Ali Saydam
  • TV Programları
  • Basından
  • Hayatımı Zenginleştirenler
  • Yazılarım
    • Yeni Şafak Gazetesi
    • Marketing Türkiye
    • Z Raporu / Derin Ekonomi
    • TIMREPORT
    • Sabah Gazetesi
    • Akşam Gazetesi
    • Akşam Kitap Eki
    • Diğer
  • Kitaplarım
    • Algılama Yönetimi
    • Eş ve Müşteri Nasıl Kaybedilir?
    • İktidar Yalnızlıktır
    • Vazgeçmek Özgürlüktür
    • Perception Management
    • How to Lose Wives and Clients
    • Wahrnehmungs Management
  • Biyografi
  • Galeri
    • Video Galeri
  • İletişim

Şüyu ihmale gelmez

25 Aralık 2021 - Yeni Şafak 
​

​Şüyuu vukuundan beter hâller vardır… Yani, dedikodusunun, olayın gerçekleşmesinden daha kötü olduğu durumlar…
İletişim alanının en belalı meselelerinden biridir… Tabii siyasetin de… Çünkü, ortalığı bulandırmak isteyenler için tam da aradıkları iklimi sunar.
Ortaya bir plan, proje konulmuş, belki başlanmış, hatta belli bir olgunluğa da gelmiştir; ancak henüz tamamlanmamıştır. Hele ki “Su, deniz seviyesinde (1 atmosfer basınçta) 100°C’de kaynar” gibi sabit bir gerçekten de bahsedilmiyorsa, kötülük erbabına gün doğar… En ufak belirsizliği bile aleyhte kullanmak için büyütür, yalanlarla, iftiralarla köpürtür… İşin olacağına, olumlu sonuçlanacağına dair toplumdaki güveni yıkar… Hatta yapılamaz hâle bile getirir…
Bunlardan çok gördük… İnsanların canını kurtarmak için uğraşılan pandemi sürecinde bile ne yalanlar dolaştı ortalıkta…
Neyse ki ne Cumhurbaşkanı ne Bakanlar ne de hükûmetin diğer üyeleri bunlara prim vermedi de korkulan olmadı…
Lenin’e atfedilen bir söz vardır: “Algılar gerçektir. Çünkü insanlar ona inanır”… Bunun örneklerine hayatınızda çok sık rastlamışsınızdır. Bir sohbet ya da tartışma sırasında arkadaşınıza döner, sorarsınız: “Nereden biliyorsun?”… O da cevaplar: “Televizyonda söylediler”…
Bunun yerini şimdi sosyal medya ve Whatsapp grupları aldı… Sorsak, kimse bu araçlara güvenmez; ama kendi düşüncesini destekleyen bir yorum, post, video gördüğünde, arkasında olabilecek ‘dev prodüksiyonu’ da pek sorgulamaz…
Gerisini biliyorsunuz zaten… Kişilerin itibarlarının iftiralarla yerle bir edilmesi… Çamur at izi kalsın yöntemiyle kurumlara duyulan güvenin sarsılması… Kafaların karıştırılmasıyla her türlü icraatın, projenin, yatırımın yıpratılması…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın dünyaya örnek olan, açıldıktan sonra ulaşıma, istihdama, eğitime, ticarete hem de uluslararası manada aracılık eden, toplumun hayatına konfor katan her bir projesiyle de böyle uğraşmadılar mı?!.. Şimdi Marmaray baş tacı… İstanbul Havalimanı 110 milyondan fazla yolcu ağırlamış… “Geçiş/Yolcu garantisi” diye tepindikleri Kamu-Özel Sektör iş birliği (KÖİ) ile inşa edilen Yap-İşlet-Devret projelerindeki ‘gelir-gider dengesi’ 2024 yılında baş başa noktaya gelecek. 2025 yılından itibaren KÖİ Modeli ile yapılan projelerle, hazineye nakit akışı sağlanmaya başlanacak.
Böyle daha yüzlerce proje var karalanan… Adeta yapılmaması için uğraşılan… Peki, buna karşılık ne yapılıyor?
İşi iletişim boyutuyla ele aldığımızda, tezvirat için son derece bereketli olan süreci kullanarak ‘kara propaganda’ya alet edenlere karşı, hükûmetin yeni bir üslup geliştirdiğini görüyoruz. Yakın zamana kadar ‘vuku’ üzerinden iletişim yaparak, işin ‘şüyu’ kısmının da doğal olarak çözüleceği ile ilgili bir yaklaşım söz konusuydu… Şimdilerde ise bu alanında da ‘boş bırakılmaması’ için yoğun çalışmalar var…
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bu konuda ciddi faaliyetler yürütüyor. Bugün ve yarın düzenleyecekleri etkinlikler yalnızca iki tanesi… Bugün, ‘Sosyal Ağ Haritası’ oluşturmak üzere yapılan araştırmanın sonuçlarını bir lansman toplantısı ile açıklayacaklar. Bu projeyle, Türkiye’deki internet ve sosyal ağ kullanımına ilişkin verinin düzenli olarak paylaşılması planlanıyormuş… Yarın ise ‘Ulusal Stratejik İletişim Politikası Belgesi’ için çalıştay düzenliyorlar…
Bundan böyle sadece vuku değil, şüyu ile ilgili alanın da kapsamlı biçimde ele alınmasını heyecanla karşılıyoruz. Yolları açık olsun…
 
 
www.alisaydam.com - 2014