812 milyon dolar, ama…
02 Aralık 2021 - Yeni Şafak
Bu defa ne bulacaklar merak içindeyiz?... Yatırım, proje, gelişme, hizmet… Artık aklınıza ne gelirse, Türkiye için büyük faydalar içeren, olumlu sonuçlar ortaya koyan her durumdan sonra bir “ama” duymaya alıştık çünkü…
Türkiye en hızlı büyüyen ikinci ülke oldu… “Ama, o büyüme halka yansımıyor…”
İşsizlik az da olsa düştü… “Ama, mevsim etkisi bu; ayrıca TÜİK de yalan söylüyor…”
İhracat rekor kırıyor… “Ama, ithalat bağımlılığı devam ediyor. İhracatın içinde hâlâ çok yüklü miktarda ithal ham madde ve teknoloji var…”
Sanayi üretim endeksi yükseliyor… “Ama, bu daha çok inşaat gibi sektörlerden kaynaklı…”
Türkiye’de yatırım hız kaybetmeden devam ediyor. “Ama, kamu bankaları yandaş şirketleri fonluyor…”
Yani, Türkiye ile ilgili ne zaman olumlu bir şey söyleseniz peşine bir ‘ama’ takıp yalanla, dolanla ortalığı karıştırmaya çalışıyorlar.
Önceki gün bir basın toplantısına katıldım. Kalyon Enerji, Kalyon Karapınar Güneş Enerji Santrali için 12 yıl vadeli toplam 812 milyon dolarlık finansman anlaşması imzaladı.
Kalyon Karapınar Güneş Enerji Santrali, temiz enerji üretimi için devasa bir yatırım. Türkiye’nin yerli teknolojiyle hayata geçirilmiş ilk, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise sayılı büyük enerji santrallerinden… 550 MW’ı işletmeye alınmış durumda. Santral, 1350 MW panel kurulu gücü ile tam kapasiteye ulaşacak… O zaman da 1,5 milyon tonun üzerinde karbon emisyonunun önüne geçecek. 2 milyon kişinin elektrik tüketimini karşılayacak.
812 milyon dolar konusuna geri dönelim… Ülkemiz için çok ciddi miktarda sıcak para girişi anlamına gelen bu finansmanı kimler mi sağlıyor?
İngiliz İhracat Kredi Ajansı UK Export Finance (UKEF), J.P. Morgan Chase Bank, Denizbank, Garanti BBVA, Türkiye İş Bankası, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ve Türkiye Vakıflar Bankası…
Görüldüğü gibi yabancı yatırımcıların ülkemize ‘güven’ konusunda bir sorunu yok… Yatırımcılar yalnızca kamu bankalarından da oluşmuyor… Yani, “Ama, bunlara sadece kamu bankaları kredi verir… Kamu bankalarından aldıkları kredilerle zengin oldular” yalanı da tutmayacak… Hay Allah! Aradıkları ‘ama’yı, bir türlü bulamayacaklar galiba…
Son derece heyecan verici bir toplantıydı… Birleşik Krallık Başkonsolosu Kenan Poleo da oradaydı… Çok da sempatik bir konuşma yaptı… Poleo’un anneannesi Türkmüş… “Türkçem anneannemin mutfakta anlattıklarıyla gelişti” dedi…
Kurumlar da en üst düzeyde temsilcileriyle oradaydılar… Alfabetik sırayla, Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ TSKB CEO’SU Ece Börü, J.P. Morgan Chase Bank Genel Müdür Yardımcısı Kaan Zaimoğlu, Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Öztop, Türkiye Vakıflar Bankası Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih ve Birleşik Krallık İhracat Finansman Kuruluşu UKEF Grup Başkanı Gordon Welsh…
Bütün bankalar, yeni dönem bankacılığın temel hedefinin sürdürülebilirlik olduğunu, o nedenle yenilenebilir enerji alanındaki bu yatırımı çok önemsediklerini ve bundan sonra da bu yolda desteklerini sürdüreceklerini söylediler.
