ABD, bundan iyisini bulamaz
13 ocak 2022 - Yeni Şafak
Zaten biliyorduk… Yeni bir şey değil…
Fakat Sayın Cumhurbaşkanı’nın dünkü grup konuşmasında gösterdiği videoları izledikten sonra Türkiye’nin gelecek tasarımıyla ilgili duyduğumuz endişe misliyle arttı…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve yönetimde yer alan yakın arkadaşlarının zaman içinde ortaya koydukları görüşler birleşince tablo bir garip oluyor…
1995 yılında, eski CIA Direktörü ile yapılan bir röportajda sorulmuştu: “Sayın Direktör, Sovyetler Birliği döneminde bu ülkede 5 binden fazla CIA ajanı olduğu söyleniyor. Soğuk Savaş bittiğine göre bu ajanları ne yapacaksınız?”
Adamın verdiği cevap çok açıktı: “Büyük çoğunluğunu Türkiye’ye kaydıracağız. Türkiye önümüzdeki 20 yıl içinde çok büyük olaylara gebe…”
O günlerde bu söyleşinin tamamı tercüme edilerek Milliyet gazetesinde yayınlanmıştı…
2018 yılında dönemin CIA Direktörü Gina Haspel ise ‘teşkilatın’ yeni stratejisini; ABD’ye rakip ulus devletlere karşı casusluk faaliyetlerine odaklanmak olarak açıklamıştı. Özellikle Arapça, Çince, Farsça ve Türkçe konuşan ajanlar çalıştıracaklarını da belirtmişti…
Bu sözlerin boşa edilmediği yıllar içinde görüldü…
Şimdi bakın, “Türkiye’nin dış politikasını 180 derece değiştireceğiz”, “S400’leri depolara kaldıracağız, Amerika ile ilişkileri düzelteceğiz”, “Türkiye’de can ve mal güvenliği yok” diyerek Amerikan tezlerini Türkiye’de içinden savunanlar başka neler demişler?
Kemal Kılıçdaroğlu: “HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz. Parlamentoda olması çok önemli.”
“Haksız yere içerde tutulan Demirtaş ve Kavala var […] Benim vicdanım kabul etmiyor, onların zaten hapiste tutulmaları yanlış.”
“Selahattin Bey her seferinde beraat ediyor, her seferinde yeni bir dosyadan yeniden tutuklanıyor. Sanıyorlar ki; bunlar ‘Biz ettik, siz etmeyin’ diyecekler. Niye desinler yahu?! Bunlar suçlu değil ki!”
“Bu tür iddiaları Selahattin Demirtaş alacak, göğsüne şeref madalyası olarak takacaktır.”
YPG için “Yani onlar bize mi saldıracaklar?! Hayır efendim.”
“Biz YPG’yi terör örgütü olarak görmeyiz…”
“Biz orada niye duruyoruz. PKK var mı; PKK da yok, niye orada duruyoruz?”
Kurmaylarının sözlerini de yabana atmamak lazım:
Özgür Özel: “Herkes biliyor ki Kandil’de PKK unsurları kalmamıştır.”
Gürsel Tekin: HDP’li milletvekilleri için “Yasamada [Meclis’te] Başkan Vekilliği yapan bir insan niye Bakanlık yapmasın yani?..”
Dursun Çiçek: “İkinci tur için bir iki bakanlık vaat edilebilir.”
Erdal Aksünger: “PYD konusunda ilk günden beri söylüyorum, görüşülmesi gerekiyordu. …Benim gözümde terör örgütü değil.”
Muharrem Erkek: “Bizim sınırımızda başkası olacağına PYD olsun. Bizim için hiçbir sakıncası yok.”
“Siz HDP ile bir oldunuz” diyen vatandaşa İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in cevabı:
“Evet.”
İfadeler açık, sahipleri belli… Amerika binlerce silah vererek YPG ve PYD’yi desteklerken CHP üst yönetimi de YPG, PYD ve PKK’nın siyasi uzantısı HDP’den desteğini esirgemiyor…
Genel seçimlerde rüzgârın onlardan yana estiği bir yer var; o da ekonomi… Sayın Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği üzere yaz aylarında, bu konudaki makro göstergeler mikroya da yansıdığı anda tutunacak hiçbir dalları kalmayacak.
