletişimi konusunda köklü geçmişe ve geniş bir etki alanına sahip Marketing Türkiye, bu önemli çalışmayı istikrarla sürdürüyor… Sadece ödül ve kategori sayılarını belki biraz daha azaltabilirler… Ödülün itibarını daha da artırmak adına…
Ne demiş eski ABD Başkanı, yeni başkan adayı Trump?“Terörün ülkemize girmesini engellemek istiyorduk; ama bunu yapmak istemediğim için bu konuda konuşamıyordum. Ve ertesi gün bir şey oldu. Böylece 4 yıl boyunca ağzımı bu konuda kapalı tuttum. Ama şimdi her zaman bu konu hakkında konuşuyorum. Hiç saldırıya uğramadık. Dünya Ticaret Merkezi İkiz Kuleler’e saldırı olmadı ve başka ülkelerin de işin içinde olduğu bize gösterildi. Ve şimdi Orta Doğu’ya tekrar dâhil oluyoruz. Bakın neler oluyor. Siz de dâhil oluyorsunuz. İşte yine Orta Doğu’ya gidiyoruz. 9 trilyon dolar harcadık, bizim tarafımız da dâhil olmak üzere milyonlarca insan öldürdük…”
Hani “İt yese kudurur” türden ifade ve iddialar… ‘Günah çıkarma’, ‘itiraf’ falan değil… Son derece ciddi bir ABD emperyalizmi analizi ve eleştirisi…
Her ne kadar sansasyonel çıkışları nedeniyle mizah konusu yapılmak istense de, her ne kadar ettiği lafların akıl terazisinden birkaç kez geçirildikten sonra benimsenmesinde yarar olsa da, nereden baksanız Donald Trump, dünyaya hükmetme iddiasındaki ABD’nin Başkanlığını yapmış ve her türden istihbarat bilgisine erişim fırsatı elde etmiş bir devlet adamıdır. Kaldı ki, bir iddiaya göre, ABD’de korkunç olayın ilk yıllarında 11 Eylül saldırılarını ABD’nin kendisinin düzenlediğine inananların oranı halkta %10’lar seviyesindeyken bu oran son dönemde %70’leri aşmış bulunmaktadır…
Popülist siyaset kültürünün simgesi hâline gelmiş olan Trump, halkta yaygın olan düşünce ve ön kabullerin peşine takılmayı, onlara en vasat ifadelerle liderlik etmeyi seçim stratejisinin bir parçası olarak ele alırken, okları ‘olağan şüpheliler’ sıfatları nedeniyle ABD istihbarat servislerine yöneltmekten geri durmamaktadır…
Peki, 120 ülkedeki askerî faaliyetlerinin yanı sıra tüm dünyada CIA faaliyetleri yürüten ABD’nin bu tür numaralar yapmasına şaşırır mıydık? Tabii ki hayır…
Günün sözü
Gerçeklerin er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır”
Prof. Dr. Erdal İnönü
Gözümüze takılanlar…
Önce “Allah Allah ne ilgisi var” dedim… Türk Eğitim Vakfı (TEV) sanatçı Ferdi Özbeğen’i, vefat yıl dönümünde, kendisiyle özdeşleşen beyaz piyanosunun başındaki görüntüleriyle anmış (Seher Elaldı). Zarif bir davranış elbette ama kurumların ‘varoluş nedenini’ desteklemeyen iletişim aksiyonlarına imza atması, algılamada ve itibarda bir etkisi olmayacağı için desteklenemez, diye düşünüyordum. Durum sonra açıklığa kavuştu. Ferdi Özbeğen, vefatından önce tüm mal varlığını ve ünlü beyaz piyanosunu eğitime destek için bağışlamış. “Özbeğen, Vakfımıza yaptığı bağışla bugüne kadar yüzlerce öğrencinin hayatına dokundu” diyen TEV Genel Müdürü Banu Taşkın, sanatçının beyaz piyanosunun Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi TEV Nevin-Mehmet Bilginer Kültür ve Sanat Merkezi’nde gençlere ilham olduğunu da belirtmiş.
Nesquick, CGI (Computer-generated imagery) teknolojisiyle İstiklal Caddesi’ne konumlandırdığı maskotu Quicky ve yarış tag’i ile hazırladığı iletişim kampanyasının filmini sosyal medya hesabından yayınlamış (Büşra Karbal, Good Works). Sinemadan TV’ye pek çok alanda uzun süredir kullanılan CGI, bilgisayar teknolojisi kullanılarak üretilen görsel efektleri veya dijital görüntüleri ifade ediyor. Daha önce Adidas’ın İstanbul’da yüzen dev futbol topuyla, Sephora’nın boğaz köprüsünden geçen alışveriş torbalarıyla ya da Rexona Türkiye, Maybelline New York, L’Oréal Paris, Derby, Axe, Tatil Sepeti gibi pek çok markanın kullandığı bu tür reklamların ilginç olduğu bir gerçek. Keşke ne kadar etkili olduklarını belirleyecek de bir araştırma olsa…
The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri’nin bu yıl 10.’su düzenlenmiş. Akademetre Research and Strategic Planning’in hayata geçirdiği “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü” araştırmasının sonuçlarına göre bir yıl öncesine oranla sektörlerinde itibar algılarını en çok artıran markalar alfabetik olarak şöyle sıralanmışılar: Abdi İbrahim, adL, Altınyıldız Classics, Anadolu Hayat Emeklilik, Arby’s, Arçelik, Bankkart, Baydöner, Bilfen Okulları, Bioblas, Bosch, Civil, Daikin Türkiye, Dap Yapı, Doğtaş, Enerjisa, Esas Holding, Exxen, Fiat, Greyder, Honda, İstanbul Havalimanı, Kahve Dünyası, Kale Alarm, Kamil Koç, Karaca, Koç Üniversitesi, Koçak, Kuveyt Türk Katılım Bankası, Lego, Lenovo Türkiye, Lipton Türkiye, Mahmood Cofee, Mavi, MediaMarkt Türkiye, Medipol Sağlık Grubu, Migros Money Kart, Migros Türkiye, Netlog Lojistik, Opet, Orzax, Özdilek, Petlas, Peugeot Türkiye, Peyman, Pınar, Pürsu, Rent Go, Sahibinden, Saray, Sleepy, Sompo Sigorta, Sprite, Şok, Tatil Sepeti, Trendyol, Turkcell Superonline, Türk Hava Yolları, Versuni Ev Aletleri-Philips, Vestel, Vodafone Türkiye, Watsons Türkiye, Yapı Kredi, Yayla, Yumoş, Yurtiçi Kargo, Yves Rocher Türkiye. Pazarlama iletişimi konusunda köklü geçmişe ve geniş bir etki alanına sahip Marketing Türkiye, bu önemli çalışmayı istikrarla sürdürüyor… Sadece ödül ve kategori sayılarını belki biraz daha azaltabilirler… Ödülün itibarını daha da artırmak adına…