Özellikle de Kalyon Holding’e ve Türkiye’ye duydukları güveni dile getirdiler…
Hadi şimdi buna da bir ‘ama’ bulun…
Türkiye en hızlı büyüyen ikinci ülke oldu… “Ama, o büyüme halka yansımıyor…”
İşsizlik az da olsa düştü… “Ama, mevsim etkisi bu; ayrıca TÜİK de yalan söylüyor…”
İhracat rekor kırıyor… “Ama, ithalat bağımlılığı devam ediyor. İhracatın içinde hâlâ çok yüklü miktarda ithal ham madde ve teknoloji var…”
Sanayi üretim endeksi yükseliyor… “Ama, bu daha çok inşaat gibi sektörlerden kaynaklı…”
Türkiye’de yatırım hız kaybetmeden devam ediyor. “Ama, kamu bankaları yandaş şirketleri fonluyor…”
Yani, Türkiye ile ilgili ne zaman olumlu bir şey söyleseniz peşine bir ‘ama’ takıp yalanla, dolanla ortalığı karıştırmaya çalışıyorlar.
Önceki gün bir basın toplantısına katıldım. Kalyon Enerji, Kalyon Karapınar Güneş Enerji Santrali için 12 yıl vadeli toplam 812 milyon dolarlık finansman anlaşması imzaladı.
Kalyon Karapınar Güneş Enerji Santrali, temiz enerji üretimi için devasa bir yatırım. Türkiye’nin yerli teknolojiyle hayata geçirilmiş ilk, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise sayılı büyük enerji santrallerinden… 550 MW’ı işletmeye alınmış durumda. Santral, 1350 MW panel kurulu gücü ile tam kapasiteye ulaşacak… O zaman da 1,5 milyon tonun üzerinde karbon emisyonunun önüne geçecek. 2 milyon kişinin elektrik tüketimini karşılayacak.
812 milyon dolar konusuna geri dönelim… Ülkemiz için çok ciddi miktarda sıcak para girişi anlamına gelen bu finansmanı kimler mi sağlıyor?
İngiliz İhracat Kredi Ajansı UK Export Finance (UKEF), J.P. Morgan Chase Bank, Denizbank, Garanti BBVA, Türkiye İş Bankası, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ve Türkiye Vakıflar Bankası…
Görüldüğü gibi yabancı yatırımcıların ülkemize ‘güven’ konusunda bir sorunu yok… Yatırımcılar yalnızca kamu bankalarından da oluşmuyor… Yani, “Ama, bunlara sadece kamu bankaları kredi verir… Kamu bankalarından aldıkları kredilerle zengin oldular” yalanı da tutmayacak… Hay Allah! Aradıkları ‘ama’yı, bir türlü bulamayacaklar galiba…
Son derece heyecan verici bir toplantıydı… Birleşik Krallık Başkonsolosu Kenan Poleo da oradaydı… Çok da sempatik bir konuşma yaptı… Poleo’un anneannesi Türkmüş… “Türkçem anneannemin mutfakta anlattıklarıyla gelişti” dedi…
Kurumlar da en üst düzeyde temsilcileriyle oradaydılar… Alfabetik sırayla, Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ TSKB CEO’SU Ece Börü, J.P. Morgan Chase Bank Genel Müdür Yardımcısı Kaan Zaimoğlu, Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Öztop, Türkiye Vakıflar Bankası Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih ve Birleşik Krallık İhracat Finansman Kuruluşu UKEF Grup Başkanı Gordon Welsh…
Bütün bankalar, yeni dönem bankacılığın temel hedefinin sürdürülebilirlik olduğunu, o nedenle yenilenebilir enerji alanındaki bu yatırımı çok önemsediklerini ve bundan sonra da bu yolda desteklerini sürdüreceklerini söylediler.
Özellikle de Kalyon Holding’e ve Türkiye’ye duydukları güveni dile getirdiler…
Hadi şimdi buna da bir ‘ama’ bulun…