Millî irade de onlara gereken cevabı verecek…
Fakat Sayın Cumhurbaşkanı’nın dünkü grup konuşmasında gösterdiği videoları izledikten sonra Türkiye’nin gelecek tasarımıyla ilgili duyduğumuz endişe misliyle arttı…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve yönetimde yer alan yakın arkadaşlarının zaman içinde ortaya koydukları görüşler birleşince tablo bir garip oluyor…
1995 yılında, eski CIA Direktörü ile yapılan bir röportajda sorulmuştu: “Sayın Direktör, Sovyetler Birliği döneminde bu ülkede 5 binden fazla CIA ajanı olduğu söyleniyor. Soğuk Savaş bittiğine göre bu ajanları ne yapacaksınız?”
Adamın verdiği cevap çok açıktı: “Büyük çoğunluğunu Türkiye’ye kaydıracağız. Türkiye önümüzdeki 20 yıl içinde çok büyük olaylara gebe…”
O günlerde bu söyleşinin tamamı tercüme edilerek Milliyet gazetesinde yayınlanmıştı…
2018 yılında dönemin CIA Direktörü Gina Haspel ise ‘teşkilatın’ yeni stratejisini; ABD’ye rakip ulus devletlere karşı casusluk faaliyetlerine odaklanmak olarak açıklamıştı. Özellikle Arapça, Çince, Farsça ve Türkçe konuşan ajanlar çalıştıracaklarını da belirtmişti…
Bu sözlerin boşa edilmediği yıllar içinde görüldü…
Şimdi bakın, “Türkiye’nin dış politikasını 180 derece değiştireceğiz”, “S400’leri depolara kaldıracağız, Amerika ile ilişkileri düzelteceğiz”, “Türkiye’de can ve mal güvenliği yok” diyerek Amerikan tezlerini Türkiye’de içinden savunanlar başka neler demişler?
Kemal Kılıçdaroğlu: “HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz. Parlamentoda olması çok önemli.”
“Haksız yere içerde tutulan Demirtaş ve Kavala var […] Benim vicdanım kabul etmiyor, onların zaten hapiste tutulmaları yanlış.”
“Selahattin Bey her seferinde beraat ediyor, her seferinde yeni bir dosyadan yeniden tutuklanıyor. Sanıyorlar ki; bunlar ‘Biz ettik, siz etmeyin’ diyecekler. Niye desinler yahu?! Bunlar suçlu değil ki!”
“Bu tür iddiaları Selahattin Demirtaş alacak, göğsüne şeref madalyası olarak takacaktır.”
YPG için “Yani onlar bize mi saldıracaklar?! Hayır efendim.”
“Biz YPG’yi terör örgütü olarak görmeyiz…”
“Biz orada niye duruyoruz. PKK var mı; PKK da yok, niye orada duruyoruz?”
Kurmaylarının sözlerini de yabana atmamak lazım:
Özgür Özel: “Herkes biliyor ki Kandil’de PKK unsurları kalmamıştır.”
Gürsel Tekin: HDP’li milletvekilleri için “Yasamada [Meclis’te] Başkan Vekilliği yapan bir insan niye Bakanlık yapmasın yani?..”
Dursun Çiçek: “İkinci tur için bir iki bakanlık vaat edilebilir.”
Erdal Aksünger: “PYD konusunda ilk günden beri söylüyorum, görüşülmesi gerekiyordu. …Benim gözümde terör örgütü değil.”
Muharrem Erkek: “Bizim sınırımızda başkası olacağına PYD olsun. Bizim için hiçbir sakıncası yok.”
“Siz HDP ile bir oldunuz” diyen vatandaşa İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in cevabı:
“Evet.”
İfadeler açık, sahipleri belli… Amerika binlerce silah vererek YPG ve PYD’yi desteklerken CHP üst yönetimi de YPG, PYD ve PKK’nın siyasi uzantısı HDP’den desteğini esirgemiyor…
Genel seçimlerde rüzgârın onlardan yana estiği bir yer var; o da ekonomi… Sayın Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği üzere yaz aylarında, bu konudaki makro göstergeler mikroya da yansıdığı anda tutunacak hiçbir dalları kalmayacak.
Millî irade de onlara gereken cevabı verecek…