ABD de Kurtlar Vadisi’ne karşı
09 MART 2007
ABD Dışişleri Bakanlığı 2006 yılı İnsan Hakları Raporu’nu açıklamış... (Herhalde Irak’a özel bölüm ayırmıştır). Bu arada medeni ABD (bkz. Kızılderililere, zencilere, dünyanın dört bir yanındaki mazlum halklara yapılan mezalim) barbar Türklere (!) de ders veriyormuş...
Raporun Türkiye bölümünde tahmin edebileceğiniz gibi yok yok... Yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü konularında sınırlamalar; Gayrımüslümlerin ve Alevîlerin özgürlüklerine karşı saygısızlık... Yahudi ve İsrail karşıtı ‘endişe verici’ yayınlar...
Bu yayınlara örnek olarak ne gösteriliyormuş biliyor musunuz? Kurtlar Vadisi...
Kurtlar Vadisi’nin Türkiye’de yayınlanmasına karşı olan yaklaşık %5’lik azınlık içinde değil, yayınlanmasını destekleyen %95’lik aklı selim ve vicdan sahibi insan arasından olmamdan dolayı da sevinmiştim. Ancak şu ABD ile aynı cephede olmamaktan, çok daha büyük esenlik duydum doğrusu... Bu arada bu rapor tüm ‘ecnebi’ Türkleri mutlu etmiştir herhalde. Hayırlı, uğurlu olsun!..
Bir ihtimal daha yok!
Absürd (dilimize ‘saçma’ ya da ‘uyumsuz’ olarak girmiş) edebiyat ve sanatta çok sık başvurulan üslup araçlarından biridir. İyi ve yerinde kullanılırsa mükemmel bir etki yaratır; tersi durumlarda gerçekten saçmalığın bataklığına yollayabilir insanı... Örneğin Avrupa Yakası’nda mebzul miktarda başarıyla kullanılır ya da Peter Sellers’ın tüm filmlerinde. Yani daha çok komedilerde. “Bir ihtimal daha var” da öyle bir komedi işte. Son derece duygusal, ‘çocuksu saflık’ (naif) yanı hayli baskın, usta oyuncularla bezenmiş, müzikleri harika, mesajları sağlam ve de son derece aktüel bir film...
Eğer o ‘absürd’ arka plan olmasa, o ulusalcı mesajlar ‘başöğretmen düsturu’ hissi veren kakavan didaktik muhabbetten öteye gitmeyecekmiş...
Şu sıra peş peşe ne kadar iyi Türk filmi var ortalıkta. Bir ihtimal daha var, sadece bir Hülya Avşar, Savaş Dinçel, Müjdat Gezen, Osman Yağmurdereli, Mustafa Alabora, Volkan Severcan filmi değil. Müzisyenlere yardımcı olan Morris, Alabora’nın eşi, polis memurları ve aklınıza gelebilecek pek çok yan roldeki usta oyuncusuyla (gazete bayii rolündeki Hıncal Uluç dahil) keyifle izlenebilecek duygusal bir güldürü. Savaş Dinçel gibi oyunculuğunu her zaman övdüğüm Avşar’ın söylediği bestesi ve güftesi Teoman Alpay’a ait “Ayrılmalıyız Artık” adlı şarkıyı dinlemek için bile filme gitmeye değer... Bu filmi kaçırırsanız, klasik Türk (Osmanlı) kültürü ile köksüz popüler kültürün çatışmasını bu kadar yürekten hicveden (bkz. M. Ali Alabora’nın oynadığı kısacık ancak muhteşem sahneler) bir başka filme kısa zamanda rastlama ihtimaliniz yok bence...
Raporun Türkiye bölümünde tahmin edebileceğiniz gibi yok yok... Yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü konularında sınırlamalar; Gayrımüslümlerin ve Alevîlerin özgürlüklerine karşı saygısızlık... Yahudi ve İsrail karşıtı ‘endişe verici’ yayınlar...
Bu yayınlara örnek olarak ne gösteriliyormuş biliyor musunuz? Kurtlar Vadisi...
Kurtlar Vadisi’nin Türkiye’de yayınlanmasına karşı olan yaklaşık %5’lik azınlık içinde değil, yayınlanmasını destekleyen %95’lik aklı selim ve vicdan sahibi insan arasından olmamdan dolayı da sevinmiştim. Ancak şu ABD ile aynı cephede olmamaktan, çok daha büyük esenlik duydum doğrusu... Bu arada bu rapor tüm ‘ecnebi’ Türkleri mutlu etmiştir herhalde. Hayırlı, uğurlu olsun!..
Bir ihtimal daha yok!
Absürd (dilimize ‘saçma’ ya da ‘uyumsuz’ olarak girmiş) edebiyat ve sanatta çok sık başvurulan üslup araçlarından biridir. İyi ve yerinde kullanılırsa mükemmel bir etki yaratır; tersi durumlarda gerçekten saçmalığın bataklığına yollayabilir insanı... Örneğin Avrupa Yakası’nda mebzul miktarda başarıyla kullanılır ya da Peter Sellers’ın tüm filmlerinde. Yani daha çok komedilerde. “Bir ihtimal daha var” da öyle bir komedi işte. Son derece duygusal, ‘çocuksu saflık’ (naif) yanı hayli baskın, usta oyuncularla bezenmiş, müzikleri harika, mesajları sağlam ve de son derece aktüel bir film...
Eğer o ‘absürd’ arka plan olmasa, o ulusalcı mesajlar ‘başöğretmen düsturu’ hissi veren kakavan didaktik muhabbetten öteye gitmeyecekmiş...
Şu sıra peş peşe ne kadar iyi Türk filmi var ortalıkta. Bir ihtimal daha var, sadece bir Hülya Avşar, Savaş Dinçel, Müjdat Gezen, Osman Yağmurdereli, Mustafa Alabora, Volkan Severcan filmi değil. Müzisyenlere yardımcı olan Morris, Alabora’nın eşi, polis memurları ve aklınıza gelebilecek pek çok yan roldeki usta oyuncusuyla (gazete bayii rolündeki Hıncal Uluç dahil) keyifle izlenebilecek duygusal bir güldürü. Savaş Dinçel gibi oyunculuğunu her zaman övdüğüm Avşar’ın söylediği bestesi ve güftesi Teoman Alpay’a ait “Ayrılmalıyız Artık” adlı şarkıyı dinlemek için bile filme gitmeye değer... Bu filmi kaçırırsanız, klasik Türk (Osmanlı) kültürü ile köksüz popüler kültürün çatışmasını bu kadar yürekten hicveden (bkz. M. Ali Alabora’nın oynadığı kısacık ancak muhteşem sahneler) bir başka filme kısa zamanda rastlama ihtimaliniz yok bence...